Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/23
KARAR NO: 2023/13
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2022
ESAS NO: 2021/738
KARAR NO: 2022/784
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Ziraat Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 11/01/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 18/10/2022 tarih ve 2021/738 E – 2022/784 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … tarafından don hasarlı teminatıla poliçeli … ili, … İlçesi, Merkez … Köyü … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde elma üretimi yaptığını, 23/04/2019 tarihinde müvekkilinin bahçelerinin bulunduğu köyde hava sıcaklığının 0 derecenin altına indiğini, müvekkilinin bahçelerinde don olayı meydana geldiğini, buna ilişkin meteorolojide kayıtların mevcut olduğunu, bu don olayından dolayı araziler yönünden ihbar süresi içerisinde … ‘e ihbar yapıldığını, ancak hasarın sigorta kapsamında olması nedeniyle hasar ödemesinin red edildiğini, davalı şirketle de bir anlaşmaya varılmadığını, bu nedenle oluşan maddi zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı tespit dosyasında yapılan yargılama giderlerinin de davalı taraftan tahsiline, dava yargılaması sırasında yapılan yargılama giderlerinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle davacının belirsiz alacak davasında hukuki bir yarar bulunmadığını, çünkü davacı tarafın iddia ettiği alacağa ilişkin Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile alacağın tespit edildiğini, bu yönden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak dava konusu ürünlerde don olmadığının delillerle sabit olduğunu, müvekkili kurumun hiç bir tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacı tarafın başvurusu üzerine ziraat mühendisi eksperler tarafından en kısa sürede yerinde inceleme yapıldığını, yapılan incelemede ürünlerde don hasarı olmadığının tespit edildiğini, yapılan tüm tespitlerin kayıt altına alındığını, don hasarı olmadığının yazılı ve kesin delillerle sabit olduğunu, bu nedenlede davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın yapmış olduğu tespiti de kabul etmediklerini, çünkü tespitin 7 ay sonra yapıldığını, 7 ay sonra yapılan don hasarının tespitinin mümkün olmadığını, don hasarının belirlenmesinde temel kriterin, yerinde en kısa sürede ve doğru yöntemle yapılan hasar tespit olduğunu, tüm bu hususlar dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…davacının İlçesi, … Köyü’nde bulunan elma bahçelerini davalıya … ve … numaralı poliçeler ile sigorta ettirdiği, elma bahçelerinin bulunduğu bölgede 23.04.2019 tarihinde don olayının meydana geldiği, don olayı sebebiyle davacının elmalarının zarar gördüğü, davacının durumu sigorta şirketine bildirdiği ve sigorta şirketi eksperleri tarafından yapılan incelemede don zararı meydana gelmediği yönünde raporlar tutulmuş olsa da meydana gelen zararın don olayından kaynaklandığı, davacının don olayı nedeniyle maddi zararının dosya kapsamına göre poliçelerde teminat altına alınan rizikoların meydana gelmesi durumunda muafiyet oranları ve müşterek sigorta durumları da nazara alınarak hasar oranına göre ödenmesi gereken tazminat bedellerinin; … nolu poliçe yönünden; sigorta bedelinin 55.332,00-TL olarak belirlendiği, hasar oranının %80,46 olduğu, toplam zararın 44.520,13-TL olduğu, %10 oranındaki muafiyet miktarının 5.533,20-TL olduğu, müşterek sigorta oranının %30 olduğu ve buna göre yapılan hesaplamada davacının zararının 27.290,85-TL olduğu, … nolu poliçe yönünden; sigorta bedelinin 27.666,00-TL olarak belirlendiği, hasar oranının %65,52 olduğu, toplam zararın 18.126,76-TL olduğu, %10 oranındaki muafiyet miktarının 2.766,60-TL olduğu, müşterek sigorta oranının %30 olduğu ve buna göre yapılan hesaplamada davacının zararının 10.752,11-TL olduğu hesaplanmıştır. Sigorta poliçelerinin “Muafiyet ve Müşterek Sigorta” başlıklı bölümünde “Tespit edilen hasar tutarından, toplam sigorta bedeli üzerinden hesaplanan muafiyet tutarı indirilir. Kalan tutar üzerinden, varsa müşterek sigorta tutarı hesaplanarak tenzil edilir ve tazminat tutarı bulunur…” hükmü yer almaktadır. Bilindiği üzere; müşterek sigorta, sigortalı ve sigortacının rizikoları belli oranda paylaşmasıdır. Teminat kapsamındaki risklerin gerçekleşmesi sonucunda meydana gelen bir hasardan muafiyet indirildikten sonra kalan miktar esas alınarak sigortacının