Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/721 E. 2023/767 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/721
KARAR NO: 2023/767
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2023
ESAS NO: 2018/713
KARAR NO : 2023/66
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 26/04/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/02/2023 tarih ve 2018/713 E – 2023/66 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında madeni yağ ticareti yapıldığını, müvekkilinin davalı şirketten madeni yağ satın aldığını ve aldığı yağların parasını eksiksiz şekilde ödemesine rağmen davalı şirketin madeni yağları teslim etmediğini, davalının yağları teslim etmemesi üzerine müvekkilinin alacağının bir kısmını tahsil edebilmek adına Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 277.542,45-TL üzerinden takip başlattığını ancak davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/355 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini ve müvekkilinin alacağının ispatlanmış olduğunu, bilirkişi raporu ile 759.090,45-TL fazla ödeme yaptığı sabit olan müvekkilinin alacağının 277.542,45-TL’lik kısmı için yargılama yapıldığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/355 esas ve 2017/943 karar sayılı ilamı kesinleştiğinde müvekkilinin bu alacağına kavuşacağını, raporda belirlenen fazla ödemenin kalan kısmı için işbu davayı açtıklarından bahisle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’nin davalı şirketten alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığı gibi herhangi bir alacağının da bulunmadığını, dava dosyasında hatalı olarak davacı alacağı olarak gösterilen alacakların bir an için olduğu kabul edilse bile zamanaşımına uğramış olduğunu, zaman aşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hukuki ve mali yönden hiçbir geçerliliği bulunmayan bir ibareyi dayanak göstererek davacı tarafın icra takibi başlattığını, yargılamanın da bu kapsamda yapıldığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/355 esas sayılı davasının bu dava ile birebir aynı olmadığını, davaların yargılama usullerinin de birbirinden farklı olduğunu, bu davaya kesin delil teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin davacı şirket ile olan ticari ilişkisinin 2010 yılının ekim ayına kadar dayandığını, o tarihten sonra taraflar arasında ihtilafın yaşandığı tarihe kadar onlarca kez ürün alım satımı olduğunu, davacı tarafın tüm iddialarının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline kar
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. 6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama Tek Hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 500 Bin TL’nin altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı Mahkememizin 2014/355 esas 2017/943 karar sayılı dosyasına ek dava niteliğinde alacak davasıdır. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/355 esas 2017/943 karar sayılı dava dosyası, Kayseri 8. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası ve tarafların dayandığı tüm deliller toplanmıştır. Kayseri 8. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında; alacaklının …, borçlunun … olduğu, 277.524,45-TL toplam alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Bekletici mesele yapılan Mahkememizin 2014/355 esas 2017/943 karar sayılı dava dosyasında; a)Davacının davasının REDDİNE, b)Yasal koşulları oluşmadığından birleşik dosya davalısını kötü niyet tazminatı isteminin reddine,” şeklinde karar verildiği ve kararın 13/04/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dava, davalıdan satın alınacak mal karşılığı avans olarak yapılan ödemelerin mal tesliminin yapılmaması nedeniyle iadesi için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Eldeki davada davacı, madeni yağ satışı karşılığı havale ve elden yapılan ödemeler ve çeklerle yapılan ödemelerin avans olduğunu, malın teslim edilmemesi nedeni ile iadesi gerekmesine rağmen iade edilmediği fazladan yapılan ödemelerin iadesi için takibe giriştiğini belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir. Peşin satışta mal ve bedel aynı anda ödenir ve aslolan peşin satıştır. Bir başka anlatımla, alıcı ve satıcının yüklendiği edimler aynı anda ifa edilmektedir. Davacı avans ödemelerine rağmen malın teslim edilmediğini iddia etmiştir. Bu durumda ispat yükü davacıya ait olup somut olayda edimlerin aynı anda ifası gerektiğinden, bu karinenin aksini ispat külfeti davacıya aittir. Davacının avans olduğunu iddia ettiği ödemeleri, banka havalesi ve çek teslimi suretiyle yapılan ödemelerdir. Havale mevcut bir borcun ödemesi niteliğindedir. Çek de peşin ödeme aracıdır. Yani havale borcun bulunduğuna, çek de malın teslim edildiğine karine teşkil etmektedir. Somut olayda bu karinenin aksini iddia eden davacı iddiasını yazılı delil ile ispat yükü altındadır. Ayrıca davalı tarafından, davacının dayandığı ödeme belgeleri olan banka havalelerinde ödemenin ”madeni yağ bedeli” olduğuna dair meşruhat bulunmaktadır. TBK.’