Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/2243 E. 2023/2332 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2243
KARAR NO: 2023/2332
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2023
NUMARASI: 2022/488 2023/805
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 15/12/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 27/09/2023 tarih ve 2022/488 E – 2023/805 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kayseri ilinde faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, bugüne kadar 192 üyeye ve 196 arsa sahibine konut teslimi yapıldığımı, davalının kooperatif üyesi olduğunu vei ferdileştirme ile taşınmaz temin ettiğini, davacı kooperatifin halen tasfiye aşamasında olmağığını, 10 yıldan fazla süredir kooperatife üye olan kişileri ve 15 yıl önce arsasını kat karşılığı devreden arsa sahiplerine konut teslimi yapamadığını, mağduriyetlerin büyüdüğünü, üyelcfin ve arsa sahiplerinin haklarının temin edilmesi hususunda ümitlerini yitirdikleri bir aşıımaîia kooperatif ve mağdur üyelerin bir araya gelerek taahhüt edilen konutların yapımı ve teslimi ve borçların ödenmesi için süratle çalıştığını, bu doğrultuda kooperatiflen taşınmaz tı%min eden üyelerden kesin maliyet bedeli alınmadığı anlaşıldığı, üyelerden ödenmeyen maliyğt bedelleri için davalar açıldığını, Kayseri ATM’de 160’dan fazla dava açıldığını, mahkemeîbe davanın kabulüne karar verildiğini ve istinaf mahkemesince onandığını, temyiz başvuruğunda Yargıtay 6. H.D.’nin 2021/6290 E, 2022/521 K sayılı ilamında kooperatif inşaatlarırın tamamı bitmeden kesin maliyet delip edilemeyeceği gerekçesiyle erken dava sebebiyle yerel mahkeme kararının bozulduğunu, Yargılay’ın söz konusu kararı sonrasında birçok yerel mahkemenin bu kararı emsal kabul ederek davaların reddi yönünde karar verdiğini, istinaf mahkemelerinin merci mahkemenin kabul yönündeki kararlarının kaldırdığını, bu davalardaki üyelerin tamamının üye olmadıkları, kooperatifle ilişiklerinin kesildiğini ileri sürdüklerini, Yargıtay ilgili kararında bu konudaki uyuşmazlığa noklayı koyduğunu ve üye olduğunu kabul ettiğini,kooperatifçe inşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceğinin bahse konu Yargıtay kararında belirtildiğini, hal böyle olunca davalının istifa edip etmediğine bakılmaksızın aidat borcundan sorumlu olacağını, kooperatifçe alınan genel kurul kararları doğrultusunda davalının aidat borcu olduğunu, davalı borcuna ilişkin aidat çizelgesini dosyaya sunduklarını, davalının 2005 yılı Ocak ayından dava tarihinde temerrüde düşen son aidat borcu 2022 yılı Mayıs ayına kadar ödemesi gereken tutardan şimdilik 9.000-TL talep ettiklerini, kooperatif aidat borçlarına zamanâşımı işlemesinin söz konusu olmayacağı belirterek şimdilik 9.000-TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davacı tarafça açılan haksız ve hukuka aykırı davayı kabul etmediklerini ve reddini talep ettiklerihi, davacının kooperatifin kuruluşundan itibaren davalıdan talepte bulunduğunu üye olduğu taıhıin esas alınmadığını, 10.06.2022 tarihli 7410 sayılı yasa ile Kooperatifler Kanunu’na geçici 11. madde eklendiğini ve söz konusu maddede; inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, terkin edilmemiş olması, yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine koopergtifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması, kooperatif tarafından üyeye konutun tapusunun verilmiş olması şartlarının birlikte sağlanması halinde, konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yönetim giderleri hariç herhangi bir bedel istenemeyeceginin hüküm altına alındığını, söz konusu maddeye göre davacının yasa gereği alacak talep etmesinin mümkün olmadığını; ayrıca davacı talebinin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkeme kararında; “…Dava, kooperatif aidat borcunun tahsili istemi ile davacı kooperatifin davalı kooperatif üyesi aleyhine açmış olduğu alacak davasıdır.
