Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2347
KARAR NO: 2023/2371
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2023
ESAS NO: 2022/449
KARAR NO: 2023/855
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 21/12/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2023 tarih ve 2022/449 Esas – 2023/855 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … ilinde faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, bugüne kadar 192 üyeye ve 196 arsa sahibine konut teslimi yapıldığımı, davalının kooperatif üyesi olduğunu vei ferdileştirme ile taşınmaz temin ettiğini, davacı kooperatifin halen tasfiye aşamasında olmağığını, 10 yıldan fazla süredir kooperatife üye olan kişileri ve 15 yıl önce arsasını kat karşılığı devreden arsa sahiplerine konut teslimi yapamadığını, mağduriyetlerin büyüdüğünü, üyelcfin ve arsa sahiplerinin haklarının temin edilmesi hususunda ümitlerini yitirdikleri bir aşıımaîia kooperatif ve mağdur üyelerin bir araya gelerek taahhüt edilen konutların yapımı ve teslimi ve borçların ödenmesi için süratle çalıştığını, bu doğrultuda kooperatiflen taşınmaz tı%min eden üyelerden kesin maliyet bedeli alınmadığı anlaşıldığı, üyelerden ödenmeyen maliyğt bedelleri için davalar açıldığını, Kayseri ATM’de 160’dan fazla dava açıldığını, mahkemeîbe davanın kabulüne karar verildiğini ve istinaf mahkemesince onandığını, temyiz başvuruğunda Yargıtay 6. H.D.’nin 2021/6290 E, 2022/521 K sayılı ilamında kooperatif inşaatlarırın tamamı bitmeden kesin maliyet delip edilemeyeceği gerekçesiyle erken dava sebebiyle yerel mahkeme kararının bozulduğunu, Yargılay’ın söz konusu kararı sonrasında birçok yerel mahkemenin bu kararı emsal kabul ederek davaların reddi yönünde karar verdiğini, istinaf mahkemelerinin merci mahkemenin kabul yönündeki kararlarının kaldırdığını, bu davalardaki üyelerin tamamının üye olmadıkları, kooperatifle ilişiklerinin kesildiğini ileri sürdüklerini, Yargıtay ilgili kararında bu konudaki uyuşmazlığa noklayı koyduğunu ve üye olduğunu kabul ettiğini, kooperatifçe inşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceğinin bahse konu Yargıtay kararında belirtildiğini, hal böyle olunca davalının istifa edip etmediğine bakılmaksızın aidat borcundan sorumlu olacağını, kooperatifçe alınan genel kurul kararları doğrultusunda davalının aidat borcu olduğunu, davalı borcuna ilişkin aidat çizelgesini dosyaya sunduklarını, davalının 2005 yılı Ocak ayından dava tarihinde temerrüde düşen son aidat borcu 2022 yılı Mayıs ayına kadar ödemesi gereken tutardan şimdilik 9.000-TL talep ettiklerini, kooperatif aidat borçlarına zamanâşımı işlemesinin söz konusu olmayacağı belirterek şimdilik 9.000-TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin kötü niyetli olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, davalının 01.12.20211 tarihinde kat irtifakı tapusunu, 12.02.2014 tarihinde ise kat mülkiyeti tapusunu aldığını, bu tarihten sonra hiçbir bağı kalmadığını ve genel kurullara çağrılmadığını, üye olarak hiçbir genel kurula iştirak etmediğini, ödemelerini o zamanki yönetimin talepleri doğrultusunda zamanında ve eksiksiz yerine getirdiğini, davalıya önceki yönetim tarafından çıkartılan bedelin ödenmesi halinde topunun devredileceği taahhüdünde bulunduğunu, davalının emekli ikramiyesini kooperatif borcuna yatırdığını, davalının üyelik ilişkisinin sona erdiğini, kooperatifçe tapunun verildiğini bu sebeple talebin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Yargıtay 23. HD’nin 2013/829 Esas 2013/1810 Karar sayılı 22/03/2013 tarihli ilamından da anlaşıldığı üzere Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek olmadan genel