Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/617 E. 2023/669 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/617
KARAR NO: 2023/669
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2022
ESAS NO: 2021/670
KARAR NO: 2022/1026
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:06/04/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:20/04/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2022 tarih ve 2021/670 Esas 2022/1026 Karar sayılı ilamına karşı ,davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin haksız yere müvekkillerinin ihracına karar verdiğini, müvekkilleri tarafından açılan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/788 Esas sayılı, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/37 Esas sayılı, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/38 Esas sayılı, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/39 Esas sayılı, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/77 Esas sayılı, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/76 Esas sayılı ve Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/78 Esas sayılı davalarıyla müvekkilleri hakkında tesis edilen ihraç işlemlerinin iptaline karar verildiğini, müvekkillerinin hali hazırda kooperatif üyesi olduklarını, davalı kooperatifin 06/09/2021 tarihli genel kurul toplantısı ve alınan kararların usulüne uygun olmadığını, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi oldukları halde genel kurul toplantısına çağrılmadıklarını, müvekkillerinin bir kısmının genel kurul toplantısının yapılacağını haber alması üzerine bir kısmı şahsen ve bir kısmının da temsilcilerini toplantıya gönderdiklerini ancak genel kurul toplantısına alınmadıklarını, genel kurulda müvekkillerine usulüne uygun çağrı kağıdı ve ekinde genel kurula ilişkin bilgilendirme evrakı gönderilmediğini, haricen toplantıdan haberdar olup toplantıya katılmak isteyen müvekkillerin genel kurulun yapıldığı salona alınmadıklarını, toplantıya katılmayı başaran bir kaç müvekkiline ise toplantıda söz hakkı verilmediğini, yönetim kurulu başkanı olmak üzere tüm organlara seçilen şahısların bir kısmının bu görevlere uygun olmayan adli sicili bozuk kişiler olduğunu haricen öğrendiklerini, kooperatif genel kurulunda alınan tüm kararların kooperatifin geçmişte karışmış olduğu birçok usulsüz işlemin ibrası şeklinde tamamlanmış olup alınan tüm kararlar usul ve yasaya aykırı olduğunu, kooperatifin geçmişine ilişkin tüm resmi ve özel belgelerin kooperatifin yönetim bürosunda hırsızlık olayının gerçekleşmiş olduğu iddiası ile ortadan kaldırıldığını, genel kurulda bu hususa hiç değinilmediğini belirterek davalı kooperatifin 06/09/2021 tarihli genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davalıların kooperatif üyeliğininden çıkarılmasının söz konusu olmadığını, özellikle kooperatif yetkililerinin, davacıların üyeliklerinin devam ettiğini genel kurulda ve diğer zamanlarda belirttiklerini, müvekkili kooperatifçe 06/09/2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının ve alınan kararların usulüne uygun alınmış kararlar olduğunu, kooperatif üyesi olan herkesin genel kurula davetiye çıkarılarak usulüne uygun bir şekilde çağrıldığını, dolayısıyla genel kurula davet edilmeyen üyenin olmadığını, genel kurul toplantısına gelen her üyenin içeri alındığını, söz hakkı istediklerinde her birinin hem toplantı sırasında hem de toplantı sonrasında dinlendiğini, yine aynı zamanda üyelerden temsilcileri toplantıya gelenlerin de toplantıya katıldıklarını, toplantının büyük bir salonda organize edildiğini ve tüm üyelerin katılımının kolaylıkla sağlanması amacının göz önünde bulundurulduğunu, davacı tarafın dava dilekçelerindeki tüm iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğunu, 06/09/2021 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısının ve alınan kararların 1163 sayılı Kanun hükümlerine uygun nitelikte gerçekleştirildiğini belirterek haksız ve kötüniyetli olarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…yapılan açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin 06/09/2021 tarihli olan olağan genel kurulu toplantısı için 97 ortağa taahhütlü çağrı yazısı gönderildiği, 35 ortağa çağrının elden tebliğ edildiği ve böylece toplam 127 ortağa çağrı yapıldığı, 127 ortaktan 41 ortağın asaleten ve 8 ortağın vekaleten olmak üzere toplantıya toplam 49 ortağın katıldığı görülmektedir. Genel kurul toplantı yeter sayısının ortakların 1/4 oranında toplantıya katılmasıyla ve karar yeter sayısının ise toplantıya katılan ortakların yarısından bir fazlasının oyu ile sağlanabilir olduğu dikkate alındığında, buna göre dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı kooperatifin 127 ortağı olduğu tespit edildiğinden toplantı yeter sayısının 32 olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 49 ortağın katıldığı, toplantı yeter sayısının bulunduğu açıktır. 