Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/546 E. 2023/572 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/546
KARAR NO: 2023/572
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2022
ESAS NO: 2022/107
KARAR NO: 2022/923
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2022/108 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:23/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:07/04/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2022 tarih ve 2022/107 Esas 2022/923 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili asıl dava dosyasında dava dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından müvekkili bankanın … şubesine kredi başvurusunda bulunulduğunu, davacı banka ile davalı arasında 07/11/2017 tarihli ve … nolu 230.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıya 99.000,00 TL Tarımsal kredi kullandırıldığı, kredinin teminatı olarak 08/11/2017 tarihinde Kayseri İli … İlçesi … Mah. … pafta, … ada, … parsel, 1. Kat 2 nolu taşınmaz üzerine 400.000,00 TL bedelli 1. Derece ile davacı banka lehine ipotek tesisi edildiğini, davacı banka tarafından aile konutu olmasına rağmen ipotek tesisine dair eş muvafakatının alınmadığını, , davalının eşi … tarafından davacı banka ve davalı … aleyhine Kayseri 4. Aile Mahkemesi’nin 2019/107 Esas sayılı dosyası ile söz konusu taşınmazın aile konutu olması nedeniyle ipoteğin kaldırılması için dava açıldığını, davanın … lehine sonuçlandığı, davacı banka ve davalı … aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti olarak toplam 36.972,15 TL bedel doğduğu, bu bedellerin davacı banka tarafından ödendiğini, açılan bu dava ile davacı bankanın ödediği bedeli davalıdan talep ettiklerini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN ASIL DAVA DOSYASINA VERDİĞİ CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacı tarafın iddia ve savunmalarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkillerinin davacı bankanın … şubesine kredi başvurusunda bulunmuş ve davacı banka ile 06/11/2017 tarihinde kredi sözleşmesi imzaladıklarını, krediye teminat olarak da adına kayıtlı olan taşınmazı ipotek gösterdiklerini, müvekkilin eşinin hem müvekkili hem de davacı bankaya söz konusu konutun aile konutu olması nedeniyle dava açtığını, bu davanın davacı lehine sonuçlandığını, dava dilekçesinde müvekkilin kötü niyetli olarak evli olduğu bilgisini bankadan gözlediği söylenmiş ise de zira davacı bankanın basiretli bir tacir olarak kredi kullundırım aşamasında müvekkilden kimlik bilgilerini istememesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kimlikte müvekkilin evli olduğu açıkca yazdığını, Kayseri 4. Aile Mahkemesi’nin 2019/107 E. Sayılı dosyasının kaybedilmesinde müvekkilin değil, davacı bankanın açık kusurunun olduğunu, eş rızası almayan davacı bankanın, basiretli bir tacir gibi hareket etmediği, dolayısı ile söz konusu işlemden de kendi kusurlu hareketi sonucu zarara uğradığının açıkta olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın toplamda ilgili icra dosyasına 43.125,06 TL ödeme yaptığını beyan etmiş ise de icra dosyası celp edildiğinde bu kadar bedelin yatırılmadığının ortaya çıkacağını, yatırılan bedel ile dava dilekçesinde zikredilen bedel bankanın stopaj yükümlüsü olmasından kaynaklandığını, davacı bankanın stopaj yükümlüsü olmasından kaynaklı %20 stopajın da müvekkile yükletilmeye çalışıldığının anlaşıldığını, ayrıca banka tarafından hem mahkememizin 2022/107 E. Hem de 2022/108 E. Sayılı dosyaları ile ayrı ayrı aynı husus için dava açılmasının da kötü niyetin bir göstergesi olduğunu, tüm bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun davanın ve tüm taleplerinin reddine, ayrıca asıl alacağın %20 sinden az olmakak üzere kötü niyet tazminatına ka karar verilmesini ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVACI VEKİLİ’NİN DAVA DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Borçlu …’un … Bankası AŞ … şubesine kredi başvurusunda bulunduğunu, müvekkili banka ile 06/11/2017 tarihinde kredi sözleşmesi imzaladığını, müvekkili bankanın davalı borçlu …’a tarımsal kredi kapsamında 230.000,00 TL kredi kullandırdığına, davalının kötü niyetli olarak evli