üzerinde tutulan müşterek sigorta oranında tazminat hesaplanır. Yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu, yapılan hesaplamalar ve tüm dosya kapsamına göre; davacının elma bahçelerinde 23/04/2019 tarihinde meydana gelen don olayı nedeniyle verim kaybı oluştuğu, oluşan bu verim kaybı ve zarardan … bitkisel ürün sigortası poliçesi kapsamında davalının sorumluluğunun bulunduğu,hasat tarihi olan 01.09.2019 ve dava tarihi 04.02.2021 tarihi itibariyle 2 yılık zamanaşımı süresinin dolmadığı, temerrüdün hasat tarihi itibariyle oluştuğu, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeniyle de uygulanması gereken faiz türünün avans faiz olması gerektiği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, açılan davanın kabulü ile 38.042,96-TL’nin 01/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan 01/11/2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davacının ıslah talebine zaman aşımı yönünden itiraz ettiklerini, genel şartlar’ın ilgili maddesinden ve yerleşik yargıtay içtihadından anlaşılacağı üzere, poliçe ile ilgili alacak talepleri en erken hasat tarihinde muaccel olduğunu, dava konusu poliçelerde belirlenen hasat tarihi itibariyle (21.10.2019) 2 yıllık zamanaşımı geçtiğini, bilirkişi raporunda poliçe teminatı kapsamına ilişkin hiçbir inceleme bulunmadığını, davacının talebi poliçe teminatı dışında olduğunu, müvekkil kurumun hiçbir tazminat ödeme yükümlülüğü yoktur. tüm işlemler poliçe hükümlerine ve sair mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu poliçe hükümlerine aykırı olduğunu, itirazların karşılıksız kaldığını, tek rapor üzerinden hükme varıldığını, davacının teminat dışı taleplerine itiraz ettiklerini, müvekkil kurumun sorumluluğu poliçe hükümleriyle sınırlı olduğunu, müvekkil şirket kar amacı gütmeyen bir sigorta havuzu işletmecisi olduğunu, yapılan tüm hesaplamalar genel şartlar ve yargıtay kararlarında belirtildiği gibi yapıldığını, bu nedenle de işbu itiraza konu bilirkişi raporunda yapılan hesaplama tamamen hatalı olduğunu, ilgili hesaplamanın genel şartlara göre yapılması gerektiğini, bilirkişilerce rapora esas alınan D.iş tespit raporunda don etkisinin tespit edilmiş olması bilimsel olarak mümkün olmadığını, don zararının tespit edilebilmesi için kontrollerin don olayından hemen sonra 2-3 gün içerisinde yapılması gerekmekte olup bu süre maksimum 1 hafta olduğunu, bu sürelerden sonra yapılan kontrollerde don zararının neden olduğu meyve dökümleri ile bakım koşulları, rüzgar, hastalık, zararlı veya başka nedenlerden dolayı meydana gelen meyve dökülmeleri birbirinden ayırt edilmesi bilimsel olarak mümkün olmadığını, eksperler tarafından don olayından 2 gün sonra yapılan incelemelerde, don hasarı emarelerinin olmadığı tespit edildiğini ve fotoğraflarla kayıt altına alındığını, çok sayıda fotoğraf deliler arasında dosyaya ibraz edildiğini ancak bilirkişilerin bu fotoğrafları hiç incelemediğini, komşu bahçelerde don gerçekleşmiş olmasının davacıya ait bahçede don zararı olduğunu gösterdiği iddiası da tamamen hatalı olduğunu, bilirkişilerin, davacının bahçesinin bulunduğu parsellere komşu ya da yakın bahçelerde don zararının yaşanmış olmasının o bölgede elmaların don zararı yaşadığının en net kanıtı olduğunu ileri sürdüklerini, bilirkişilerin bu konudaki görüşleri de bilimsel gerçeklerle uyuşmadığını, rapora dayanak alınan D.iş tespit raporu poliçe hükümlerine tamamen aykırı olduğundan delil olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığını, müvekkil kurumun poliçe kapsamında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bilirkişilerin prim iadesine ilişkin itirazları da değerlendirme dışı tuttuklarını, davacı tarafından dava konusu bahçelerde don etkisi nedeniyle verim eksikliği gerçekleştiğini ispat eden hiçbir delil sunulmadığını, bilimsel ve teknik olarak, 7 ay sonra, don hasarı tespiti yapılamayacağını, don hasarının belirlenmesinde temel kriter; yerinde, en kısa sürede ve doğru yöntemle yapılan hasar tespit incelemesi olduğunu, kesin deliller karşısında davacının aldırdığı mesnetsiz ve varsayımlardan ibaret taraflı raporunun hiçbir delil niteliği bulunmadığını, hasar işlemleri tüm poliçeler için mevzuata ve mevcut duruma uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacının iddialarının tamamen haksız ve teminat dışı olduğunu, Yerel mahkemenin 2021/738 E. – 2022/784 