Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/260 E. 2023/213 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/260
KARAR NO: 2023/213
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2022 (ARA KARAR)
ESAS NO: 2022/379
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 15/02/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen tarih ve 2022/379 E sayılı 26/12/2022 tarihli ARA kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekilleri Av… ve Av. …’ın 17/11/2022 tarihli dilekçelerinde özetle; mahkememizin birleşen 2022/379 Esas sayılı dava dosyası kapsamında 09/11/2022 tarihli ara kararı ile davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, … ve …’ın yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin alınan kararın uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmiş ise de verien kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın tedbir talebi hakkında mevcut dosyayla birleşen 2022/382 Esas sayılı dosya kapsamında 23/09/2022 tarihinde “Somut talep nedeniyle dosya kapsamı itibarı ile ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdükleri iddiaların yargılamayı gerektirdiği, mevcut durum itibarı ile yaklaşık ispat sağlayıcı delil bulunmadığı, bu nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verildiğini, ilgili karardan sonra davacı taraf bu karara karşı herhangi bir istinaf yoluna başvurmadığını, bu halde ilk ret kararı kesinleşmiş durumda olduğunu, ilk ret kararı verildikten sonra dosyaya yeni bir delil veya bilgi ve belge girmemiş olmasına rağmen sadece davacı tarafın talebine bağlı olarak ve talep hakkında cevaplarının sorulmadan 09/11/2022 tarihinde ara karar ile bu sefer tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verildiğini, davacı tarafın ilk ret kararına karşı süresi içerisinde itiraz etmemiş olmasına ve karar kesinleştikten sonra yeniden karar verilmesini gerektirecek yeni bir bilgi veya belgenin dosyaya girmemiş olmasına rağmen davacı tarafın talebi sonrasında ara kararı ile tedbir kararı verilmiş olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, talep eden davacı tarafın tüzel kişi üyelerin yönetim kuruluna seçilmesine ilişkin hükmün Kooperatif Kanunu’na 2021 yılında yapılan değişiklik ile getirildiğini söylemişse de bu hususun doğru olmadığını, 55. maddeye 2021 yılında kooperatifçilik eğitimi verilmesine ilişkin olarak 3. fıkranın eklenmiş olup yönetim kuruluna seçilen tüzel kişiler hakkında da 3. fıkra hükümlerinin uygulanmasına ilişkin maddenin ise 4. fıkraya 2021 yılında eklendiğini, yani tüzel kişilerin kooperatife seçilebileceğine ilişkin maddenin kanunun başından beri mevcut olduğunu, buna rağmen müvekkili kooperatifin yönetim kurulu üyeliklerine geçmişte de tüzel kişi üyeler yerine bu tüzel kişiliklerin yöneticilerinin seçildiğini, tedbir kararına konu olan … 03/02/2018 tarihinde yapılan 9. olağan genel kurulda da kooperatif yönetim kuruluna seçildiğini, 11. olağan genel kurula kadar görevini devam ettirdiğini, 11. olağan genel kurulda da idari ve mali yönden oy birliği ile ibra edildiğini, bu dosyanın davacısı …’in 9. olağan genel kurulda da denetim kurulu üyesi olmasına rağmen …’in yönetim kurulu üyesi seçilmesine bir itirazda bulunmadığını, kaldı ki kooperatife tüzel kişi üye olmasına rağmen tüzel kişilerin temsilcilerinin doğrudan kooperatif üyeliğine seçilmesi hususunun müvekkili kooperatifte bir teamül haline geldiğini, örneğin 13/06/2015 tarihinde yapılan 6. olağan genel kurulda yönetim kurulu üyeliğine seçilen …, …, …, …’ın kooperatif üyesi olmamasına rağmen o dönem yönetim kurulu üyeliğine seçildiklerini, yine tedbir kararı verilen …’in de yönetime seçildiği 03/02/2018 tarihli 9. olağan genel kurulda yönetim kuruluna seçilen üyelerden …, …, …, …, … ve …’nun da şahıs olarak kooperatife üye olmayıp bu kişilerin yetkilisi olduğu tüzel kişilerin kooperatife üye olduğunu, aynı şekilde 01/02/2020 tarihinde yapılan 11. genel kurulda yönetim kuruluna seçilen kişilerden …, …, …, …, …, … ve …’un da şahıs olarak kooperatife üye olmayıp bu kişilerin yetkilisi olduğu tüzel kişilerin kooperatife üye