Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/434 E. 2023/534 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/434
KARAR NO: 2023/534
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2022
ESAS NO: 2021/912
KARAR NO: 2022/725
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 23/03/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirketten … tarih, GİB … numaralı proforma faturaya istinaden 15.000 USD karşılığında Otomatik Kenar Kapama Makinesi siparişi verdiğini, sipariş kapsamında davalının … A.Ş hesabına 20/07/2020 tarihinde 15.000 USD ödemiş olduğunu, davalı şirketin hesabına proforma faturasına istinaden satış bedeli yatırılmasına rağmen davacıya satışa konu Otomatik Kenar Kapama Makinesini teslim etmediğini, satışa konu makinenin uzun süre teslim edilmemesi üzerine davacının yaptığı ödemenin iadesini talep ettiğini, davalı şirketin iade ödemeyi gerçekleştirmediğini, davacıyı sürekli oyalamış ve ödeme yapmayacağını beyan etmiş olduğunu, davalı hakkında Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatılmış, davalı şirketin haksız ve hukuki dayanaksız itirazı üzerine takibin durmuş olduğunu, davacı tarafından zorunlu dava şartı arabuluculuk yoluna da başvuru yapılmış ve taraflar arabuluculuk müzakerelerinde anlaşmaya varamamış olduklarını, davalı şirket yetkililerinin eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 158/1-h maddesinde yer alan “Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında” gerçekleşmiş nitelikli dolandırıcılık suçuna vücut vermekte olduğunu, bu kapsamda Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına yapacakları şikayet kapsamında soruşturma evrakının da dosya arasına alınmasını talep ettiklerini, davacının ödemesini gerçekleştirdiği ancak satışa konu makineyi teslim alamamasından dolayı davalı şirketten 15.000 USD alacaklı olduğunu, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itirazı üzerine duran takibin devamı için davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek tedbir ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin yanlış tespit edilip davalı aleyhine başlatılan icra takibi ve devamında açılan iş bu itirazın iptali davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirtmekle davanın usulden ve esastan reddinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davacının yabancı menşeli şirket olması nedeni ile teminat alınmasının gerekip gerekmediği konusunda Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı ile sözleşme tarafı devletler arasında adli yardımlaşma anlaşmasının olması nedeni ile taraf devletlerin şirketleri yönünden teminat muafiyeti olduğu anlaşılarak yargılamaya devam edilmiş ve esas hakkında karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça takibe konu proforma fatura gereği makine alımı için yapılan ödemenin iadesi hususunda davalıdan alacaklı olunduğu belirtilerek takip yapılmış ve davalının takibe itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açılmış ise de, davacının alacaklı olup olmadığının tespiti için deliller toplanmış ve 25/07/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmış olup, davacı 15.000 USD ödeme yaptığını iddia ettiği malın tesliminden davalının sorumlu olduğunu belirtmiş ise de proforma faturanın Miramac şirketi tarafından davalı adına düzenlenmiş olması, fatura bedelinin davalı tarafından bu şirkete gönderilmiş olması, Miramac şirket temsilcisinin duruşmadaki beyanında ödemeyi davalıdan aldıklarını söylemesi, davalının söz konusu malın davacıya satıcısı olduğuna dair taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ve fatura gibi yazılı bir belgenin olmaması hep birlikte dikkate alınarak davalının aracı şirket olup malın tesliminden sorumlu olmadığı anlaşılmış ve bu nedenle davacının avans ödemesi yapmasına rağmen sorumlu olduğunu iddia ettiği davalının mal teslimi yapmadığını yazılı delil ile ispat edemediği ve yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla davanın reddine, davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK 67/2 gereğince reddine…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalının savunmalarında yer aldığının aksine davacı müvekkil şirket ile dava dışı … Ltd.Şti yetkilileri arasında telefon, faks veya a mail ortamında herhangi bir görüşme, yazışma olmadığı gibi, davacı müvekkil şirket ihbar olunan, iflas eden … Ltd.Şti yetkililerini de tanımadığını, davacı müvekkil şirket İhbar olunan şirket yetkilisi olduğunu beyan eden … ‘nın kim olduğunu bilmediğini, davacı şirketin ne bu şahıs ne de başka bir şahıs ile herhangi bir görüşme, yazışma veya geçmişte de ticari bir ilişkisi bulunmadığını, kaldı ki davalı şirket tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin ekinde dosyaya ibraz edilen mektup ile, davacı müvekkil şirket tarafından doğrudan … Cad. No:… /Kayseri adresinde mukim bulunan davalı şirket muhatap alındığını, proforma fatura ve banka ödeme dekontuna göre doğrudan muhatap … olduğunu, tüm görüşmelerde … ile yapılmıştır. Nitekim fatura konusu makinenin satışını yapan, bedelini alan, ticari defterlerine kaydeden firma da … olduğunu, proforma faturanın içeriğinden ve faturaya istinaden yapılan ödemeden teklifin ve satışın davalı şirket tarafından yapıldığı açıkça görülmekte ve anlaşıldığını, dava dilekçesine ek olarak sunulan proforma faturada … Ltd.