Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/470 E. 2023/463 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/470
KARAR NO: 2023/463
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2022
ESAS NO: 2022/130
KARAR NO: 2022/895
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit-İstirdat(Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 16/03/2023
Kayseri 2. Asliye ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2022 tarih ve 2022/130 Esas – 2022/895 sayılı kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı şirketin … ilinde iskele üretimi işi ile iştigal olduğunu, davalı firma ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıya … Bankası … Şubesi’ne ait, keşidecisi … Şti olan; 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek, 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek ile … Şubesi’ne ait, keşidecisi … Şti olan, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 400.000,00-TL bedelli çekleri keşide ederek teslim ettiğini, davacı şirketin 2018-2020 yılları arasında yurt dışında bulunan firmasının ekonomik sıkıntılar yaşaması ve nakit akışının bozulması üzerine davalı şirkete verilen çekleri ödeyemediğini, bunun üzerine davalı şirket yetkililerinden kendilerine yardımcı olmalarını, çekleri icra takibine konu etmemelerini, en kısa sürede çekleri ödeyeceklerini beyan ettiklerini ve izah edildiği üzere de söz konusu çeklerin icra takibinden önce ödendiğini, davalı firmanın ödeme yapıldığını bildiği halde, bu çekleri Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas (Yeni Esas Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas) sayılı takip dosyasına konu ederek çeklerle ilgili fazladan ödeme talep ettiğini, davacının ise söz konusu dönemde yurt dışındaki firması ile ilgili sonunları olması nedeniyle takip ile ilgili olarak hiçbir işlem yapamadığını, çekler ile ilgili icra tehdidi altında davalı şirket vekiline toplam 853.500-TL ödediğini, işbu çeklerden … Bankası’na ait olan 30/09/2018 keşide tarihli … nolu 400.000,00-TL bedelli çekin davalı firma tarafından ciro edilerek … A.Ş’ye verildiğini, işbu çekle ilgili olarak çek bedelinin … A.Ş’ye ödendiğini, ancak diğer çekler ile birlikte bu çekin de icra takibine konulduğunu, davaya konu olan tüm çekleri takipten önce ödemesi ve takibin hala açık olması dikkate alınarak takibin durdurulmasına, ödemesi yapıldığı halde açılan takibin iptaline ve davacı tarafından fazladan yapılan 853.500,00-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş faizleri ile birlikte davacı şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ve grup şirketi olan … Şti isimli firmalar ile davalı şirket ve grup şirketi olan … A.Ş isimli firmalar arasında uzun yıllara dayanan karşılıklı ticari alım satımlar olup toplamda 4 firma kendi aralarındaki ticaret nedeni ile hesaplamalar ve mahsuplaşmalar yapıldığını, gerek davacı şirket gerekse grup şirketi 2018 yılında yaşamış oldukları mali sıkıntı nedeniyle davalı şirket ve grup şirketi … A.Ş’ye olan borçlarının zamanında ödeyemediğini ve davalı şirkette uzun süredir ticaret yapmaları nedeniyle davacı şirkete iyi niyet göstererek ödeme kolaylığı sağladığını ve davacı firmaya tekrar ödeme planı hazırladığını, fakat davacı firmanın bu ödeme planına da uymadığını, daha sonrasında davalı şirket muhasebesinde yaşanan sehven hata nedeni ile davacı tarafça ödemesi yapılmış olan çekler ile alakalı Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (Eski Esas Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas) sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, ödeme emri gönderildikten sonra davacı firma yetkilisinin davalı şirket yetkilisi ile iletişime geçerek, icraya konu olan çeklerin ödendiğini, yanlış çeklerin icraya konulduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine davalı şirket yetkilisinin söz konusu icradan feragat edileceğini, ödenmeyen çekler için tekrar takip başlatılacağının beyan etmesi üzerine davacı tarafça icradan feragate gerek olmadığını, fazladan icra masraflarının çıkacağını, icra takibinin bu şekilde etmesini talep ettiklerini, zira davacı tarafça 2019 yılında başlatılan icra takibine herhangi bir itirazda bulunulmadığını, fakat aradan 3 yıl geçmesine rağmen davacı şirketin işbu davayı açmasına bir anlam veremediklerini, davacı ve grup şirketinin davalı şirket ve grup şirketine halen resmiyette borcu göründüğünü beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Somut davada, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari alım satımdan kaynaklı olarak davacı şirket tarafından davalı şirket adına keşide edilen … Bankası … Şubesi’ne ait, keşidecisi … Şti olan; 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek, 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek ile … Bankası … Şubesi’ne