Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/385 E. 2023/751 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/385
KARAR NO: 2023/751
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2022
ESAS NO: 2020/841
KARAR NO: 2022/952
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 26/04/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2020 tarih ve 2020/841 Esas – 2022/952 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı… A.Ş.’nin 1992 yılından bu yana küresel lojistik ve uluslararası taşıma hizmetleri sunan, alanında tanınmış bir şirket olduğunu, davacı şirket tarafından, davalı şirketin yüklerinin Türkiye’den Danimarka’ya taşıma hizmetinin tam ve eksiksiz şekilde gerçekleştirildiğini ancak işbu taşımaya ilişkin olarak davacı şirketin navlun bedeli alacağı ile Danimarka varış limanında davalı şirketin yüklerinin alıcı firması tarafından gümrük ve limandan çekilmemesi ve teslim alınmaması sebebiyle davacı şirket aleyhine oluşan sair gider, masraf ve zararlar haksız ve kötü niyetli olarak yüklerin ihracatçısı ve taşıtanı olan davalı şirket tarafından halen ödenmediğini, Türkiye’den Danimarka’ya davalı şirketin onay ve talimatı ile davacı şirket tarafından taşıtılması hizmeti verilen …, …, … , … numaralı dört adet konteyner ve muhteviyatı ihracat yüklerinin … numaralı konişmento tahtında fiili taşıyan/armatör… şirketi tarafından … isimli gemi ile 30.11.2019 tarihinde Mersin Limanı’ndan yüklenerek … varış limanına 21.12.2019 tarihinde tam ve eksiksiz şekilde ulaştığını, davalı şirketin de 30.06.2020 tarihli Kayseri 7. Noterliği üzerinden gönderdiği … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinde bu hususları ikrar ettiğini, dört adet konteyner ve muhteviyatı yüklerin varış limanında tahliyesi gerçekleşmesine rağmen, Danimarka’daki alıcı şirket … tarafından varış limanından ve gümrükten çekilmesi için gerekli işlemlerin yapılmadığını, yüklerin alıcısı tarafından hiçbir şekilde limandan çekilmediğini ve teslim alınmadığını, davacı şirket tarafından 29.01.2020, 07.02.2020 ve 10.03.2020 tarihli olmak üzere davalı şirkete üç defa çekilmeyen yüke dair yazılı ihbarda bulunduklarını, davalı tarafın da 30.06.2020 tarihinde gönderdiği Kayseri 7. Noterliği … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde, taşınan yüklerin gümrükten çekilemediğini ve bu durumun düzeltilmesi noktasında tarafım şirket yetkilisi olsa da diyerek bu durumdan sorumlu olduğunu kabul ettiğini, dolayısıyla, davacı şirket aleyhine oluşacak her türlü zarar, masraf ve sair giderlerin ödenmesinden, gönderici ve taşıtan sıfatıyla davalı şirketin sorumlu bulunduğu hususunun tüm bu süreçte kendi bilgisi dahilinde olduğunu, operasyonel giderlere ilişkin olarak armatör/fiili taşıyan … A.Ş. tarafından düzenlenen 25.06.2020 tarihli … nolu 18.955,00-EUR bedelli fatura, 25.06.2020 tarihli … nolu 118,00-EUR bedelli fatura ve 25.06.2020 tarihli … nolu 9.945,00-EUR bedelli faturaların (toplamda 29.018,00-EUR olmak üzere) davacı şirkete gönderildiğini ve bu bedellerin davacı tarafından karşılanmak zorunda kalındığını, taşıtan şirketin sorumluluğunda olan bu bedellerin davacı şirket tarafından 10.07.2020 tarihinde ödenmesi sonucunda davacı şirketin zarara uğratıldığını, bu sebeple davacı şirket adına söz konusu navlun bedelinin davacı şirketin banka hesabına gönderilmesini ve söz konusu ihracat yüklerinin limandan çekilmemesi sebebiyle oluşacak tüm masrafların kendisinden tahsil ve tazmin edileceğini ihtar eden Kadıköy 26. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 29.05.2020 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının söz konusu ihtarnameye ilişkin 30.06.2020 tarihinde gönderdiği Kayseri 7. Noterliği … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde, söz konusu navlun bedeline dair borcunun varlığını kabul ve ikrar etmekle birlikte işbu tarihe kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin taşıtan sıfatı ile TTK’nın 1200. ve 1207. maddeleri uyarınca bu bedelden sorumlu olduğunu, 29.018,00-EUR tutara ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından … numaralı fatura düzenlenip davalı şirkete gönderildiğini, bunların yanı sıra dava konusu taşıma hizmetine ilişkin davacı şirket tarafından davalı şirket adına navlun bedelini içerir … numaralı 02.12.2019 tarihli 7.040,00-EUR bedelli faturanın gönderildiğini ve bu fatura bedelinin de haksız olarak bu tarihe kadar ödenmediğini, arabuluculuk görüşmesinden sonuç alamadıklarını, davalı şirketin ödemeye ilişkin yaptığı tüm itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu, ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç iş günü içerisinde davacı şirkete ödenmesine ilişkin ihtarına rağmen bu tarihe kadar ödemeden imtina etmesi sebebiyle davalı şirketin 7.040,00-EUR alacak yönünden en geç 24.06.2020 tarihinde temerrüte düştüğünü, 29.018,00-EUR alacak yönünden ise en geç ödeme tarihi olan 10.07.2020’den itibaren temerrüte düştüğünü, dava konusu alacağın muaccel hale geldiğini, akabinde fazlaya ilişkin dava, talep ve alacak hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, şimdilik 7.040,00-EURO bedelli navlun alacağına ilişkin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 24.06.2020 tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar işleyecek şekilde Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranındaki faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak türk lirası karşılığının davalıdan tahsiline, 29.018,00-EURO bedelli alacağa ilişkin olarak 10.07.2020 tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar işleyecek şekilde Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranındaki faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak türk lirası karşılığının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
… A.Ş. vekili tarafından sunulan 30/09/2021 tarihli müdahale dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş.’nin bir sigorta şirketi olup dava konusu uyuşmazlıkta davacı … ve Tic. A.Ş.’nin … no.lu sigorta poliçesi tahtında Nakliyat Aracısı ve Komisyoncusu sorumluluk sigortacısı olduğunu, dava konusu taşımada müvekkilinin sigortalısı …’ın, davalı … Ltd. Şti. tarafından Türkiye’den Danimarka’ya gerçekleştirilecek taşımanın organize edilmesi için görevlendirildiğini ancak yükün Danimarka’da mukim alıcı tarafından çekilmemesi sebebiyle … şirketinin muhtelif zararlara uğradığını, müvekkili sigorta şirketi ile sigortalı … arasındaki sigorta poliçesi uyarınca çekilmeyen yük teminatı sağlandığını, bu çerçevede müvekkili tarafından …’a 29.417,00-USD tutarında sigorta tazminatı ödemesi gerçekleştiğini, öte yandan, müvekkili ile sigortalı … arasında imzalanan ibraname – tazminat makbuzu – temlikname uyarınca müvekkilinin sigortalısının davalı …’a karşı olan haklarına, gerçekleştirmiş olduğu 29.417,00-USD tutarındaki sigorta tazminatıyla sınırlı olmak üzere TTK m.1472 uyarınca halef olduğunu ve haklarını temlik aldığını, müvekkili tarafından sigortalısına henüz sigorta tazminatı ödemesi gerçekleştirilmeden evvel … tarafından davalı …’a karşı bu davanın ikame ettirildiğini, TTK’nın 1472. maddesi hükmü uyarınca müvekkilinin yapmış olduğu 29.417,00-USD tutarındaki sigorta tazminatı ödemesiyle sigortalısının haklarına halef olduğunu ve işbu davayı halef sıfatıyla devam ettirme hakkını elde ettiğini, davanın 29.417,00-USD tutarındaki kısmının müvekkili tarafından, diğer kısmının ise sigortalı … tarafından takip edileceğinden öncelikle müvekkilinin gerçekleştirmiş olduğu sigorta tazminatı ödemesiyle sınırlı olarak davaya halef sıfatıyla kabulüne, akabinde yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili beyan dilekçesinde; davalı şirketin davacı … A.