Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/626 E. 2023/684 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/626
KARAR NO: 2023/684
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2023
ESAS NO: 2021/622
KARAR NO: 2023/35
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 12/04/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı …’nin üyesi olduğunu, Kayseri …. ATM’nin 2020/8 esas 2021/169 karar sayılı dosyasında yargılama konusu olduğunu, davacılardan …’un ihraç kararının iptali ile üyeliğinin tespitine karar verildiği, kararın istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, ancak Kayseri …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … ile ilgili kararının ise Kayseri BAM 6. Hukuk Dairesi 2021/863 esas 2021/1005 karar sayılı kararı ile kaldırıldığı ve davayı yeniden görülmek üzere Kayseri …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, 2021/427 esasa kaydedildiğini, davalı kooperatifin bu durum karşısında davacı …’a tahsisli daireyi …’ya, …’a tahsisli daireyi ise diğer davalı … adına usulsüz şekilde tahsis ederek onlar adına tapu çıkarttığını, davalı Kooperatif …’ya devredilen Kayseri ili, … İlçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel üzerindeki ana taşınmazın …. kat … numaralı bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkil … adına tesciline, yine davalı kooperatif tarafından usulsüz şekilde davalı …’e devredilen Kayseri ili, … İlçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel üzerindeki ana taşınmazın … kat … nolu bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile … adına tesciline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı kooperatife yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; Söz konusu davanın hukuka aykırı ve yersiz olduğunu, davalı vekilinin dairenin daha önce davacı …’a kayıtlı olduğunu müvekkilinin bildiğini veya bilecek durumda olduğunu iddia ettiğini ancak böyle bir bilginin olmadığını, müvekkilinin hukuken iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu, kooperatif karar defterinde satışına karar verilen dairenin bedeline ilişkin ödemenin 4 iş günü içerisinde üç parça halinde ödemesini banka üzerinden yaptığını, ilk olarak … bankasından müvekkile ait … … hesabı üzerinden alıcı … olmak üzere 11.02.2021 tarihinde “… ada … parsel … No satış bedeli” açıklaması ile 100.000,00-TL ödeme yapıldığını, …. ödemenin, … bankasından müvekkiline ait … … hesabı üzerinden alıcı … olmak üzere …02.2021 tarihinde “… ada … parsel … No satış bedeli” açıklaması ile 100.000,00-TL ödeme yapıldığını, 3. ödeme olarak … bankasından müvekkile ait … … hesabı üzerinden alıcı … olmak üzere 15.02.2021 tarihinde “… ada … parsel … No satış bedeli” açıklaması ile 45.000,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davalı kooperatifle herhangi bir özel bağının bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararının ise telafisi imkansız zararlara yol açacağını, davacının başlangıçtaki haklılığını ispat edecek hiçbir delilin bulunmadığını, davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; Davacıların uzun zamandır müvekkil kooperatifin üyesi olduğunun, hatta 4 Temmuz 2011 yılında kurulan kooperatifin davacılardan …’un eşi …’un kurucu başkanı olduğunu, kendisinin ise kurucu başkan yardımcısı olup, diğer davacı …’un kurucu başkan …’un kız kardeşi olduğunu, davacılardan …’un eşi …’un uzunca bir zaman, müvekkil kooperatifin başkanlığını yaptıktan sonra, Kooperatifin … yılında yapılan genel kurulunun hemen öncesinde yine kooperatifin kurulduğu günden beri üyesi olan …’a göre başkan …’un Kooperatif hesabından, kooperatifin stopaj borçlarını yatıracağım gerekçesi ile farklı zamanlarda parça parça toplamda 126.500,00-TL nakit para çektiğini, bu para çekimleri için ödeme emirlerine imza verdiğini daha sonrasında, eşi …’un ev hanımı, kendisinin kirada oturan malulen emekli bir şahıs olmasına rağmen bahse konu stopaj borçlarını ödemediğinin anlaşılması ile aynı tarihlerde … marka araç aldığının, bu durumun kooperatif üyelerinin büyük tepkisini çektiği ve 2018 yılında yapılan Genel Kurulda Kooperatif yönetiminden uzaklaştırılarak aday dahi yapılmadığını, … tarihinde yapılan genel kurul sonrasında göreve başlayan yeni yönetim