Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/760 E. 2023/794 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/760
KARAR NO: 2023/794
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2023
ESAS NO: 2022/159
KARAR NO : 2023/150
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 03/05/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/03/2023 tarih ve 2022/159 E – 2023/150 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı taraf arasında 3 adet … tipi aracın satışı konusunda 07/10/2021 tarihli proforma fatura üzerinden 2.886.000,00-TL’ye anlaşma sağlandığını, araçlar için 636.000,00-TL peşinat ödenerek fiyatın proforma faturadaki bedel üzerinden sabitlendiğini, ayrıca her bir araç için 750.000,00’şer TL kredi kullanıldığını ve ödemelerin yapıldığını, araçların teslimi için davalı tarafın anlaşmaya aykırı olarak %6 oranında fiyat farkı talebinde bulunduğunu, bu fiyat farkının davacı tarafça kabul edilmediğini, ancak araçlar için kredi kullanıldığını, davalı tarafa ödemelerin yapıldığını ve ticari iş yapan davacını araçları kullanma ihtiyacı olması ve de davalı tarafın fiyat farkının ödenmemesi halinde aracı teslim etmeyeceğini belirtmesi üzerine ihtirazı kayıtla 173.100-TL fiyat farkının ödenmek zorunda kalındığını, davac4ını ödemek zorunda kaldığı 173.100-TL’nin iadesi gerektiğini belirterek, davanın kabulüne, proforma fatura bedeli dışında ödenmek zorunda bırakılan ve müvekkili tarafından ihtirazi kayıtla ödenen 173.100,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinden özetle; Sözleşmenin nispiliği kuralına göre kendilerinin taraf olmadığını, bu hususun Yargıtay kararlarında vurgulandığını, sözleşmenin davacı ile diğer davalı … A.Ş arasında kurulduğunu, yetkili bayiler tarafından yapılan satışlara ilişkin düzenlenen sipariş formlarında özel hükümler bulunduğunu, diğer davalının talep formunda ithalatçı firma olan … A.Ş tarafından araç veya aksesuar fiyatlarında yapılacak artış ve azalışlar ile döviz fiyatlarındaki artışların sipariş edene yansıtılacağının belirtildiğini ve bunu davacının kabul ettiğini, davacının basiretli şekilde hareket etmesi gereken tacir olduğunu ve sipariş formunda satış fiyatlarında meydana gelecek olan artışları ödemeyi de açıkça kabul ettiğini, proforma fatura toplamının 2.886.000-TL olmak üzere düzenlendiğini ve proforma faturanın özel şartların 3. Maddesinde ”teklifimiz, stoklarımızda araç bulunduğu süre içerisinde 11/10/2021 tarihine kadar geçerlidir” ve 5. Maddesinde KDV ve ÖTV de oluşabilecek değişiklikler aynen yansıtılır” ifadesinin yer aldığın, taraflar arasındaki sözleşmede satış sözleşmesinin tam olarak ve sadece 636.000-TL üzerinden bağlandığında ilişkin delil olmadığını, davacının kendi lehine yorumlama çabası içine girdiğini ve hatalı değerlendirme yaptığını belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinden özetle; Davacının ileri sürdüğü fiyat farkına ilişkin herhangi bir düzenleme veya anlaşma olmadığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını, davacının kaşe ve imzasının bulunduğu 24/05/2021 tarihli Kamyon-çekici sipariş/talep formunun 5. Maddesinde teslimata kadar devletçe alınan ÖTV, KDV, Gümrük Vergi ve ihtalde alınan fonlarda artış veya azalış yapıldığı veya yeni vergi, fon veya başka bir resmi ödeme oluştuğu takdirde oluşacak fark fiyatlara yansıtılacaktır ayrıca ithalatçı firma olan … A.Ş tarafından araç veya aksesuar fiyatlarında yapılabilecek olan artış veya azılışlar ile döviz fiyatlarındaki artışlar sipariş edene yansıtılacaktır. Sipariş eden, her türlü fiyat değişikliklerini sipariş aşamasında kabul ve beyan eder ibareleri bulunduğunu, proforma faturanın özel şartlar başlıklı 1,3,5. Maddeleri dikkate alındığında davacı iddia ve taleplerinin gerçeklikten uzak olduğunun anlaşılacağını, proforma faturanın 11/10/2021 tarihine kadar ödemediğini, 27/10/2021 tarihinde kampanyalı şeklide kredi çekileceğini bildirmesi üzerine yeniden ve yenilenen fiyata göre proforma fatura düzenlenerek davacıya iletildiğini, bu proformada da belirtilen fiyatların proforma fatura bedeli üzerinden hak iddiasında bulunduğunu, davacının yapmış olduğu 636.000-TL peşinat ödemesinin fiyatın sabitlenmesi anlamına gelmediğini belirterek açılan işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce tarafların 2021 yılına ilişkin