Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/2245 E. 2023/2358 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2245
KARAR NO: 2023/2358
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2022
ESAS NO: 2021/420
KARAR NO: 2022/815
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 21/12/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/11/2022 tarih ve 2021/420 E – 2022/815 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan 08/01/2016 tarihli protokol uyarınca davalı şirketin davacı şirkete makina ve ekipmanlarını satıp teslim edeceğini, davacı şirketin de 100.000,00-TL nakden ve 9 adet çek ile toplamda 549.000,00-TL ödemesinin kararlaştırıldığını, daha sonra davalı şirketin söz konusu makina ve ekipmanlarının sahibi olmadığının ortaya çıktığını, mallar üzerinde haciz bulunduğunu, söz konusu çeklerin bedelsiz hale geldiğini, davacı şirketin ayrıca davalıya 680.000,00-TL tutarında da teminat bonosu verdiğini, ancak bononun lehdarının yazılı olmadığı bono vasfı taşıyamayacağını, keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … çek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli, … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … çek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli, Keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … çek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli, Keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … ek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli, Keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … çek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli, Keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … çek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli, Keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … çek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli, Keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … çek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli, Keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Ltd. Şti, … çek nolu, … keşide tarihli ve 61.000,00 TL bedelli 9 adet çekleri ve 08/01/2016 tanzim tarihli, yazı ile 680.000TL rakam ile 549.000TL olarak yazılı bulunan lehdarı belli olmayan diğer zorunlu unsurları eksik teminat amacıyla düzenlenmiş bono sebebiyle davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, kambiyo senetlerinin iadesi olmadığı takdirde iptaline davalıya ödenen 100.000,00-TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının peşin ödemesi gereken miktarın 31.000,00-TL’sini eksik ödediğini, çek iptali-menfi tespit-istirdat iddialarının birlikte ileri sürülemeyeceğini, keşidecinin çek iptali talep edemeyeceğini, davalı şirketin protokolde belirtilen makina ve ekipmanları davacı şirkete eksiksiz olarak teslim ettiğini, bu konuda teslim-tesellüm belgesi düzenlendiğini, davacı tarafın protokole aykırı davrandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Mahkememizce davacı şirket defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve davalı şirketin defter ve belgeleri ile ilgili Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağı üzere davalı şirket davacı şirkete davaya konu protokole istinaden 285.675,00-TL + 51.421,50-TL KDV =337.096,50-TL bedelli mal teslim etmiştir. Davacı sözleşme gereği, 51.421,50-TL’lik KDV tutarının 1/2’lik kısmından sorumlu olup, 1/2’lik KDV tutarını davalıya ödemekle yükümlüdür. Buna göre davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edilmiş olan malların bedeline istinaden davacı şirketin davalı şirkete 285.675,00-TL + 25.710,75-TL = 311.385,75-TL satım bedeli borcu bulunmaktadır. Davacı bu bedelin 100.000,00-TL’lik kısmını banka havalesi yoluyla ödemiş olup, geriye çek ile ödemesi gereken (311.385,75-TL – 100.000,00-TL) = 211.385,75-TL satım bedeli borcu kalmıştır. Davacı, satım sözleşmesine istinaden kendisine teslim edilen malların hacizli olduklarını iddia etmişse de, dava dosyası içerisinden bu iddiasının doğruluğu ispatlanamamıştır. Ayrıca davacı şirketin davalı şirket nakit olarak ödemiş olduğu 100.000,00-TL’nin iadesini talebe hak kazanamadığı, çünkü bu ödemenin sebepsiz hale gelmediği hususları gözetilerek davacının 100.000,00-TL’nin iadesi şartları oluşmadığından bu talebinin reddine, 08/01/2016 tarihli 549.000,00-TL bedelli bono teminat senedi olduğundan bu senedin bedelsiz kaldığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Davaya konu 08/01/2016 tarihli protokolün alt kısmında davacılar …, … ve …’nın kefil olarak adları yazılmış ise de, imzaları bulunmamaktadır, bu nedenle davaya konu 9 adet çek nedeniyle davacılar …, … ve …’nın davalı