olduğunu sakladığını ve oturtuğu taşınmazı ipotek gösterdiğini, davalı borçlu …’un eşinin aile konutu olan bahse konu taşınmaz üzerindeki müvekkil banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemiyle müvekkil bankayı zarara uğratmak maksadıyla ipoteğin fekki davasını ikame ettiğini, bunun üzerine Kayseri 4. Aile mahkemesinin taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine tesis edilen 400.000,00 TL bedelli ipoteğin kaldırılması yönünde hüküm kurulduğunu ve kararın kesinleştiğini, ayrıca mahkemenin ipoteğin fekki davasından doğan toplam 7.022,15 TL yargılama gideri ve 29.500,00 TL vekalet ücretinin borçlu … ve müvekkil bankadan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmiş ise de müvekkil banka ile borçlu arasında yapılan kredi sözleşmesi çerçevesinde kurulan hukuki ilişki gereğince müvekkil bankanın vekalet ücreti mahkeme masrafları ve uğramış olduğu zararın tamamını davalı borçlu …’a rücu etme hakkının saklı bulunduğunu, Kayseri 4. Aile mahkemesinin 2019/107 E. Ve 2019/556 K. Sayılı ilamı gereğince alacaklı olan …, borçlu … ve müvekkil bankaya Kayseri Genel İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasıyla ilamlı icra takibi başlattığını, icra emrinin müvekkil bankaya tebliğ edilmesinin üzerine takibe konu borcun tamamı müvekkil banka tarafından ödendiğini, iş bu ücretin …’a rücu edilmesi amacıyla borçlu aleyhine Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalı borçlu vekilinin bu takibe itiraz ettiğini, davalı borçlular ile son kez müzareke etmek ve dava şartını yerien getirmek amacıyla arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığını fakat anlaşmaya varılamadığını, tüm bu nedenlerle davalının Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun kötü niyetli olarak takibi durdurmuş olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA DOSYASINDA CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Müvekkilinin … şubesine kredi başvurusunda bulunduğunu ve davacı banka ile 06/11/2017 tarihinde kredi sözleşmesi imzaladıklarını, krediye teminat olarak da müvekkil adına kayıtlı olan taşınmazı ipotek gösterdiklerini, müvekkilin eşinin hem müvekkili hem de davacı bankaya söz konusu konutun aile konutu olması nedeniyle dava açtığını, bu davanın davacı lehine sonuçlandığını, dava dilekçesinde müvekkilin kötü niyetli olarak evli olduğu bilgisini bankadan gizlediğini iddia etmiş iseler de de zira davacı bankanın basiretli bir tacir olarak kredi kullandırım aşamasında müvekkilden kimlik bilgilerini istememesinin mümkün olmadığını, kimlikte müvekkilin evli olduğu bilgisinin açıkca yazdığını, Kayseri 4. Aile Mahkemesi’nin 2019/107 E. Sayılı dosyasının kaybedilmesinde müvekkilin değil, davacı bankanın açık kusurunun olduğunu, eş rızası almayan davacı bankanın, basiretli bir tacir gibi hareket etmediği, dolayısı ile söz konusu işlemden de kendi kusurlu hareketi sonucu zarara uğradığının açıkta olduğunu, davacı tarafın iddia ve savunmalarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkillerinin davacı bankanın ilgili icra dosyasına 43.125,06 TL ödeme yaptıklarını söylediklerini oysa icra dosyası celp edildiğinde bu kadar bedelin yatırılmadığının ortaya çıkacağını, yatırılan bedel ile dava dilekçesinde zikredilen bedel bankanın stopaj yükümlüsü olmasından kaynaklandığını, davacı bankanın stopaj yükümlüsü olmasından kaynaklı %20 stopajın da müvekkile yükletilmeye çalışıldığının anlaşıldığını, ayrıca banka tarafından hem mahkemenizin 2022/107 E. Hem de 2022/108 E. Sayılı dosyaları ile ayrı ayrı aynı husus için dava açılmasının da kötü niyetin bir göstergesi olduğunu, tüm bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun davanın ve tüm taleplerinin reddine, ayrıca asıl alacağın %20 sinden az olmakak üzere kötü niyet tazminatına ka karar verilmesini ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Yapılan bu genel açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, benimsenen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, müteselsil borçlu olarak (davacı banka) taraflara yükletilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı olduğu, bu kararın aile konutu olduğu halde ipotek tesis ettiren ve ipotek