Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/639 E. 2023/674 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/639
KARAR NO: 2023/674
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2022
ESAS NO: 2020/524
KARAR NO: 2022/989
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:06/04/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:20/04/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2022 tarih ve 2020/524 Esas 2022/989 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasındaki ilişkiler neticesinde müvekkili tarafından davalı şirkete banka aracılığıyla borç para gönderildiğini, gönderilen bu borç paralara karşılık olarak ise davalı şirketin borcunu ödemediğini, müvekkili tarafından davalı şirkete gönderilen ve müvekkiline ödenmeyen 150.000,00 TL’nin tahsili için Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında takip başlatıldığını, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz sonucunda başlatılan icra takibinin durduğunu, ayrıca müvekkili tarafından davalı şirkete … A.Ş. aracılığıyla borç paralar gönderildiğini, davalı şirketin müvekkilli tarafından gönderilen emanet borç paraların bir kısmını ödemesine rağmen bakiye kalan 377.400,00 TL borcunu ödemediğini bunun içinde dava açıldığını dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, 17/06/2020 tarihinde zorunlu arabuluculuk başvurusunun yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını, ileri sürerek davanın kabulü ile, Kayseri 1. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacı ile müvekkili şirket arasında dava konusu paranın gönderildiği tarihte hayvan alım satımıyla ilgili bir ortaklık ilişkisinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketle …’nın ortaklık ilişkisinin …’nın oğlu …’ya verdiği geniş yetkili vekalet ile hem … ve hemde davacının bizzat kendisi üzerinden yürütüldüğünü, bu ortaklığın devam ettiği süre içinde taraflar arasında 900.000,00 TL’nin üzerinde para alış verişinin gerçekleştiğini, aradaki güvene bağlı olarak müvekkilin gönderdiği paralara herhangi bir şerh düşmez iken davacının emanet para diye şerh düştüğü sebebi sorulduğunda ise maliye ile sorun yaşamamak için cevabının alındığını, dava konusu 150.000,00 TL alacağın …’a 18/04/2016 tarihinde 100.000,00 TL olarak 22/04/2016 tarihinde 50.000,00 TL olarak gönderildiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesi ile davalıya borç para gönderdiğini ve ödenmediğinden bahisle … nezdinde gönderilen 18/04/2016 tarihli 100.000,00 TL bedelli ve 22/04/2016 tarihli 50.000,00 TL’lik dekontlardan kaynaklı olarak yapılan takibe itirazın iptalini dilemiştir. Davaya esas dekontların incelenmesinde emanet borç para … ibarelerinin bulunduğu ve ödemelerin gerçekleştiği görülmüştür. Davaya konu, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı dosya üzerinde yapılan incelemede; dosyanın alacaklısının mahkememize ait işbu dosya davacısı …, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava dosyası davalısı … Ltd. Şti.olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 150.000,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafa 27/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 23/08/2017 tarihli dilekçe ile takibe, borcu ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür. Davalı ise cevap dilekçesi ile davacı ile ortaklık ilişkilerinin bulunduğunu, para alış verişi gerçekleştirdiklerini, davalının kendi gönderdiği paralara hiçbir açıklama yapmazken davacının emanet para şerhini düştüğünü, bu emanet para ibarelerinin ise maliye ile sorun yaşanmaması adına düşüldüğünü beyan ettiğini ve kendisini iyi niyetli kabul ettiğini, taraflar arasında Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/424 esas sayılı dosyasında hüküm verildiğini, davalının alacağı olmadığını ve karşılık ödemeleri dikkate alınarak davanın reddini dilemiştir. HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Mahkememizce tarafların ticari defterleri incelenmiştir. Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına konu EFT’lerin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Bununla birlikte davalı kayıtlarında ödemelerin olduğu hesap bakiyesinin ise sıfır olduğu görülmüştür. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/424 esas 2020/204 karar sayılı dosyasının istinaf sonrası kesinleşerek kesinleştiği görülmüştür. Kararı kesinleşen davaya konu alacak ise işbu dosyanın davacısının …’ndan göndermiş olduğu paraların iadesi istemine ilişkin olduğu ve davalı kayıtlarında geri ödeme olarak 159.000,00 TL’nin davacıya yapılan bir geri ödeme olmadığı hüküm altına alınmıştır. Kesinleşen karara göre davacının davalıya göndermiş olduğu havalelerin bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak tespit edilmiş ve 820.400,00 TL olduğu ve davalı tarafça davacıya yapılan geri ödemelerin 604.900,00 TL olduğu görülmüştür. Bilirkişi raporu ve ek raporu uyarınca kesinleşen kararda ki kısımlar işbu dava ile ilgili EFT’ler ile ayrıştırılmak suretiyle davalı defterinde 430.839,44 TL, davalı defterlerinde kayıtlı olan nakit ödeme davalı tarafça ispatlanamadığından bu miktar kabul edilmemiştir. Taraf kayıtlarında görülen davalıya traktör satış toplamı olan 223.350,00 TL’nin davacı kayıtlarında da tahsilat olarak kayıtlı olduğundan bu ödemelerden 223.350,00 TL’lik kısmının traktör satışı için kabul edilse dahi ancak kalan kısmın davaya konu ödemeler için ispatlanamadığından geri ödeme olarak kabul edilemeyeceği ve davacının sonuç olarak eftlerden kaynaklı 150.000,00 TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir. İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı). Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; alacak banka kayıtları ve ticari defter kayıtları uyarınca likid olduğundan icra inkar tazminatı hükmedilmiştir. 1-Davacının davasının kabulü ile; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına davalının vaki itirazının iptali ile; takibin ödeme emrine uygun devamına, 2-Haksız itiraz sebebiyle 150.000,00TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Mahkeme tarafından davacı tarafın davasının kabulüne karar verildiğini, ilk derece mahkemesince verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olmakla kaldırılmasını vedavanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından açılmış olan davada davacı tarafından ileri sürülen iddia 18/04/2016 tarihli 100,000 TL ve 22/04/20216 tarihli 50.000 TL olarak toplamda borç olarak verilen ve geri ödenmeyen 150.000 TL nin geri iadesi talebi olduğunu, davaya cevap dilekçelerinde belirttikleri üzere taraflar arasında hayvan alım satım işiyle kurulan adi ortaklığın söz konusu olduğunu, tarafların birbirlerinden alıp verdikleri paralarla ilgili kayıt tuttuklarını, dilekçeleri ekinde sundukları gelen giden paralı gösterir defter yapraklarının bizzat … tarafından tutulduğunu, ilk derece mahkemesince elden ödeme olduğu gerekçesiyle 430. 839,44 TL ‘nin kabul edilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi … tarafından davacı tarafa gönderilen 159,000 TL ödemenin davacı taraf kayıtlarında mevcut olduğunu, birbirini doğruladığını, tüm bu hususlar dikkate alındığında cevap dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları defter yapraklarının da gözetilerek bilirkişi raporu alınmasını hatta gerek görülürse imza incelemesi yapılmasını, varılacak netice doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; yerel mahkeme ilamına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun yerel mahkeme kararının usul ve yasalara uygun olması sebebi ile esastan reddini, yerel mahkeme kararının onanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davacı tarafın iddialarına, davalı yanın savunmalarına, davaya dayanak dosya kapsamındaki belgelerin içeriğine, taraflar arasında daha önce görülen (Yargıtay 3 HD.’nin 2021/2729-13670 E.K.Sayılı onama kararı bulunan) davadaki kararın kapsam ve sonuçlarına, mahkemece sahasında uzman bilirkişiden alınıp hükme esas alınan ana ve özellikle de dosya içeriğine uygun olduğu görülen 27.09.2022 tarihli ek bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere, söz konusu raporun ayrıntılı, bilimsel, taraf ve kanun yolu denetimine elverişli, somut olayın özelliklerine uygun nitelikte olmasına, mahkemenin raporları/ delilleri takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilince yapılan istinaf itirazlarının tümünün yerinde olmadığı görülmüştür.
Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı taraf vekilince yapılan bütün istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf incelemesine konu kararın usul ve esas yönlerinden hukuka uygun olduğu değerlendirilmekle işbu kararı istinaf eden davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 15/12/2022 tarih ve 2020/524E – 2022/989K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 10.246,50TL istinaf karar harcından davalıdan peşin alınan 2.561,63 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye eksik kalan 7.684,87 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nun 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’ nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibarıyla KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.06/04/2023