tarafa borçları bulunmamakta olup, bu davacılar tarafından açılan davanın kabulü ile davaya konu 9 adet çek nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davacı … Ltd. Şti tarafından açılan davanın ise yukarıda açıklanan tüm nedenler dikkate alındığında kısmen kabulü ile, davaya konu edilen 9 adet çek ile ilgili; … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli çek, … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli çek, … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli çek ile … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli çekin ise 28.385,45-TL’lik kısmı ile sınırlı olmak üzere işbu çeklerden dolayı davalıya 211.385,45-TL borcu bulunduğu anlaşılmakla, … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli çekten dolayı borçlu olduğu miktarın mahsubu ile işbu çekten dolayı bakiye 32.614,55-TL ve ayrıca … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli, … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli, … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli, … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli, … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı toplam 337.614,55-TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacılar …, … ve … tarafından açılan davada davaya konu edilen; – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli 9 adet çek yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Davacı … . Ltd. Şti tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, davaya konu edilen 9 adet çek ile ilgili; – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli çek, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli çek, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli çek, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli çekin ise 28.385,45-TL’lik kısmı ile sınırlı olmak üzere işbu çeklerden dolayı davalıya 211.385,45-TL borcu bulunduğu anlaşılmakla, – … çek numaralı … keşide tarihli 61.000,00-TL bedelli çekten dolayı borçlu olduğu miktarın mahsubu ile işbu çekten dolayı bakiye 32.614,55-TL, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli, – … çek numaralı, … keşide tarihli, 61.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı toplam 337.614,55-TL yönünden davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 08/01/2016 tarihli 549.000,00-TL bedelli bono teminat senedi olduğundan bedelsiz kaldığının tespitine, 100.000,00-TL’nin iadesi şartları oluşmadığından bu talebin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; öncelikle davacı taraf mahkemede görünmekte olan davayı kötü niyetle ve ödeme yapmaktan kaçınmak amacıyla açtığını, yerel mahkemece taraf ehliyetine dikkat edilmeksizin ticari defterlere ilişkin kesin süre verilmiş ancak müvekkil şirket ticari defter ve kayıtların Savcılıkta olduğunu beyan edince savcılıkta bulunmayan ticari defter ve kayıtlar nedeniyle müvekkil şirket ticari defterlerini ibraz etmekten kaçınan taraf olarak belirtildiğini, verilen kesin sürelerde, müvekkil şirket ticaret sicile kayıtlı bir şirket olmadığından verilen sürelerin de bir önemi ve geçerliliği bulunmadığını, ayrıca savcılıkta bulunan ve dosyaya ibraz edilen Savcılık tarafından aldırılan bilirkişi raporları ve ticari defterlere ilişkin kayıtların da incelenmemesi ve değerlendirilmemesi savunma hakkımızın kısıtlanması niteliğinde olup iş bu dosyada alınan bilirkişi raporlarının kabulü hiçbir şekilde mümkün olmadığını, dosyaya savcılıktan alınarak ibraz edilen kayıt ve belgelerin değerlendirilmesi için bilirkişiye tevdii gerekirken tüm taleplerimize rağmen dosya bilirkişiye tevdii edilmediğini, 15/11/2022 tarihli karar duruşmasında dahi bu hususa yönelik “ticari defterlerini sunması için tasfiye memuruna tebligat çıkartılsın, akabinde dosya bilirkişiye defterlerle birlikte tevdi edilsin edilsin” beyanımız dikkate alınmadığını, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesis edildiğini, davacı tarafça îkame edilen dava ile davaya konu çeklerin iptaline, taraflarının müvekkil şirkete borçlu olmadıklarının tespitine ve ödemiş oldukları 100.000,00 TL’Iik bedelin taraflarına iadesine ilişkin taleplerini ileri sürdüklerini, çek iptaline ilişkin iddialar ile menfi tespit – istirdat iddialarının bir arada ileri sürülmesini kabul etmenin mümkün olmadığını, dava çeke dayalı menfi tespit davası olup davalının ticari defterleri tek başına borçlu olmadığının kanıtı olamayacağını, çek ödeme aracı olduğunu ve çekin verilmesi anında karşı tarafın edimini yerine getirdiği için verileceğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda makinelerin değerleri tesliminden 5 yıl sonraki haliyle