lehtarı olan davacı bankanın gerekli araştırma yapmaksızın ve aile konutuna ilişkin açık rıza bulunduğundan hareketle, lehine ipotek tesis ettirmesi ve daha sonra bu durumun anlaşılması ile birlikte mahkemece dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığının tespiti ile birlikte taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi sonucu doğan bir borç olduğu, davacı bankanın yapılan yargılama sırasında eş rızasını almaksızın aile konutu olmasına rağmen ipotek tesis ettirdiği, bu kapsamda tacir olan bankanın basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, malik olmayan eşin açık rızasını almaksızın ipotek tesis ettirmesi nedeniyle sorumlu olduğunun tespit edilmesi, güven kurumu olan bankanın yerleşik Yargıtay uygulaması çerçevesinde, hafif kusurdan dahi sorumlu olması esasları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, söz konusu borçtan davacı bankanın ağır kusuru nedeniyle sorumlu olduğu, davalının bu konuda sorumluluğu bulunmakla birlikte bankanın ağır kusuru karşısında davalının sorumluluğunun ortadan kalktığı, kaldı ki davacı bankanın kendi payına düşenden fazlasını ödeyen müteselsil sorumlu (borçlu) sıfatıyla ve iç ilişkide eşit oranda paylarla sorumlu olduklarından bahisle hareket etmeyerek arada ki genel kredi sözleşmesini gerekçe göstererek hem asıl davaya konu hem de birleşen davaya konu icra takipleri ile yargılama giderleri ve bu kapsamda hükmedilen vekalet ücretinin tamamını davalıdan tahsil etmeye çalıştığı, davacı banka bir an için kendi payına düşen kısmı mahsup etmek suretiyle kalan kısım yönünden diğer müteselsil borçludan borcun müştereken (birlikte) tahsili istemiyle başlatmış olsaydı dahi, bu hususun öncelikle yargılamayı gerektirdiği, müteselsil borçluların kusur durumunun ve kusur oranının mahkemece belirlenmesinden sonra icra takibi başlatılması gerektiği, davacının dayanak gösterdiği genel kredi sözleşmesi herhangi bir hükmünde müteselsil borçluluk halinde iç ilişkide müteselsil sorumlu olan kredi lehtarı ve kredi veren banka arasındaki sorumluluk rejiminin düzenlenmediği, diğer bir deyimle iç ilişkide davacı bankanın davalı kredi lehtarına yönelik gayrı kabili rücu hakkının bulunmadığı, açıklanan nedenlerle davacının davalı hakkında asıl dava ve birleşen dosya yönünden başlatmış olduğu icra takiplerinin yerinde olmadığı, bu sebeple itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin isteklerin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ve hüküm tesis edilmiştir. Davacı bankanın başlatmış olduğu icra takiplerinde haksız olduğu sabit olmakla birlikte, kötü niyetli icra takibi başlattığı ispatlanamadığından koşulları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.1-Asıl davada ve birleşen Kayseri 2. ATM 2022/108 E. 2022/359 K. Sayılı dosyada davanın ayrı ayrı reddine, 2-Asıl davada ve birleşen Kayseri 2. ATM 2022/108 E. 2022/359 K. Sayılı dosyada davanın davalının Kötü niyet tazminatı talebinin ayrı ayrı reddine, Asıl dava yönünden;3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 631,40 tl harçtan mahsubu ile artan 550,70-TL nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.5-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine.6-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Davalı lehine 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Birleşen dava yönünden;8-Alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 105,08-TL harçtan mahsubu ile artan 24,38-TL nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine.9-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.10-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine.11-Davalı lehine 6.152,91-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,12-325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, ….” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Borçlu …’un müvekkili banka … A.