Ş. aracılığı ile … şirketi vasıtasıyla konteyner mobilya taşıttığını, bu taşımanın ve gümrükte muhafaza edilmenin bedeli olarak açılan bu davada davacı şirketlerin haksız ve hukuki mesnetten yoksun ve mahkemeyi yanıltıcı eksik beyanlar ve faturalar üzerinden davaya devam ettiğini, davalı şirketin ekli faturalardan da anlaşılacağı üzere 50.000-EURO bedelli ürünlerini taşıdığını, davalı şirketin Danimarkadaki müşterisinin gönderilen mobilyaları gümrükten çekmemesi ve taşıma bedellerini ödememesi üzerine … tarafından ürünlerin tasfiyesinin yapıldığının bildirildiği halde işbu haksız davayı açtıklarını, … gemi acenteliğinin bu ürünleri hangi bedelle ve hangi tarihte tasfiye ettiği davacı taraflarca gizlenmekte ve davalıya dahi bildirilmediğini, davacının dosyaya sunduğu faturada 2 kere deniz navlunu adı altında ücret girildiğini, 29/09/2020 tarihli fatura ve 11/12/2020 tarihli faturalarda çelişki bulunduğunu ve fazla ücret talep edildiğini, yine 11/12/2020 tarihli faturada belirtilen yurt dışı liman masrafları kalemi olan 18.955-Euro bedelin izahatı yapılmamakla farazi bir şekilde belgesiz talep edildiğini, davacıların talep ettikleri fatura bedellerinde mükerrer kalemlerin olması, gerekse masraf adı altında istenen bedellerin belgelendirilip ispat edilmeden afaki bedel üzerinden fatura edilmesi, gerekse kendilerinde olan ürünlerin satışının yapıldığı bilgisiyle istenen bedellerin fazlaca karşılanmış olduğu nazara alınarak art niyetli ve haksız kazanç saglamaya yönelik hukuka aykırı iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin yüklerinin Türkiye’den Danimarka’ya taşıma hizmetinin tam ve eksiksiz şekilde gerçekleştirildiği, bu taşımaya ilişkin olarak davacı şirketin navlun bedeli alacağı ile Danimarka varış limanında davalı şirketin yüklerinin alıcı firması tarafından gümrük ve limandan çekilmemesi ve teslim alınmaması sebebiyle davacı şirketin aleyhine oluşan gider, masraf ve zararlardan yüklerin ihracatçısı ve taşıtanı olan davalı şirketin sorumlu olması gerektiği, davacı tarafın uğradığı 36.058,00-Euro bedelli zarardan davalı şirketin sorumlu olduğu, davacı tarafça talep edilen 36.058,00-Euro alacaktan 29.417-USD’lik kısmının halef ve temlik alacaklısı … A.Ş. lehine hükmedilmesi gerektiği, bakiye kısmının davacı – sigortalı …’a ödenmesi gerektiği kanaatine varılmış …” gerekçesiyle Açılan davanın kabulü ile, (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) 1-7.040,00-Euro’nun 24/06/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı (yasal faizi geçmemek üzere) uygulanmak suretiyle ödeme günündeki Merkez Bankası euro kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-29.018,00-Euro’nun 10/07/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı (yasal faizi geçmemek üzere) uygulanmak suretiyle ödeme günündeki Merkez Bankası euro kuru üzerinden 29.417,00-USD’nin TL karşılığının ibraname ve temlikname uyarınca davalıdan alınarak temlik alan …’ya ödenmesine, kalan kısmın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin davaya dahil olan … nın davaya dahilliğini kabul etmesi usuli açıdan hukuka aykırı ve davaya dahil olmakla davanın asıl tarafı … gemi acentesinin ispat etmesi gereken hususları gizlemeye yönelik yapılan mahkemeyi aldatmaya yönelik fiile ortak olduğunu, şöyle ki davacıların sözde temlik alacaklısıymış gibi kendilerini taraf olarak ekletmekle … gemi acentesinin ispat külfetini ortadan kaldırmak için yapıldığını, … Aş. Nin rücu alacaklısı iken temlik alacaklısı olması hukuka ve usule aykırı ve ayrı bir dava konusu yerel mahkemeninde burada yanıldığını, ayrıca … şirketi icra dosyası açmış