kurullarca kararlaştırılan parasal yükümlülüklere ilişkin kararlar daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece tüm üyeleri bağlayacağı, genel kurulca belirlenen aidat miktarı ve gecikme faizi oranları, genel kurul kararlarına katılsın ya da katılmasın ortaklara ayrıca tebliğinin gerekmediği, toplantıya katılmayan üyeler için de bağlayıcı olduğu, kesinleşmiş olması ve yok hükmünde olmaması halinde bu kararın alacağın dayanağı durumunda olduğu, davacı kooperatifin 2003 ila 2022 yılları arasında yapılan genel kurul toplantılarında alınan aidat ödenmesine ilişkin kararların iptal edildiğine veya yok hükmünde olduğuna dair itiraz olmadığı gibi bu hususta dosya kapsamında bir delilin de bulunmadığı,bu nedenle alınan genel kurul kararının tüm üyeleri bağlayacağı,Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davalının ödemesi gereken aidat borcunun 40.158,00TL olduğu tespit edildiğinden bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuş….” Davanın KABULÜ ile, 9.000,00 TL aidat alacağının dava tarihi olan 01/06/2022 tarihinden, 31.158,00-TL aidat alacağının ıslah tarihi olan 16/05/2023 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 / aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının daha önce kooperatifçe kendisine tebliğ edilen kesin maliyet bedelini ödemiş, 02.12.2011 tarihinde Kat İrtifak, 12.02.2014 tarihinde ise Kat Mülkiyet apusunu aldığını, dosyada yer alan ve müvekkiline gönderilen kesin maliyet hesaplarından anlaşılacağı üzere davacı tarafça tüm giderler eklenerek kesin maliyet hesabı çıkarılmış ve üyelere tebliğ edildiğini, müvekkilinde davacı kooperatif tarafından çıkartılan bu maliyet raporunu esas alarak ödeme yaptığını, dava dosyasında bulunan ve karara dayanak yapılan 14.12.2022 tarihli Bilirkişi raporunda da görüleceği üzere müvekkili …, 28.02.2011 tarihli maliyet raporunda dava konusu bağımsız bölüm için 141.352 TL ödeme yaptığını, dolayısıyla müvekkilinin herhangi bir borcu kalmadığını, Ana sözleşme 61/e maddesinde ‘tüm konutlar tamamlanmadan önce kura sonucu kendine konut tahsis edilmiş ve tamamlanmış olan ortağın kat mülkiyet tapusunu alarak ortaklıktan ayrılmak istemesi halinde tamamlanmış ve tahsis edilmiş konutların kesin maliyet bedeli belirlenerek tapusu verilebilir. Bu şekilde konutunu teslim almak isteyen üyelerden ilerde çıkabilecek tüm ortaklara yansıtılması gereken müşterek giderler ile erken konut teslimi ile sağlanan faydanın karşılığı olarak konutun teslim tarihindeki kesin maliyet bedelinin %10’u ayrıca alınır” şeklinde düzenleme bulunduğunu, müvekkiline gönderilen tarihli kesin maliyet bedeline dikkat edilecek olursa kesin maliyet bedeli ve kesin maliyet bedelinin %10’u kadar genel gider payının da peşinen alındığını, Genel gider payı adı altında alınan tutar ana sözleşme 61/e maddesinde konutunu erken teslim alan üyelerden alınan ve konutu teslim aldıkları tarihte hesaplanan kesin maliyetin %10’u tutarındaki rakam olup ana sözleşme uyarınca müvekkilinin kooperatif ile ilişiğinin kesildiğinin açık olduğunu, müvekkilinin yeniden üye olmak gibi bir talebi ve kooperatife başvurusu bulunmadığını, Genel kurul tutanakları ve hazirun cetvelleri resmi belge olup yıllarca hazirun listesinde yer almayan, kooperatiften çıkan ve tekrar üye olma talebi de bulunmayan müvekkilinin davacı kooperatif tarafından kendiliğinden hazirun listesine eklenerek genel kurulda borç çıkartması kanuna aykırı olduğunu, buna rağmen kooperatife borcu olmayan, tapusunu alan ve aldıktan sonraki genel kurullara çağrılmayan hazirun listelerinde yer almayan (dolayısıyla üye olmayan) müvekkile kötüniyetli olarak borç çıkarılmasının haksız ve