ve denetim kurulu üyelerinin, yapmış oldukları tetkikler neticesinde, aslında Müvekkil kooperatifin Kurucu başkanı ve davalılardan …’un eşi, …’un ise abisi olan …’un, 2011 yılında başkan ve davacılarında aynı tarihte kooperatife üye olmasına karşın 2014 yılına kadar hiç bir ödeme yapmadığını ancak Kooperatifin kurulduğu günden bu tarafa dava konusu edilen daireler dahil olmak üzere gerek başkan olarak kendi adına, gerekse yakınları her iki davacı adına, çeşitli etaplardaki tam 6 daireyi adlarına tahsis ettiğini, büyük çoğunluğunu çok sık olmak kaydıyla, tahsilat makbuzları vasıtası ile ve çok az bir kısmını banka havalesi şeklinde ödeyerek tapu edindiklerini ve sonrasında da 3. Şahıslara sattıklarını, Üstelik tahsilat makbuzları vasıtasıyla bedeli ödendi gösterdikleri bahse konu evler için, diğer üyelerin aynı etaplar için yatırmış olduğu toplam kesin maliyet hesabı üzerinden değil, kooperatifçe (yani kendilerinin) kesmiş olduğu o daire için takdir ettikleri fatura miktarı üzerinden hesap gördüklerini, davacıların iş bu dava ile bir de borçları ola ola, dava konusu dairelerin tapularını talep etmelerinin kötü niyetlerini aşikar ettiğini, bu sebeple davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Somut uyuşmazlık, davacı … ve davacı …’un 6. etap üyeliğinden kaynaklanmaktadır. Alınan bilirkişi raporuna ve kooperatif kayıtlarına göre davacı …’un 6. etap üyeliği için hiçbir ödemesinin bulunmadığı, diğer davacı …’un altıncı etap üyeliği için 81.250,00-TL ödemesinin bulunduğu ancak bu etap üyelik için çıkan maliyet hesabının 245.773,00-TL olarak belirlenmiş olduğu, bu üyelik için normal üyelere 245.773,00-TL maliyet çıkarıldığı, kooperatif kayıtlarına göre …’un kooperatife olan parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği ve kayıtlara göre 164.523,00-TL borçlu olduğu, davacılar haricindeki diğer altıncı etap üyelerinin maliyetlerini ödediği ve kendilerine tapu devri yapıldığı, borcu olan davacılar … ve …’a daire tahsisi ve tapu devri yapılmadığı neticeten davacıların kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Davalılar … ve …’in ise kooperatiften daireleri satın alan iyi niyetli 3. kişi oldukları, TMK’nın 1023 ve 1024. maddelerindeki tapuya güven ve iyiniyetle iktisap ilkeleri uyarınca açılan davanın bu davalılar yönünden reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlgili bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması hatalı olduğunu, zira hazırlanan bilirkişi raporu davalı vekilinin beyanlarına dayalı olarak hazırlandığını, bilirkişi raporunun dava konusu ve talep kısmının son paragrafında “davalı kooperatif vekili 21….2021 tarihli cevap dilekçesinde, dava konusu dairelerin Genel Kurulda alınan karar ve belirlenen fiyattan aşağı olmamak üzere satıldığını ve ihale ile satılma zorunluluğunun olmadığını beyan etmiş.” denildiğini, ancak davalı vekili tarafından belirtilen ve Genel Kurulda alınan bu kararın bilirkişiler tarafından incelenip incelenmediğine dair raporda bir ibare bulunmadığını, davalı kooperatif vekili tarafından da bilinmektedir ki, dava konusu … adet daire için Genel Kuruldan satış kararı alınmadan, asgari satış bedeli Genel Kurulca belirlenmeden ve Yönetim Kurulu Genel Kuruldan yetki almadan bu daireleri satamayacağını, davalı kooperatif, daireler için satış işlemi yapmayıp, tahsis yoluyla tapu tescili yaparak kanununa uydurduğunu düşündüğünü, ancak 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre “Üyelikten çıkarılması kesinleşmeyen, üyelerin yerine, yeni üye kaydı yapılamaz.” Yönetim Kurulu, Kayseri Ticaret Mahkemesi tarafından davacılar … ve …’un üyeliklerinin var olduğuna karar verileceğini anladıklarında, Genel Kurulu toplayıp, davaları devam eden daireler için usulsüzce satış kararı alamayacaklarından, kanunun emredici hükmüne aykırı şekilde tahsis yoluyla üçüncü şahıslara muvazaalı bir şekilde tapu tahsisi yaptıklarını, bilirkişi raporunun aynı paragrafında davalı vekilinin 02….2021 tarihli dilekçesinde kooperatifin 235 üyesinin bulunduğunu ve kesin maliyet hesaplarını çıkarıldığını beyan ettiği belirtildiğini, ancak bilirkişiler yerinde yapılan incelemelerde kooperatif kayıt ve belgelerini daha dikkatli incelediklerinde 08.09.2021 tarihinde Tasfiye Halindeki … Kooperatifi Yönetim Kurulu tarafından yapılan Genel Kurul tutanağına göre kooperatifte beyan edilen gibi toplam 235 üyenin değil sadece 12 üyenin kaldığı tespitinde bulunabileceğini, bu üyelerin isimleri incelendiği zaman da, yüklenici firma ile olan bağları, akrabalıkları ve ilişkileri, karar alabilme yetileri gözler önüne serileceğini, kesin maliyet açısından bu davayı da ilgilendiren aynı şekilde hususların da açık ve şeffaf şekilde cevabı olacak, davalı vekili tarafından varlığı beyan edilen kesin maliyet hesaplarının ve üyelere tebliği ile diğer belgelerin Mahkemeye sunmaları gerektiğini, belgeler Mahkemeye sunulsaydı 5 dairede usulsüzce ve kanuna aykırı işlem yapıldığı ve üyelerin aleyhine olacak şekilde maliyeti de etkileyecek bu 5 dairedeki kanuna aykırı usulsüzük görüleceğini, Kooperatif Yönetim Kurulu, istedikleri gibi hesaplarla oynadıkları sahte ve tahrifat yapılmış belgelerle, davacı müvekkil …’u 6. Etaba hiç para yatırmamış gibi göstererek, bilirkişiyi ve Mahkemeyi yanıltılmaya çalıştıklarını, bilirkişiler, yerinde yapılan incelemelerde kooperatif kayıt ve belgelerinde kooperatif tarafından kendilerine verilen evraklar üzerinden inceleme yaparak Kooperatifler kanunun 23. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı davranılmadığı yönünde kanaat belirttiklerini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunun dava konusu ve talep kısmının …. paragrafında ‘’Davalı …’in 01.10.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle davalı kooperatif yönetimi ile ilişkisinin ve kooperatif üyeliğinin olmadığını, dairenin satıldığını duyduğunu ve aldığını belirtmiştir.’’ şeklindeki beyanı ile Mahkemeyi yanıltılmaya çalışıldığını, bu beyanının gerçek dışı olduğunu en büyük delili kooperatif kayıtları olduğunu, Kooperatifin … Bankası … Şubesindeki IBAN: TR… ve ŞUBE KODU: … HESAP NO: …hesabına … tarafından 11.07.2018 tarihinde 22.000 TL’sı ve 20.07.1018 tarihinde 10.000 TL’sı havale yapıldığını, bu paralar kooperatif kayıtlarında 80 ve 93 nolu fişlerle mevcut olduğunu, banka kayıtlarında da bu husus sabit olduğunu, ayrıca kooperatife yapılan bu havalelerin yapıldığı hesap numarası incelendiğinde; bu havalelerin … adına …’in banka hesabından yapıldığı ortaya çıkacağını, … yüklenici firma sahibi ve ortağı olup; aynı zamanda …’in arkadaşı ve beraber İzmir’de ticaret yaptıkları kişi olduğunu, davalılardan … 150.000 TL yi 3 taksit ile ödediğini, 106.280 TL sını da 14.06.2021 tarihli senet vererek toplam 256.280 TL ödemesini yaptığını beyan ettiğini, …’in kooperatife verdiğini söylediği senet yüklenici firma sahibi ve ortağı … yanında çalışan … tarafından düzenlendiğini, Mahkemeye 100.000 TL nin üzerinde olan 14.06.2021 vade tarihli senedin tahsilatı bankadan değil elden yapıldığı beyan edildiğini, tasfiye sürecinde olan kooperatif yönetiminin 106.280 TL’sının tahsilatının bankadan değil elden yapıldığını beyan edilmesi şüpheli, şaibeli ve suistimale açık bir durum olduğunu, usul ve yasaya aykırı olarak verilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/622 E. 2023/35 K. Sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın kabulü yönünde bir karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafın istinaf dilekçesinde yazmış olduğu hususların kabulü mümkün oladığını, davacı tarafın eksik inceleme sonucu karar verildiğini belirterek bazı delillerinin toplanması gerektiği hususunda göstermiş olduğu delillerin yargılamaya bir faydası olmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere davacıların talepleri yerinde olmayıp tapu iptal tescil talebinin kabulü mümkün olmadığını, müvekkiller iyi niyetli 3. Kişi olup kötü niyetli değillerdir. İstinaf incelemesinin esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, istinaf talebinin reddi ile ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, davalı Kooperatif üyesi olan davacılar adına tahsisli bulunan dairelerin tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları taktirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/01/2023 tarih ve 2021/622 E – 2023/35 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
…-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile,HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/04/2023