06/09/2021 tarihli olan olağan genel kurulu toplantısına ait hazirun cetvelinin incelenmesinde davacı …’in asaleten ve davacı …’ın vekaleten toplantıya katıldıkları, davacılardan …, …, …, …, … ve …’un ise hazirun cetvelinde asaleten veya vekaleten imzalarının olmadığı görülmektedir. Dava konusu genel kurulda toplantı yeter sayısı sayısının 32 olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 49 ortağın katıldığı göz önüne alındığında toplantıya katılmayan davacı 6 ortağın tamamına genel kurul toplantı gününün tebliğ edilmemesi ya da toplantı gündeminin ve üye listesinin tebligat evrakında bulunmaması durumu toplantı yeter sayısının 32’nin altına düşmesine neden olmadığından dolayı sonuca etkili görülmediğinden iptal nedeni olarak değerlendirilmemiştir. Kaldı ki; davacılar vekili Uyap sistemi üzerinden sunduğu 05/02/2022 tarihli dilekçesinde sadece davacılardan … ve …’e genel kurul toplantısına ilişkin çağrı tebligatı veya bildirim yapılmadığını beyan etmekte olup, bu davacılardan …’in anılan genel kurul toplantısına katıldığı aynı tarihli dilekçede davacı tarafın beyanıyla sabittir. Buna göre, 06/09/2021 tarihli olan olağan genel kurulu toplantıda toplantı yeter sayısı ve karar yeter sayısı bulunmaktadır. 06/09/2021 tarihli olan olağan genel kurulu toplantı tutanağının incelenmesinde gündemin 1. maddesinin açılış ve yoklama, 2. maddesinin divan heyetinin seçimi, 3. maddesinin 2019 ve 2020 yılı yönetim kurulu faaliyet raporu, 2019 ve 2020 yılı denetim kurulu faaliyet raporu, 2019 ve 2020 yılı dönem bilançosunun okunup müzakere edilmesi ve oylanması, 4. maddesinin 2019 ve 2020 yılı yönetim kurulu ve faaliyet raporunun, 2019 ve 2020 yılı denetim kurulu ve faaliyet raporunun ayrı ayrı ibra edilmesi, 5. maddesinin yönetim kurulu yedek üyelerinin seçilmesi ve görev süresinin tespiti, 6. maddesinin denetim kurulu asil ve yedek üyelerinin seçilmesi ve görev süresinin tespiti, 7. maddesinin firma sahibi vefat eden … Limited Şirketi ve kooperatife imalat yapan diğer firmaların yaptıkları inşaat işlerinin maliyet borç ve alacaklarının yeniden değerlendirilmesi, hesap çıkartılması ve gerekirse dava konusu yapabilmek için yönetim kuruluna yetki verilmesi, 8. maddesinin kooperatifin önceki genel kurullarında aldığı yetkilerin aynen devam ettirilmesi, 9. maddenin dönem aidatlarının ve gecikme zammı oranlarının tespiti, 10. maddenin yönetim ve denetim kurulunun huzur hakkının tespiti ve 11. maddesinin dilek, temenniler ve kapanış içerikli olduğu, gündemin 4. maddesinin görüşülmesi sırasında yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kendi ibraları ile ilgili olarak yapılan oylamada oy kullanmadıkları, gündemin 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10. maddelerinin oy birliği ile kabul edildiği, dilek, temenniler ve kapanış içerikli gündemin 11. maddesinde “Söz alan olmadı. Kapanış maddesinde divan başkanlığınca ortaklara alınan kararlara muhalif kalanlar olup olmadığı soruldu. Genel kurul toplantısı ile ilgili olarak ortaklardan herhangi bir muhalefet eden olmadı…” ifadesinin yazdığı görülmüştür. 06/09/2021 tarihli olan olağan genel kurulu toplantısına katılan davacı …’in ve davacı …’ın oylama sonrasında muhalefet şerhi yazdırmadığından, muhalefet yazdırmalarına engel olunduğu yönünde iddia ve ispat bulunmadığından dolayı HMK’nun 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve anasözleşmenin 36. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacılar vekilinin 05/02/2022 tarihli dilekçesinde davacı … adına vekaleten kardeşi olan davacılardan … katılma talebinde bulunduğu ama kabul edilmediği, davacı … adına vekaleten oğlu …’in toplantıya katılma talebinin kabul edilmediği, davacı … adına kardeşinin vekaleten toplantıya katılmak istemişse de talebinin kabul edilmediği ve toplantıya girmesinin kooperatif yetkilileri tarafından engellendiği, davacılardan …’e ve davacı …’a vekaleten eşi … genel kurul toplantısında tüm ısrarlarına rağmen söz hakkı verilmediği iddia edilmişse de soyut iddia dışında bu konu yasal delillerle ispatlanamamıştır. Kaldı ki, bu durum sonuca etkili değildir. Yine yukarıda anılan davacılar vekilinin dilekçesinde “Toplantıya katılan müvekkillerin toplantıda yapılan oylamalarda kullandıkları oylar da, kooperatif yönetimi ve hazirun tarafından ciddiye alınmamıştır.” iddiasının da davaya bir tesiri bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde uyuşmazlığa konu genel kurulda, yönetim kurulu başkanı ve tüm organlara seçilen şahısların bir kısmının bu görevlere uygun olmayan adli sicili bozuk kişiler olduğu ileri sürüldüğünden mahkememizce bu yönden araştırmalar yapılmış ve celp olunan adli sicil kayıtlarının, savcılık ve ceza mahkemesi kararlarının incelenmesinde genel kurulda yönetim kurulu ve denetim kurulu asil ve yedek üyeliklerine seçilen kişilerden adli sicil kaydı olanların dahi seçildikleri görevlerini yapmalarına yasal bir engellerinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan incelemelerde, 06/09/2021 tarihli olan olağan genel kurulu toplantısında alınan kararların kanuna, anasözleşmeye ve dürüstlük (afaki iyiniyet) kurallarına uygun olduğu, herhangi bir aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir. Yargılama sonunda mevcut dosya kapsamına ve yukarıda yapılan izahatlara göre, davacıların davasının reddine karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmış ve hüküm tesis edilmiştir. 