Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/472 E. 2023/448 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/472
KARAR NO: 2023/448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2022
ESAS NO: 2021/590
KARAR NO: 2022/997
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:20/03/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2022 tarih ve 2021/590 Esas 2022/997 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız takibine davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak borçlu olmadığı iddiası ile itiraz ettiğini, davalının bu itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalının müvekkili ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkili şirkete borçlu olmasına rağmen, bugüne kadar müvekkili şirkete borcunu ödemediğini, davalı borçlunun haklı alacağın tahsili bakımından başlatılan ilamsız takibe, takibin ilamsız olması ve itiraz ile durabilecek nitelikte olmasını da firsat bilerek haksız, kötü niyetli ve hukuka aykırı olarak itiraz edip takibin durmasını sağladığını belirterek yargılama ile belirlenecek ve mahkemece uygun görülecek nedenlerle öncelikle; davalı tarafın müvekkilinin alacağını semeresiz bırakmak için mallarını kaçırma ihtimali kuvvetle muhtemel olup davalı adına kayıtlı olan taşınır, araçların ve taşınmazların kaydına devrine engel olmak ve müvekkilinin alacağının semeresiz kalmaması için ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konulmasına neticede davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan alınıp müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıdan alınıp müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacının iddia ve taleplerini kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafından haksız olarak müvekkili aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacı tarafın müvekkilinden cari hesaptan kaynaklı olarak alacaklı olduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığından dolayı iş bu takip dosyasına 18/06/2021 tarihinde itiraz edildiğini ve 20/06/2021 tarihinde takibin durdurulduğunu, tarafların tüm ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığının anlaşılacağını beyanla müvekkili aleyhine açılmış olan işbu davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… icra takip dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, denetime ve hüküm vermeye elverişli bulunan bilirkişi rapor ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı adına düzenlediği 42 adet fatura karşılığı açık (cari) hesap ilişkisine dayalı olarak bakiye hesap alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığı görülmektedir. İlgili kurumlardan yapılan araştırmalarda davalının tacir olduğu anlaşılmıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Buna göre; davacı … Ltd. Şti.’nin usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde dava tarihi itibariyle davalıdan 95.278,77-TL alacağı olduğu, davadan sonra 12.449,91-TL virman yoluyla alacak rakamı girildiği ve bilirkişinin rapor tarihi itibarı ile davalıdan 82.828,86-TL alacağının olduğu kayıtlıdır. Davalının usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde ise davalı adına düzenlenen uyuşmazlık dışı 3 adet faturanın resmi kayıtlara işlendiği bu faturalara göre davalının davacıya 2021-2021 sonu itibariyle borcunun görünmediği, fakat davacı tarafından dosyaya sunulan ve eldeki takibe ve davaya konu olan davalı adına düzenlenmiş toplam 42 adet fatura 110.743,46-TL karşılığının davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Davalı taraf, cevap dilekçesinde söz konusu faturaların kendisine tebliğ edilmediğini, davacının davalıya mal teslim etmediğini ve davalının davacıya borcunun bulunmadığını savunmaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/7819 Esas ve 2017/2738 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir. Davacı tarafça davaya konu cari (açık) hesap alacağına dayanak icra takibi başlatmış ve 21/02/2022 tarihli dilekçesi ekinde takibe konu alacak için delil olarak dayandığı cari hesap ekstresini ibraz etmişse de bu cari hesap ekstresinde yazılı ve alacağının temelini oluşturan 42 adet faturanın davalıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ belgesi ile bu faturaların içeriği malların davalıya teslim edildiğine yönelik de irsaliyelerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Somut olayda, takip konusu yapılan alacağa ilişkin taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinin varlığı ise davalı tarafça kabul edilmemektedir. Davacının ticari defterlerinde tek taraflı kayıt olması, davacının bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunun ispatı sayılamaz. