Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2263
KARAR NO: 2023/2270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2023
ESAS NO: 2022/161
KARAR NO: 2023/293
DAVANIN KONUSU: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/12/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 14/12/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2023 tarih ve 2022/161 Esas – 2023/293 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle davacıya ait olan … plakalı aracın davalı …. tarafından yapılan 03.08.2019 başlama 03.08.2020 bitiş tarihli ve …poliçe numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davacıya ait olan ve …’un kullandığı … plakalı aracın-minibüsün 12.02.2020 tarihinde …Bulvarında seyir halinde iken çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası yaptığını, kaza günü bir yanlış anlaşılma olup, olay yerinde bulunanın … olmadığı, müvekkilinin davacı şoför olarak söylediğini, karakola gidildiğinde yanlış anlaşılmanın düzeltildiğini, şoför olarak …hakkında işlem yapıldığını, sigortalı aracın şoförü …’un olay yerinden ayrılmadığını, kazada yaralananların ambulansa taşınmasına yardım ettiğini, Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı icra takip dosyası ile davacı tarafından davalı sigorta şirketine ödenen 27.144,21-TL’nin istirdatını; trafik kazasında karşı taraftaki araçta bulunan yolcular için SGK’ya icra dosyası yoluyla ödenen 1.651,38-TL’nin tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davacının sigorta şirketinin sigortalısı olduğunu, … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalandığını, aracın 12.02.2020 tarihinde karıştığı kaza sonrasında karşı araca 19.800,00-TL ödendiğini, ödenen bedelin kaza sonrasında sürücünün olay yerini terk etmesi nedenine dayanılarak başlatılan icra takibi sonucunda davacıdan tahsil edildiğini, davacının dava dilekçesinde, aracın maliki olduğunu, olay anında aracı kullananın … olduğunu polis memurlarının yanlış anlama sonucunda Kaza Tespit Tutanağında şoför olarak kendisini yazdıklarını beyan ettiğini, kaza tespit tutanağının açık olduğunu, davacının olaydan 55 dakika sonra olay mahalline gidip aracı kendisinin kullandığını, davacının ruhsat sahibi olduğunu, şoför kendisi de olsa … da olsa her ikisinin de olay yerini terk ettiğini, olay yerini terkin hukuksal nedeni ile karşı tarafa ödenen bedeli tazminle mükellef olduğunu, davanın reddine karar verilmesini ve masraf ve vekalet ücretinin davacı tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4. kısmında “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlığında; “olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, meydana gelen zararlar nedeni ile sigortacının sigortalıya açıkça rücu edebileceğinin açıkça düzenlendiği görülmektedir.
Toplanan deliller, yapılan yargılama, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; dosya kapsamı ve ceza dava dosyasında görüleceği üzere dava dışı …’un hiçbir acil durum bulunmaksızın kaza yerini terk ettiği, kaza tutanağının düzenlendiği esnada kaza mahallinin uzağında kalarak kusurlu harekette bulunduğu, ayrıca ifadelerinde de çelişkili beyanlarda bulunduğu, araç sürücüsü …’ın olay yerini terk etmesinin ZMMS Genel Şartları uyarınca hiçbir haklı sebebi olmadığı görülmekle” gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, sürücü …’un, olayın hemen akabinde Karakolda vermiş olduğu 13.02.2020 tarihli ifadesinde aracın sürücüsünün kendisi olduğunu, kazada yaralananların bizatihi ambulansa taşınmasına yardım ettiğini, kaza yerini asla terk etmediğini belirttiğini, (dava dilekçesi deliller bölümü EK-6). Aracın kaska sigortasını düzenleyen sigorta şirketi tarafından görevlendirilen Eksper tarafından düzenlenen 04.,03.2020 tarihli Eksper Raporunda (dava dilekçesi deliller bölümü EK-9) da sürücünün … olduğunun belirtildiğini, kaza sonrasında, Kayseri Devlet Hastanesinin … tarih ve … numaralı raporuna (dava dilekçesi deliller bölümü EK-7) göre sürücü …’un alkol muayenesi sonucu “0” olarak tespit edildiğini, diğer taraftan salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığını, sürücünün alkollü olmadığı da hastane raporu ile kanıtlandığına göre, hasarın teminat kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04.12.2017 Tarih, 2016/20101 Esas ve 217/11272 Karar sayılı kararı ile olay yerini terk etmenin tek başına teminat dışı hal olarak kabul edilmeyeceğinin hüküm altına alındığını, Yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22.01.2018 tarih, 2017/2411 E. ve 2018/74 K. Sayılı karar sayılı kararı ile salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikosunun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığı, aracın sürücüsünün alkollü olduğu sabit olmadığı gibi kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğine dair bir bir delil bulunmadığından dolayı esasa girilmesi gerektiği hüküm altına alındığını, (benzer şekilde Y17.HD. 23.05.2016, E. 2016/2999, K. 2016/6234; 07/02/2018 E. 2017/419, K. 2018/718; 20.09.2017, E. 2016/11643, K. 2017/7996; 07.06.2017, E. 2016/10786, K. 2017/6498.). Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 21.02.2019 tarih, 2016/5264 Esas ve 2019/1876 Karar sayılı karar gerekçesi ile meydana gelen hasarın teminat kapsamı içinde olduğunu hüküm altına aldığını, bu sebeplerle hasarın teminat kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, sürücünün olay yerini terk ettiği gerekçesi ile yanılgılı ve çelişkili değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, kazanın teminat dahilinde olmadığını ileri süren tarafın, davalı sigorta şirketi olduğunu, dolayısıyla ispat yükü davalıda olduğunu, Davalı sigorta şirketiNİN, kazanın teminat dahilinde olmadığını somut deliller ile kanıtlayamadığını, aksine dosya kapsamında dinlenen tanıklar … ve …, sürücünün olay yerini terk etmediğini, karşı araçtaki yaralıların ambulansa taşınmasına yardım ettiğini beyan ettiklerini, anlaşılacağı üzere rizikonun kaza tespit tutanağında yazıldığı gibi gerçekleştiği müvekkili davacı tarafından ispat edildiğini, bu hususun Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07.02.2018 tarih, 2017/419 Esas ve 2018/718 Karar sayılı kararı, benzer şekilde Y.17. HD. 23.05.2016, E. 2016/2999, K. 2016/6234.). Hal böyleyken, mahkemenin, rizikonun ve hasarın teminat dışı kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin dosya kapsamına ve hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf dilekçesinde arz ve izah ettiği nedenlerle, davanın reddine ilişkin Kayseri Asliye Ticaret 1. Mahkemesinin 26.04.2023 Tarih, 2022/161 Esas ve 2023/293 Karar sayılı kararının usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olması sebebiyle istinafen incelenerek kaldırılmasına, davanın kabülüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı olduğunu, … plakalı aracı Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası ile sigortalandığını, aracın 12.02.2020 tarihinde karıştığı kaza sonrasında karşı araca 19.800,00 TL ödendiğini, ödenen bedelin ‘ kaza sonrasında sürücünün olay yerini terk etmesi’ nedenine dayanılarak başlatılan icra takibi sonucunda davacıdan tahsil edildiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları B.4. ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI başlığında, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, meydana gelen zararlarlar nedeni ile sigortacının sigortalıya açıkça rücu edebileceğini düzenlediğini, meydana gelen kazada araç sürücüsünün hiçbir acil durum bulunmaksızın kaza yerini terk ettiği, kaza tutanağının düzenlendiği esnada kaza mahallinin uzağında kalarak kusurlu harekette bulunduğunun açık ve net olduğunu, Kaza Tespit Tutanağının gayet açık olup, davacının olaydan 55 dakika sonra olay mahalline gidip, aracı kendisinin kullandığını beyan ettiğini, Resmi belge niteliğindeki Kaza Tespit Tutanağının aksine beyanlara itibar edilmesinin mümkün olmadığını, velev ki araç kullananın iddia edildiği gibi … olsa bile bu şahıs da olay yerini terk ettiği için ruhsat sahibi olan davacıya, ödenen bedellerin rücu edilmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığını, zira aracın sürücüsü olduğu iddia edilen ve davacı tanığı olan …Aynı mahiyette açılan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/81 esas sayılı dava dosyasında alınan beyanında; “…Ceza dosyamdaki beyanım doğrudur. Kusura bakmayın özür dilerim dedi. Olay günü … bana telefonda araç