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Buna göre davacının malları teslim aldığının kabulü gerekir. Dava konusu tahsilatların avans olarak verdiğini, ödeme bedeli kadar malları teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davalının, dava konusu ödemeler karşılığı mal teslim edildiğini savunması, ispat yükünü değiştirmemektedir. Öte yandan, TBK’nın 555 maddesi vd. ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Başka bir deyişle havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda, havaleci durumundaki davacı, değinilen yasal karine karşısında, davalıya yaptığı dava konusu havalelerin bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümlülüğü altında olup fazladan yapılan ödemeyi usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığından, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.1-Açılan davanın REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Yerel Mahkeme eksik inceleme sonucu hatalı bir karar verdiğini, her ne kadar bekletici mesele yapılan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/355 Esas 2017/973 Karar sayılı dosyası Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin kararı ile kesinleşerek ve müvekkili aleyhine sonuçlanmış olsa da bu karar müvekkilinin davalıdan alacağı olmadığı anlamına gelmediğini, yerel mahkemece herhangi bir inceleme yapılmadan bekletici mesele yapılan dosyanın sonucuna göre karar verilmesi açıkça usule aykırı olduğunu, yine yerel mahkeme kararında ispat yükü ve hukuki değerlendirme hususlarında hatalı karar verdiğini, tarafların ticari defterlerine ve banka kayıtlarına delil olarak dayanmalarına rağmen taraflar arasındaki alacak verecek ilişkisi somut olarak değerlendirilmeden , hukuki denetime açık bir bilirkişi raporu aldırılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafın müvekkil şirkete borçlu olduğu tarafların ticari defterlerin incelenmesi sonunda ortaya çıkacağını, bu hususların değerlendirilmemiş olmasının kararın hukuka uygunluğunu etkilediğini, açıklanan bu nedenlerle hüküm vermeye elverişli bir rapor aldırılarak detaylı inceleme yapılması için kararın kaldırılarak yerel Mahkemeye iadesine karar verilmesi adına istinaf başvurusu yapma zorunluluğu hasıl olduğunu arz ve izah edilen nedenlerle ve Dairenizin re’sen nazara alacağı nedenlerle ; istinaf başvurularının kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/713 Esas 2023/66 Karar , 15/02/2023 tarihli ilamının kaldırılarak , dosyanın yeniden incelenmek üzere yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça müvekkil şirket aleyhine açılan davada İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar usul ve esas yönünden yasa ve içtihatlara uygun olup istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar dosya kapsamıyla bağdaşmadığı gibi hukuki dayanaktan yoksun, istinaf sebepleri arasında sayılan ispat yükü ve hukuki değerlendirmede hata yapıldığı iddiaları da tamamen dayanaksız olduğunu, zira İlk Derece Mahkemesince verilen kararın gerekçesi son derece açık olduğunu ve bu gerekçe Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/355E. Sayılı dosyasının istinaf ve temyiz incelemelerinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından verilen kararlara uygun olduğunu, davacı tarafın ticari defter incelemesi ve bilirkişi raporu alınması gerektiği yönündeki istinaf sebeplerinin de yersiz olduğunu Zira ek dava mahiyetindeki bu davada ana davanın aleyhlerine neticelenmesi davanın reddi için yeterli bir hukuki gelişme olduğunu, ana dava aleyhe neticelendikten sonra ek davada ticari defterleri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının sonuca tesir edecek bir yönü bulunmadığı gibi bu talebinde usul ekonomisine de uygun olmadığını, istinaf dilekçesinde ileri sürülen diğer hususların da dosya kapsamıyla bağdaşan bir yönü ve hukuki dayanağının olmadığını davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, alacak talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacının alacağını yeterli ve kesin delillerle ispat edememesi nedeni ile davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/02/2023 tarih ve 2018/713 E – 2023/66 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/04/2023