Yargıtay 23. HD’nin 2013/829 Esas 2013/1810 Karar sayılı 22/03/2013 tarihli ilamından da anlaşıldığı üzere Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek olmadan genel kurullarca kararlaştırılan parasal yükümlülüklere ilişkin kararlar daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece tüm üyeleri bağlayacağı, genel kurulca belirlenen aidat miktarı ve gecikme faizi oranları, genel kurul kararlarına katılsın ya da katılmasın ortaklara ayrıca tebliğinin gerekmediği, toplantıya katılmayan üyeler için de bağlayıcı olduğu, kesinleşmiş olması ve yok hükmünde olmaması halinde bu kararın alacağın dayanağı durumunda olduğu, davacı kooperatifin 2003 ila 2022 yılları arasında yapılan genel kurul toplantılarında alınan aidat ödenmesine ilişkin kararların iptal edildiğine veya yok hükmünde olduğuna dair itiraz olmadığı gibi bu hususta dosya kapsamında bir delilin de bulunmadığı,bu nedenle alınan genel kurul kararının tüm üyeleri bağlayacağı,Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davalının ödemesi gereken aidat borcunun 68.814,50 TL olduğu tespit edildiğinden davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davanın kabulü ile, 9.000,00 TL aidat alacağının dava tarihi olan 06/06/2022 tarihinden, 59.814,50-TL aidat alacağının ıslah tarihi olan 19/04/2023 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 / aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 4.700,71-TL nispi karar ve ilam harcından, davacıdan alınan 153,70-TL peşin harç ve 1.022,00-TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 3.525,01‬‬-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Yerel mahkemenin gerekçesinde ‘Yargıtay 23. HD’nin 2013/829 Esas 2013/1810 Karar sayılı 22/03/2013 tarihli ilamından da anlaşıldığı üzere Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek olmadan genel kurullarca kararlaştırılan parasal yükümlülüklere ilişkin kararlar daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece tüm üyeleri bağlayacağı, genel kurulca belirlenen aidat miktarı ve gecikme faizi oranları, genel kurul kararlarına katılsın ya da katılmasın ortaklara ayrıca tebliğinin gerekmediği, toplantıya katılmayan üyeler için de bağlayıcı olduğu, kesinleşmiş olması ve yok hükmünde olmaması halinde bu kararın alacağın dayanağı durumunda olduğu, davacı kooperatifin 2003 ila 2022 yılları arasında yapılan genel kurul toplantılarında alınan aidat ödenmesine ilişkin kararların iptal edildiğine veya yok hükmünde olduğuna dair itiraz olmadığı gibi bu hususta dosya kapsamında bir delilin de bulunmadığı,bu nedenle alınan genel kurul kararının tüm üyeleri bağlayacağı, şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne karar verildiğini, yerel mahkeme kararının hatalı olup, kaldırılması gerektiğini, müvekkillerinin genel kurula davacı kooperatif tarafından davet edildiği halde katılmamış değil,davacı kooperatif tarafından kesin maliyet bedelini ödedikten sonra ilişikleri kesileceği taahhüt edildiğinden genel kurullara davet edilmemiş hazirunlarda yer verilmediğini, kooperatifin genel kurula çağırması akabinde üyenin katılmaması ile üyenin genel kurula davet edilmemesi ve hazirunlarda üye olarak göstermemesi ayrı hukuki sonuç doğurduğunu, dolayısıyla müvekkillerinin üye olarak isminin yer almadığı genel kurulda alınan aidat kararından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bu hususta ilgili genel kurul kararının yokluğunun tespitine dair bir dava açmaya dahi gerek olmayıp yokluğunun mahkemenin resen dikkate alarak değerlendirme yapabildiğini, davet edilmeyen bir genel kurulda aleyhine yükümlülük yüklenen kooperatif üyesinin