sürücüsünün sen olduğunu sakın söyleme, polislerin yanına fazla yaklaşma, araç sürücüsünün sen olduğunu bilmesinler, ben kaza yerine geliyorum, ben gelene kadar polise gözükme, oyalan dedi…” şeklindeki beyanında da araç sürücüsü olduğunu ve hiçbir acil durum olmaksızın olay yerini terk ettiğini ZMMS Genel Şartlar B.4. Maddesindeki kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davrandığını ikrar ettiğini, yapılan yargılama neticesinde; toplanan deliller, yapılan yargılama, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, sürücünün olay yerini terk etmesinin ZMMS Genel Şartları uyarınca hiçbir haklı sebebi olmadığı açık ve net bir şekilde ortaya konulduğunu belirterek; istinaf dilekçesinde izah ettiği ve Başkanlığımızca re’sen gözetilecek nedenlerle; istinaf başvurusuna karşı cevapların kabulü ile davacının istinaf başvurusunun reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, sigortalının sigortacısına karşı açtığı istirdat talebine ilişkindir.
Somut olayda, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davacıya ait aracın karıştığı kaza sebebi ile karşı araç sürücüsüne ödenen hasar bedeli ve geçici iş göremezlik tazminatının davalının sürücünün olay yerini terk etmesi sebebi ile ZMMS yan şartları uyarınca rücuen davacıdan tahsil edilmekle davacı bu bedelin istirdadını talep etmektedir. Davalı ile davacı arasında … Plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile sigortalandığı, aracın 12.02.2020 tarihinde kaza yaptığı uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık sürücünün olay günü kaza sonrası olay yerini terk edip etmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Davalı, araç sürücüsünün kaza sonrası olay yerini terk ettiğini, bu durumun poliçe genel şartları uyarınca teminat dışı olduğunu ileri sürmüştür.
Trafik kaza tespit tutanağında araç sürücüsü olduğunu söyleyen davacının kaza ile ilgili çelişkili beyanlarda bulunduğu görülmüş, ardından davacının suç üstlenme suçundan beraatine karar verildiği, davaya konu … plakalı aracı dava dışı … ‘un kullandığı, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi’nin 2021/628 esas 2021/659 karar sayılı ilamıyla Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/140 Esas 2020/289sayılı ilamınını düzeltilerek kesinleşmesi ile anlaşılmıştır.
Araç sürücüsü … ‘ın kaza mahallinde bulunduğuna ilişkin trafik kaza tespit tutanağında bir tespit-olgu bulunmadığı gibi davacı tanığı olarak dinlenen … ‘da davacının kendisine “kaza yerinden uzak dur” şeklinde söylemi üzerine uzaklaştığını beyan ettiği görülmüş, sürücünün olay yerini haklı bir sebep olmaksızın terk ettiği anlaşılmıştır.
Çözümlenmesi gereken sorun ZMMS poliçesi bulunan dava konusu araç bakımından meydana gelen iş bu bedeni hasarlı trafik kazası neticesinde olay mahallinin terk edilmesinin tek başına poliçeyi teminat kapsamından çıkarıp çıkarmadığına ilişkindir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartlarının “ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlıklı B.4/f bendinde düzenlenen “f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır. Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır.
ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
a)- Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmiştir.
b)-Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Somut olayda; sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği, dolayısıyla sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin yukarıda (b) bendinde belirtilen zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmış, yukarıda (a) bendinde belirtilen ve rücu şartlarından bir olan ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında meydana gelen trafik kazasının bedeni hasara neden olduğu, davalı sigorta şirketine rücu hakkı verdiği, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebi nedeniyle davalı sigorta şirketinin, dava dışı araç malikine ödediği maddi hasar bedelini rücu hakkının bulunduğu, ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından davacı tarafın istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/04/2023 tarih ve 2022/161 E. – 2023/293 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.13/12/2023