olduğu halde ayrı bir alacak davası açarak mükerrer dava oluşması da usulen yersiz olduğunu, … itirazın iptali davası açması gerekirken alacak davası açmış ve bu durum yerel mahkemece gözden kaçırıldığını, ayrıca … gemi acentası davacı batı nakliyata acente olarak kestiği ispatı davacıya ait olan bir faturayı da davalı şirkete fatura etmiş olmakla fatura içeriğinin de ispatı gerekmesi sebebiyle … şirketinin de davaya dahil edilmemesi de usülen hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemenin sadece fatura tutarları üzerinden yargılama yaparak ve bilirkişi raporunda belirtilen TTK 1200 ve diğer kanun maddeleri ve deniz hukuku yönünden inceleme yapmadan ve raporda evrakları eksik olduğu vurgulandığı halde hukuka ve kanuna aykırı olarak karar vermiş ve bir koyundan 2 post çıkartılmasına vesile olduğunu, zira davalının 4 konteyner mobilyası … gemi acentesiyle yapılan mailleşmede tasfiye edildiği anlaşılmakla iş bu mobilyalar ne davalıya teslim edilmiş ne de kaça satıldığı bilgisi verilmiş olmakla 4 konteyner mobilya veya bedeli ortada olmadığı halde hem … şirketi hem … şirketi hemde … sirketi alacanı tahsil etmiş olmakla hemde 4 konteyner mobilya (yaklaşık degereği 150.000 euro eden ) ürün tabiri caizse iç edilmiş olduğunu, yerel mahkeme yapılan yargılamada sadece faturalar üzerinden karar vermiş olmakla ve bilirkişi raporunda bilirkişilerce böyle bir alacağın hesaplana bilmesi için yeterli belge ve bilginin olmadığı hususlarını hiçe sayarak eksik inceleme neticesinde hukuka aykırı ve mesnetsiz karar verdiğini, davalıya ait mobilyaların satıldığı halde bedelin gösterilmemesi sonucu iş bu tasfiyeyi yapanların sebepsiz zenginleşmesi sağlanmakla gerek TTK hükümleri gerekse Deniz Hukuku hükümlerine aykırı ve gerekli inceleme yapılmadan verilen bu kararın tamamen başından savma eksik inceleme neticesinde verilmiş mesnetsiz bir karar olduğunu belirterek; mahkemenin re’sen göz önüne alacağı sebeplerle, hukuki mesnetten yoksun yerel mahkeme karının bozulmasına, davalının haksız ve hukuka aykırı istinaf başvurusunun reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar ayrı ayrı istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın iddialarının bir geçerliliği bulunmamakta olup istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini, istinaf giderleri, vekalet ücreti ve sair tüm sonuçların davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava; demuraj, ardiye ve navlun ücretinin tahsiline yönelik alacak davasıdır. Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi çerçevesinde davalının taşıtan olduğu yüklerin deniz yolu ile konteyner içinde Mersin’den Danimarka’ya taşındığını, yükün varma limanında teslim alınmaması ve konteynerin geç iade edilmesi ve taşıma işinin ifası nedeniyle ücret talep edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde yer alan belgelerden davacının aracı-akdi taşıyan-taşıma işleri organizatörü durumunda olduğu, davalının ise taşıtan olduğu, demuraj ücretinin sorumlusu taşıtan olmakla fiili taşıyan durumunda olan … tarafından davacıya düzenlenen demuraj faturasından davalının sorumlu olduğu anlaşılmış ise de konteyner işgaliye bedeli-demuraj-ardiye ücretinin hesaplanmasına elverişli bilgilerin davacı tarafından sunulmadığı, demuraj tarifesi-süresi-ardiye ücreti yönünden hesaplamaya esas bilirkişi raporunda belirtilen eksikliklerin (bilirkişi raporunun 18.sayfası 8,9,10 numaralı bendi) davacı tarafından giderilmesinin ardından bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken davanın kabulü yerinde görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nun 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 14/12/2020 tarih ve 2020/841 Esas – 2022/952 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.26/04/2023