olduğunu, görüldüğü üzere kooperatife üye olan tüzel kişiliklerin yetkililerinin doğrudan kooperatif yönetim kurulu üyeliğine seçilmeleri teamül haline gelmiş olup davacı …geçmiş dönemlerde denetim kurulunda bulunması sebebiyle yönetim kuruluna seçilen üyelerin üyelik yeterliliklerini denetlemekle görevli olmasına rağmen o dönemlerde bu yönde hiç bir itirazda bulunmadığını, kooperatifin ilk kuruluşundan bu yana yönetim kuruluna bu şekilde tüzel kişi yerine tüzel kişilerin temsilcilerinin seçilmesi teamül haline geldiğinden dolayı hakkında tedbir kararı verilen kişilerin de seçilmelerinin usule uygun olduğuna karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki bu kişilerin kooperatife tamamen yabancı veya dışardan kişiler olmayıp hali hazırda kooperatif üyesi olan tüzel kişilerin temsilcileri konumunda olduklarını, oluşan teamül de dikkate alınarak yönetim kuruluna seçilen kişilerin tüzel kişiler adına seçildiğinin kabulünün gerektiğini, yukarıdaki savunmalarının yerinde görülmeyecekse …’in 9. olağan genel kurulda da yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesi ve sonrasında yönetimin 10. olağan genel kurulda mali ve idari yönden ibra edilmiş olması karşısında …’in zımni ve eylemli olarak üye kabul edildiğini, kooperatiflerde açık kapı ilkesi geçerli olup kooperatife üyelik yönetim kurulu kararıyla olabileceği gibi eylemli olarak da gerçekleşebileceğini, kooperatif üyeliğine ilişkin Yargıtay’ın da görüşünün bu yönde olduğunu, (23. Hukuk Dairesi 2011/1742 E. , 2011/1552 K sayılı ilamı), hakkında tedbir kararı verilen …’in 9. olağan genel kurulda yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiş olup ilgili seçime davacı tarafça herhangi bir itiraz edilmediği de dikkate alındığında …’in kooperatif üyesi olarak kabul edildiğinin ortada olduğunu, bu sebeple de Kooperatifler Kanunu’nun 55/2. maddesinin şartını taşımadığı gerekçesi ile yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin alınan kararın uygulanmasının tedbiren durdurulmasına ilişkin karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olup bu sebeple de ilgili karara karşı süresi içerisinde itiraz ettiklerini, bu sebeplerle 09/11/2022 tarihli ara kararla verilen …ve …’ın yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin alınan kararın uygulanmasının tedbiren durdurulmasına ilişkin kararın itirazen incelenerek kaldırılmasına, aksi halde itirazın reddi durumunda itirazlarının incelenmek üzere uygun kanun yoluna gönderilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… dosya kapsamı incelendiğinde öncelikle HMK’nun 390/2. maddesi uyarınca talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde hakim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebileceğinden, ihtiyati tedbir talebi hakkında davalının görüşünün alınması zorunluluğu bulunmamaktadır. Kaldı ki, mahkememiz dosyasında daha evvel 05/05/2022 tarihli ara karar ile davalı kooperatifin yönetim kurulu üyelerine, davacının söz konusu genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulması talebiyle ilgili olarak beyan ve görüşlerini bildirmek üzere tebligat çıkartılmış olup ve tebligatın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre verildiği, tebligatın 11/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirketin görüş bildirmediği görülmüş, bu nedenle ihtiyati tedbir talebi konusunda davalı kooperatifin yönetim kurulu üyelerinden yeniden görüş alınmasına da gerek görülmemiştir. Dosya içinde sunulan hazirun cetveli davalı kooperatifin 31/03/2022 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu asil üyeliğine seçilen … ile …’ın 28/03/2022 tarihli hazirun cetvelinde ortak olarak isimlerinin bulunmadığı görülmüştür. Eldeki dosya kapsamına göre itiraz eden davalı tarafın ihtiyati tedbir kararı hakkında dosyada delil bulunmadığı iddiası doğru değildir. Kaldı ki, itiraz dilekçelerinde … ile …’ın kooperatif üyesi olan tüzel kişiliklerin temsilcileri oldukları da beyan edilmiştir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 56. maddesine göre kooperatif yönetim kurulu üyesi olabilmenin ilk şartının kooperatife ortak olmak