Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/349 E. 2023/330 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/349
KARAR NO: 2023/330
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2022
ESAS NO: 2021/171
KARAR NO: 2022/914
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 02/03/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen iş bu kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … Kat Malikleri Kurulu adına yönetici sıfatıyla dava dışı … ile aralarında yaptıkları akit nedeniyle bono düzenlendiğini, dava sonra bu bonolardan 2 tanesi … ile davacı arasında ticari ilişkiye binaen ciro edilerek davacıya geçtiğini, 30/11/2013 vade tarihli senedin vadesinde ödenmediği için Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nde … sayılı ile yasal takibe konulduğunu, 30/12/2013 vade tarihli senet ise Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, dava dışı … Kat malikleri kurulu Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2014/1189 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, davacının iyi niyetli 3. kişi olmasına rağmen mahkeme kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğini, davalının şahsi sorumluluğundan dolayı Kayseri 6. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla yasal takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile yapılan takipte borçlu tarafından yapılan itirazın iptal edilerek takibin devamını, haksız itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.Davalı dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davacının Kayseri 6. İcra Dairesinde başlatmış olduğu icra takibi dosyasında bahse konu edilen bonodan dolayı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1189 esas sayılı dava dosyası ile açılan Menfii tespit davasında mahkeme kararı ile borçsuz olduğunun tespit edildiğini, dosyanın İstinaf aşamasında olduğunu, … apartmanında yöneticilik yaptığı sırada bina sakinleri adına düzenlenmiş bono olduğunu, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1189 esas sayılı dava dosyasının kararında 30/11/2013 vade tarihli 9.000-TL, 30/12/2013 vade tarihli 9.000-TL, 30/01/2014 vade tarihli 9.000-TL , 28/02/2014 vade tarihli 9.000-TL tutarındaki bonalardan dolayı borçsuz olduğunun tespit edildiğini, icra takibi başlatan …’ün de dosyada davalı taraf olarak bulunduğunu, bonoda imzasının bulunması o dönemde … Apartmanı başkanı olmasından kaynaklandığını, borçlanmanın bina adına düzenlendiğini, kendi şahsına düzenlenmiş bir bono olmadığını, … apartmanı malikleri adına düzenlenmiş ve binanın kaşesi ile ciro edilmiş bonolar olduğunu, davacıya ve bono da alacaklı gözüken … ‘ya şahsının ve oturmakta olduğu binanın borcu bulunmadığını, haksız açılan davanın reddini, iptal isteyen davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…25/05/2022 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; bono senetlerinin zaman aşımına uğramasıyla taraflar arasındaki kambiyo ilişkisinin sona erdiği, eldeki takibe konu belgelerin artık kambiyo senedi vasfından çıkıp yazılı delil başlangıcı olduğu ve borçlar hukuku kapsamında alacağın başka delillerle de ispatlanması gerektiği ve hamilin sadece kendinden önce gelen cirantaya bir başka ifadeyle arasında hukuki ve ticari bağlantı bulunan cirantaya karşı takip yoluna gidebileceği ve dava açabileceği kanaatine varılması durumunda; mevcut dosya kapsamı, mübrez belgeler ve tüm deliller ışığında hamil olan davacının, keşideci olan davalıdan talep edebileceği başka delillerle de ispatlanmış bir hak ve alacağı bulunmadığı, mahkemenin aksi kanaatte olması ve Kayseri 1. ATM’nin 28.06.2018 tarih ve 2014/1189 esas – 2018/558 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 38. maddesi uyarınca yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumlu olduğu, yöneticinin kat maliklerini temsil ederken Türk Borçlar Kanununun 504. maddesi hükmü uygulanacağından, kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunmak yetkisi verildiği ispat edilmedikçe bu bonolar nedeniyle yöneticinin sorumluluğu söz konusu olmayacağı, TTK’nun 778. maddesi yollamasıyla bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 678. maddesi gereğince senedi imzalayanın şahsen sorumlu olacağı, dava konusu olayda kat malikleri kurulu adına dava dosyası içerisinde sunulan karar defteri de incelendiğinde kambiyo senedi düzenleyen yöneticiye veya herhangi bir kimseye yetki verilmediği, bu nedenle Yargıtay 19. HD’nin 07.05.2013 tarih ve 2013/4540 – 8335 E-K sayılı kararı da dikkate alınarak davacının dava konusu edilen bonolardan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmayacağı, gerekçelerinin belirlenmesi durumunda davacının, davalıdan talep edebileceği alacak miktarının takibe konu bono senetlerin toplamı olan 18.000,00-TL olacağı yönünde görüş bildirmişlerdir. 