Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2441
KARAR NO: 2023/2360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2023 ARA KARAR
NUMARASI: 2023/995 Esas
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/12/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 21/12/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2023/995 Esas sayılı 14/11/2023 tarihli ara kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; “Şirket üzerinde yetkili olan ortak … ‘un şirkete ileride telafisi güç ve imkansız şekilde zarar verme ihtimaline binaen; şirketin sona erdirilme ve sicilden terkin edilme tarihine kadar şirket üzerindeki tüm envanter, taşınır, taşınmaz kısacası tüm malvarlığı üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, şirkete ait taşınmazların giriş çıkışını engellemek ve kontrol altına alınması amacıyla kapılarının mühürlenmesini, taşınırların ve envarterlerin yediemin deposunda muhafaza edilmesini ve şirkete ait tüm malvarlığı üzerinde ihtiyati tedbir-davalıdır şerhi konulmasını” talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Dava dilekçesi ekindeki Sarız Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 12/08/2022 tarihli ve 2022/123 Esas – 2022/117 Karar sayılı mirasçılık belgesinin incelenmesinde davacıların tek başına mirasçı olmadığı anlaşılmakla, 4721 sayılı TMK’nun 640. maddesine göre birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana geleceği, mirasçıların terekeye elbirliğiyle sahip olacakları, sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri ve TMK’nun 702/1. maddesinde ise elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkının, ortaklığa giren malların tamamına yaygın olduğu düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir. TMK’nun 640. maddesine göre, mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyet hükümleri geçerli olup, mirasçılar tereke üzerinde ancak oybirliği ile tasarruf edebileceklerinden davanın, diğer mirasçıların muvafakatlarının sağlanması veya TMK’nun 640/3. madde ve fıkrası uyarınca yetkili mahkemece terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle görülmesi gerekir. İştirak halindeki terekeye dahil bir hakka dayanarak mirasçılardan birinin sadece kendi payına yönelik olarak açtığı dava ise dinlenilemez. Bu durumda mahkememizce, anılan hususlar nazara alınarak davacı tarafa açtıkları eldeki davaya Sarız Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 12/08/2022 tarihli ve 2022/123 Esas – 2022/117 Karar sayılı mirasçılık belgesinde isimleri yazılı muris … nin dava dışı diğer mirasçılarının muvakatlarının sağlanması veya TMK’nun 640/3. madde ve fıkrası uyarınca yetkili mahkemece terekeye temsilci tayin ettirilmesi için ilgili mahkemesinde dava açmaları için süre verilmesi gerektiği değerlendirilmiş “1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, 2-Davacılara açtıkları eldeki davaya Sarız Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 12/08/2022 tarihli ve 2022/123 Esas – 2022/117 Karar sayılı mirasçılık belgesinde isimleri yazılı muris … ‘nin dava dışı diğer mirasçılarının muvakatlarının sağlanması veya TMK’nun 640/3. madde ve fıkrası uyarınca yetkili mahkemece terekeye temsilci tayin ettirilmesi için ilgili mahkemesinde dava açmaları için ön inceleme duruşmasının yapılacağı 19/02/2023 tarihine kadar KESİN SÜRE VERİLMESİNE, kesin süreye uyulmadığı takdirde HMK’nun 114/1-(d) ve 115/2. maddesi uyarınca davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verileceğinin ihtarına, (ihtarın tebliğ ile yapılmış sayılmasına)” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davacılar vekili işbu ara kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Mevcut dava, müvekkillerin davalı şirketi haklı sebeple fesih etmesinden ibaret olduğunu, haklı sebep olarak şirketin ortağı ve yetkili temsilcisi olan … ‘un müvekkillere kar payı dağıtmaması, müvekkillere şirket hakkında bilgi vermemesi, aynı zamanda şirket ortağı olan murise ait olan şirketin bulunduğu taşınmazın içine girilmesine engel olması, murisin ölümünden sonra şirket hisselerinin intikalinin müvekkillere yapılmaması, murisin ölümünden beri usule ve yasaya uygun olarak genel kurulun toplanamamasını bulunduğunu, dava dilekçesinde davaya ilişkin tüm iddia edilen hususların belgeleri ile ortaya konduğunu, mahkemece davalının ve yetkili ortağının malvarlığı dosyaya getirilmediğini, davalı şirketin banka hesaplarına, aktif-pasif tapu kayıtlarına ve sair malvarlıklarının tespitine dair müzekkere dahi yazılmaksızın ve dosyaya getirilmesi beklenilmeksizin hüküm kurulduğunu, ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ile hüküm kurmuş olması yüzünden verilen tedbir talebinin reddine dair 14.11.2023 tarihli ara karar usul ve yasaya açıkça aykırı olup hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının uygulanması akabinde mahkemece şirket envanterinin güvenli bir yerde muhafaza edilmesi ve şirketin ekonomik mahfını engellemek amacıyla şirketin kullandığı taşınmazların içinde tespit yapıldıktan sonra kapılarının mühürlenerek dava süresince muhafaza altına alınması da kamu düzeninin ve hukuk devletinin gereği olduğunu, bu husus da mahkeme içtihadları ve yasalar tarafından yasal ve hukuki güvence altına alındığını, söz konusu ara kararın; usul, esas ve yasalara açıkça aykırı olup ara karara karşı istinaf kanun yoluna gidilmesi zaruriyeti doğduğunu, istinaf başvurusunun talepleri doğrultusunda “kabulü” ile, ihtiyati tedbir talebinin ara karar ile reddine dair yapılan istinaf kanun yoluna ilişkin başvurusunun sayın mahkemece müvekkiller lehine olacak şekilde “kabulüne”, Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzda yer alan geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir kararı verilmesine dair talebin herhangi bir şekilde başka bir hukuki şarta bağlanamayacağı, aksi halde; hakkın şarta bağlanması nedeniyle telafisi imkansız ve güç sonuçlar doğacağı, bu doğrultuda hukuki koruma altına alınan haklara ve kamu düzenine aykırı red kararının usul ve yasalara açıkça aykırı olması yüzünden