her zaman kendisinden alacak talebinde bulunulan davada ileri sürebileceği ayrı bir dava açmaya gerek olmadığına dair Yargıtay’ın çok sayıda içtihadının mevcut olduğunu, zira yokluğun müeyyidesi işlemin hukuki varlık kazanmaması demek olduğunu, genel kurul toplantısına davetin bütün pay sahiplerine veya temsilcilerine yapılması davetin geçerlik koşulu olduğunu, davacı kooperatifin ana sözleşmede değişikliğe giderek 61/e maddesinde konutların tamamının yapımı tamamlanmadan önce kendisine konutu tahsis edilmiş ve tamamlanmış olan ortağın kat mülkiyeti tapusunu alarak ayrılmak istemesi halinde kesin maliyet bedelinin belirlenerek tapusunun verilebileceğini belirttiğini ve bu kapsa da da yapımı tamamlanan konutların 2010,2011 ve 2012 yıllarında yapılan genel kurullarda alınan kararlar ile kesin maliyet bedellerinin çıkarılıp üyelere tebliği ve ödenmesi halinde tapularını alarak ilişiklerinin kesilebileceği yönünde genel kurul kararları alınmış ve akabinde çıkarılan ve kendilerine tebliğ edilen kesin maliyeti ödeyen üyeler bir sonraki genel kurula davet edilmemiş isimleri hazirunlarda yer almadığını ve üyeliğinin düştüğü kooperatif tarafından da eylemli olarak da kabul edildiğini, her ne kadar Kayseri Bam 6. Hukuk Dairesi 2023/1501 e 2023/1472 ,K. Sayılı ilamında davalı üyeni istifa ettiği yahut istifasının kabul edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı belirtilmişse de kooperatif en üst organı ve karar organı olan genel kurula davet edilmemenin hazirunlarda yer almamanın hukuki olarak ne anlama geldiği ve ne sonuç doğurduğu ne yerel mahkeme yargılamasında ne de emsal kaldırma kararında belirtilmediğini, emsal Kayseri Bam 6. Hukuk Dairesi 2023/1501 e 2023/1472 ,K. Sayılı sayılı ilamında üyelik devam ettiği sürece üyenin parasal yükümlülüklerinin ve dolayısıyla aidat alacağının zamanaşımına uğramayacağı belirtilmişse de müvekkilinin üye olmadığı kooperatifin genel kurula davet etmemesi ile de eylemli olarak ortaya koyduğu öncesinde genel kurul kararı aldığı defaatle bildirildiğini, kaldı ki yerel mahkemede yönetim kurulu kararları incelenmemiş istifaya dair bir karar alınıp alınmadığı hususu araştırılmadığını, aksi halde açık kapı ilkesinin de bir anlamı kalmayacağını, Yargıtay kararları gereği ve kanun gereği de dönemsel edimlerde 5 yıllık zamanaşımı olduğunun açık olduğunu, davacıın talebi gerek 1163 sayılı kanun gerek Borçlar Kanunu gereği zamanaşımına uğradığını, konuya ilişkin Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/108 e. 2020/3494 K. Sayılı ilamının da bu yönde olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davacının davasının reddine , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme dosyasına ilişkin, davalı tarafça yazılan istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; kooperatif tarafından ibraname verilmek suretiyle bağının koptuğunu, kooperatife üye olmadığını, emsal nitelikteki Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin 2023/1501E. 2023/1472K. sayılı emsal nitelikli bir dosyada verilen karardan bahsedildiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasının talep edildiğini, söz konusu hususların gerçeği yansıtmadığını, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2023/1501E. 2023/1472K. Sayılı ilamı hukuka aykırı olup, istinaf mahkemesinin içtihat niteliği kazanmadan hatalı kararından dönmesi gerektiğini, emsal nitelikteki Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2023/1501E. 2023/1472K. Sayılı dosyası ve beraberinde karara çıkan 11 farklı dosyada, TBK 100 vd. Maddelerine atıf yapıldığını, 28.02.2011 tarihinde çıkartılan maliyet