Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/697 E. 2023/695 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/697
KARAR NO: 2023/695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2023
ESAS NO: 2022/153
KARAR NO : 2023/9
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 11/04/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/01/2023 tarih ve 2022/153 E – 2023/9 K kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı …’un … , … üyelik numarası ile 2007 yılında ortak olduğunu, davacının, kooperatife ortak iken davalı kooperatifin basiretsiz ve özensiz yönetimi yüzünden kooperatif ortaklığından haklı nedenlerle 16/12/2014 tarihinde çıkmış olduğunu,( Ankara 1.Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesini ile.) davacının noter aracılığıyla istifasını içeren ihtarı 18/12/2014 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edilmiş olduğunu, davalı kooperatifin o tarihlerde görev yapan yönetim kurulu, davacının istifasını 21/01/2015 tarih ve … numaralı yönetim kurulu kararı ile kabul etmiş olduğunu, davacının ortak olduğu 2007 yılından kooperatif ortaklığından çıkmış sayıldığı 2015 yılına kadar davalı kooperatife düzenli olarak ödeme yapmış olmasına rağmen iş bu haklı ve hukuka uygun dava açılana kadar davalı kooperatif tarafından davacıya çıkma payı alacağı ödenmemiş olduğunu, davacının, Kooperatifler Kanunu’nun 10. ve 12.maddesi ile kooperatif ana sözleşmesinin 13.maddesine istinaden kooperatif ortaklığından ayrılmış bulunmakta olduğunu, Kooperatifler Kanunu’nun ortaklıktan çıkma serbestisi başlıklı 10.maddesine göre kooperatife ortak olan her ortağın çıkma hakkı olduğunu, yine Kooperatifler Kanunu’nun bildirme süresi ve çıkma zamanı başlıklı 12.maddesi, çıkışa izin vermiş ve çıkışın hesap senesi sonu için geçerli olacağını kabul etmiş olduğunu, Kooperatif ana sözleşmesinin 13.maddesinde de her ortağın hesap senesinden en az bir ay önce yönetim kuruluna yazı ile başvuru yaparak ortaklıktan çıkabileceği belirtilmiş olduğunu, davacının kooperatif ortaklığından 16/12/2014 tarihinde istifa ettiği için davacının çıkma payı alacağının 2015 yılı bilançosunun onaylanmasından sonra davacıya ödenmesi gerekirken işbu haklı ve hukuka uygun dava açılana kadar çıkma payı alacağı davalı kooperatif tarafından kötü niyetli olarak ödenmemiş olduğunu, ortaklığı sona erenlerle hesaplaşma başlıklı kooperatif ana sözleşmesinin 15.maddesinde devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacaklarının, o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilmesi kararlaştırılmış olduğunu, yine Kooperatifler Kanunu’nun kooperatiften çıkan ve çıkarılan ortaklarla hesaplaşma süresi ve yükümlülük başlıklı Kooperatifler Kanunu m.17 ve 15’in dikkate alınması gerektiğini, davalı kooperatiften çıkma payı alacağının mevcut olmasından ve 2015 yılının bilançosunun da 26.06.2016 tarihinde yapılmış olan kooperatif olağan genel kurul toplantısının 9.maddesinde kabul edilmiş olmasından dolayı iş bu haklı davanın açılması gereği hasıl olmuş olduğunu, davalı kooperatifin 26.06.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısının 17 numaralı gündem maddesinde ise kooperatif ortaklığından ayrılmış ve ayrılacak olan ortakların alacaklarının ertelenmesi hususu görüşülmüş ve bu gündem maddesi oy birliği ile kabul edilmiş olduğunu, 26.06.2016 tarihli genel kurul toplantısından sonra ilgili gündem maddeleri hakkında mahkemeden alınmış iptal kararı da bulunmadığı için bu gündem maddeleri kesinleşmiş olduğunu, bilindiği üzere kooperatiflerde genel kurul kararları iptal edilmediği sürece bağlayıcı nitelikte olduğunu, davacının çıkma payı alacağının da 2015 yılının bilançosunun onaylandığı ve ortaklıktan çıkan ortakların, alacaklarının ertelenmesi kararının alındığı 26.06.2016 tarihinden 3 yıl sonra davalı kooperatif tarafından