Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/386 E. 2023/430 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/386
KARAR NO: 2023/430
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2022
ESAS NO: 2020/553
KARAR NO: 2022/1041
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/03/2023
Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2022 tarih ve 2020/553 Esas – 2022/1041 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, uluslararası taşımacılık faaliyetiyle iştigal ettiğini, bu faaliyetini fiili taşımayı üstlenen şirketler vasıtasıyla gerçekleştirdiğini, davalı tarafla davacı şirket arasında açık hesap ilişkisi mevcut olmakla davalı şirket tarafından Trablus/Libya’ya gönderilen ürünlerin süresinde teslim alınmaması nedeniyle demuraj, ardiye vesair giderler doğduğunu, bu giderlerin fiili taşıyıcı tarafından davacı şirkete fatura edildiğini, davalı tarafın sebep olduğu bu bedellerden sorumlu olması gerektiğini, davacının söz konusu demuraj bedelinin tahsili amacıyla davalı şirkete gönderdiği … tarihli … numaralı 3.874,02-USD bedelli e-faturanın davalı şirket tarafından kabul edilmediğini, buna ilişkin olarak davacının davalıya keşide ettiği Beşiktaş 17. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işbu fatura bedelinin ödenmesi için makul süre tanındığını, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini ancak ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile 3.874,02-USD asıl alacak üzerinden icra takibi başlattıklarını, tebliğ olan ödeme emrine borçlu tarafça 06.07.2020 tarihinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız olduğundan bahisle davanın kabulü ile 3.874,02-USD alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili için davalının icra dosyasına haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça düzenlenen 25.02.2020 tarihli 3.874,02-USD bedelli e-faturayı kabul etmediklerini, davacı tarafça daha önce düzenlenen ve gönderilen faturaların davalı şirket tarafında ödemesinin yapıldığını, ödemesi yapılan faturalar içinde davalıdan demuraj bedellerinin de tahsil edildiğini, davacı tarafın takibe konu ettiği fatura nedeniyle davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, açılan davanın reddine, takibin kötü niyetli olması nedeniyle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin yüklerinin Türkiye’den Trablus/Libya’ya taşıma hizmetinin davacı şirket tarafından tam ve eksiksiz şekilde gerçekleştirildiği, bu taşımaya ilişkin olarak varış limanında davalı şirketin yüklerinin alıcı firması tarafından limandan süresinde çekilmemesi ve teslim alınmaması sebebiyle davacı şirketin aleyhine oluşan gider, masraf ve zararlardan yüklerin ihracatçısı ve taşıtanı olan davalı … şirketinin sorumlu olması gerektiği, bu nedenle davacı tarafın uğradığı 3.874,02-USD (TL karşılığı 28.537,19-TL) bedelli zararın davalı şirketin sorumluluğunda olduğu ” gerekçesiyle Açılan davanın KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, Takibe konu edilen 28.537,19-TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece alınan 23.04.2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında’ dava konusu taşıma ile ilgili olarak demuraj faturası düzenlendiği ve buna ilişkin ödemenin yapıldığı, dava konu faturanın demuraj ve liman masrafı olduğunun ispatının yapılamadığı’ tespit edilmesine rağmen daha sonra dosyaya sunulan bilirkişi ek raporunda kök rapor ile tamamen çelişecek şekilde dava konusu fatura bedelinin talep edilebileceğine yönelik hazırlanan raporun hukuka aykırı olup eksik incelemeye dayalı olduğunu, cevap dilekçesinde de belirtmiş olduğu üzere dava konusu taşıma işi ile ilgili olarak davacı tarafça daha önceki tarihlerde düzenlenip davalı şirkete gönderilen … tarihli … nolu 13.920,00 USD tutarlı fatura, 24.09.2019 tarihli … nolu 15.080,00 USD tutarlı fatura, … tarihli … nolu 44.080,00 USD bedelli fatura ve 11.10.2019 tarihli … nolu 1.350,00 USD tutarlı fatura bedelleri toplamı 74.430,00 USD davalı şirket tarafından 20.12.2019 tarih ve 12.11.2019 tarihlerinde davacı tarafa havale ile ödenmiş bulunduğunu, 19.12.2019 tarihinde davacı tarafla yapılan mail yazışmalarında … A.Ş tarafından düzenlenen faturalar davalı şirkete bildirilmiş ve bunun üzerine davacı tarafça düzenlenen … tarihli … nolu fatura davalı şirket tarafından ödendiğini, bu faturada davalı şirketten demuraj bedelleri tahsil edildiğini, bu nedenle davalı şirketin 25.02.2020 tarih 0330 nolu fatura nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bilirkişi ek raporunda toplam 54.252,00 USD demuraj bedeli hesaplaması yapılmış ise de bu hesaplamayı kabul etmediği gibi yukarıda belirtmiş olduğu taşıma işi ile ilgili davalı şirketçe ödenen bedeller incelenmemiş sadece davacı iddiası doğrultusunda 3.874,02 USD fatura bedelinin talep edebileceği belirtildiğini, bu yönüyle bilirkişi raporu eksik incelemeye dayalı olup hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kaldı ki davacı tarafça sonradan sunulan belgelere göre bilirkişi ek raporu hazırlanmış ise de bu belgelerin davalı şirket bakımından delil