Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/693 E. 2023/721 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/693
KARAR NO: 2023/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/01/2023
ESAS NO: 2021/288
KARAR NO: 2023/23
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Ziraat Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:12/04/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:17/04/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2023 tarih ve 2021/288 Esas 2023/23 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; dava konusu … ili, … ilçesi, merkez… Köyü, … parsel, …parsel, … parsel sayılı taşınmazlar üzerine yapılan tarımsal ürünlerde 23/04/2019 tarihinde hava sıcaklığının 0 derecenin altına inmesi ile bahçelerinde don olayı meydana geldiğini, zararın TARSİM’e ihbar yapıldığını, ancak TARSİM’in ödeme yapmayı reddettiğini, arabuluculuk kanun yoluna başvurulduğunu ancak herhangi bir uzlaşmaya varılamadığını, davacının dava konusu bahçeleri rizikonun meydana geldiği tarihte Tarsim Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi ile teminat altında olduğunu, Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesi kanalı ile yapılan keşif ve dosyaya giren bilirkişi raporları ile müvekkile ait bahçelerde meydana gelen hasarın nedeninin İlkbahar geç donları olarak belirlendiğini, TTK gereğince ispat yükünün sigortacıya ait olduğunu, davalı şirketin bahçelerde meydana gelen zararın don hasarı olmadığını ispat edemediğini, davalı sigorta kuruluşu olan TARSİM’e belgelerle başvurma tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, temerrütün gerçekleştiğini ve faizin temerrüt tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, her ne kadar delil tespiti dosaysında don hasarının miktarının tespit edilse de esasa ilişkin incelemeyi yapacak olan mahkemenin de hasarın miktarı ve meydana gelişine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptıracağından yapılacak inceleme neticesinde hasar miktarında değişme durumu olduğunu, açıklanan nedenlerle hasar miktarını ödemeyi sebepsiz yere reddeden sigorta kuruluşu tarafından zararın karşılanmasını, don hasarı meydana gelen bahçelerdeki maddi zararın bilirkişiler aracılığıyla hesaplanarak temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı taraftan alınarak kendilerine ödenmesini, 2019/34 D.iş sayılı dosyasına yapılan yargılama gideri olan 1.192,30TL nin ve D.iş sayılı dosyasında belirlenen 606,00TL nin kendilerine ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan alınarak kendilerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacının belirsiz alacak davası açmada hukuki yararı olmadığını, davacı taraf iddia ettiği alacağını Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/34 D.İş sayılı raporla 222.727,60 TL olarak net şekilde belirlenmiş durumda olduğunu, davacının iddia ettiği alacağının belirlenmiş olduğu ve belirsiz alacak davası açmada hukuki yararının bulunmadığının açık olduğunu, davanın hukuku yarar yokluğundan reddi gerektiğini, iddia edilen alacağın belirli ya da belirlenebilir durumda olması halinde belirsiz alacak davası açılamayacağını, açılmış ise hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, dava konusu ürünlerde don hasarı olmadığı delillerle sabit olduğunu, müvekkili kurumun hiçbir tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacının davasını dayandırdığı tek taraflı değişik iş tespit raporunu kesinlikle kabul etmediklerini, 7 ay sonra don hasarı tespiti yapılmasının imkansız olduğunu, rapor tamamen davacının beyanları üzerine oluşturulduğunu, varsayımlardan ibaret olduğunu, buna karışın ziraat mühendisi eksperlerce ihbardan 5 gün sonra yani don hasarı olup olmadığının tespit edilebileceği bir sürede yerinde inceleme yapıldığını, ayrıntılı incelemelerde hasar olmadığı tespit edildiğini, eksperler tarafından doğru yöntemle inceleme yapılarak don hasarı olmadığı tespit edildiğini, haksız davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden rapor alındığı ve raporda, davacının elma bahçesinde 23/04/2019 tarihinde yaşanan don olayından kaynaklı verim kaybı nedeni ile davacının 131.660,58 TL zararının oluştuğunun belirtildiği görülmüş olup, bilirkişi raporunun denetime açık ve hükme esas alınabilecek olması nedeni ile rapora itibar edilerek oluşan zararın poliçeler kapsamında olduğu değerlendirilmiş ve yine davalı tarafın cevap dilekçesinde belirttiği tutanakta davacının imzasının bulunmadığı, yeterli inceleme yapılmadığı ve beyana itibar edilerek evrakın düzenlendiği anlaşılmakla, davacı vekilinin 21/10/2022 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınmış ve böylece Davanın KABULÜ İLE, 131.660,58 TL tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 10/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve hüküm kurulmuştur. 1-Davanın KABULÜ İLE, 131.660,58 TL tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 10/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacının tüm taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili kurumun üzerine düşen tüm yasal yükümlülüğünü yerine getirdiğini, bunun dışında teminat kapsamında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğunu, tahmini hesaplamalara dayanmadığını, bilirkişi raporunun dava konusu uyuşmazlığa ilişkin hiç bir görüş içermediğini, bilirkişi raporunda genel şartlar ve tarife talimat hükümlerinin dikkate alınmadığını, raporun tümüne itiraz ettiklerini, dava konusunun ürünlerde don hasarı olmadığı delilleri ile sabit olduğunu, davacının davasını dayandırdığı tek taraflı değişik iş tespit raporunu kesinlikle kabul etmediklerini, buna karşın ziraat mühendisi eksperlerince ihbarından 5 gün sonra, yani don hasarı olup olmadığının tespit edilebileceğinin bir sürede yerinde inceleme yapıldığını, eksperler tarafından doğru yöntemle inceleme yapılarak don hasarı olmadığının tespit edilmediğini, kesin delillerinin karşısında davacının aldırdığı mesnetsiz ve varsayımlardan ibaret taraflı raporunun hiçbir delil niteliği bulunmadığını, tüm bilgiler ve yerinde yapılan tespitlere ait görüntü kayıtlarından da net olarak görülece gibi sigortalı alanlarda 23 Nisan 2019 tarihinde bir don hasarının söz konusu olmadığını, teminat dışı nedenlerden kaynaklı verim azalmalarını sigortalının don hasarı gibi göstererek tanzim etmeye çalıştığının açık olduğunu, davacının talebinin teminat dışı olduğunun açık olduğunu, müvekkili kurumun hiç bir tazminat ödeme yükümlülüğünün olmadığını, tüm işlemlerin poliçe hükümlerine ve sair mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, tüm bu nedenlerle istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava; bitkisel ürün sigortası poliçesine dayalı tazminat talebine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere, dosya kapsamına yansıyan taraf beyanlarına, ilk derece mahkemesince hükme dayanak yapılan ve denetime açık ,dosya kapsamına uygun şekilde alındığı anlaşılan 16.09.2022 tarihli heyet bilirkişi raporuna, söz konusu rapordaki tespit ve değerlendirmelere ve mahkemenin raporları/ delilleri takdirinde, vakıa ve hukuki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı taraf vekillince yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı yanca yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Belirtilen nedenlerle, davalı tarafın yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2023 tarih ve 2021/288 Esas 2023/23 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gerekli olan 8.993,73’TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 2.248′ TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 6.745,73′ TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 12/04/2023