1-Davanın REDDİNE…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacılar vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yerel mahkeme tarafından dava konusu uyuşmazlığın müvekkili davacıların 06/09/2021 tarihli genel kurula davet edilip edilmediği, genel kurul toplantısının yapıldığı salona davacıların alınıp alınmadığı, toplantıya katılan davacılara toplantıda söz verilip verilmeidği, 06/09/2021 tarihli genel kurulda alınan kararların kanuna, hukuka, hukukun genel ilkelerine, hakkaniyete ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı, alınan kararların iptali koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmakta olduğunun tespit edildiğini, bahsolunan hususlarla ilgili ya yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış ya da yanlış değerlendirmelerde bulunularak müvekkilleri aleyhinde hatalı karar verildiğini, müvekkillerinin iptali talep edilen genel kurula usulüne uygun şekilde çağrılıp haberdar edilmedikleri halde bu durumun yerel mahkemece kararının iptalini gerektiren bir husus olarak görülmeyerek hatalı değerlendirmede bulunulduğunu, mahkemenin genel kurul kararının geçerliliğine ilişkin tespitlerinde isabet bulunmadığını, olağan üstü genel kurul toplantısında alınan kararların içeriklerinin de yerel mahkeme tarafından hatalı olarak iptal gerekçesi olarak görülmediğini, verilen kararda yargılama giderleri ile vekalet ücreti açısından da hatalı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılarak verilen kararın kaldırılmasını ve davalarının kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davacı tarafın vermiş olduğu hukuki dayanağı olmayan ve soyut iddialarına ilişkin istinaf dilekçesinin reddini, yerel mahkeme ilamının onanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davalı kooperatifin 06.09.2021 tarihli genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davacı tarafların iddialarına, davalı yanın savunmalarına göre ilk derece mahkemesinin uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ilişkin nitelendirilmesinde ve karara dayanak alınan belge ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır, işbu sebeple davacı vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak emsal nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/3-12 Esas 2013/1012 Karar sayılı ilamında belirtilen gerekçelerle, aynı hukuki sebebe dayanarak dava açan davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunması, davalı vekilince her davacı yönünden ayrı ayrı mesai harcanmaması ve aynı/tek hukuki sebebiyle davacıların davasının reddine karar verilmiş olması gözetilerek, davacılar aleyhine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davalı taraf lehine herbir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçeyle davacıların istinafı yerinde görülmekle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince araştırılması gerekli başka husus bulunmadığından bu yönden düzeltilerek yeniden hüküm kurularak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının belirtilen yönden kaldırılarak HMK’nın 353/1-b,2 maddesi uyarınca düzeltilmek suretiyle esas hakkında yeniden aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
HMK’nın 353/1-b,2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden karar verilmek üzere Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 26/12/2022 tarih ve 2021/670Esas 2022/1026 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden bir karar verilmesine,Buna göre;
“1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davalarının reddi nedeniyle alınması gereken 80,70-‘er TL maktu karar ve ilam harcının davacılardan …, …, …, …, …, … ve …’tan peşin olarak alındığından, peşin alınan bu harçların mahsubu ile bu davacılar yönünden başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davanın reddi nedeniyle alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı davacı … tarafından peşin yatırılan 59,30-TL’nın harçtan mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Kararın mahiyeti gereği davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Kararın mahiyeti gereği davacılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davacıların davalarının reddi nedeniyle taktir olunan 9.200,00′ TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,”
2-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 179,90′ ar TL istinaf karar ve ilam harçlarının talepleri halinde istinaf başvurusunda bulunan davacılara iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan tebligat gideri ve posta gideri olmak üzere toplam 306,00 TL’nin ve 492,00’şerTL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023