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK’nun 233. maddesi) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez. Açıklanan bu nedenlerle mahkememizce; davacının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak davalıdan alacağı olduğu iddiasına yönelik olarak davalıya yemin teklif edip etmeyeceğini, yemin teklif edecekse yemin metnini sunması için kesin süre verilerek, kesin süreye uyulmadığı takdirde yemin deliline dayanmaktan ve yemin teklif etmekten vazgeçmiş sayılacakları davacı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Davacının kesin süre içinde yemin teklif edeceğini bildirmemesi karşısında davacı yemin deliline dayanmaktan ve yemin teklif etmekten vazgeçmiş sayılmıştır. Yargılama sonunda toplanan tüm delillere göre, davacı tarafça davaya konu cari (açık) hesap alacağına dayanak icra takibi başlattığı, davalının takip konusu yapılan bu alacağa ilişkin taraflar arasındaki ticari satım ilişkisini inkar ettiği, davacı vekilinin 21/02/2022 tarihli dilekçesi ekinde takibe konu alacak için delil olarak dayandığı cari hesap ekstresini ibraz ettiği, ancak bu cari hesap ekstresinde yazılı ve takip konusu yaptığı alacağının temelini oluşturan 42 adet faturanın davalıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ belgesi ve bu faturaların içeriğinde yazılı malların davalıya teslim edildiğine yönelik irsaliyelerini ibraz edilmediği, bu faturaların davalının ticari defterlerinde de kaydının olmadığı anlaşılmakla, sübut bulmayan itirazın iptali davasının reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmetmek için davanın davalı lehine sonuçlanması, davacının icra takibinde kötüniyetli olması ve davacının talebi gerekir. Davacının kötüniyetli sayılabilmesi için haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olmalıdır. Alacaklının kötüniyetli olduğu konusunda ispat yükü davalıdadır. Davalı borçlu, takip konusu alacağın aslında hiç doğmadığını veya sona erdiğini alacaklının bildiği halde takibe geçtiğini kanıtlarsa alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. İzah edilen tüm nedenler karşısında dosya kapsamına göre, davacının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından yasal koşulları bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Kurulan hüküm ile: 1-Davanın REDDİNE, 2-Koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yerel mahkemece verilen kararın gerekçesinde davalı tarafın, cevap dilekçesinde söz konusu faturaların kendisine tebliğ edilmediğini, davacının davalıya mal teslim etmediğini ve davalının davacıya borcunun bulunmadığını savunduğunu, mahkemece 07/02/2022 tarihli celsenin … nolu ara kararı ile davalı tarafa uyuşmazlık konusu dönemlere ait tüm ticari kayıt ve defterlerin ibrazı, ibrazı mümkün değilse nedenleriyle birlikte bilirkişi incelemesine hazır edilecek açık adresin ve bu adreste ticari defter ve kayıtları bilirkişiye sunacak kişinin ad, soyad ve telefon numarasının bildirilmesi için kesin süre verildiğini, usulüne uygun ihtarat yapıldığını, bilirkişilerce tanzim edilen raporda davalı tarafça irtibat için bilgileri verilen muhasebeci … ile görüşüldüğünü, ancak defter ve kayıtların sunulmadığı yönünde rapor tanzim edildiğini, cari hesap alacağına konu faturaların e- arşiv fatura şeklinde düzenlendiğini, sistem üzerinden de davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafça yasal olan 8 gün içerisinde itiraz edilmediğini, söz konusu e- faturalarda düzenlenme tarihinin yanı sıra saat ve dakikasının yazıldığını, irsaliye yerine geçer ibaresinin işlendiğini, vergi dairesi uygulamasınında bu yönde olduğunu bu anlamda ayrıca irsaliye düzenlenmesine gerek bulunmadığını, mahkemenin malın telimine ilişkin değerlendirmeye kabul etmediklerini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, e- arşiv faturaların niteliği ve içeriği gereği malın teslim edildiğinin taraflarınca ispatlandığını, taraflarına dava dilekçesi tanık deliline dayanıldığını, 2 tanık bildirildiğini, tanıkların faturalara konu malların teslim hususunda dinlenilmeden, delillerinin toplanılmadan hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, eksik inceleme ve değerlendirme ile kurulan hükmün bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere kök rapor tanzim edilirken davalı tarafın süresinde ticari defter ve kayıtlarını sunmadığını, yerel mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını sunmak üzere ek süre verildiğini, akabinde ek rapor alındığını, ek rapor alınmasına ve fazladan yargılama gideri yapılmasını davalı tarafın kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, davalı tarafından karşılanmış olan bilirkişi ek rapor ücretinin gerekçeli karar ile müvekkili üzerine yükletilmiş olmasının hakkaniyete usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu yönüyle de kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, neticede davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptalini, takibin devamını, asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan alınıp müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, icra takibine vaki itirazların iptali istemlerine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki delillere ve özellikle mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen ve mahkemece hükme esas alınan 12.09.2022 tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere ve mahkemenin raporları/ delilleri takdirinde, vakıa ve hukuki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının tümünün yerinde olmadığı görülmüştür.Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davacı vekilince yapılan bütün istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf incelemesine konu kararın usul ve esas yönlerinden hukuka uygun olduğu değerlendirilmekle işbu kararı istinaf eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 19/12/2022 tarih ve 2021/590E – 2022/997K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 15/03/2023