hesabı ile geçmiş aidat borçlarının davalıdan tahsil edildiğini, bu sebeple 28.02.2011 tarihinden dava tarihine kadarki aidat miktarının bilirkişi marifetiyle hesaplanmasını, davacı müvekkilinin mükerrer tahsilat isteyip istemediği hususlarının aydınlatılması hususuna karar verildiğini, söz konusu kararın hukuka aykırı olduğu sabit olduğundan içtihat niteliği kazanmadan söz konusu karardan dönülmesini talep ettiklerini, söz konusu kararın, zaten dosyada var olan, zaten irdelenen bir hususa ilişkin olup bu sebeple yerel mahkeme kararlarının kaldırılmasının yersiz olduğunu, mahkemenin kaldırma kararı sonrasında, tarafımızca emsal nitelikteki dosyalarda yerel mahkemelerden istinaf kaldırma kararı uyarınca dosyanın ek rapora gönderilmesinin talep edildiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/452E. Sayılı dosyasında bu doğrultuda ek rapor alındığını ve rapor sonucu kök raporda belirtilen ücrette herhangi bir değişiklik bulunmadığı yönünde kanaat bildirildiğini, raporda tam olarak istinaf kaldırma kararına uyulduğunu, 2003 yılı ocak ayından 28.02.2011 tarihleri arasında aidat alacağı hesaplandığını, davalının bu döneme ait borcu olmadığı belirtildiğini, bu tarihlerde fazladan ödeme yaptığının anlaşıldığını, 28.02.2011 tarihinden dava tarihine kadarki aidat borcu hesaplandığını ve fazla ödemenin TBK 100 vd. Maddeleri gereği aidat borcundan mahsup edildiğini, bakiye alacak tutarının belirtildiğini, esasen sulh hukuk mahkemelerinde görülen kira alacağı davalarından, iş mahkemelerinde görünen işçilik alacağı davalarına, icra hukuk mahkemelerinde görülen kambiyo senedinin kısmen ödenmesi davalarına kadar kısmi ödemeye ilişkin davalarda aynı hüküm uygulandığını, bu hükmün, toplam tutardan ödenen tutarın mahsup edilmesi ile bakiye tutarı işaret ettiğini, aynı şekilde yerel mahkemece davalının 2003 yılından dava tarihine kadarki aidat borcunun hesaplanıp, ödediği tutar mahsup edilerek bakiye tutara hükmedildiğini, davalıların, tapusunu teslim aldığı tarihe kadarki aidat borcunu ödediğini, öyleki kesin maliyet adı altında ödeme dahi yaptığını, ancak yargıtay tarafından kooperatif inşaatları tamamlanmadan kesin maliyet bedeli alınamayacağının hükme bağlandığını, bu sebeple söz konusu ödeme ön ödeme hükmünde olduğundan TBK 100 VD. Hükümleri gereği davalılardan yapılan bütün tahsilatların aidat borcundan mahsup edilmesi gerektiğini, yerel mahkemeler tarafından söz konusu ele alınmış ve hukuka uygun olarak bu şekilde kararın tesis edildiğini, kooperatifte onlarca yıldır konutunu alamayan üyelerin, arsa sahiplerinin bulunduğunu, bu kişilerin seneler önce davalı ve emsal nitelikteki davalıların evine kavuşmaları için senelerce aidat ödediklerini, davalının 1600 üyenin yaptığı ödemelerle konutuna kavuştuğunu, bunun yanında müvekkili kooperatifin mevcut borçlarının neredeyse tamamının davalının konut aldığı döneme ilişkin olduğunu, kooperatif kasası ve alacağının kutsal olduğunu, yüzlerce kişinin emeği bulunan, üyelerin ailelerinden kısarak ev sahibi olma umuduyla ödeme yaptığı kooperatif alacağının bir ortaklığı temsil ettiğini ileri sürerek davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacı vekili, davalının kooperatifin üyesi olduğunu, Ocak 2003 ile Mayıs 2022 tarihleri arasında birikmiş aidat borcu bulunduğunu ileri sürerek 68.814,50 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiştir.Davalı borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, genel kurul kararlarının tüm üyeler için bağlayıcı olduğu gerekçesiyle 68.814,50 TL’nin yıllık %18 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yolunu başvurulmuştur.
