Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/357 E. 2023/389 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/357
KARAR NO: 2023/389
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2022
ESAS NO: 2021/120
KARAR NO: 2022/830
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:08/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:20/03/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2022 tarih ve 2021/120 Esas 2022/830 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesi özetle; davalı tarafın 2010 tarihinde kurulan … Ltd. Şti.’nin kurucu ortaklarından olduğunun, şirket ana sözleşmesine göre %50 payla şirket ortağı olduğunu, müvekkil şirketin diğer ortağı … da %50 paya sahip olduğunun, müvekkili firmanın kuruluşundan bugüne kadar geçen süreçte il sınırları ve hatta şehir dışında dahi kendisine güvenilen ve faaliyet gösterdiği sektörde önemli firmalarla çalışan bir kuruluş olduğunun, müvekkili firmanın iştigal ve faaliyet konusu her türlü bilgisayar programı yazdığının, programları geliştirdiği ve program lisanslarını aldığının ve buna bağlı olarak programlar hakkında eğitim ve danışmanlık hizmeti verdiklerini, müvekkili şirketin piyasadaki iş hacmi ve mevcut devam eden işleri nedeniyle kapatılmasının doğru olmayacağının kanaatiyle diğer ortak … davalı taraf ile uzlaşma yoluna gitmişse de herhangi bir sonuç alamadığını; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1018 esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda davalının şirketten fazla çekmiş olduğu paraların tazmini için şimdilik 20.000,00-TL maddi tazminat ve 100.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 120.000,00-TL’nin en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacı tarafından açılan dava ileri sürülen hususlar da esasen gerçeği yansıtmadığını, rekabet yasağı kavramı şirkete bağlılık yükümlülüğünün bir sonucu olarak ortaya çıktığını, davacı tarafça müvekkil aleyhine ikame edilen davalar asılsız suçlamalar göz önüne alındığında ortada kağıt üzerinde bir şirket kalmadığını, bağlılık ve sadakat yükümlülüğü ile çalışılacak bir ortamın müvekkiline bırakılmadığını, müvekkilin kendisine yöneltilen savcılık nezdinde suçlama ve mahkememeler önündeki asılsız ithamlar nedeni ile 14/06/2016 tarihinde Kayseri 7. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarı ile müdürlük görevinden istifa ettiğini, müvekkilinin olmadığı zaman aslında olmayan bir şirketin kiminle nasıl rekabet edeceği de üzerinde durulması gerekli en önemli konu olduğundan bahisle; dayanaktan yoksun davanın öncelikle zaman aşımı yönünden reddine, yapılacak yargılama neticesinde anlaşılacağı üzere esas açısından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…İstinaf kaldırma kararında belirtilen eksik incelemelere ilişkin mahkememizce noterlik ihtarname evrakının dosyamız arasına getirtildiği, ayrıca dava dışı … Şirketi kurulduktan sonra davacı şirketle çalışmamaya başlayan müşteri listesinde adı geçen şirketlere davalı şirketten davacı şirket zararına hizmet alıp almadıkları hizmet aldılar ise hangi konu ve hususta aldıkları ve bedelinin ne olduğu hususlarında müzekkereler yazılmış olup, bunun akabinde istinaf kaldırma kararı doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmıştır. Davacı şirket tarafından davalının şirket müdürü olduğu dönemde rekabet yasağına aykırı olarak kurmuş olduğu … Ltd. Şti. aracılığı ile mevcut müşterilere hizmet vermek suretiyle gelir kaybına sebebiyet verdiği iddiasının BAM kararı doğrultusunda dava dosyasına davacı tarafından beyan edilen müşteriler tarafından gönderilen belge ve beyanlar kapsamında, müşterilerin … Yazılım firmasının programını kullandıkları ve bu yazılımın lisansının taraflara ait olmadığı, müşterilerin bir kısmının davacıdan bir kısmının da dava tarihinden sonra davalı tarafından kurulan… Ltd. Şti.’den hizmet aldığı, müşterilerin bireysel tercihleri kapsamında bir kısmının davalının kurmuş olduğu firmadan hizmet aldığı, bir kısmının da davacı ve başka firmalardan hizmet aldığı dikkate alındığında, istinaf kararı sonrasında bilirkişi heyetinden alınan ek raporda da açıkça belirtildiği üzere şüpheye mahal vermeyecek şekilde hesap edilebilecek davacı gelir kaybının bulunmadığı, bu hususta asıl ve ek bilirkişi raporundaki tespitlerde herhangi bir değişikliğin olmadığı, davalının davacı şirkete hitaben Kayseri 7. Noterliği aracılığı ile göndermiş olduğu … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davacı şirketteki müdürlük görevinden istifa ettiği, bunun 16.06.2016 tarihinde davacı şirkete ulaştığı bu tarihten sonra davalının müdürlük sıfatının ortadan