Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/531 E. 2023/490 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/531
KARAR NO: 2023/490
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2022
ESAS NO: 2021/943
KARAR NO: 2022/726
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 23/03/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 05/10/2022 tarih ve 2021/943 E – 2022/726 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hatır senedi olarak davalıya verdiği 01.10.2016 düzenleme tarihli, 25.02.2017 ödeme tarihli, 75.000,00-TL bedelli ve 01.10.2016 düzenleme tarihli, 30.04.2017 ödeme tarihli, 75.000,00-TL bedelli iki adet senet ile ilgili müvekkilinin borcu bulunmadığının tespiti ile senetlerin iptaline, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi neticesinde Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin … satış nolu dosyası ile müvekkilinin taşınmazının satışı için gün verildiğini, takibin devamı halinde müvekkilinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zarara uğrayacağından bahisle öncelikle icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takip yapmış olması nedeniyle senetlerde yazılı miktar olan 150.000,00-TL’nin %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davacı taraf senetlerin hatır senedi olarak müvekkiline verdiğini iddia etmiş ise de çeke karşılık hatır senedi olarak verildiği iddia olunan senetlerin keşide tarihinin çekin keşide tarihinden önce olduğunu, davacı tarafından senetlerin çeklerin karşılığı olarak verilmediğinin göstergesi olduğunu, davacı tarafından müvekkiline verilen icra takibine konu senetler ile söz konusu çeklerin bir bağlantısının bulunmadığını, davacının borcu ödemekten kurtulmak adına böyle bir iddiada bulunduğunu, davacı tarafın senetlerin hatır senedi olduğunu tanıkla ispat etmesinin mümkün olmayacağını, senede karşı senetle ispat zorunluluğunun bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte ödeme yaptıktan sonra geri almaması ve müvekkilinde bırakması hususunun hayatın olağan akışına aykırı olup ticari teamüller ile bağdaşmadığını, tacir olduğunu iddia eden davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerekirken bedelini ödediğini iddia ettiği senetleri davalıdan iade almaması ve müvekkilinde bırakması hususunun davacının iyi niyeti yahut güven duygusu gibi soyut gerekçelerle açıklanamayacağını, mezkur davadaki iddiaların tamamen kötü niyetli olduğundan bahisle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, davalı takip alacaklısı müvekkilinin alacağını geç tahsil edecek olmasından dolayı borçlu davacı aleyhine takip konusu bedelin %20’sinden az olmayan bir tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında dostluk ilişkisi mevcut olduğu, bu dostluk ilişkisine istinaden …Bankası’na ait toplamda 150.000,00-TL bedelli 2 adet çekin keşide edildiği ve bu çeklerin karşılığında davacı tarafça iki adet senet düzenlendiği ve davalı …’na teslim edildiği, dava konusu çek ve senetlerin davacı …’nün (…. Ltd. Şti.) 2016/2017 yılları ticari defter kayıtlarında yer almadığı, ayrıca bu bonoların ödendiğine ilişkin ödeme belgesi sunulmadığı, senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi gereği davacının subuta ermeyen davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca takip başlatılmasında davacının kötü niyetli olduğunun ispatlanmaması nedeniyle davalı tarafın kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığından, açılan davanın reddine, davalının %20 tazminat talebinin şartlarının oluşmaması nedeniyle reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı ve davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … tarafından, müvekkilimizin sahibi olduğu şirket olan …. Ltd. Şti’ne, … ve müvekkili …’nün aralarındaki dostluk ilişkisi nedeniyle, …Bankasına ait … IBAN nolu hesap için alınmış; 30.04.2017 tarihli, 75.000,00 TL bedelli ve 28.02.2017 tarihli, 75.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 150.000,00 TL bedelli iki adet çek keşide edildiğini, … tarafından da iyi niyet gösterilerek, hatır senedi olarak, bu çeklerin karşılığında, davaya konu 01.10.2016 düzenleme tarihli, 25.02.2017 ödeme tarihli, 75.000,00 TL bedelli ve 01.10.2016 düzenleme tarihli, 30.04.2017 ödeme tarihli, 75.000,00 TL bedelli iki adet senet …’na teslim edildiğini, bu çeklerden 28.02.2017 tarihli olan müvekkilimizin sahibi olduğu şirketle ticari ilişkisi olan …’ne verilmiş; …. Ltd. Şti tarafından bu borç … A.