ticari defter kayıtları incelenmiş, davalının davacıya düzenlemiş olduğu 3 adet taşıt faturasının tarafların ticari kayıtlarında yer aldığı ve toplam bedelinin 3.058.907,97-TL olduğu, söz konusu bedelin davacı tarafça davalıya ödendiği, ancak sözleşme teklif tarihinin 11/10/2021 olduğu, sözleşmede stoklarda araç bulunduğu süre içinde teklifin 11/10/2021 tarihine kadar geçerli olacağı, KDV ve ÖTV oranlarında oluşacak değişikliklerin de yansıtılacağının belirtildiği, davacı tarafça sözleşme tarihinden sonra yani 25/10/2021 tarihinde ödeme yapıldığı anlaşılmakla, yapılan sözleşme şartlarının geçerli olmayacağı aracın teslim anındaki fiili anlaşma miktarının geçerli hale geleceği, davacının ihtirazi kayıtla ödeme yapmış olmasının taraflar arasındaki sözleşmeyi geçerli hale getirmeyeceği ve bu hali ile davalının kur farkını talep edeceği mahkememizce kanaat oluştuğundan Davalı … A.Ş yönünden davanın reddine, Davanın … A.Ş yönünden, satış sözleşmesinin tarafı olmadığı ve araçtaki kusur ile ilgili bir dava açılmadığından işbu davalı yönünden davanın Pasif Husumet Yokluğu Nedeniyle Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. -Davacının davasının davalı … A.Ş yönünden PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, -Davalı … A.Ş yönünden davanın REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle Yerel mahkemenin davanın reddine dair kararının hukuka, hakkaniyete aykırı olduğunu kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini müvekkilinden davalı tarafa ödemek zorunda kaldığı 173.100,00TL, davalı tarafça kur farkı ve kdv, ötv olarak talep edildiğini, davalı tarafça döviz fiyatlarındaki artışın sipariş talep formundan dolayı istenebileceği iddiasında bulunulduğunu ancak bu iddia hukuka aykırı olduğunu dosya kapsamındaki sipariş formu, proforma fatura, e-faturalar dikkatlice incelendiğinde tüm bu belgelerin tl cinsinden düzenlendiği açıkça görüleceini davalı tarafça döviz kurlarındaki artış ve kdv, ötv artışının yansıtıldığinı beyan etiğini ancak sözleşme, proforma fatura, e-faturalar incelendiğinde bahsedilen belgelerin hiçbirinde “döviz cinsi (euro, dolar vs), bedelin ne miktarda döviz karşılığı olarak belirlendiği, hangi döviz kurunun (alış mı? satış mı?) esas alınacağı, sipariş sürecinin hangi aşamasındaki döviz kurundaki artış veya azalışların hangi aşamada yansıtılacağı…” gibi açıklıklar bulunmadığını, dolayısıyla döviz kurundaki artışın istenebilmesi için bu hususların özellikle de bedelin ne miktarda ve hangi cins döviz olduğunun yazması gerekirken hiçbir belgede bu husus yazmadığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2013/12660E-2013/18580K emsal nitelikte karar olduğunu,davalı tarafça ödemelerin tl cinsinden talep ve kabul edildiğini, bu nedenle de ödemeler tl cinsinden yapıldığını , davalı tarafça döviz kurundaki artış, kdv, ötv artışları gerekçesiyle fazla ödeme talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/1227E-2019/1611K sayılı ilamınIN emsal nitelikte karar olduğunu, emsal karar ile eldeki dava dosyası arasındaki tek fark ise eldeki davaya konu belgelerde (Sipariş formu, proforma fatura ve diğer belgeler) döviz cinsine ve dövizle ödemeye dair hiçbir ibare bulunmadığını , dolayısıyla, bedelin döviz karşılığının belirtilmesine rağmen ödemelerin TL olarak kabulünde dahi döviz kurundan kaynaklı fark istenemeyeceğinin açık ve sabit olduğunu eldeki dava dosyasındaki belgelerde bedelin dövizle kararlaştırılmaması, bedelin döviz karşılığının yazmaması, döviz cinsinin belirtilmemesi, ödemelerin TL cinsinden talep edilmesi ve bu şekilde ödenmesi, taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak Mercedes’e ait kampanyalı kredi kullanılması ve açıkladıkları diğer tüm hususlar dikkate alındığında davalı tarafça talep ve tahsil edilen 173.100,00TL miktarlı fark hukuka aykırı olduğunu, davalı taraf 27.10.2021 tarihli proforma faturayı da müvekkile tebliğ etmediğini Bu husustaki ispat yükü davalıda olduğunu haksız ve hukuka aykırı yerel mahkeme kararının müvekkil lehine kaldırılarak, açıkladıkları nedenlerle ve mahkemenizce resen tespit edilecek diğer sebepler ile istinaf başvurularının kabulüyle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/159E-2023/150K sayılı kararının müvekkil lehine kaldırılmasına, haklı davalarının kabulüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı … Anonim Şirketi Vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2022/159., 2023/150 K. Sayılı, 07/03/2023 tarihli kararı ile müvekkil … A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verdiğini, karar, usul ve yasaya uygun olduğunu mahkemece görülen dava kapsamında; taraflarınca yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı … A.