14/09/2022 havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda; kök rapordaki değerlendirme, tespit, sonuç ve kanaatlerinde bir değişiklik söz konusu olmadığını bildirdiklerini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 678. maddesi incelendiğinde; temsile yetkili olmadığı halde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişinin o poliçeden dolayı bizzat sorumlu olacağının düzenlenmiş olduğu ancak bonoların zamanaşımına uğraması nedeniyle yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve bu sebeple davacının alacağını ispatlaması gerektiği dosya kapsamı itibariyle davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç va kanaatine varılmakla, açılan davanın reddine, Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine, ” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının imzaladığı bonolardan dolayı şahsi sorumluluğu bulunmadığını, davalıya da kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği ispat edilmemiş olup şahsi sorumluluğu bulunduğunu, açmış olduğu itirazın iptali davası Yargıtay kararları, davalının ticari ilişkiye yönelik beyanları, imzayı kabul yönünde beyanları ve iş bu mahkeme ilamlarına aykırı olarak reddedildiğini, davalının zamanaşımı de’fisi ileri sürmemesine rağmen zamanaşımı hususunda bilirkişi re’sen inceleme yapmıştır ve ilk derece mahkemesi zamanaşımı hususunu gerekçeli kararında belirttiğini, davalı da iş bu davada dilekçeler teatisi ve yargılama süresince zamanaşımı de’fini ileri sürmediğini, ancak bilirkişi raporu ve ek raporda zamanaşımı hukuka aykırı olarak kendiliğinden (re’sen) dikkate alındığını, bu hususun istinaf incelemesinde değerlendirilmesi gerektiğini, gerekçeli kararda davaya konu senetlerin yazılı delil başlangıcı olduğu ve başka delille ispat edilmesi gerektiği belirtilmiş ancak davalının sunduğu davaya cevap dilekçesinde dahi alacağımız ispatlandığını, davalının kendi cevap dilekçesinde de senetlerin kendisi tarafından düzenlendiği ve … ‘ ya verildiği … tarafından da müvekkile cirolandığı belirtildiğini, bu durumda delil başlangıcı sayıldığı belirtilen senet hususunda ispat sağlandığını, delil listesinde bulunan Kayseri 1.ASLİYE Ticaret mahkemesinin 2014/1189 Esas 2018/558 Karar sayılı ilamı da alacağımızı açıkça ispatlar nitelikte olduğunu, ilk derece mahkemesince alacağı ispatlayamadıkları hususunu kabul etmemekle birlikte ispatlayamadıkları değerlendirildi ise yemin delilini de dikkate alınması ve yemin hususunun hatırlatılması gerektiğini, kök bilirkişi raporundaki itirazların dikkate alınmayarak ek bilirkişi raporu düzenlendiğini ve denetime elverişsiz kök ve ek bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, kök bilirkişi raporuna karşı itirazlarda özellikle taraf sıfatlarının hatalı olduğunu belirtmelerine rağmen ek bilirkişi raporu da taraf sıfatları yönünden hatalı düzenlendiğini, ilk derece mahkemesinde de özellikle belirttiği üzere ek raporda belirtilen bilirkişi raporundaki karara dayanak mahkeme ilamında davacı daha önce menfi tespit davası açan kat malikleri olduğunu, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında dayanak gösterilen bilirkişi ek raporunda bonolardan şahsi sorumlu olan … hakkında herhangi bir beyan düzenlenmediğini, davalı …’in tüm dosya kapsamı incelendiğinde imzaya, borca itirazı ve senet ilişkisine yönelik itirazı bulunmadığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/171 Esas , 2022/914 Karar sayılı ilamının yukarıda açıkladığımız nedenlerle bozulmasına ve davamızın kabulune, daire esastan karar verilmesi hususunda aksi kanaatte ise ilk derece mahkemesi kararının bozularak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, 6102 sayılı TTK’nun 678. maddesine dayalı olarak Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları taktirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/11/2022 tarih ve 2021/171 E – 2022/914 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 01/03/2023