Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/475 E. 2023/442 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/475
KARAR NO: 2023/442
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2022
ESAS NO: 2019/325
KARAR NO: 2022/754
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:21/03/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2022 tarih ve 2019/325 Esas 2022/754 Karar sayılı ilamına karşı ,taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile “Karşılıklı Alım Satım ve Kiralama Sözleşmesi” imzaladığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin … , … Cadde, No: … , … / … adresinde faaliyet göstermiş olduğu fabrika sahasında yer alan ve sözleşme eki listede ayrıntılı olarak listelenen makinaların ve tescili müvekkiline ait olan ” … ” ürün markasının ve fabrika binasının davalı tarafından kiralandığını ve karşılığında imzalanan sözleşmeler kapsamında taraflar arasında liste halinde belirlenen 84 adet sıralı çekin müvekkiline verilmesinin kararlaştırıldığını, söz konusu çeklerden ilk 42 adetinin müvekkili tarafından marka devrinin ve tapuya davalı adına şerh işleminin tamamlanması üzerine verileceğinin, kalan 42 adet çekin davalının gayrimenkule taşındıktan sonra verileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme gereği marka devrini ve tapuya şerh işlemini tamamlayıp sözleşme ekinde bulunan makineleri teslim etmesi üzerine davalının fabrika binasına taşındığını davalının teslim etmesi geren çeklerden 31/01/2015 tarih ve 111.500,00-TL tutarlı, 28/02/2015 tarih ve 111.500,00-TL tutarlı iki adet çeki müvekkiline vermediğini, davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine hakkında Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden alacak takibi başlattığını, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durması nedeniyle iş bu davayı açtıklarını beyanla Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazın iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Taraflar arasında bir kiralama sözleşmesi yapıldığının doğru olduğunu, sözleşmeye göre taahhüt edilen her bir çek miktarının bir kısmının kiralama, bir kısmımn da makinelerin alımı için sayılmak üzere birbirlerinden ayrılmaz edimler içerdiğini, çek edimlerine karşılık davacı tarafın makine teslimini sözleşmedeki şartlarda sağlaması gerektiğini, sözleşmenin her iki tarafa borç yükleyen bir akit olduğunu, davacının sözleşmeden doğan borcunun hem işyeri hem makineleri teslim etmek olduğunu, makinelerin teslimi için de daha öncesinde tapuda mütemmim cüz görünmesinden dolayı makinelerin tapudan ayrılarak müvekkiline devredilmesinin gerektiğini, müvekkilinin borcunun da sözleşmede kararlaştırıldığı gibi o andan itibaren doğacağını, sözleşmenin imzalanması sonrasında müvekkilinin tapudaki işlemlerin tamamlanmasını beklediğini, davacı tarafın … ‘dan teferruat kaydının kaldırılmasına dair muvafakat aldığını ve yakın zamanda sözleşmenin yürürlük kazanacağını belirttiğini ancak bu terkinlerin 3 ay boyunca yapılmadığını ve bu sebeple ilk iki çekin teslimden kaynaklı olarak davacı tarafa verilmediğini, ayrıca makine teslimlerinin sözleşmedeki şartların tamamına uygun şekilde ve zamanda yapılmadığını ve müvekkilinin üretime geçmesinin geciktiğini, kiracılık süresinin fiilen başlayamadığını, davacının kiralanan taşınmazı sözleşmede belirtildiği şekilde teslim etmekle yükümlü olduğunu, makinelerin sözleşmede belirtilen şekilde teslim edilmemesine rağmen, müvekkilinin iyi niyetli olarak ve ticaretin sekteye uğramaması adına gerçekleşen durumlara katlandığını, daha sonrasında müvekkili şirketin halka açılma kararı aldığını, davacı tarafın makinelerde sözleşmeye uygun teslimlerin sağlandığını söylediğini ve müvekkili şirket tarafından SPK’ya bildirim yapıldığını ancak, SPK tarafından halka arzın onaylanacağı sırada makinelerin dava dışı … Şti.’ne devredildiğini ve davacı tarafın sözleşmedeki edimini gereği gibi ifa etmemiş olduğunu öğrendiğini, tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 17/02/2017 tarihinde makinelerin devrinin müvekkili yerine … firmasına yapılmış olduğunu, müvekkili şirketin SPK onay aşamasında olduğu için çaresiz kalarak … Şti’nin ileri sürdüğü maddi talepleri yerine getirmek ve çeşitli izin evraklarını imzalamak zorunda kaldığını, tapudaki kira başlangıç tarihinin 08/04/2015 olduğunu, bu hususun sözleşmenin yürürlük