ait, keşidecisi … Şti olan, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 400.000,00-TL bedelli çeklerin davalıya teslim edildiği, davacı şirket tarafından çek bedellerinin zamanında ödenemediği, ancak dosya arasında mevcut olan banka kayıtları incelendiğinde davaya ve takibe konu edilen … Bankası … Şubesi’ne ait, 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek ile ilgili 06/09/2018 tarihinde 70.000,00-TL ve 14/09/2018 tarihinde 80.000,00-TL ödemenin yapıldığı, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek ile ilgili 05/10/2018 tarihinde 140.000,00-TL ve 30/10/2018 tarihinde 10.000,00-TL ödemenin yapıldığı, 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek ile ilgili 14/09/2018 tarihinde 150.000,00-TL ödemenin yapıldığı, … Bankası … Şubesi’ne ait, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 400.000,00-TL bedelli çek ile ilgili olarak da çekin davalı tarafça dava dışı … A.Ş’ye ciro edilmesi nedeniyle bu firmaya 11/10/2018 tarihinde 140.000,00-TL, 17/10/2018 tarihinde 100.000,00-TL, 30/10/2018 tarihinde 160.000,00-TL ödemenin yapıldığı görülmekle, davaya konu icra takibinin de 11/02/2019 tarihinde başlatıldığı dikkate alındığında çek bedellerinin icra takibinden önce ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde davaya konu edilen çekler yönünden sehven takibe devam edildiğinin, aslında çeklerin ödendiğinin, davacı tarafça tekrar masraf olmasın diye böyle istenmesi üzerine takibe devam edildiğinin bildirildiği görülmekle, dava konusu çeklerin ödendiğinin davalı tarafça ikrar edilmesi ile dava konusu takip yönünden alacaklı olunduğunun ispat yükünün davalı tarafa geçtiği anlaşılmış olup, davalı tarafın takas mahsup talebinin de olmadığı görülmekle bu nedenle ikrar olunan konuda yemin hatırlatılmasına da gerek olmadığından, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına dayanak yapılan … Bankası … Şubesi’ne ait, keşidecisi … Şti olan; 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek, 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek ile …Bankası …Şubesi’ne ait, keşidecisi … Şti olan, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 400.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, istirdat talebinin ise reddine karar vermek gerekmiştir. takibe konu çek bedellerinin takip tarihinden önce ödendiği, davalının bedeli ödenen çeklerden dolayı davacı hakkında icra takibi başlatmasında kötü niyetli olduğu kanaatine varılmakla.” gerekçesiyle Menfi Tespit Davasının KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına dayanak yapılan … Bankası … Şubesi’ne ait, keşidecisi … . Şti olan; 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek, 30/08/2018 keşide tarihli … seri numaralı 150.000,00-TL bedelli çek ile … Bankası … Şubesi’ne ait, keşidecisi … Şti olan, 30/09/2018 keşide tarihli … seri numaralı 400.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, Davacının istirdat talebinin reddine, İİK madde 72/5 gereğince Kayseri Genel İcra Dairesi’ne takibin durdurulduğunun bildirilmesi hususunda müzekkere yazılmasına, Davacının İİK madde 72/5 gereğince tazminat talebinin kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki takip miktarı olan 967.078,08-TL’nin %20’si oranında hesaplanan 193.415,61-TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. İşbu kararı davacı vekili ile davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçeli kararında, menfi tespit istemi yönünden kabul ile istirdat davasının reddi yönünden vermiş olduğu karar birbiri ile çelişki oluşturduğunu, çünkü takibe konu edilen çeklerin takibin başlatılmasından önce ödendiği yönündeki dekontlar ve ayrıca davalı vekilinin de kabul beyanı dikkate alındığında söz konusu çeklerden dolayı takipten sonra davalı vekilinin banka hesabına yapılan 853.500.00 TL miktarın fazladan ödeme olduğu açık ve somut olarak ortada olduğunu, o halde çeklerin ödenmiş ve davalı tarafın bunu da kabul etmiş ise takipten sonra işbu çeklerden dolayı yapılan ödemelerin istirdadına karar vermek gerekirken sayın mahkemece gerekçe gösterilmeksizin bu konudaki talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, oysa takipten sonra açıklamaları da yapılarak davalı/alacaklı vekilinin banka hesaplarına takip numarası da belirtilerek yapılan ödemeler neden ödenmiştir? Aynı ödemenin iki kere ödenmesi gibi bir durum açık ve somut olarak ortadayken ve davalı alacaklı tarafça takas ve mahsup ile ilgili olarak somut bir delil de dosyaya sunulmadığı halde sayın mahkemece istirdat istemi yönünden davanın reddi yönünde vermiş olduğu red kararının yasal olmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında dosyanın bilirkişiye gönderildiği belirtildiğini, dosya içerisine sunmuş olduğu bilirkişi raporuna karşı itirazlarında da açıkça belirtildiği üzere