Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/2384 E. 2023/2396 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2384
KARAR NO: 2023/2396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2023
ESAS NO: 2023/450
KARAR NO: 2023/861
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:21/12/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:21/12/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2023 tarih ve 2023/450 Esas 2023/861 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı vekili müvekkilinin konut sahibi olmak amacıyla davalı kooperatifin 1525 numaralı ortağı olduğunu, müvekkilinin kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde yer alan parasal yükümlülüklerin ihlali sebebiyle 04/01/2021 tarihli 2021/18 karar sayılı yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan çıkarıldığına karar verildiği ancak davalı kooperatifin 18/08/2015 tarihli “taahhütname” başlıklı belge ile müvekkiline isabet eden … İlçesi, … ada, … parsel, … blok, …. kat … nolu bağımsız bölümün inşaat maliyeti, mesken masrafı ve benzeri kalemlerde borcu olmadığını bildirdiği, buna rağmen mezkur bağımsız bölümün tapusu vermediğini, buna ilişkin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/9 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davasının açıldığını ve halen derdest olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile haksız ve hukuka aykırı ihraç kararının iptali ile üyeliğin tespitini, ayrıca mezkur taşınmaz için de ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE:
Yapılan ihraç işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere davacı tarafın ihraç prosedürünün usulsüzlüğünden bahsetmediğini, davacının asıl iddiasının kooperatife borcu olmadığı yönünde olduğu, ancak kooperatifin imalatı devam etmekte olup kesin hesabın yeni çıkarıldığını, dolayısıyla üyeler ile hesaplaşılmadığını, 2020 yılı genel kurulunda kesin hesap maliyetinin çıkarılması ve üyelerden tahsil edilmesi için kooperatif yönetim kuruluna yetki verildiğini, ancak henüz maliyet hesaplarının itiraz sürecinde olduğundan kesinleşmediğini, bu durumda davacı taraf iddiasının sabit fiyat peşin ödeme statüsünde üye olduğu anlamına geldiğini, fakat genel kurulca bu yönde açıkça alınmış bir karar veya kooperatif uygulamasının olmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Somut olayda, davacının peşin bedelli sabit fiyatlı kooperatif üyesi olmadığı, normal statüde (aylık ödemeli) üye olduğu, davalı kooperatifte peşin bedelli sabit fiyatlı üye uygulamasının da bulunmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamındaki delillere göre; davalı kooperatif tarafından davacıya 18/08/2015 tarihinde taahhütname başlıklı belge verildiğine dair bir tespit yapılamadığı, dosya kapsamında da böyle bir belgeye rastlanmadığı, davacıya çıkartılan 03/02/2021 tarihli 1. ihtar, 16/02/2021 tarihli 2. ihtar ve 01/04/2021 tarihli kooperatif yönetim kurulunun… karar sayılı karar tarihleri itibari ile davacının davalı kooperatife 44.245,00-TL asıl borcunun olduğu, yapılan kesin hesap asıl alacak ve ferilerini de kapsayacağından, diğer bir ifade ile kesin hesap davalı kooperatifin faiz konusundaki talep ve feragatini de içereceğinden, davalının ihtar tarihlerinde ve ihraç kararı tarihindeki asıl borç ve faiz borcunun kesin hesapla ortaya çıkacağı, bununla birlikte davalı kooperatifin ihtarnamelerde asıl alacağı talep ettiği, faiz talebi olmadığının tespit edildiği, davacının 1. ve 2. ihtarlar ile verilen süreler içinde davacı tarafından aidat borcu için kooperatife herhangi bir ödeme yaptığının tespit edilemediği, mevcut durumda ihraç sürecinin usulüne uygun yapıldığı, ihraç kararının süresine, kanuna ve ana sözleşmeye uygun yapıldığı, ihtarnamede belirtilen borç kadar davacının davalı kooperatife borçlu olduğu, dolayısı ile ihraç kararının iptal sebeplerinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, ihraç kararının iptaline ilişkin açılan eldeki davanın reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; yerel mahkemenin gerekçesinde alınmış olan bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, her ne kadar raporda ihtarnamelerde müvekkiline çıkarılan aidat borcu için herhangi bir ödeme yaptığına dair belge olmadığı belirtilmiş ise de müvekkiline ihtarname ile gönderilen kesin maliyet borcu olduğunu, aidat ödemesi olmadığını, dava dilekçelerinde açıkça davalı kooperatif yönetim kurulunun yetkisiz olarak eksik maliyet