başlangıç tarihinin tespiti için önem arz ettiğini, taşınmazın … firmasına devri ile kira sözleşmesinin de bu firmaya devredilmiş olduğunu, icra takibine konu edilen çek bedellerinin sözleşmenin ilk çekleri olduğunu, bu iki çekten sonraki tüm çeklerin davacı tarafından ihtirazı kayıt konulmadan teslim alındığını, kira sözleşmesinden sonraki ayların ihtirazi kayıt olmaksızın kabul edilmesinin önceki ayların ödendiği veya ödenmemesi hususunda anlaşıldığına karine teşkil ettiğini, davacı tarafin sözleşmeye ve ticari teamüllere aykırı davrandığını, sözleşmede belirtilen şekilde makine teslimi yapılmadığı gibi makine faturalarının belli bir kısmının da teslim edilmediğini, teslim edildiği iddia edilen faturaların bir kısmının da teslim edilen makineler ile alakalı olmadığını, davacı beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin ticari defterinde davalı adına açılan … . Şti. isimli hesap üzerinden takip tarihi (28/03/2019) itibarıyla 310.828,05-TL davalı alacağından, takibe konu edilen ve davalı tarafından sözleşme kapsamında davacıya verilmeyen 31/01/2015 keşide tarihli 111.500,00-TL ve 28/02/2015 keşide tarihli 111.500,00-TL tutarlı iki adet toplam 233.000,00-TL tutarındaki çek borcunun takas mahsup edilmesi nedeniyle davalının davacıya borcunun kalmadığı, davalı tarafından davacıya verilmesi gereken 31/01/2015 keşide tarihli 111.500,00-TL ve 28/02/2015 keşide tarihli 111.500,00-TL tutarlı iki adet toplam 233.000,00-TL tutarındaki çeklerin keşide tarihinde davacı defterlerinde davalı alacağının 4.906.000,60-TL olup bu meblağın çeklerin toplam bedeli olan 233.000,00-TL’nın ve davacı tarafından icra takip talebine konu edilen toplam alacağın üzerinde olması nedeniyle borç alacak takası nedeniyle davalının davacıya borcunun kalmadığı sonucuna varılmış ve sübut bulmayan itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir. İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmetmek için davanın davalı lehine sonuçlanması, davacının icra takibinde kötüniyetli olması ve davacının talebi gerekir. Davacının kötüniyetli sayılabilmesi için haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olmalıdır. Alacaklının kötüniyetli olduğu konusunda ispat yükü davalıdadır. Davalı borçlu, takip konusu alacağın aslında hiç doğmadığını veya sona erdiğini alacaklının bildiği halde takibe geçtiğini kanıtlarsa alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. İzah edilen tüm nedenler karşısında dosya kapsamına göre, davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından yasal koşulları bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Verilen karar ile; 1-Davanın REDDİNE, 2-Koşulları bulunmadığından davacının icra inkar tazminatı ve davalının kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine…” dair karar verilmiştir. İş bu kararı taraf vekilleri süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinden özetle; davalı tarafın istinaf başvuru taleplerinin kabul etmediklerini, yerel mahkemece davalı tarafın ıslah dilekçesinde belirttiği alacak ve bedel yönünden değil farklı bir alacak ve bedel yönünden takasa karar verilmesi ve yasal koşulları taşımayan takas talebinin hüküm altına alınmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada karşılıklı alım satım sözleşmesine dayanmakta olduğunu, taraflar arasında süregelen karşılıklı ticari ilişkisinden doğan uyuşmazlık olmamasına karşın yerel mahkemece HMK madde 222/3 hükmü uyarınca her iki tarafça varlığı kabul edilen bir sözleşmenin mevcut iken ticari defter ve kayıt incelemesi yapılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, iki tarafın defterlerinin birbirini tutmaması halinde ticari defter ve kayıtlarının delil vasfı kazanamayacağını, buna karşın yerel mahkemece ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde takas defi’nin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, muavin defterlerin yardımcı defter niteliğinde olduğunu, taraflarınca ibraz edilen resmi defterlerden alacaklı olduklarının anlaşılmasına karşın yerel mahkemece davalı tarafın takas talebinin kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşme kapsamında dava konusu edilen ve davacı müvekkiline verilmesi gereken 2 adet çekin davacıya verilmediğini, bedelinin de ödenmediğini dosya kapsamında alınan tüm bilirkişi raporları ile sabit olmasına karşın yerel mahkemece takas def’inin kabulü ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle katılma yolu ile istinaf başvuru taleplerinin kabulünü, yapılacak istinaf incelmesi neticesinde verilen kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü, yargılama giderleri, istinaf giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; davanın davacının bedelini talep ettiği çeklere dayalı hiç bir alacağının olmaması gerekçesiyle reddi gerekirken takas – mahsup çerçevesinde reddedilmesinin hatalı olduğunu, davacının alacaklı olduğu varsayımında ise tahkikat aşamasında saptanan alacağın kabulünün mümkün olmadığını, kendi defterlerinde dahi müvekkiline borçlu gözüken davacının kötü niyetli olduğunun aşikar olduğunu, tüm bu nedenlerle haklı istinaf başvurularının kabulünü, yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını, mahkemece esas incelemesi yapılarak eldeki mesnetsiz davanın davcının sözleşme gereği üzerine düşen edimleri ifa etmemiş olması, dava konusu edilen çeklere konu borcun karşılıklı anlaşma sonucu ortadan kaldırılması ve nihayetinde gelinen aşamada davacının müvekkili uhdesinde herhangi bir alacağının olmaması tam aksine müvekkile borçlu olması gerekçesiyle külliyen reddini, davacının takibe konu miktarın % 20 sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca verilmesi kararlaştırlan 2 adet çek bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Somut uyuşmazlıkta; her ne kadar nihai karar davacı tarafından istinaf edilmiş ise de; mahkemece istinaf kanun yolu giderlerinin (başvuru ve karar harcı ile diğer tebliği giderlerinin ) ödenmediğinin anlaşılması üzerine söz konusu giderlerin ödenmesi aksi taktirde istinaf talebinden vazgeçilmiş sayılacağı hususunda davacı tarafa muhtıra çıkarıldığı ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen muhtıraya rağmen istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harç ve diğer giderlerin süresinde ödenmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin 10/01/2023 tarihli ek kararıyla gerekli harç ve masrafların süresinde ikmal edilmediğinden bahisle davacının istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı şirket vekilinin ek kararın kaldırılmasına ilişkin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili nihai karara karşı ayrıca katılma yoluyla istinaf talebinde de bulunmuştur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davacı tarafın iddialarına, davalı yanın savunmalarına, dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporlarındaki tespitlere, taraflar arasında düzenlenen ”Karşılıklı Alım Satım Ve Kiralama Sözleşmesi” başlıklı sözleşme hükümlerine, mahkemenin belge ve delilleri takdirinde (keza vakıa ve hukuki değerlendirmesinde ) bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından taraf vekillerince yapılan istinaf itirazlarının tümünün yerinde olmadığı görülmüştür.
Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davacı vekili ile davalı taraf vekilince yapılan bütün istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf incelemesine konu kararın usul ve esas yönlerinden hukuka uygun olduğu değerlendirilmekle işbu kararı istinaf eden taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı reddi gerektiği değerlendirilmiş ve HMK 353/1-b-1 md uyarınca istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2019/325 Esas 2022/754 Karar sayılı kararının istinafı talebi yönünden verdiği 10/10/2022 tarihli EK KARARINA karşı yaptığı istinaf başvurusunun, ek kararın usul ve yasa yönünden hukuka uygun olması nedeniyle HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Ek kararı istinaf eden davacıdan alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
B)1-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2019/325 Esas 2022/754 Karar sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekili ile işbu kararı katılma yoluyla istinaf eden davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179.90TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 80.70TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 99,2TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalıdan alınması gerekli olan 179.90TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 80.70TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 99,2TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK’nın 361 vd. Maddeleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/03/2023