Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/261 E. 2023/288 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/261
KARAR NO: 2023/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2022
ESAS NO: 2020/320
KARAR NO : 2022/778
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 23/02/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/10/2022 tarih ve 2020/320 E – 2022/778 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/06/2015 tarihli genel kurulda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanması için her üyenin 9.500,00-TL ödeme yapılmasına karar alındığını, davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … (yeni esas … ) Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, genel kurulda alınan kararın ortakları bağlayıcı nitelikte olduğunu, kooperatif inşaatlarının devam ettiğini ve yaklaşık 150 üyenin dairesini teslim almadığını, alınan genel kurul kararının yokluk sebebinin bulunmadığının tespit edildiğini, davacı talebinin bilanço açığının kapanması veya ortakların kişisel sorumluluğunun artırılmasına yönelik ek ödeme olmadığını, genel kurulda ödeme günü belirlenerek (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde bu kararın tüm ortakları bağlayacağının açık olduğunu, davalının kesin hesap borcunu ödediğini iddia ettiğini, üye borç tablosunda üyenin borcunun borcun belirlendiği tarihin yazılı olduğunu, belgenin kesin hesap tanımlamasını içeren başlık taşımakla birlikte kooperatif inşaatlarının devam etmesi belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunu belirlenmesine yönelik olduğunu, davacı kooperatifin 18/11/2018 tarihli olağan genel kurulda 2012 yılında çıkarılan maliyet hesabının geçerli olduğuna ve halihazırdaki yönetim kurulu tarafından çıkarılan maliyet hesabının geçerli olduğuna ve bu maliyet hesaplarının onaylanmasına karar verildiğini, 2012 yılında yapılan geçici maliyet hesabını ödeyen üyelerin aidat ödemelerine ve tüm ödemelere karşı çıkması sebebiyle evini teslim alamayan üyeler ile davalı gibi evini teslim alan üyeler arasında eşitsizlik doğduğunu, davacı kooperatif tarafından aynı alacakla ilgili açılan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1667 Esas ve 2017/1039 Karar sayılı ilamı ile reddedilen davanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 Esas ve 2019/672 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak talep gibi karar verildiğini ve kesinleştiğini, benzer şekilde aynı alacak talebine yönelik Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/33 Esas sayılı dosyasının 2019/1044 Karar sayılı ilamı ve Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/261 Esas 2019/955 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve istinaf talebinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedildiğini belirterek itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1113 Esas, 2016/525 Karar sayılı dosya ile genel kurul toplantısının 7. maddesinin iptali istemi ile dava açıldığını, Mahkemece davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay incelemesinde karar verildiğini, davalının 27/07/2015 tarihinde noter aracılığı ile istifa ettiğini ve ortaklıktan çıktığını, davalının Benel kurul kararına göre işlem yaptığını, bunun yok sayılmasının mümkün olmadığını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin kararının hukuka aykırt olduğunu, dayacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda kararlaştırıları 9.500,00-TL’nı ödemeyen bir kısım üyeler hakkında tapu iptali ve tescil davası açtığını, yerel mahkemece bunun reddedildiğini, istinaf mahkemesince de esastan reddedildiğini, derdest davanın 9.500,00-TL’nın talep edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğunu, ibra sözleşmesi ile davalının borcunun olmadığının ortaya konulduğunu, genel kurul toplantısında ödenmesi istenilen 9,500,00-TL’nın yeni bir kesin maliyet hesabı yapılması yasağının arkasının dolaşılması amacıyla yapıldığını, esas sözleşmenin 61-63 maddelerinde yer alan usullere göre belirlenmediğini ve hukuken geçersiz olduğunu, inşaatı devam eden 78 daire olduğunu, büyük oranda inşaatın tamamlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan deliller yapılan yargılama sonucunda; kooperatif tarafından yapımı tamamlanan etap için bağımsız bölüm malikine tahakkuk ettirilen bedelin ödenerek tapunun davacıya verildiği, kooperatifin terkin edilmediği ve inşaatlara devam ettiği, davacı kooperatifin teslim edilen daire yönüyle davalıdan inşaat bedeli talebinde bulunduğu, bu bedelin 7410 sayılı yasanın 2. maddesinde belirtilen yönetim giderlerinden olmadığı anlaşılmakla 7410 sayılı yasanın 2. maddesi dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.