ilgili ara kararın usul ve esas yönünden “kaldırılmasına” , takdir Sayın Mahkemenin olmakla birlikte ara kararda eksik hususlar bulunması sebebiyle taleplerimiz doğrultusunda eksik hususların ilk derece mahkemesinde tekrar yargılama yapılmak ve ara karar verilmek suretiyle giderilmesine, şirkete ait olan taşınır ve taşınmaz mallar, banka hesapları üzerinde “İhtiyati tedbir ve davalıdır” şerhi “konulmasına” , şirketin adresi olarak gösterilen fakat ortak murise ait taşınmaz içinde envanter tespiti yapıldıktan sonra muhafaza altına almak amacıyla kapısının “mühürlenmesine”, tüm harç,masraf ve sair tüm yargılama giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle ; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülmekte olan 2023/995 Esas sayılı dosyanın 14.11.2023 tarihli ara kararı ile davacıların ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, davacılarca bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup işbu dilekçe ile istinafa cevapları sunduğunu, yerel mahkemece tesis edilen işbu karar yerinde olup davacıların istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine ilkişkin tesis edilen kararda “dava dilekçesinin ekinde davacının iddiaları yönünden ihtiyati tedbir talebinin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil sunulmadığı, eldeki davada davacı tarafça istenen söz konusu ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü için TTK’nun 636. ve devamı ile HMK’nun 389. ve devamı maddeleri gereğince aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bu aşamadaki mevcut dosya kapsamı itibariyle bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, ihtiyati tedbirin uygulanabilmesi için öncelikli olarak aranan yaklaşık ispat koşulu hiçbir şekilde yerine getirilmediğini, dosya kapsamına bakıldığında davacıların haklılığını ispatlayacak herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı görüldüğünü, davacılarca ileri sürülen sebeplerde hukuki mesnetten yoksun olup kabul edilebilir olmadığını, şirket genel kurulunun toplanamamasının asli nedeninin davacılar olduğunu, zira şirket tarafından davacılara ihtar gönderildiğini , toplantı gün ve saati , toplantının şirket açısından öneminin bildirildiğini, ancak buna rağmen davacılarca işbu toplantıya iştirak edilmediğini, şirket kayıtlarının gösterilmediği, şirkete girişin engellendiği hususları da ispata muhtaç olup bu hususu ispatlamakala mükellef olan davacıların buna yönelik herhangi bir delil sunmadığı da görüldüğünü, davacıların bu iddialarının gerçekliğinin bulunmadığını, bakıldığında şirkete gelmeleri için ihtar çekilen davacıların şirkete alınmak istememesi hayatın olağan akışına aykırı olacağını, şirket defter ve kayıtları mali müşavirde bulunmakta olup her daim incelenmeye hazır olduğunu, davacılarca hiçbir şekilde inceleme talebinde bulunulmadığını, davacıların inceleme talebinde bulunduklarını ve bunun engellendiğini ispatla mükellef olduğunu, müvekkil şirket ortağı … ‘nin vefatı ile hissesi mirasçılarına intikal etmiş olup işbu davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiğini, izah edilen nedenler ile davacılarca yapılan istinaf başvurusu yersiz olup istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Derdest dava, davalı şirketin TTK gereğince haklı sebeplerle feshine karar verilmesi talebine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesi ile şirket üzerindeki tüm envanter, taşınır-taşınmaz kısaca tüm mal varlığı üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, şirkete ait taşınmazların mühürlenmesini , taşınırların ve envanterlerin yediemin deposunda muhafaza edilmesini ve şirkete ait tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir/Davalıdır şerhi konulmasını istemiştir.
Mahkeme, 14/11/2023 tarihli gerekçeli ara kararı ile HMK 389 vd. Maddeleri gereğince aranan gerekli yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bulunmadığı ve ayrıca davacı mirasçılardan başka mirasçıların da bulunduğunun veraset ilamında anlaşılmakla TMK 640,702 maddesi gereğince işlemlerin yapılması için kesin süre verilmesine karar vermiştir.
Davacı vekili işbu ara kararını (ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünden) süresinde istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş gerekçeli ara kararda yazılı ayrıntılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendiriliğinde ; derdest işbu davanın, davalı şirketin TTK uyarınca haklı nedenlerle feshi talebine ilişkin olması , işbu dava yönünden davacı tarafça istenen söz konusu ihtiyati tedbirlerin kabulü için HMK 389 vd maddesi gereğince aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre bulunmaması nedeniyle söz konusu ihtiyati tedbir taleplerinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de istinaf edilen gerekçeli ara kararı ile davacı tarafın söz konusu ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş olduğundan, istinaf edilen ara kararda yazılı ayrıntılı açıklamalar , yasal sebep ve gerekçeler ile bu aşamadaki mevcut dosya kapsamı birlikte gözetildiğinde istinaf edilen ara kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ile aykırılığın bulunmadığı, ara kararının hukuka uygun olduğu , bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından , istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2023/995 Esas sayılı 14/11/2023 tarihli ara kararının hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davacıların istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken istinaf karar harcı istinaf eden davacı taraftan peşin olarak alındığından harçla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Davacılar tarafından yapılan istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin derdest dava sonunda ilki derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
HMK 302/5 maddesi gereğince işbu ilamın kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin , harç tahsil işlemlerinin, HMK 359/4 Maddesi gereğince bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-f ve 391/3 bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 21/12/2023