bilirkişinin söz konusu çekler ile ilgili olarak kopyala yapıştır yöntemi ile rapor(!) hazırlamış defterleri dahi incelememiş ve daha da ileriye giderek çeklerin davacı şirkete teslim edildiği şekilde akıllara zarar ciddiyetten ve bilimsellikten yoksun bir şekilde rapor hazırladığını, bu anlamda söz konusu raporun dayanak olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek; Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/130E. 2022/895 K. sayılı kararında, istirdat davasının reddine yönelik olarak vermiş olduğu kararın, gerek dosyaya sunulan ödeme dekontları, gerek davalı vekilinin açık ikrarı dikkate alındığında davanın istirdat davası yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle istirdat istemi yönünden verilen kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflarınca sunulan delil ve taleplerin gerek ise davacı şirket tarafından sunulan delil, talep ve itirazlara dikkat edildiği takdirde davacı şirketin ve grup şirketi ile müvekkili şirket ve grup şirketleri arasından ticari alım satımlar gerçekleştiğini, her ne kadar davacı şirketin dava konusu çeklerin ödemesinin 2 kere yapıldığını iddia etmiş ise de taraf şirketler ve grup şirketleri arasından yapılan ticaret nedeni ile davacı şirket ve grup şirketinin halen müvekkile şirket ve grup şirketine gerçekleşen ticaretler nedeni ile borçları mevcut olduğunu, kaldı ki; dava aşamasında alınan bilirkişi raporunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu davacı şirketin hali hazırda halen müvekkili şirkete 848.436,44 TL borcunun olduğu bilirkişi tarafından açıkça tespiti yapıldığını, sonuç itibari ile davacı tarafça bilirkişi tarafından tespiti yapılan bu borca ilişkin de herhangi bir itirazı da bulunmadığını, yine her iki tarafçada belirtildiği üzere davacı şirket ve grup şirketi ile müvekkili şirket ve grup şirketleri arasında gerçekleşen ticaretler nedeni ile hak kaybı olmaması adına toplamda 4 şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerekmek te iken müvekkili şirketin gurup şirketi olan … a.ş.’nin de mahkemeye sunmuş olmalarına rağmen ticari defter ve kayıtlarınında incelenmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından hükmedilen kötü niyet tazminatını da kabul etmediklerini, gerek ise dava aşamasında sözlü ve yazılı açıklamalarda belirtmiş oldukları üzere davacıya başlatılan icra takibinin 2019 yılında olup aradan geçen süre içerisinde davacı tarafça gerek icra takibine gerek ise borca ilşkin hiçbir itiraz olmadığını, bu durumun dahi müvekkili şirketin kötü niyetle hareket etmediği aksine salt borcunu ödememek adına davacının kötü niyetle hareket ettiğinin açık bir göstergesi olduğunu, davacının istirdat talebinin reddine karar verilmiş olup bu karar doğrultusunda müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından böyle bir karar verilmemiş olmasının da hatalı bir karar olduğunu, bu nedenle istirdat reddi doğrultusunda müvekkili lehine de vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek; 2022/895 K. Sayılı Kararının İstinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak öncelikle davacı ve grup şirketi ile müvekkili ve grup şirketininde ticari defter ve kayıtlarının incelenerek tekrar bilirkişi raporu alınmasına, mahkeme aksi kanaatte olur ise öncelikle kötü niyet tazminatının iptaline ve istirdat talebinin reddi nedeni müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, icra takibinden sonra açılmış olan menfi tespit ve istirdat istemidir. Davalının davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı, takipte 967.078,08 TL alacak isteminde bulunduğu görülmüştür.
İlk derece mahkemesince bir mali müşavir bilirkişiden rapor alınmışsa da bu raporda sadece davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davalı yanın çekleri iade ettiğinin belirtildiği, tarafların bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulduğu görülmüştür. Şu durumda yeni bir mali müşavirden rapor alınarak davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde de inceleme yapılarak kambiyo takibine konu çeklerin icra tehdidi altında davacı tarafından ikinci kez ödenip ödenmediği, çeklerin davacıya iade edilip edilmediği, davacının davalıya borcunun olup olmadığı, davacının yaptığı ödemenin davalıya olan başka borca mahsup edilip edilmediği hususlarında rapor düzenlenmesi ve sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken davanın kısmen kabulü kararı yerinde görülmemiş, davacı ve davalının istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/12/2022 tarih ve 2022/130 Esas – 2022/895 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı ile davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde taraflara iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı ile davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.16/03/2023