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi’nin 15/11/2022 tarih ve 2021/7389 E – 2022/784 K sayılı ek kararı ile; “…Davalı vekili 01/11/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de, gerekli olan istinaf harç ve avansını yatırmadığı anlaşılmakla mahkememizce istinaf kanun yoluna başvurana gerekli olan harç ve avansı yatırması için muhtıra çıkartılmış ve 07/11/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı vekilince her ne kadar istinaf harçları yatırılmış ise de istinaf avansının 100,00-TL olarak yatırıldığı, muhtırada ise mahkememizce 250,00-TL istinaf avansının ödenmesi gerektiği belirtilmiş olup dosyamızın ekleri ve posta zarfı ile birlikte tartıldığında yalnızca posta masrafının 113,00-TL tuttuğu, ayrıca tebliğ masrafları da düşünüldüğünde istinaf avansının eksik ödendiğinin anlaşıldığı, 1 haftalık kesin süre içerisinde eksik yatırılan istinaf avansı davalı vekili tarafından ikmal edilmediğinden HMK’nın 344. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına…” şeklinde karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan 23/11/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstinaf harçlarının süresi içinde tam olarak yatırıldığını, istinaf avansının da bir miktar yatırıldığını, sehven 250TL yerine 100TL olarak yatırıldığını, söz konusu hususun düzeltilmesi, savunma hakkının zayi olmaması adına mahkeme’den tavzih talep edildiğini ancak bu talebin de reddedildiğini, emsal Yargıtay ilamına istinaden istinaf harçları ve istinaf avansı süresi içinde dosyaya yatırıldığını, istinaf avansının sehven 100TL olarak yatırıldığını, aynı anda istinaf ettikleri 2021/498 Es. – 2022/783 K. Sayılı dosyaya yatırdıkları 250TL istinaf avansından anlaşıldığını, söz konusu nedenlerle, Müvekkil Kurum’un bir Kamu Havuzu olması sebebiyle ve savunma hakkının zayi olmaması için istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, meydana gelen don olayı nedeniyle davacının tarım ürünlerinde meydana gelen zararın tazmini talebine ilişkindir. HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Yerel Mahkemenin 15/11/2022 tarihli ek kararına karşı davalı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin incelenmesinde; mahkemece davalı vekiline çıkartılan muhtırada istinaf kanun yoluna başvuru avansının eksik yatırıldığından bahisle HMK’nun 344. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, yapılan incelemede davalı vekilince istinaf harçlarının süresi içerisinde yatırıldığı, istinaf avansının ise 250.00 TL yerine 100,00-TL olarak eksik yatırılmasına karşın, mahkemece davalı vekiline çıkartılan muhtırada yatırılması istenen istinaf avansının (250,00TL) ayrıntılı olarak hangi kalemlerden oluştuğunun açık ve net olarak yazılmadığı, diğer taraftan istinaf avansının hiç yatırılmamasının değil, eksik yatırılmasının söz konusu olup, HMK’nun 344. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesinin savunma hakkını engelleyecek nitelikte bir karar olacağı değerlendirilerek, davalı vekilinin işbu ek kararla ilgili istinaf talebinin kabulü ile, öncelikle işbu ek kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve bu nedenle de davalı vekilince asıl karara karşı ileri sürülen istinaf sebepleri esastan incelenmiştir.Davalı vekilinin asıl karara karşı ileri sürdüğü istinaf sebepleri yönünden yapılan incelemede; HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, ilk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda yapılan tespit, hesaplama ve sair değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin 15/11/2022 tarihli ek karara karşı yaptığı istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2022 tarih ve 2021/738 E – 20222/784 K sayılı ek kararının KALDIRILMASINA, asıl istinaf dilekçesindeki istinaf sebepleri yönünden esastan incelenmesine,
2-Ek kararın istinafı yönünden; istinaf eden davalı tarafından 23/11/2022 tarihinde yatırılan 650,00 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,
B)1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 18/10/2022 tarih ve 2021/738 E – 2022/784 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Nihai kararın istinafı yönünden; Alınması gerekli olan 2.598,71 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından 03/11/2022 tarihinde peşin yatırılmış 650,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.948,71 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 11/01/2023