hukuksuz olduğunu, Yargıtay 11. H. D. 17.10.2005 T.2004/12505 E. 98516 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, müvekkilin davacı kooperatife borçlu olduğunu kabul etmemekle birlikte her ne kadar davacı kooperatif dava dilekçesinde ve bilirkişi raporunda da daha önce çıkarılan kesin maliyetlerin 2019 yılında yapılan genel kurul kararı ile iptal edildiği, bu kararın üyeler arasında eşitliğin sağlanmaması sebebiyle alındığı, bu sebeple kazanılmış geçerli olduğu ve kazanılmış hakları ihlal etmeyeceğinin değerlendirildiği, bu hususta da Yargıtay 23. H. D. 2011/12 e. 2012/995 k. Sayılı ilamının örnek teşkil ettiğini belirtmişse de davacı kooperatifin halen kaç üyesi olduğu ve 2019 yılı kesin maliyetin kaç üyeye çıkarıldığı tespit edilmemiştir. Genel kurul kararı ile çıkarılan kesin maliyetin kabul edilmesi 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa açıkça aykırılık teşkil ettiğini, bu sebeple 2021 / 54 e. sayılı dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekirken beklenmeksizin verilen kararların hatalı olduğunu, Kooperatif ortaklığından ayrılarak ilişiği kesilmesinin mümkün olmadığı hatta bu kişilerin genel kurula davet edilmemesinin sehven yahut yönetim kurulunun hatası sonucu davet edilmemiş olabileceği, bu kişilerin sehven hazirunlarda yer almadığı yönünde tespitte bulunulmuş ve müvekkilinde üye olduğundan bahisle aleyhine alacağa hükmedildiğini, müvekkilinin tapusunu alırken kooperatife toplu olarak kesin maliyet bedeli altında para yatırdığını, bu durumda zamanında üyelik gereği sorumluluğunu yerine getiren müvekkilin ödeme yapmayan üyeler ile aynı kefeye konulması eşitlik ilkesine aykırı olup ödemelerinin eskelasyonun yapılması Yargıtay 23. H. D. Yerleşik kararları gereği zorunlu olduğunu, YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ E. 2017/ 1638 K. 2020/3112, ayrıca davacı koperatifin 2019 yılından sonra kooperatife yaklaşık 160 yeni üye alımı yaptığını belirterek; istinaf dilekçesindeki itirazları doğrultusunda Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2023 Gün ve 2022/449 E. 2023/855 K. sayılı dosyasında verilen ara kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2023/1501E. 2023/1472K. Sayılı ilamının hukuka aykırı olup, istinaf mahkemesinin içtihat niteliği kazanmadan hatalı kararından dönmesi gerektiğini belirterek; istinafa cevap dilekçesinde arz ve izah edilen nedenlerle ve resen gözetilecek hususlar neticesinde; davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalının kooperatifin üyesi olduğunu, Ocak 2003 ile Mayıs 2022 tarihleri arasında birikmiş aidat borcu bulunduğunu ileri sürerek 40.158,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, genel kurul kararlarının tüm üyeler için bağlayıcı olduğu gerekçesiyle 40.158,00 TL’nin yıllık %18 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yolunu başvurulmuştur.
Bilindiği üzere Kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurullarda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alındığı gibi daha önceden alınan kararlarda değiştirilebilir. Eşitlik ilkesi gereğince hak ve görevlerde ortakların eşit olması kuralı gözetilerek önceki genel kurul kararının değişen şartlar ve kooperatifin diğer ortaklarının durumları da nazara alınarak şartlarda eşitleme yapılmak üzere değiştirilmesine karar verilmesinde ilke olarak müktesep hak ihlali ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. (Yargıtay 23 H.D 2011/933 Esas 2011/936 Karar)
Kooperatifler aidat toplayarak inşaatlarını yapar ve amaçlarını gerçekleştirir. Ayrıca kooperatiflerde eşitlik ilkesi geçerlidir. Kooperatiften bağımsız bölüm alınması aidat ödenmesine engel değildir.
