Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/272 E. 2023/275 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/272
KARAR NO: 2023/275
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2021
ESAS NO: 2018/510
KARAR NO: 2021/1104
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:22/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:28/02/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 tarih ve 2018/510 Esas 2021/1104 Karar sayılı ilamına karşı,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, genel kurullarda belirlenen aidatları düzenli şekilde ödediğini, kendisine tahsis edilen dairenin Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından konulan hacizle satıldığını, söz konusu konutu bedelini ödeyerek satın aldığını, davacının davalı aleyhine Kayseri 1. ATM’nin 2008/118 esas sayılı dosyası ile açtığı tazminat davasında 38.351,16-TL alacağa hükmedildiğini, söz konusu kararın temyizi neticesinde 63.324,00-TL tazminat hakkı doğduğunun belirlendiğini, talebe göre 40.000 TL tazminata hükmedildiğini, kararın davalı tarafça temyizi neticesinde yeniden bozulduğunu ve 2017/290 esas sayılı kararıyla 40.000 TL tazminata hükmedildiğini kararın kesinleştiğini, daha sonra Kayseri 2 ATM’nin 2016/48 E sayılı dosyası ile fazlaya dair tazminat alacağı için dava açıldığını, bu davanın da kısmen kabulüne 9.856,30 TL alacağın tahsiline karar verildiğini, Kayseri 1 ATM’nin 2017/290 esas sayılı dosyasında tazminat hesabı yapılırken davacının 29.02.2008 dava tarihine kadar yaptığı ödemelerin dikkate alındığını, davacının dava tarihinden sonra da ödemelerini düzenli yaptığını ve dava tarihinden sonra da 10.100 TL aidat ödedi ğini, söz konusu ödemelere ilişkin dekontları dosyaya sunduğunu belirterek davacıya konut tahsis edilmemesi nedeniyle 10.000-TL tazminatını yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Somut davada; her ne kadar davacı vekili tarafından,Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/290 esas 2017/941 karar sayılı dosyasında tazminat hesabı yapılırken müvekkilinin dava tarihi olan 29/02/2008 tarihine kadar yaptığı ödemelerin dikkate alındığını,bu tarihten sonrada toplamda 10.100,00 TL ödeme yapıldığı beyan edilerek tazminat isteminde bulunulmuş ise de,Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/118 esas 2011/624 karar(bozma sonrası 2013/47 esas 2013/45 karar) sayılı esas dava dosyasının temyiz incelemesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/247 Esas 2015/702 Karar sayılı ilamıyla davacının talep edebileceği tazminat miktarının dava tarihi itibariyle yapılan hesaplamasına ilişkin düzenlenen bilirkişi raporunda, kooperatif ortaklığına dayalı olarak davacıya verilemeyen dairenin bedelinin tahsili istemine ilişkin davada tazminat hesaplama ilkesi uygulamada 5’li formül olarak adlandırılan tazminat hesaplama ilkesi formülüne göre yapıldığı ve formülün 2. ayağındaki “davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin dava tarihindeki güncel değeri” dairenin bozma ilamı öncesinde düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda 112.600,00 TL tespit edilip, hesaplama yapıldığı,bozma sonrasında düzenlenen ve verilen son karara esas alınan ek bilirkişi raporunda ise bu kalem 88.651,00 TL olarak kabul edildiği, davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin dava tarihindeki güncel değerinin, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek 112.600,00 TL olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle davacı lehine yapılan tazminat hesaplaması yalnızca bu hususta bozulmuş olduğu anlaşılmış olup davalı tarafından yapılan ödeme tutarına ilişkin bozma yapılmadığı görülmüş ve Mahkemece davacı ortağın kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarı Yargıtay uygulamasındaki 5’li formül ile hesaplanarak hüküm kurulmuştur.Davacı vekili tarafından Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/118 esas sayılı dosyasının dava tarihinden sonra müvekkili tarafından yapılan 5.000,00 TL ödemenin 2011 yılında kooperatif genel kurul toplantısında alınan karara istinaden yapıldığının beyan edildiği,iş bu genel kurul kararının iptalinin öne sürülmediği,davacı halen kooperatif üyesi olup davacının kesin maliyet borcuna binaen ödediği bu bedel ile bilirkişi raporunda genel gider kapsamında ödediği tespit edilen bedelin tazminat hesabına dahil edilmediği beyan edilerek talep edilemeyeceği değerlendirildiğinden davanın reddine…” dair karar verilmiştir. İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kooperatif üyesi davacıya, davalı kooperatif tarafından daire tahsis edilmemesi nedeniyle açılan ek tazminat davasında yerel mahkemenin davanın reddine karar verdiğini, davacı kooperatif üyesi iken üyelikten ihraç edildiğini, akabinde açılan ihraç kararının iptali ve borçlu olmadığının tespiti davasında ihraç kararının iptaline ve davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, noter huzurunda gerçekleştirilen kura sonucunda davacıya … İli, …İlçesi, …, Pafta …, Ada …, Parsel … de kayıtlı …. Kat … nolu dairenin isabet ettiğini, kura zaptı ile dairenin tahsis ve tesliminin yapıldığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/290 Esas 2017/941 Karar sayılı ana dosyasında tazminat hesabı yapılırken davacının 29/02/2008 dava tarihine k adar yaptığı ödemelerin dikkate alınarak tazminat hesabının yapıldığını, dava tarihi 29/02/2008 yılından sonra yaptığı ödemelerin dikkate alınmadığını, davacının davalı kooperatife üyeliğinin devam etmesi sebebiyle aidat ödeme yükümlülüğünün devam ettiğini, bu ödemelerin yeni bir tazminat hesabına konu yapılmasının mümkün olmadığını, davalı kooperatifin ana asıl amacını gerçekleştirdikten sonra genel giderlerini karşılamak amacıyla aidat belirler ise üyelerin elbette genel giderlere ait aidat borcunu ödemek zorunda olduğunu, dava konusu edilen ödemeler genel giderlere ait ödemeler değil kooperatifin ana asıl edimine amacına ait ödemeler olduğunu, davalı kooperatifin davacı müvekkiline bir tek kuruş ödeme yapmadığını, tüm bu nedenlerle emsal Yargıtay kararları ve resen nazara alınacak nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacıya tahsis edilen konutun verilmemesi nedeniyle davalı kooperatife ödeme yapan davacının zarar ( tazminat) istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosya içerisindeki delillere, 18.11.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporuna ve mahkemenin raporları/delilleri takdirinde, vakıa ve hukuki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının tümünün yerinde olmadığı görülmüştür.
Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davacı vekilince yapılan bütün istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf incelemesine konu kararın usul ve esas yönlerinden hukuka uygun olduğu değerlendirilmekle işbu kararı istinaf eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 10/12/2021 tarih ve 2018/510E – 2021/1104K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 22/02/2023