ödenmesi gerekmekte olduğunu, davacının alacağı muaccel hale geldikten sonra kooperatif yöneticilerinden çıkma payı alacağını istemiş olmasına rağmen davacının çıkma payı alacağı talebi davalı kooperatif yöneticileri tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak kabul edilmemiş olduğunu, davacının çıkma payı alacağı davalı kooperatif tarafından sürüncemede bırakılmak istendiğini, davacının kooperatif ortaklığından ayrıldıktan sonra, çıkma payını almak için davalı kooperatif aleyhine Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/650 Esas ve 2015/914 Karar numaralı davasıyla alacak davası açmış olduğunu, bu dava davacının çıkma payı alacağının 2015 yılının bilançosunun onaylanmaması, dolayısıyla çıkma payı alacağının muaccel hale gelmemesinden dolayı dava ön şartı eksikliği nedeniyle usulden reddedilmiş olduğunu, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/650 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi tarafından, davacının alacağının muaccel olmadığı, ancak mahkeme aksi kanaatte ise, yapılan hesaplamaya göre, 2014 yılı genel giderlerinin düşülerek, davalının 85.952,53 TL borçlu olacağı sonucuna varılmış olduğunu, her ne kadar işbu dosyadaki bilirkişi tarafından 2014 yılı genel giderlerine göre hesaplama yapılmış ise de, davacının 2015 yılında ortaklıktan çıkmış sayılacağı için 2015 yılına ait genel gider payının hesaplanarak, davacının çıkma payı alacağının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerekmekte olduğunu, davacı kooperatiften çıkma payı alacağı için bu sefer 2018 yılında, davalı kooperatif aleyhine Diyarbakır İcra Dairesinin … esas numarasını alan ilamsız icra takibini başlatmış olduğunu, Davalı kooperatif vekili, davacı tarafından başlatılan bu takibe, davacının alacağının genel kurul kararı ile 36 ay ertelenmiş olduğundan ve net alacak miktarının belli olmadığından bahisle itiraz etmesi sonucunda davalı kooperatif aleyhine başlatılan icra takibini de durdurmuş olduğunu, davacının, kooperatiften çıkma payı alacağı olduğunu kooperatif yöneticilerine söylemiş olmasına rağmen, davacının talebi kooperatif yöneticileri tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak reddedilmiş olduğunu, davalı kooperatif davacının çıkma payı alacağını kötü niyetli olarak sürüncemede bırakmak istemekte olduğunu, davalı kooperatifin iradesi borcu ödememe yönünde olup, içinde bulunduğu durum dürüstlük kuralıyla da bağdaşmamakta olduğunu, davacının alacağının muaccel hale geldiğini, bu kapsamda Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2012/3209 E. 2012/5822 K. Sayılı kararı ile Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2011/2904 E. 2012/2687 K. Sayılı kararının dikkate alınması gerektiğini, arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek ihtiyati tedbir talebi ile davacının davalı kooperatiften alacağı olan çıkma payı alacağının, bilirkişi marifetiyle tespit edilerek, davacının kooperatiften ayrıldığı 2015 yılındaki genel gider payı düşülerek, fazlaya ilişkin dava ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 35.000,00 TL çıkma payının, muaccel olduğu tarih itibariyle kanuni faiziyle birlikte davacıya verilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının dava konusu alacağı zaman aşımına uğradığından dava şartı yokluğundan reddi gerekmekte olduğunu, davacı yanın da zikrettiği üzere davalı kooperatif ana sözleşmesinin ortaklığı sona erenlerle hesaplaşma hususlarını düzenleyen 15. Maddesindeki; ‘’ortaklığı sona erenlerin alacak ve hakları, bunları isteyebilecekleri günden itibaren beş yıl geçmekle zaman aşımına uğrar’’ şeklindeki hükmü gereği davacının tüm alacakları zaman aşımına uğramış olduğunu, davacı yanın bahsettiği ayrılan üyelerin alacaklarının 3 yıl ertelenmesi hususu zaman aşımını kesen yasal sebeplerden olmadığını,1163 sayılı Kooperatifler