Davacı kooperatif inşaatlarının devam ediyor olması nazara alındığında kooperatifin aidat toplaması olağandır. Daha önceki genel kurulda alınan kesin maliyet ile ilgili kararın iptal edilmiş olması da aidat toplamaya engel teşkil etmez.( Yargıtay 23 HD 2016/7545 Esas 2019/5329 Karar)
Somut olayda davalının sabit ücretli üye olduğuna yada istifa ettiği ve bu istifanın kabul edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı gibi davalının kooperatifçe kendisine teslim edilen taşınmazı kullandığı kooperatife iade etmediği, genel kurul kararlarının iptal edilmediği anlaşılmaktadır.
Kooperatif üyeleri ile kooperatif arasındaki üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı veya üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Davacı kooperatif üyesi olduğunu beyan etmiş davalı tarafça aksi iddia edilmemiştir. Davacının kooperatif üyesi olduğunu kabulü halinde dava konusu taleple ilgili üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeyecektir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/871 Esas 2021/1256 Karar)Davalı alacağın zaman aşımına uğradığını iddia etmiş olup bilindiği üzere Kooperatif üyesinin bağımsız bölüm talep hakkı zamanaşımına uğramayacağı gibi kooperatif tarafından bunun karşılığında talep edilecek olan inşaat gideri olarak talep edilen aidata da zamanaşımı işlemesi mümkün değildir.(23. Hukuk Dairesi 2017/391 Esas 2020/1615 Karar)
Davacı inşaatların devamı amacıyla aidat talep etmiş olup yukarıda değinilen Yargıtay kararları doğrultusunda talep edilen alacak için üyelik devam ettiği müddetçe zaman aşımı işlemeyecektir.
6098 sayılı TBK ‘nun 100. Maddesinde: Borçlunun, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olduğu 101. Maddesinde: Birden çok borcu bulunan borçlunun, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebileceği, Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödemenin, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılacağı 102. Maddesinde: Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılacağı, Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edileceği, Takip yapılmamış ise ödemenin, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olacağı, Birden çok borcun vadesinin aynı zamanda gelmesi halinde , mahsupun orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılacağı 104. Maddesinde: dönemsel edimlerden biri için, alacaklı tarafından çekince belirtilmeksizin makbuz verilmesi halinde, önceki dönemlere ait edimlerin de ifa edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Davacı kooperatifin aidat alacağına ilişkin dairemize gelen benzer dava dosyalarında davalı üyeye ferdileştirilen ve tapusu verilen taşınmazlara ilişkin olarak davacının muavin defterlerinde davalı üyenin geçmişe dönük borcu bulunmadığına yönelik kayıtlar bulunduğunun tespit edildiği, ayrıca davacı ve davalı arasında kesin maliyet kapsamında yapılan ödeme nedeniyle davalı üyenin borçlu olmadığına ilişkin beyan ve kayıtlar yer aldığı, işbu dava dosyasında belirtilen hususa ilişkin bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan raporda herhangi bir inceleme ve kayıt yer almadığı anlaşılmakla, dosyanın mahkemesine görüş bildiren bilirkişi heyetine yeniden tevdii ile; davalı üyenin ferdileştirme sonucu taşınmaz tapusunu almış olmakla kesin maliyet belirlenip belirlenmediği ve tapunun teslim tarihi itibariyle davalının toplu ödemesine ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda davacı ile davalı arasında ferdileştirme öncesi döneme ilişkin davalı üyenin borçlu olmadığına dair davacı kooperatif defter ve kayıtlarında kayıt bulunup bulunmadığı ve ibralaşma olup olmadığı hususlarında bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle ve eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçelerle davalı istinafı yerinde görülmekle, HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/10/2023 tarih ve 2022/449 Esas – 2023/855 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 20/12/2023