kalktığı ve bu tarihten sonra müdürün rekabet yasağına aykırılık nedeniyle oluşacak durumlardan sorumlu tutulamayacağı, önceki dönemler için de bir zarar ve tazminatın ispatlanmadığı kanaatine varılmakla, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Kurulan hüküm ile; 1-DAVANIN REDDİNE…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Mahkeme tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararının gereklerinin yerine getirilmeden, hüküm kurmaya elverişli olmayan, eksik ve hatalı incelemeye dayalı, önceki kök raporla çelişen, hatta yanlı şekilde düzenlenen ek rapora dayanılarak hüküm kurulduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararının ardından mahkeme tarafından 15/03/2022 tarihli duruşmanın … nolu ara kararında BAM kararı doğrultusunda inceleme yapılması amacıyla dosyada daha önce görevlendirilmiş bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verildiğini, alınan bilirkişi raporunda her iki kararda şeklen de olsa yer aldığını, bilirkişi görevinin kapsamının anlaşıldığının ortaya konduğunu, raporda incelenen tarih aralığının hukuka aykırı şekilde hatalı seçildiğini, mahkemenin davanın kabulü yönünde karar verme ihtimaline karşın yoksun kalınan kar hesabına girişmeyen zahmetin dahi edilmediğini, bilirkişilerin açıkça davalının kurduğu şirketle, müvekkili şirkete karşı rekabete giriştiğini, avantajlı tekliflerle ve hizmet kalitesi ile bu rekabeti kazandığını iddia ettiğini, incelemenin konusunun zaten bağımlılık yükümlülüğüne aykırılık ile rekabet yasağının olduğunu unutan bilirkişilerin, en azından kanuni, yargısal bir dayanak sunulması gereken bir konuda uzaktan yakından ilgisi olmayan rapor sunduklarını, şirket defter ve kayıtlarına yansımayan ve şirket hesaplarına girmeyen araç satış bedeli konusunda tespitte bulunmaktan kaçındıklarını, davalının müvekkili şirketle rekabetini övme boyutuna ulaşan bilirkişilerin, yargılamanın başından bu yana tarafsız olmadıklarını, bilirkişi yeminine uygun hareket etmediklerini, yerel mahkemeden bilirkişi heyetinin değiştirilmesini talep ettiklerini, mahkemenin taleplerini değerlendirmediğini, mahkemenin kararında ve kararın dayandığı ek raporda, davalının müdürlük görevinden istifa etmesiyle bağımlılık yükümlüğü ve rekabet yasağının olmadığının ileri sürüldüğünü, istinafa tarihine kadar inceleme yapılmadığını, mahkemenin hükme esas aldığı ek raporda bilirkişilerce davalı tarafından davacı şirketin zararına yapılan işlemlerin övülerek konusu rekabete aykırılık olan bir dosyada bağımlılık yükümlülüğü ve hukuka aykırı rekabetin taktir edildiğini, dosyada yer alan müşteri cevaplarına göre müvekkilinin uğradığı zararın hesaplanmayan müvekkilinin eski davalıya ait şirketin yeni müşterileri tarafından gönderilen fatura ve cari hesaplarda incelemede bulunmayan raporun hükme esas alındığını, şirket aracının davalı ile irtibatlı üçüncü kişilere devredilmiş gibi gösterilerek bedelinin şirket kayıtlarına hiç geçirilmediğinin iddialarına karşılık bilirkişiler tarafından kök rapordaki tespitten vazgeçilerek, aslında hiç bir tespit yapılmadığı yönünde görüş değiştirildiğini, davalının sorumluluk doğurduğunun tespit edilen fiilleri sonucu oluşan zararın ispatlanabilir veya hesaplanabilir olmadığı yönünde gerekçe taşıyan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, davalının şirketin ortağı sıfatı nedeniyle şirkete bağımlılık yükümlülüğü bulunduğu ve şirket çıkarlarını zedeleyerek kendisine özel bir menfaat sağlanmayacağı hususunun göz ardı edildiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, kaldırma kararı doğrultusunda bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesini, taraflarınca ödenen harçların iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, haksız rekabet iddiasına dayalı yoksun kalınan kar ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davacı tarafın iddialarına, davalı yanın savunmalarına, dairemizce verilen 20.01.2011 tarihli kaldırma kararı öncesi ve sonrasında aldırılan bilirkişi raporlarındaki tespitilere, mahkemenin belge ve delilleri takdirinde (keza vakıa ve hukuki değerlendirmesinde ) bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının tümünün yerinde olmadığı görülmüştür.Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davacı vekilince yapılan bütün istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf incelemesine konu kararın usul ve esas yönlerinden hukuka uygun olduğu değerlendirilmekle işbu kararı istinaf eden taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 22/11/2022 tarih ve 2021/120E – 2022/830K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08/03/2023