kanununun 17. Madde hükmünde aynen” kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kooperatif varlığı üzerindeki hakları ana sözleşmede gösterilir, Bu haklar ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır, Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler ana sözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca 3 yılı aşmamak üzere geciktirilebilir, çıkan veya çıkarılan ortakların hakları bunları isteyebilecekleri günden itibaren beş yıl geçmekle zaman aşımına uğrar denilmekte olduğunu, bu yasa hükmü uyarınca davacı yanın dava dilekçesinde de detayları ile izah ettiği üzere davacının istifasının davalı kooperatife 18/12/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, istifası 21/01/2015 tarihli ve 961 numaralı yönetim kurulu kararı ile kabul edilmiş ve dolayısıyla davacının alacakları 2015 yılı bilançosunun onaylandığı 26/06/2016 tarihli genel kuruldan 1 ay sonra muaccel yani talep edilebilir olmuş olduğunu, Genel kurulda alınan erteleme kararları kooperatife sadece yapacağı geri ödemeleri 3 yıla kadar erteleme hakkı verir bu süre sonunda ortak yine aynı yasa maddesi ile tip ana sözleşmenin 15/1 maddesi uyarınca yaptığı ödemelerin iadesini, ayrıldığı yılın bilanço tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faizi ile birlikte geri isteyebileceğini, böyle bir erteleme kararı alınsa dahi dava edilmesi durumunda mahkemelerce öncelikle ortağın istediği iade alacağın kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin tespit ettirilmesi gerekmekte olduğunu, nitekim davacı ile aynı durumdaki bir başka ortağın aynı döneme ilişkin alacak başvurusunu yargıya taşıması neticesinde tüm yukarıda saydıkları ilkelere içtihat edilmekle birlikte davacı yanın belirttiği 26.06.2016 tarihli ayrılan ortakların alacaklarının 3 yıl ertelenmesine dair kararın geçersiz olduğu Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/282 E, 2019/646 K sayılı kararı ile tespit edilmiş ve kesinleşmiş olup davacı yanın bu yöndeki savunma iddia ve beyanları da yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden 18/11/2022 tarihli rapor alındığı ve raporda davacının 87.802,77 TL çıkma payı alacağının olduğu ve alacağa 27/07/2016 tarihinden itibaren faiz işletilebileceği belirtilmiş olmakla, bilirkişi raporunun denetime açık ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılarak rapora itibar edilmiş, davacı vekilinin 10/10/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi de dikkate alınmış ve böylece, davanın kabulü ile, 87.802,77 TL çıkma payı alacak bedelinin 27/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.1-DAVANIN KABULÜ İLE, 87.802,77 TL çıkma payı alacak bedelinin 27/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu sunulan resmi delillerinin yasaya aykırı olarak değerlendirilmeye dahi alınmadan karar verildiğini yerel mahkemece,müvekkil kooperatif merkezinde yerinde yasal resmi defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ve hatalı yorum ile oluşturulmuş bilirkişi raporuna dayalı olarak davanın kabulüne karar verildiğini söz konusu hukuka aykırı oluşturulmuş bilirkişi raporuna karşı itirazda müvekkil kooperatifin yasal defter ve kayıtlarına dayalı olarak sunduğumuz deliller dikkate alınmaksızın ve ek bilirkişi raporu alınması talebimizin hiçbir makul ve yasal gerekçe gösterilmeksizin reddedilerek esas hakkında verilen karar hukuka aykırı olup bozulması gerektiğini müvekkil kooperatifin … , … ada … . parselindeki … numaralı bağımsız bölümüne ait ortaklıktan istifa ile ayrılan davacı …’dan boşalan aynı bağımsız bölüme ait ortaklığa 10/03/2015 tarih … numaralı müvekkil kooperatif yönetim kurulu kararı ile yeni üyelikkaydı yapıldığını, buna ilişkin yönetim kurulu kararı bilirkişi raporuna itiraz olarak dosyaya sunulduğunu mahkemece gerekçeli kararda değinilen ve verilen karara