Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/231 E. 2023/324 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/231
KARAR NO: 2023/324
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2022
ESAS NO: 2022/602
KARAR NO: 2022/857
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 01/03/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 30/11/2022 tarih ve 2022/602 E – 2022/857 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından davacı şirket hakkında Mersin 1. İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra takip dosyası üzerinden icra takibi başlatılmış ve yine Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/ 322 E sayılı dava dosyası üzerinden alacak davası ikame edilmiş olduğunu, işbu dava dosyasından gönderilen tebligatlar davacı şirkete elektronik olarak tebliğ edilmiş ise de tebliğ üzerine süresi içerisinde bu dosyaya cevap ve delilleri ibraz edilememiş olup dosyadan davacı şirketin yokluğunda ve bilgisi olmadan bilirkişi incelemesi yapılmış ve dahi duruşmalar yapılmış olduğunu, hal böyle iken, davacı şirketin davalıya borcunun bulunmaması karşısında, davacıya karşı açılmış olan alacak dava dosyasında süresinde cevap ve delillerini ibraz edememesi nedeni ile hak kaybına uğraması ve borcunun bulunmadığının tespitinin mümkün olamaması ihtimaline binaen işbu menfi tespit davası ikame edilmek durumunda kalınmış olduğunu, davacı firma … Ltd. Şti. hakkında Kayseri 1.asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/778 esas sayılı dosya üzerinden konkordato kararı verilmiş olduğunu, bu karar geçici sürelerle uzatıldıktan sonra gelinen noktada davacı firma hakkında halen konkordato kararı geçerli olduğunu, davacı firma hakkında kesin mühlet ve proje tastiki kararı verilmiş olduğunu, dolayısıyla davalının davacı firma hakkında icra takibi yapması usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı aleyhine Mersin 1. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile Örnek 7 genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılmış, haksız olarak başlatılan takip itiraz neticesinde durdurulmuş, iş bu icra takibine borca itirazlarında da belirtildiği gibi davacının böyle bir borcu olmadığını, borcu kabul anlamına gelmemekle başlatılan takipte talep edilen faiz miktarları fahiş olduğunu, davacı hakkında kesin mühlete dönmüş bir konkordato kararı olduğunu, dolayısıyla davalı tarafından başlatılan takibin iptali gerektiğinden bahisle mersin 4.icra hukuk mahkemesinin 2020/ 510 esas 2021/207 karar sayılı dava dosyasından takibin iptaline karar verilmiş olduğunu, davacı ile davalı arasında yıllara sari bir takım ticari ilişkiler olduğunu, tarafların arasında sözlü sözleşme gereği davacı firmanın yapması gereken ödemeleri süresinde yapmış olduğun, kaldı ki, dosyadan yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde de anlaşılacağı üzere, taraflar arasında alacağa konu faturalardan ve cari alacağın da yer aldığı tüm bakiye alacağın karşılığında yapılan ödemeler ile, davalı (alacaklı) şirketin davacı (borçlu) şirketten herhangi bir alacağı da kalmamış olduğunu, dosyaya sunulan ticari kayıt ve belgeler üzerinde, yine davacı ticari kayıt ve defterlerinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini, yapılacak inceleme sonucunda davalı şirketin alacağının bulunup bulunmadığı hakkında gerekli incelemenin yapılarak borçlu davacının borcunun bulunmadığının tespitini istediklerini belirterek davacı şirketin davalıya taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile fatura ve cari hesaplardan kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … Limited Şirketinin davacı borçlu … Ltd. Şirketi’ne motorin satışı gerçekleştirmiş olduğunu, motorin satışına ilişkin 27.03.2018 tarihinde düzenlenen ve karşı tarafa gönderilen e-faturayı dosyaya sunduklarını, davalı şirketin davacıdan 95.757,79 TL tutarında bakiye alacağı bulunmakta olduğunu, bu doğrultuda alacaklarının tespiti için Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. Sayılı dosyası ile alacak davası ikame edilmiş olduğunu, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. Sayılı dosya ile gerekli incelemeler yapılmış olup davalı şirketin defter ve belgeleri incelenmesi sonucunda davalı şirketin davacıdan 95.757,84 TL alacağının varlığı tespit edilmiş olduğunu, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. 2022/627 K. Numaralı 19.09.2022 tarihli gerekçeli kararda (Ek-3); “…Her ne kadar Kayseri 2. ATM’nin 2022/602 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de, davacının sunduğu belgeler ve bilirkişi raporu ile alacaklı olduğunu ispatladığı anlaşılmakla, iş bu davanın beklenilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davanın kabulü ile; 1-Toplam 95.757,79-TL alacağın 30/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiş olduğunu, mahkememiz huzurunda görülen menfi tespit davasının konusu Alacağın varlığının tespitine ilişkin olmasına karşılık, işbu dava ile birebir aynı konuda Mersin 2. ATM tarafından karar kurulmuş olduğunu, HMK 114’de aynı davanın daha önceden açılmış ve/veya halen görülmekte olması davanın reddini gerektireceği açıkça öngörülmüş olduğunu, bu kapsamda HMK madde 114/1-h ve ı bendlerinin dikkate alınması gerektiğini, alacak davalarının asıl amacı borcun/alacağın varlığının tespit edilmesi olduğunu, işbu menfi tespit davasının konusunu alacağın tespiti oluşturmakta olduğunu, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde karar verilen alacak davası ile birebir aynı dava konusu ile ilgili olacak şekilde menfi tespit davası açılması HMK 114’e aykırı olduğunu, ilgili davanın reddedilmesi gerekmekte olduğunu, bu kapsamda