Ş yönünden ise esastan davanın reddine karar verildiğini, Ardından davacı taraf 22.03.2023 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusunda bulunduğunu davacı tarafın istinaf başvuru dilekçesi incelendiğinde; tarafları lehine pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilen huzurdaki dava için, bu hususla alakalı herhangi bir istinaf başvuru sebebi gösterilmediğini bu kararın yanlış olduğuna dair herhangi bir beyanda da bulunulmadığını , davacı tarafın istinaf başvurusu HMK 352. madde gereğince reddedilmeli ve kararın, müvekkili firma tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğu hüküm altına alınması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu davanın esastan ret kararı da hukuki olarak doğru olduğunu yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, davacının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Limited Şirketi Vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu , davacının istinaf taleplerinin yerinde olmadığını, davacının sipariş talep formu ile fiyatın sabitlendiği iddiaları gerçeklikten uzak ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, araçların diğer davalı Mercedes tarafından yapılan fiyat değişikliği, müvekkil ile davacı arasındaki sözleşmeye uygun şekilde davacıya yansıtıldığını ve ödemelerin tamamlanmasının ardından fatura kesilerek araçlar teslim edildiğini, eğer davacının 07.10.2021 tarihinde düzenlenen ve 11.10.2021 tarihine kadar geçerli olan bedeli zamanında peşin olarak ödemesi halinde ödemenin tümden ve peşinen yapılması ile sözleşme o an kurularak fatura da o bedel üzerinden düzenleneceğini ancak aradan geçen süre zarfında meydana gelen rayiç değer farkının alıcıya yükletilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını,T.C Yargıtay 19. Hd. Esas: 2017 / 2433 Karar: 2018 / 5368 Karar Tarihi: 31.10.2018 Tarihli kararının emsal nitelikte olduğunu, proforma faturada belirtilen tüm bedeli davacı 11.10.2021 tarihine kadar da ödemediğini , proforma faturada da belirtildiği üzere faturanın araç bedeli tahsil edildikten sonra kesileceği hususunda taraflar anlaştığını, bu nedenle bedel davacı tarafından tamamen ödendikten sonra fatura düzenlenerek bedel kesinleşerek ve araçlar davacıya teslim edildildiğini, davacı tarafından peşin ödeme gibi bir durum olmadığı için fiyatın 07.10.2021 tarihli proforma fatura ile sabitlendiği iddiası da itibar edilebilir nitelikte olmadığını ,bilirkişi raporunda açıklandığı üzere sözleşme teklifinin geçerli olduğu 11.10.2021 tarihinden sonra davacı tarafça ödeme yapıldığını, anlaşılan bedelin tamamı ödendikten sonra da fatura tanzim edilerek araçlar davacıya teslim edildiğini, ötv, kdv, gümrük vergileri, ithalat bedelleri ve döviz fiyatlarında meydana gelebilecek artış ve azalışlar, araç piyasasındaki değişkenlikler basiretli bir tacir olan davacının da bilgisi dahilinde olduğunu, davacı bu hususları bilerek ve kabul ederek satış akdini kurduğunu, bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, arz ve izah edilen nedenler ve mahkemenizce re’sen nazara alınacak diğer nedenler gereğince, davacı tarafından sunulan haksız ve yasal dayanaktan yoksun istinaf taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Dava, araç satışından kaynaklı haksız ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir.Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davalılardan … A.Ş.’nin araç satış sözleşmesinin taraf olmaması ve bu nedenle pasif husumet ehliyetinin bulunmaması, diğer davalı yönünden ise fiyat teklifinin 11/10/2021 tarihine kadar geçerli olması ve davacının bu süreye kadar araç bedelinin tamamını ödememesi ve davalının fiyat teklifi ile bağlı olmaması nedeni ile davacıdan haksız tahsil edilen sözleşme bedeli bulunmaması nedeni ile davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/03/2023 tarih ve 2022/159 E – 2023/150 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 03/05/2023