dayanak teşkil edilen YARGITAY 23. H.D 08.06.2020 TARİHLİ 2016/9049 E.2020/1960 K. sayılı içtihat kararı tamamen yanlış yorumlandığını bir alacak için zamanaşımının muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, erteleme kararının alacağın muacceliyet tarihini öteleyen bir işlem olduğu, erteleme halinde muacceliyetin ertelemenin son bulduğu tarihte oluşacağı, açıkça belirtilmekle dolayısı ile alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren alacağın faizinin de muacceliyet tarihinden itibaren istenebileceği tartışmasız olduğunu 1163 sayılı Kooperatifler kanununun 17. Madde hükmünün son fıkrasında; çıkan veya çıkarılan ortakların hakları bunları isteyebilecekleri günden itibarenbeş yıl geçmekle zaman aşımına uğrar denildiğini hal böyle iken davacının 2019 yılında muaccel olduğu belirtilen alacağına dava açılan 2022 tarihinden 6 yıl geriye gidilerek 5 yıllık zaman aşımını da aşarak 2016 yılından itibaren faiz işletilmesi hukuka aykırı olduğunu, kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/282 E, 2019/646 K Sayılı kararı ilemüvekkil kooperatifin 26.06.2016 tarihli ayrılan ortakların alacaklarının 3 yıl ertelenmesine dair karar iptal edildiğini iptal edilen genel kurul kararının davacı dahil tüm ayrılan ortakları bağlayacağı da kanun gereği olduğunu bu yönü ile de davacının alacaklarının zaman aşımına uğradığını mahkemece gerekçeli kararda değinilen ve verilen karara dayanak teşkil edilen YArgıtay 23. H.d 08.06.2020 Tarihli 2016/9049 E. 2020/1960 K. Sayılı İçtihat Kararındaki; ‘’bu tür davalarda erteleme kararının geçerli olup olmadığı da mahkemece irdelenmelidir’’ şeklindeki içtihata aykırı olarak huzurdaki davada inceleme yapılmadığını, mahkemece davacının 2018 yılında Diyarbakır ilinden ilamsız takip başlattığından bahisle zaman aşımını kestiğini yönündeki yorumu hukuka aykırı olduğunu, Davacının Diyarbakır icra dairesinden yaptığı ilamsız takibe yetkisiz icra dairesi nedeniyle de itiraz edildiğini ve 1 yıl içerisinde davacı bu hususları dava etmediğini ve işlemin sonuçsuz kaldığını, geçerli bir takip söz konusu olmadığından zaman aşımını kesmesi söz konusu olmadığını, Aksi düşünülse dahi 2016 yılından itibaren faiz işletilmesinin hukukuz olduğunu, arz ve izah ettikleri nedenler ve sayın mahkemece resen nazara alınacak sebeplerle, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/153 E. 2023/9 K. Sayılı ilamının ortadan KALDIRILMASINA, yeniden yargılama yapılarak DAVANIN REDDİNE, karar verilmesi ile, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletinde karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; 1-Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/153 E.-2023/9 K. Sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı … davanın yerel mahkemece kabul edilmesi nedeniyle istinaf talebinde bulunduğunu Davalının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf gerekçeleri yerinde olmadığını yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, bu nedenle davalı kooperatifin istinaf gerekçeleri yerinde olmadığını arz ve izah edilen nedenlerle; yerel Mahkeme tarafından verilen kabul kararı usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine, Vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, çıkma payı alacağı talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davaya konu alacağın davalı kooperatifçe ödemesinin ertelenmesi nedeni ile muacceliyet tarihi nazara alınarak zaman aşımına uğramadığının tespiti ile davanın kabulüne ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/01/2023 tarih ve 2022/153 E – 2023/9 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 5.997,81 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 1.499,50 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 4.498,31 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 11/04/2023