çıkarıp müvekkiline gönderdiğini, bu sebeple ihtarların dayanaksız olduğunun belirtildiğini, her ne kadar raporda müvekkilinin aidat borcu olduğu yönünde tespitte bulunulmuşsa da ihtarlarda müvekkilinin hangi yıllar ve aylara ilişkin aidat borcu olduğunun belirtilmeden aidat borcu olduğunun belirtilerek ihraç kararı verildiğini, müvekkiline gönderilen davalı kooperatifin 2020 yılı genel kurulunda kesin maliyet çıkarılması sebebiyle yapılan hesap neticesinde çıkarılan borç olduğunu, kesin maliyete itiraz olup kesinleşmediğinden müvekkilinden aidat olarak talep edildiğini, davalı kooperatifin cevap dilekçesinde kooperatifin imalatları devam ettiğinden kesin maliyet hesabı çıkarıldığını, 2020 yılında genel kurulunda kesin hesap çıkarıldığını, üyelerden tahsili için yönetim kuruluna yetki verildiğini, dolayısıyla ihtarların kesin maliyet sebebiyle gönderildiğinin açık olduğunu, davalı kooperatifin cevap dilekçesinde müvekkilinin aidat borcu olduğu yönünde bir savunmada bulunmadığını, ihtarnamelerde ve çıkarma kararı verilen yönetim kurulu kararında da müvekkilinin mali yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesine dayanıldığını, bu sebeplerle bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, müvekkili adına açılmış olan tapu iptali ve tescil davasında davalı kooperatif tarafından verilmiş olan taahhütnamenin dosyada olduğunu, orada açıkça aidat vs borcu olmadığının belirtildiğini, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalarının kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kooperatif üyeliğinden çıkarılmaya dair yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu olayda, davalı kooperatifin davacıya göndermiş olduğu ihtarnamelerde ödenmeyen toplam 44.245 TL. aidat borcunun ödenmesinin istendiği, ancak davacının davalı kooperatiften ihracına dayanak olan ihtarnamelerde ilgili aidat borcunun hangi yıl ve aylara ait olduğunun belirtilmediği, davacı yanın ise üyelikten kaynaklanan tüm borçlarını ödediğini ileri sürdüğü görülmüştür.
Kooperatif üyeliğinden ihraç kararına dayanak olan ihtarnamelerin tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrıntılı ve açık olması gerekir. Bu itibarla kooperatif üyesinden talep edilen borcun miktarı, içeriği ve hangi yıl ve aylara ilişkin olduğunun da ayrıntılı şekilde gönderilen ihtarnamelerde belirtilmesi gerekir. Dosya kapsamında örneği bulunan ihtarnamelerde yalnız borcun miktarının yazılı olup bu borcun hangi tarihlere/aylara ve dönemlere ilişkin olduğunun açıkça belirtilmediği dolaysıyla itiraz ve denetime elverişli mahiyette olmadıkları, bu nedenle de ihtarnamelerin içerikleri itibariyle usulsüz olup, kooperatifin ana sözleşme hükümlerine ve Kooperatifler yasasına aykırı düzenlendiğinden hukuki sonuç doğurmayacakları değerlendirilmiştir. Buna göre ilk derece mahkemesince her ne kadar davacının ihracına dayanak yapılan ihtarların süre yönünden usulüne uygun ise de esası/içerikleri itibariyle yasaya uygun olmadığı nazara alınarak davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi işbu sebeple yerinde görülmüş, söz konusu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamaya gerektirmemesi nedeniyle de hükmün bu kısmının düzeltilmesi suretiyle yeniden karar verilmiştir.
Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının belirtilen yönden kaldırılarak HMK’nın 353/1-b,2 maddesi uyarınca düzeltilmek suretiyle yeniden aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
HMK’nın 353/1-b,2. maddesi gereğince düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 09/10/2023 tarih ve 2023/450 Esas 2023/861 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden bir karar verilmesine,Buna göre;
“1-Davacının davasının kabulü ile, davalı kooperatif üyeliğinden ihracına dair 01.04.2021 tarih ve 2021/18 karar sayılı yönetim kurulu kararının iptaline, davacının davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan, tebligat, posta, müzekkere, dava ve istinaf başvuru harcı, bilirkişi rapor ücreti olmak üzere toplam 1.443,11 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT’ye göre hesap edilen 17.900-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,”
2-)İstinaf eden Davacı tarafından yatırılan 269,85TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-)İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf tebligat gideri ve posta gideri olmak üzere toplam 219,00 TL ‘nin ve 738,00TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/12/2023