-Davanın REDDİNE,-Koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/320 Esas, 2022/778 Karar ve 17.10.2022 tarihinde yerel mahkeme tarafından karar usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu müvekkil, kooperatif imalatlarını etap etap gerçekleştirmediği gibi kooperatif ünvanındna anlaşılacağı üzere toplu konut kooperatifi olarak sürdürdüğünü, dava konusu edilen alacak inşaat finansmanında kullanılmak üzere genel kurulca hüküm altına alındığını müvekkili kooperatifin imalatları devam eden bir çok yarı mamül inşaatı bulunduğunu kooperatifler kanunu geçici 11.maddenin müvekkil kooperatif hakkında uygulanıp uygulanmayacağının mahkemece bilirkişi vasıtası ile denetlenmeksizin davanın reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/932 Esas sayılı dosyasında Prof. Dr … ‘ dan geçici 11. maddenin müvekkil kooperatif hakkında uygulanıp uygulanmayacağı hususunda alınan bilirkişi raporunda geçici 11. maddenin müvekkil kooperatif hakkında uygulanmayacağı görüşü mahkemeyede sunulduğunu bu yönü ile mahkeme tarafından verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu mahkemenizin onlarca kabul kararı bulunduğunu ancak dava devam ederken yasal değişiklik yapıldığını davalı davanın açılmasına sebebiyet vermişken davanın reddi ile aleyhimize masraf ve vekalet ücretine hüküm edilmesi yasaya aykırı olduğunu geçici 11.madde ile kesinleşmiş mahkeme kararlarına dahi müdahalede bulunarak kanunların geriye yürümezliği ilkesi ihlal edilmiştir. zira yasa metninde kesinleşen mahkeme ilamları karşısında borçlu olunmadığının tespitine dair dava yetkisi oluşturulduğunu, hmk da yargılamanın yenilenmesi kurumu sıkı şekil şartları ile düzenlendiğini bu kanuni düzenleme ile kanunlar arasında çelişki yaratıldığını sadece kayseri bölgesindeki kooperatifler için kooperatif üyelerine yeni bir kanuni düzenleme yapılması ile yargılama yenilenmesi davası ile alınabilecek sonucu kanuni bir düzenleme ile alınması ihtimali oluşturulduğunu Bu ise Anayasının 2.maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin ihlalini doğurduğunu , kesinleşmiş mahkeme kararları ile alacak elde eden kooperatiflerin bu paraları iade edilmesi konusuna yol açacak şekilde yapılan düzenlemenin yine hukuk devletinde olması gereken hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu Açıklanan nedenlerle, mahkemenizce kooperatifler kanunu geçici 11.maddesinin anayasaya aykırılığı iddiası ile mahkemenizce anayasa mahkemesine başvurulmasını talep etiklerini açıklanan nedenlerle iş bu istinaf dilekçemizin sunulması zarureti doğduğunu arz ve izah edilen gerek açıklanan gerek tarafınızca dikkate alınacak nedenlerle, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/320 Esas, 2022/778 Karar sayılı dosyasından verilen kararın kaldırılmasını, ve yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen istinafa cevap dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu , Davanın görülme esnasında uygulanabilir kanunun yürürlüğe girmesi sebebiyle davanın reddine karar verildiğini Davacı her ne kadar mahkemece alınan onlarca kabul kararının bulunduğunu savunmuş olsa da, somut olayın özellikleri göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiğini Ayrıca derhal uygulama ilkesi gereğince yeni kanun, yürürlüğe girdikten sonraki olay ve işlemlere uygulandığını, geçmişe yürümediğini, buna göre, hem davanın reddi kararı hem de Hukuk Mahkemeleri Kanun’un 326. maddesi gereği alınan yargılama ve vekalet ücreti kararı yerinde olduğunu, buna göre, söz konusu geçici 11’ci maddenin dava nezdinde uygulanabilir olduğu ve Anayasa’ya aykırılığının bulunmadığının kesin olduğunu Ayrıca istinaf başvuru dilekçesine konu edilen Yargıtay 6. HD 2021/6310 E. 2022/185 K. sayılı karar 20.01.2022 tarihinde alınmış olduğnu zaman bakımından uygulama ve yasa hiyerarşisi gereği 10.06.2022 tarihinde Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11 maddenin mevcudiyetinden dolayı uygulama yeri bulunmadığını arz ve izah edilen ve diğer sebeplerle davacının yerinde olmayan ve hukuka aykırı olan istinaf başvurusunun REDDİNE karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemi ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi, davacı kooperatifin işbu yasa kapsamında tanımlanan vasıfta ve şartları taşıyan bir yapı kooperatifi niteliğinde olup olmadığının tespiti,bu bakımdan davacı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, ana sözleşme hükümleri ,varsa anasözleşme değişiklikleri, tüm genel kurul kararları, bugüne kadar yaptığı ve teslim ettiği tüm inşaatlar,inşaatların/dairelerin yapım ve üyelerine teslim usulü/şekli de gözetilerek netice itibariyle davacı kooperatifin anılan yasanın geçici 11. Maddesi kapsamında yani a) bendi uyarınca İnşaatlarının etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şeklinde olup olmadığının ve ayrıca b),c) ve ç) bentlerinde yazılı diğer şartlar da dahil olmak üzere işbu tüm koşulların/şartların birlikte sağlanıp sağlanmadığı,bu nitelikte bir yapı kooperatifi olup olmadığı ile somut olayın da işbu geçici 11. Madde de belirtilen tüm koşulları birlikte sağlayıp sağlamadığının tespiti/belirlenmesi bakımından değerlendirilme yapılabilmesi için bir inşaat mühendisi, bir kooperatif alanında uzman bilirkişi ve bir mali müşavirden oluşan heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte iken bu hususlar yeterince araştırılmadan karar tesisi yerinde görülmemiş, davacının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/10/2022 tarih ve 2020/320 E – 2022/778 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 23/02/2023