gerçekleştirildiğini, bu hususun kabulü mümkün olmadığını, dosyada mevcut teslim tesellüm belgesinde açıkça malların ayıpsız teslim edildiği anlaşıldığını, kaldı ki, davacının hiçbir ayıp ihbarı da bulunmadığını, müvekkil şirkete ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi gerekmetke olup ayrıca teslim edilen makinelere ilişkin değerlendirmelerin teslim tarihine göre yapılması gerekmektedir. ancak bu husus değerlendirilmeden hüküm tesis edilmesi hakkaniyete aykırı olduğunu, senedin teminat senedi olduğunu kabul etmemekle birlikte bir an olsun teminat senedi olduğu kabul edilse dahi Mahkemece neye ve hangi amaçla teminat olarak verildiği değerlendirilmediğini, senedin teminat senedi olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için teminat senedi olduğu düşünülse dahi ifade etmek gerekirki teminat senedi bir sözleşmeye güvence olarak ileri sürülen, sözleşmeye konu olan iş eksik veya hiç yapılmazsa karşı tarafın zararını tazmin etmek üzere karşılıklı menfaat ilkesine göre hazırlanmış güvence belgesi olduğunu, teminat senedinin bedelsiz hale gelmesi için senedi veren tarafın edimlerini eksiksiz yerine getirmesi gerektiğini, davacı karşı taraf, yükümlülüklerini tamamen yerine getirmediğini, bu nedenle söz konusu teminat senedi bedelsiz hale gelmediğini, davacı vekilinin savcılık şikayetinden müvekkil beraat ettiği gibi Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasında alınan bilirkişi raporlarından ve tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere davacıya söz konusu malların teslim edildiği ve davacı tarafın herhangi bir şekilde ayıp ihbarında bulunmadığı açığa çıktığını, davacı tarafça talep ve sonuç kısmında müvekkilleri yönünden hiçbir ayrım yapılmaksızın çeklerin ve senedin tüm müvekkillerine iadesi ve iptali talep edildiğini ve çeklerin iadesine ilişkin kısmen kabul kısmen red kararı verilmişken vekalet ücretinden sadece Dimart’ın sorumlusu tutulması kabul edilemeyeceğini, davacı tarafça tüm müvekkilleri yönünden çeklerin iptali ve iadesi talep edildiğinden çekte adı yazmayan kişiler için aktif husumet sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi ve tüm çekler ile senet üzerinden müştereken ve müteselsilen vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, verilen karar hem taraf ehliyeti hem de davacının talep ve sonucu ile Yasaya uygun değildir, kaldırılması gerektiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/420 E., 2022/815 K. Sayılı kararının kaldırılmasına, müvekkil şirket aleyhine açılan işbu haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, ticari satıştan kaynaklı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen satışa dair protokol hükümleri kapsamında satışa konu ürünlerin hukuki ayıplı olduğundan bahisle protokol kapsamında düzenlenen ve davalıya teslim edilen ve nitelikleri belirtilen 9 adet çekle yine aynı protokol kapsamında çeklerin teminatı olduğu bildirilen unsurları eksik bonodan kaynaklı davacıların borçlu olmadığının tespiti ile sözleşme kapsamında davalıya ödenen 100.000,00 TL’nin istirdadı talebi ile işbu davanın açıldığı, davacı gerçek kişilerin taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi sadece unsurları eksik ve üzerinde teminat niteliğinde olduğu belirtilmeyen bonoda kefil sıfatıyla aval olarak imzalarının yer aldığı, yargılamanın her safhasında husumet ehliyetinin resen nazara alınacağı, ilk derece mahkemesince belirtilen husus araştırılmaksızın menfi tespit talebi yönünden tüm davacılar hakkında hüküm kurulduğu, taraf şirketler arasında düzenlenen satış sözleşmesi kapsamında ticari ilişkinin değerinin belirtildiği ve buna karşılık yukarıda belirtilen ve dava konusu edilen 9 adet çekin verildiği ve bu çeklerin teminatı olarak da unsurları eksik bononun verildiğinin davacı tarafından iddia edilmesine rağmen gerek davaya konu çeklerin bedelleri gerek bonoda yazılı tutar ve istirdat talebinin tamamı nazara alınarak ilk derece mahkemesince dava değeri belirlenmek suretiyle hüküm kurulduğu, ancak işbu halde dava değerinin -ödenmeyen borç miktarı kadar kısmı yönünden teminat senedinin geçerli olacağı hususu da gözetilerek- taraflar arasındaki temel ticari ilişki kapsamında düzenlenen protokol gereğince belirlenen satış bedeli olacağından buna göre en son rapor veren bilirkişilerden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle belirtilen şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçelerle davalı istinafı yerinde görülmekle HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/11/2022 tarih ve 2021/420 E – 2022/815 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.20/12/2023