Şti’nin ticari unvanı geçmemekte, … şeklinde bir ibare yer almakta, bu ise ticaret ünvanı değil olsa olsa işletme adı olduğunu, yerel mahkemede bu hususu logo olarak değerlendirdiğini, bu logo yada işletme adının her zaman çok rahatlıkla proforma faturaya eklenmesi mümkün olduğunu, davalı şirketin sipariş konusu makineyi kimden ne şekilde temin edeceği hususu da davalı şirketin sorumluluğu kapsamında olduğunu, satış bedelinin tamamını tahsil eden davalı şirket olduğunu, davalı şirket dava konusu ile ilgisi bulunmayan Sektörel Dış Ticaret Şirketleri Statüsüne İlişkin 2004/4 Sayılı Tebliğ Madde 12/b uyarınca teslimatın yapılamamasının kendisinden kaynaklanmadığını, gecikmede olsa makineyi ürettirip teslim edeceğini beyan ederek aldığı 15.000,00 USD’nin yarısına tekabül eden 7.000-8.000 USD’yi taksitler şeklinde sözleşme yaparak ödeyebileceğini, makine teslim edildiğinde ise ödediği bedeli geri alacağını” mesaj yolu ile müvekkil şirketin çalışanına ilettiğini, davalı şirketin dava dışı … Ltd.Şti’ye yaptığı ödemelere dayanarak sorumluluğunun bulunmadığını iddia ve beyan ettiğini, ödeme belgelerinden yapılan ödemelerin alınan siparişle ilgisinin bulunmadığı ortaya çıktığını, bu hususun bilirkişi raporu ile tespit ve tayin edildiğini, davacı müvekkil şirket tarafından … tarih, GİB … numaralı proforma faturaya istinaden davalının … A.Ş hesabına 20/07/2020 tarihinde 15.000 USD ödendiği, ancak siparişe konu makinenin davalı şirket tarafından teslim edilmediği, proforma faturada ihbar olunan şirketin ticaret unvanının yer almadığı, ihbar olunan şirket ile davacı şirket arasında telefon, faks veya a mail ortamında herhangi bir görüşme, yazışma ve anlaşmanın olduğunun ispatlanamadığı, davalı şirketin dosyaya sunduğu mektupta yer alan adresin mektubun gönderildiği tarih itibariyle Kayseri ilinde mukim davalı şirkete ait adres olduğu, davalı şirketin ihbar olunan şirkete ödeme yaptığı yönünde ki savunmasının belgelendirilemediği, ödeme savunmasının davalının ticari kayıtlarında yer almadığı, davalı şirketin aldığı ödemenin yarısından fazlasını iade edeceği yönünde göndermiş olduğu mesaj dökümü, bilirkişi raporu ile de davacının davalı şirketin hesabına banka aracılığı ile gönderdiği 15.000 USD tutarında ki paranın davalının ticari defterine Alınan Sipariş Avansları hesabı bölümüne kaydedildiği, bu hesabın işletmenin satış amacıyla gelecekte yapacağı mal ve hizmet teslimleri ile ilgili olarak peşin tahsil ettiği tutarların izlendiği hesap olduğu, davalının ticari defter kaydının muhasebe tekniği ve içeriği açısından davacıya mal teslimi amacıyla bedelin alındığını gösterdiği tespit edilmiş olmakla, haklı davamızın kabulü gerekirken, usul ve yasaya aykırı bir şekilde oluşturulan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme bu kararı ile başka bir firmaya ait işletme adı yada logoyu kullanarak, hesabına para geçiren, sonrasında temin ettiği ve yönlendirdiği bir tanık ile de, ticari defterleri ile çelişir şekilde siparişi kendisinin almadığını iddia eden tüm şirketlerin savunmalarının haklı görülmesi şeklinde garabet düzeyinde bir karara imza attığını, yerel mahkeme ticari defterler üzerinden inceleme yaptırdığını, ticari defterlerde yer alan kayıtları ve bilirkişi raporunun aksine bir şekilde karar verdiğini, ancak bu hususta bilirkişi raporun neden dikkate alınmadığı hususunda bir gerekçe de oluşturmadığını, yerel mahkemenin usul ve yasaya, dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna aykırı olan 12/10/2022 tarih, 2021/912 E ve 2022/725 Karar sayılı kararının istinaf kanun yolu ile incelenerek ortadan kaldırılarılmasına, davanın ve tüm taleplerin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu proforma fatura gereği makine alımı için davalıya ödeme yapıldığı, ancak fatura konusu makinenin tesliminin yapılmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı ödemeyi aldığını, ancak bu bedeli peyder pey proforma faturanın düzenleyicisi olan dava dışı … Şirketine ödediğini, mal teslimi konusunda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kendisinin davacı ve dava dışı … Şirketi arasında aracı olduğunu ileri sürdüğü, mahkemece yapılan yargılama sonucunda faturanın dava dışı … Şirketi tarafından düzenlenmiş olması, fatura bedelinin davalı tarafından bu şirkete gönderilmiş olması nedeniyle davalının söz konusu malın satıcısı olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Somut olayda,her ne kadar taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme bulunmamakta ise de, ödemenin davacı tarafından bizzat davalı şirket hesabına yapıldığı, söz konusu bedelin davalı tarafça ticari defterlerde sipariş avansları kısmına kaydedilmiş olması ve bilirkişi raporuna göre bu durumun muhasebe tekniği açısından ödemenin davacıya mal teslimi amacıyla alındığının göstergesi olduğunun tespit edilmiş olması, diğer taraftan mal teslimi konusunda davacının bizzat davalıyla irtibat kurduğu sabit olduğuna göre, davalının dava dışı … Şirketi’nin temsilcisi, acentesi veya aracısı sıfatıyla hareket ettiği konusunda ispat yükünü üzerine aldığını kabul etmek gerekmektedir. Bu durumda ispat yükü üzerinde olan davalının iddiasını yazılı delillerle kanıtlayamaması halinde, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı sabit olmakla, son olarak davalıya yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususu da hatırlatılmak suretiyle yeminle ilgili HMK nun 225 v.d. maddelerine uygun şekilde usuli işlemlerin mahkemece yerine getirilmesi amacıyla ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, işbu hususların yeniden yargılamayı gerektirmesi nedeniyle HMK 353/1-a,6 maddesi gereğince yeniden yargılaması yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/10/2022 tarih ve 2021/912 E – 2022/725 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.22/03/2023