T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/13-773 K. 2021/102 T. 18.2.2021 tarihli kararının dikkate alınması gerektiğini, bununla birlikte davacının dava dilekçesindeki iddialarının hiçbiri gerçeği yansıtmamakta olduğunu, davacı borcu olmadığını iddia ediyorsa işbu dosya ile birebir aynı konuda karar kurulmuş olan Mersin 2. ATM 2021/322 E. Sayılı dosyasını süresinde istinaf etmesi gerektiğini, davacının HMK’yı dolanmak suretiyle başvurduğu bu yolun kabulü mümkün olmadığını, haksız davanın derdest olması nedeniyle reddi gerekmekte olduğunu, işbu hususun mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğini belirterek, Davanın HMK madde 114 gereğince reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/50 E, 2022/2053 K sayılı kararında “ Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, aynı olaya ilişkin Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/428 Esas sayılı itirazın iptali dosyasının bulunduğu, davanın 08/05/2015 tarihinde açılıp 2016/209 Karar numarası ile 03/03/2016 tarihinde davanın kısmen kabulü ile sonuçlandığı, işbu davada ise 13/05/2015 tarihinde harcın yatırılarak açıldığı, dolayısıyla itirazın iptali davalarında savunma olarak ileri sürülebilecek haller nedeniyle, sonradan menfi tespit davası açılmakla davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin İstinaf isteminin vekalet ücreti yönünden kabulüne, diğer İstinaf sebeplerinin ise reddine, Turhal 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/223 Esas-2017/428 Karar sayılı hükmünün kaldırılmasına, davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.(ONANMASINA)” denildiği görülmüş olup davacı tarafın Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2021/322 E sayılı dosyası ile görülen alacak davasında ileri sürülecek hususlarda mahkememizde menfi tespit davası açmış olduğu ve dava konusunun ve miktarının aynı olduğu anlaşılmakla davacının açılan davada hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/332 E sayılı dosyasında yapılan yargılamada beyanda bulunamadıkları ve bu nedenle davacının hak kaybının oluşacağı belirtilerek aynı konuya ilişkin olarak mahkememizde menfi tespit davası açılmış ise de, yukarda açıklandığı üzere ilgili ilamda dikkate alınarak davacı tarafın iddialarını söz konusu alacak davasında ve istinaf aşamasında ileri sürebileceği dikkate alınarak mahkememizde açılan davada yönünden hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmış ve böylece Davanın HMK mad. 114/b-h, 115/2 gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, Davanın HMK mad. 114/b-h, 115/2 gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine,…” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalıya borcunun bulunmaması karşısında, müvekkile karşı açılmış olan alacak dava dosyasında süresinde cevap ve delillerini ibraz edememesi nedeni ile hak kaybına uğraması ve borcunun bulunmadığının tespitinin mümkün olamaması ihtimaline binaen işbu menfi tespit davası ikame edilmek durumunda kalındığını, müvekkil firma … Ltd. Şti. hakkında Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/778 esas sayılı dosyası üzerinden konkordato kararı verildiğini, bu kararın geçici sürelerle uzatıldıktan sonra gelinen noktada müvekkil firma hakkinda halen konkordato kararı geçerli olduğunu, müvekkil fırma hakkında kesin mühlet ve proje tastiki kararı verildiğini, dolayısıyla davalının müvekkil firma hakkında icra takibi yapması usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil aleyhine Mersin 1. İcra Dairesi’nin … e. sayılı dosyası ile örnek 7 genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, haksız olarak başlatılan takip itiraz neticesinde durdurulduğunu, işbu icra takibine borca itirazlarında da belirtildiği gibi müvekkilin böyle bir borcu olmadığını, borcu kabul anlamına gelmemekle başlatılan takipte talep edilen faiz miktarları fahiş olduğunu, müvekkil hakkında kesin mühlete dönmüş bir konkordato kararı olduğunu, dolayısıyla davalı tarafından başlatılan takibin iptali gerektiğinden bahisle Mersin 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/510 e., 2021/207 k. sayılı dava dosyasından takibin iptaline karar verildiğini, davalı ile müvekkil arasında yıllara sari bir takım ticari ilişkiler olduğunu, tarafların arasında sözlü sözleşme gereği müvekkil firma yapması gereken ödemeleri süresinde yaptığını, kaldı ki, dosyaya sunulan belgeden de anlaşılacağı üzere, taraflar arasında dava konusu edilen faturadan kaynaklı cari alacağın da yer aldığı tüm bakiye alacağın karşılığında yapılan ödeme ile, davalı (alacaklı görünen) şirketin davacı (borçlu görünen) şirketten herhangi bir alacağı da kalmadığını, istinaf talep ve gerekçeleri doğrultusunda yerel mahkemece verilen usulden redde dair kararının kaldırılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava açılma tarihi itibariyle ve halen derdest olan Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/322 E. sayılı dosyası ve istinaf başvurusuna konu Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/602 E. sayılı dosyasının dava konuları, miktarı ve tarafları birebir aynı olduğunu, derdest olan bir davada süresinde delillerin sunulmamış olduğundan bahisle ayrı bir dava açılamayacağı ve açılmış davanın hukuki yarar eksikliği ve derdestlik sebebiyle reddinin gerekeceği açıkça ortadadır.davacının müvekkil şirkete borcu olmadığı iddiaları hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni düzenlenen fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları taktirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 30/11/2022 tarih ve 2022/602 E – 2022/857 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 01/03/2023