teşkil etmesi mümkün olmadığını, yerel mahkemenin 02.09.2022 tarihli tensip tutanağının 7 nolu ara kararı ile ‘HMK’nın 121/1, 139/1-ç, 318/1, ve 322/1maddeleri uyarınca dava dilekçesinde gösterdiğiniz ancak henüz sunmadığınız belgeleri Mahkemeye sunmanız veya başka yerden getirtilecek getirtilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmanız için iş bu tensip tutanağı ekli davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirtilmemesi halinde HMK’nun 140/5. Maddesi de dikkate alınarak ön inceleme duruşmasında tarafınıza ayrıca süre verilmeyerek ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınıza karar verileceği hususları tebliğ ve ihtar olunur’ şeklinde bilgi ve belgelerin sunulması için ihtarat yapıldığını, davacı tarafça, mahkemeye süresinde sunulmayan belgelerin sunulmasına muvafakatı bulunmadığı belirtildiğini, kaldı ki bilirkişi ek raporunun 5. sayfasında da tespit edildiği üzere dava dosyasına davacı tarafça sunulan konişmentolar taslak niteliğinde olup ayrıca İngilizce dilinde olduğunu, davalı şirketin herhangi bir imzasının veya taahhüdünün bulunmadığı davacı şirket ile dava dışı şirket arasında düzenlenen taslak şeklindeki konişmentoya itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın davalı şirket nezdinde talep edebileceği bir alacağı bulunduğunu kabul manasına gelmemek kaydıyla, demuraj bedelinin hesaplanmasına esas olmak üzere taşıyan taraf konteynerin teslim zamanını ve/veya vardığında gönderilene mutlaka bir ihbar göndermek zorunda olduğunu, zira demuraj bedeli hesabının bu ihbar bildirimine göre yapılacağını, bilirkişi raporlarında bu hususların değerlendirilmediğini, sadece davacı iddiasına göre yapılan hesaplama neticesinde verilen kabul kararını kabul etmediklerini, yine yerel mahkemece davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olup; kesinlikle kabul etmediklerini, davaya konu edilen alacağın yargılamayı gerektirdiğinden ve davalının herhangi bir kötü niyeti bulunmadığından davalı aleyhine icra-inkar tazminatına hükmedilmesinin de mümkün olmadığını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile; usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, haksız takibi nedeniyle davacı hakkında takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava; demuraj ücretinin tahsiline yönelik başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi çerçevesinde davalının taşıtan olduğu yüklerin deniz yolu ile konteyner içinde Mersin’den Libya’ya taşındığını, yükün varma limanında geç teslim alınması ve konteynerin geç iade edilmesi nedeni ücret talep edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde yer alan belgelerden davacının aracı-akdi taşıyan-taşıma işleri organizatörü durumunda olduğu, davalının ise taşıtan olduğu, demuraj ücretinin sorumlusu taşıtan olmakla fiili taşıyan durumunda olan Arkas tarafından davacıya düzenlenen demuraj faturasından davalının sorumlu olduğu, konteyner işgaliye bedeli-demuraj ücretinin ek bilirkişi raporu ile hesaplandığı da anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının bu yönden usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Özü itibariyle bu davada alacağın saptanması bilirkişilerce yapılacak incelemeye, somut olayın özellikleri, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile denizcilik örf ve adetleri nazara alınarak takdir olunmasına bağlı bulunduğundan ve gerek icra takibi tarihinde gerekse dava tarihinde demuraj alacağı miktarı belli ya da belirlenebilir halde bulunmadığından, niteliği itibariyle likit bir alacak olmaması nedeniyle mahkemece davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken (Emsal T.C. YARGITAY,11. Hukuk Dairesinin,ESAS NO: 2015/12313,KARAR NO: 2017/257 sayılı içtihadı) yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Bu husus ayrıca yargılama yapılmasını gerektirmediğinden istinaf isteminin bu nedenle kabulü ile kararın kaldırılarak, hükmün bu yönleriyle HMK.353/1-b.2 mad gereği düzeltilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE ; HMK’nın 353/1-b,2. maddesi gereğince düzelterek yeniden karar verilmek üzere KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/12/2022 tarih ve 2020/553 E – 2022/1041 sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden bir karar verilmesine, buna göre;
“Açılan davanın KABULÜ ile, 1-Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 1.949,38-TL ilam harcından, dava açılışı sırasında tahsil edilen 360,73-TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 1.588,65-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafın yaptığı 54,40-TL başvurma harcı, 360,73-TL peşin harç, 2.600,00-TL bilirkişi ücreti, 209,60-TL posta ücreti olmak üzere toplam 3.224,73-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davacıya ödenmesine,
8-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,”
2-Davalı tarafın istinaf aşamasında yatırmış olduğu 487,35 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafın istinaf aşamasında yapmış olduğu posta gideri 153,00 TL’nin ve 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 09/03/2023