ş … … / Kayseri şubesine kredi başvurusunda bulunduğunu, müvekkili banka ile 06/11/2017 tarihinde … no’lu kredi sözleşmesi imzaladığını, müvekkili banka ile davalı borçlu arasında tarımsal kredi kapsamında 230.000,00 TL kredi kullandırıldığını, davalının talep ettiği kredi için teminat olarak Kayseri İli … İlçesi … Mah. … Pafta, … ada, … Parsel Kat:1 bağımsız bölüm no:2 deki taşınmaza müvekkili banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı borçlu …’un kötü niyetli olarak evli olduğu bilgisini müvekkili bankadan gizlediğini, söz konusu bilgi ve belgeler ile kötü niyetli davalı tarafından müvekkili bankaya ibraz etmediğini, davalı borçlunun eşi … aile konutu olan bahse konu taşınmaz üzerindeki müvekkili banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemiyle 08/02/2019 tarihindeki kötü niyetli olarak ve müvekkili bankayı zarara uğratmak maksadıyla ipoteğin fekki davasını ikame ettiğini, Kayseri 4. Aile Mahkemesi 2019/107 Esas ve 2019/556 Karar sayılı ilamı gereğince alacaklı olan …, borçlu …’a ve müvekkili barkaya Kayseri Genel İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin müvekkili bankaya tebliğ edilmesinin üzerine takibe konu borcun tamamının müvekkili banka tarafından ödendiğini, davalı borçlu vekilinin 16/12/2021 tarihinde haklı takiplerine itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle müvekkili aleyhine başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından başlatılan haksız icra takibinin geri bırakılmasını, yerel mahkeme kararının istinaf sebepleri doğrultusunda kaldırılmasını, davalarının talepleri doğrultusunda kabulünü, yargılama ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmeden rücu edilebileceğine dair bir hüküm bulunmaması, ipoteğin kaldırılması davasının kaybedilmesindeki kusurun tamamen davacı bankaya ait bir kusur olması, davacı bankanın basiretli bir tacir gibi hareket etmemesi, zarar ile sonuç arasındaki müvekkili açısından illiyet bağının olmaması, hususlarının nazara alınarak davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun gerek usulden gerekse esastan reddine dair karar verilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Asıl ve birleşen davalar icra takiplerine vaki itirazların iptali istemlerine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.Mahkemece 22/12/2022 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 8.000,00-TL’dir. Somut olayda davacının birleşen davada talep ettiği toplam alacağın 6.152,91 TL olup mahkemece davacı aleyhine reddolunan alacak miktarının da 6.152,91 TL olduğu gözetildiğinde hükmün verildiği tarih olan 22/12/2022 itibariyle HMK’nin 341/2-4 maddesinde belirtilen 8.000TL’lik kesinlik (İstinaf edilebilirlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davacının birleşen davada verilen kararla ilgili istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 341/4 ile 346/1 maddesi uyarınca HMK’nın 352/1-b maddesi kapsamında kesin kararın istinaf yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekilinin asıl dava dosyasına yönelik istinaf itirazlarına gelince:Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davacı tarafın iddialarına, davalı yanın savunmalarına, ilk derece mahkemesince aldırılan 20.11.2022 tarihli bilirkişi raporundaki tespitilere, mahkemenin belge ve delilleri takdirinde (keza vakıa ve hukuki değerlendirmesinde ) bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı taraf vekilince asıl davayla ilgili verilmiş karara yapılan istinaf itirazlarının tümünün yerinde olmadığı görülmüştür.Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına davalı tarafça yapılan istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 22/12/2022 tarih ve 2022/107 Esas 2022/923 Karar sayılı ilamında birleşen 2022/108 esas sayılı dava yönünden davacının yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 341/2-4, 346/1 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 22/12/2022 tarih ve 2022/107 Esas 2022/923 Karar sayılı ilamında asıl dava yönünden davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf eden davacıdan asıl davayla ilgili istinafı yönünden alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
-İstinaf eden davacıdan birleşen 2022/108 esas sayılı davayla ilgili istinafı yönünden alınmış 179,90TL istinaf karar harcının ise talebi halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf eden davacının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgili tarafına iadesine,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/03/2023