olduğu öngörülmüş olmakla, yönetim kurulu üyelerinin ortak olabilme şartlarını da yerine getirmiş olması gerekir. Mevcut dosya kapsamı itibarı ile davacıların ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunduğu anlaşılmakla; yönetim kurulu üyeliğine seçilen … ile… yönünden ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne dair verilen ara kararının yasaya ve dosya kapsamındaki delillere uygun olduğu nedeniyle davalının ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur. Davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazlarının REDDİNE,..” şeklinde karar verilmiştir.Bu ara karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Tedbir kararının verildiği birleşen 2022/382 Esas sayılı dosyanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış bir dava olduğunu, hak düşürücü süreden sonra açılan dava kapsamında böyle bir ihtiyati tedbir kararının verilmesinin açıkça hukuka aykırı olup istinaf konusu kararının bu sebeple kaldırılmalı olduğunu, birleşen 2022/382 esas sayılı dosyada hak düşürücü süre itirazında bulunulmasına rağmen işin esasına girilmek kaydıyla istinaf konusu edilen ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bir davanın görülebilmesinin temel koşulunun hak düşürücü süre içerisinde açılması olup hak düşürücü sürelerin mahkemece re’sen göz önüne alınması gerektiğini, davacı tarafın tedbir talebi hakkında mevcut dosyayla birleşen 2022/382 Esas sayılı dosya kapsamında 23.09.2022 tarihinde tedbir talebinin reddine karar verildiğini, ilgili karardan sonra davacı tarafın bu karara karşı herhangi bir istinaf yoluna başvurmamış olduğunu, ilk ret kararı verildikten sonra dosyaya yeni bir delil veya bilgi- belge girmemiş olmasına rağmen sadece davacı tarafın talebine bağlı olarak ve talep hakkında cevapları sorulmadan 09.11.2022 tarihinde ara karar ile bu sefer tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve … ve …’ın yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin alınan kararın uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olduğunu, Mahkemece gerekçeli kararda birleşen dosya kapsamında tedbir talebine ilişkin görüşlerinin, sorulduğunu, süresi içerisinde cevap verilmediği söylenmekte ise de ilk talebin reddine karar verildiğine göre ikinci talep bakımından birinci talebe ilişkin beyan verilmediğinden bahisle görüş alınmaksızın karar verildiğinin söylenmesinin hukuka aykırı olduğunu, İlk talebin reddedildiğini, ret talebine karşı da süresi içerisinde davacı tarafça bir itirazda bulunulmadığını dosya kapsamında sabit olduğuna göre ikinci yapılan talep bakımından yine müvekkiline cevap hakkı tanınması gerekirken cevap hakkı tanınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın ilk ret kararına karşı süresi içerisinde itiraz etmemiş olmasına ve karar kesinleştikten sonra yeniden karar verilmesini gerektirecek yeni bir bilgi veya belgenin dosyaya girmemiş olmasına rağmen davacı tarafın talebi sonrasında ara karar ile tedbir kararı verilmiş olmasının açıkça hukuka aykırı olup kararın bu sebeple kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbir talebi reddedildikten sonra dosya kapsamında tekrar tedbir talep edilebilmesi için dosyaya yeni bilgi veya belgelerin girmiş olması gerektiğini, birleşen dosya kapsamında ilk yapılan ve reddedilen tedbir talebinden sonra dosyaya bu kapsamda hiçbir yeni bilgi veya belge girmemiş olduğunu, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.12.2022 tarih ve 2022/379 Esas sayılı ihtiyati tedbir kararına itirazların reddine dair ara kararın istinafen incelenerek kaldırılmasına, dosya kapsamında 09.11.2022 tarihli ara kararla verilen …ve …’ın yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin alınan kararın uygulanmasının tedbiren durdurulmasına ilişkin ara kararın kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Derdest dava, davalı Kooperatifin 31/03/2022 tarihli yapılan olağan Genel Kurul toplantısında usulüne uygun şekilde alınmayan Genel Kurul kararlarının mutlak butlan ve/veya yoklukla malul olduğunun tespitine, aksi halde iptaline karar verilmesi taleplerine