Ş.’ne ödenmiş ve çek işlem görmeden alınarak …’na iade edildiğini, 30.04.2017 tarihli olan senet ise …. Ltd. Şti.’nin, … Bankası Düvenönü Şubesi’ndeki teminat hesabına konulmuş, günü geldiğinde bankalar arası takas sisteminde çek işleme konulduğunu, bu çekin bedeli …. Ltd. Şti hesabından müvekkilimizce …’nın … Bankası’ndaki hesabına ödendiğini, çek bedelleri müvekkili …’nün sahibi olduğu …. Ltd. Şti. tarafından ödendiğini ve çekler …’na teslim edilmiş olmasına rağmen, … tarafından, çeklerin güvencesi olarak verilen bu senetler dayanak gösterilerek, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … E. (Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7990 E. sayılı dosyası) sayılı dosyası ile müvekkili … adına icra takibi başlatıldığını, bedelsiz hatır senetlerinin takibe konulması ile icra takibiyle karşı karşıya kalan müvekkili oldukça zor durumda kaldığını, icra takibi neticesinde taşınmazlarına haciz konulup, Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin … Satış Nolu dosyası ile satış işlemleri başlatılması sebebiyle söz konusu alacak müvekkili tarafından haciz ve satış baskısıyla ödendiğini, senet ve çeklerin miktarları, ödeme tarihleri, düzenleme tarihlerinin benzerliği göz önünde bulundurulduğunda dahi senetlerin çekler karşılığı, hatır senedi olarak verildiği anlaşıldığını, dosyadan aldırılan 08.07.2022 havale tarihli Bilirkişi raporunda “Davacı …’nün Ticari defter ve kayıt ve belgelerine istinaden: Davalı …’na herhangi bir borcu ya da alacağının olmadığı, davalı … ile aralarında Ticari bir ilişkinin olmadığı” şeklinde yapılan tespitle de taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmadığı, ticari defterde alacak ve borç görülmediği verilen senetlerin hatır senedi olarak verildiği ortada olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine konu edilen senetlerden dolayı müvekkili …’nün borçlu olmadığının tespit edilmesi talepli davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.10.2022 tarih, 2021/943 E. 2022/726 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın 2 Nolu hükmünün gerekçesi ”…Ayrıca takip başlatılmasında davacının kötü niyetli olduğunun ispatlanmaması nedeniyle davalı tarafın kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı…” gerekçesi hukuka ve kanuna uygun olmayıp takip ikame eden taraf davalı olan biz menfi tespit davası ikame eden davacının kendisi olduğunu, mezkur gerekçenin bir üst paragrafında yerel mahkemece izah edilen nedenler sair kötüniyeti gösterir nitelikte olduğunu, cevap dilekçesinde bu hususu şöyle izah ettiklerini,; ”Davacının hatır senedi olarak verildiğini iddia ettiği icra takibine konu senetlerin üzerinde hatır senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmamakta olup işbu senetlerin düzenleme tarihi de karşılığında verildiği iddia olunan çeklerin düzenlenme tarihinden öncedir. Bu husus açıkça göstermektedir ki, davacı tarafından müvekkile verilen icra takibi senetler ile söz konusu çeklerin bir bağlantısı bulunmamakta olup davacı borcu ödemekten kurtulmak adına böyle bir iddiada bulunmaktadır.” Değinmiş oldukları bu husus bile sadece yerel mahkemenin kötüniyet tazminatına hükmetmesi için yeterli bir dayanak olduğunu, çünkü davacının menfi tespit davası ikame ederken borçlu olduğunu bildiği, buna rağmen süreci uzatmak amaçlı bu davayı ikame ettiği açık olup icra dosyası incelendiğinde de görüleceği üzere; davacı tarafça kötüniyetli şekilde birden fazla kere satış dosyamız -kesin kararın davacı borçlu tarafça istinafı ile İcra İflas Kanunun ilgili maddesi kötüye kullanmak suretiyle- düşürüldüğünü, davacı borçlu tarafça dosyaya yatırdığı masraf tabiri caizse yakılmak sureti ile satışa defaatle engel olunmuş tüm bunlar davacının kötüniyetli eylemleri ile vuku bulduğunu, yerel mahkemece bu husus göz ardı edilerek davacının kötüniyetli olmadığı şeklinde hakkaniyete aykırı bir karar verildiğini, ayrıca, mezkur dosyadan icra dosyasına konulan “alacaklıya paranın ödenmemesi” tedbiri sebebiyle, müvekkil alacağını almakta gecikmiş bu süreçte paranın alım gücü düştüğünü, enflasyon yükselmiş, piyasalar alt-üst olmuş ve müvekkilimiz maddi kayıplar verdiğini, bu husus dahi yerel mahkemece hiç değerlendirilmeden hukuka aykırı bir red kararı ihdas edildiğini, davacı tarafın hukuka ve hakkaniyete aykırı, mesnetsiz istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine, mezkur yerel mahkeme kararının 2 nolu “icra inkar tazminatı yönünden red” hükmünün istinaf incelenmesi sonucunda kaldırılması ile lehimize icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, icra takibine konu bonolardan dolayı menfi tespit talebinden ibarettir.
HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,12.01.2022 tarihli ara kararla icra veznesine yatan paranın tedbiren alacaklıya ödenmemesine karar verilmiş ise de, henüz söz konusu ihtiyati tedbir uygulanmadan icra dosyasının haricen tahsil edilerek kapatılması nedeniyle ihtiyati tedbir kararının uygulanamadığı, dolayısıyla İİK’nun 72/4 maddesindeki yasal şartlar oluşmadığından mahkemece davanın reddi ile davalı lehine tazminata hükmedilmemesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları taktirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla tarafların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 05/10/2022 tarih ve 2021/943 E – 2022/726 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan istinaf karar ve ilam harcı istinaf edenlerce peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 20/03/2023