ilişkindir. Davacılar, dava dilekçesi ile, dava konusu Genel Kurulda alınan bu kararların uygulanması telafisi güç ve imkansız zararlara neden olabileceğinden kararların uygulanmalarının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkeme, 31/05/2022 tarihli gerekçeli ara karar ile, davacıların söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Yargılama devam ederken 2022/382 Esas sayılı dava dosyası, aralarındaki bağlantı nedeniyle bu dosya üzerinde birleştirilmiş, davacılar vekili birleşen dosya üzerinden 04/11/2022 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Mahkeme işbu yeni ihtiyati tedbir talebi yönünden inceleme yapmış ve 09/11/2022 tarihli gerekçeli ara kararı ile, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, davalı kooperatifin 31/03/2022 tarihli Genel Kurulda gündemin 22. Maddesinde … ile …’ın Yönetim Kurulu asil üyeliğine seçilmesine ilişkin kararın uygulanmasının ihtiyati tedbiren yargılama sonuna kadar durdurulmasına karar vermiştir. Gerekçe olarak ismi geçen bu kişilerin davalı kooperatife ait 28/03/2022 tarihli hazirun cetvelinde davalı kooperatif ortağı/üyesi olarak isimlerinin bulunmadığı, oysa kooperatifler yasası 55/2 maddesine göre Yönetim Kurulu üyesi olabilmek için kooperatife ortak olmanın yasal şart olduğu, kooperatif yasasının 56. Maddesinde de paralel bir düzenleme olduğu, seçimden sonra kooperatife ortak yapılmasının, ortaklık sıfatının kazanılmasının Yönetim kurulu üyeliğine geçerlilik kazandırmayacağı, bu nedenlerle söz konusu kişiler yönünden olmak üzere ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bu aşamadaki dosya kapsamına göre bulunduğu gösterilmiştir. Diğer ihtiyati tedbir talebinin ise koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı kooperatif vekili 17/11/2022 tarihli dilekçe ile işbu ihtiyati tedbir kabul kararı kısmına itiraz etmiştir. Mahkeme itirazı duruşmalı incelemiş, 26/12/2022 tarihli duruşmaya taraf vekilleri katılmış, mahkemece beyanları alınmış yani dinlenmişler ve aynı duruşmadaki kısa ara karar ile ihtiyati tedbire itirazlarının reddine karar vermiş,bu kısa ara kararı yönünden mahkeme ayrıca gerekçeli olarak 26/12/2022 tarihli ara karar yazmış, davalı kooperatif vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.
İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş 09/11/2022 tarihli ve ihtiyati tedbirin kısmen kabulüne ilişkin gerekçeli ara kararın içeriği, bu karara karşı davalı kooperatif vekilince yapılmış itiraz sebepleri, itirazın duruşmalı olarak incelenmesi sonucu verilen ve istinaf edilen 26/12/2022 tarihli gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyaları kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; İstinaf edilen gerekçeli ara kararda mahkemece yazılı ayrıntılı açıklamalar, yasal sebep ve gerekçeler, kooperatifler yasasının 55 ve 56. Maddeleri, davalı kooperatifin dava konusu genel kurul toplantısına ilişkin olmak üzere kayıtlı kooperatif ortaklarının/üyelerinin isimlerini gösteren hazirun cetvelinin içeriği ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyaları kapsamı birlikte gözetildiğinde, mahkemece verilen 09/11/2022 tarihli gerekçeli ara kararda ve buna bağlı olarak, bu ara karara karşı davalı kooperatif vekilince yapılan itirazların mahkemece duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonucu verilen ve istinaf edilen itirazın reddine dair 26/12/2022 tarihli gerekçeli ara kararda, usul, yasa ve mevcut derdest dava dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı, zira burada yasaca aranan kesin bir ispat olmayıp yaklaşık ispat yeterli olduğu,istinaf edilen ara kararının hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle davalı kooperatif vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 gereğince reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/12/2022 tarih ve 2022/379 E sayılı ARA KARARININ hukuka uygun olduğu anlaşılmakla istinaf eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davalı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle HMK’nın 362/1-f ile 394/5 maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/02/2023