Bilindiği üzere Kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurullarda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alındığı gibi daha önceden alınan kararlarda değiştirilebilir. Eşitlik ilkesi gereğince hak ve görevlerde ortakların eşit olması kuralı gözetilerek önceki genel kurul kararının değişen şartlar ve kooperatifin diğer ortaklarının durumları da nazara alınarak şartlarda eşitleme yapılmak üzere değiştirilmesine karar verilmesinde ilke olarak müktesep hak ihlali ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. (Yargıtay 23 H.D 2011/933 Esas 2011/936 Karar)Kooperatifler aidat toplayarak inşaatlarını yapar ve amaçlarını gerçekleştirir. Ayrıca kooperatiflerde eşitlik ilkesi geçerlidir. Kooperatiften bağımsız bölüm alınması aidat ödenmesine engel değildir. Davacı kooperatif inşaatlarının devam ediyor olması nazara alındığında kooperatifin aidat toplaması olağandır. Daha önceki genel kurulda alınan kesin maliyet ile ilgili kararın iptal edilmiş olması da aidat toplamaya engel teşkil etmez.( Yargıtay 23 HD 2016/7545 Esas 2019/5329 Karar)
Somut olayda davalının sabit ücretli üye olduğuna yada istifa ettiği ve bu istifanın kabul edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı gibi davalının kooperatifçe kendisine teslim edilen taşınmazı kullandığı kooperatife iade etmediği, genel kurul kararlarının iptal edilmediği anlaşılmaktadır.Kooperatif üyeleri ile kooperatif arasındaki üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı veya üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Davacı kooperatif üyesi olduğunu beyan etmiş davalı tarafça aksi iddia edilmemiştir. Davacının kooperatif üyesi olduğunu kabulü halinde dava konusu taleple ilgili üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeyecektir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/871 Esas 2021/1256 Karar)Davalı alacağın zaman aşımına uğradığını iddia etmiş olup bilindiği üzere Kooperatif üyesinin bağımsız bölüm talep hakkı zamanaşımına uğramayacağı gibi kooperatif tarafından bunun karşılığında talep edilecek olan inşaat gideri olarak talep edilen aidata da zamanaşımı işlemesi mümkün değildir.(23. Hukuk Dairesi 2017/391 Esas 2020/1615 Karar)Davacı inşaatların devamı amacıyla aidat talep etmiş olup yukarıda değinilen Yargıtay kararları doğrultusunda talep edilen alacak için üyelik devam ettiği müddetçe zaman aşımı işlemeyecektir.
6098 sayılı TBK ‘nun 100. Maddesinde: Borçlunun, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olduğu 101. Maddesinde: Birden çok borcu bulunan borçlunun, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebileceği, Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödemenin, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılacağı 102. Maddesinde: Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılacağı, Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edileceği, Takip yapılmamış ise ödemenin, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olacağı, Birden çok borcun vadesinin aynı zamanda gelmesi halinde , mahsupun orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılacağı 104. Maddesinde: dönemsel edimlerden biri için, alacaklı tarafından çekince belirtilmeksizin makbuz verilmesi halinde, önceki dönemlere ait edimlerin de ifa edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Davacı kooperatifin aidat alacağına ilişkin dairemize gelen benzer dava dosyalarında davalı üyeye ferdileştirilen ve tapusu verilen taşınmazlara ilişkin olarak davacının muavin defterlerinde davalı üyenin geçmişe dönük borcu bulunmadığına yönelik kayıtlar bulunduğunun tespit edildiği, ayrıca davacı ve davalı arasında kesin maliyet kapsamında yapılan ödeme nedeniyle davalı üyenin borçlu olmadığına ilişkin beyan ve kayıtlar yer aldığı, işbu dava dosyasında belirtilen hususa ilişkin bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan raporda herhangi bir inceleme ve kayıt yer almadığı anlaşılmakla, dosyanın mahkemesine görüş bildiren bilirkişi heyetine yeniden tevdii ile; davalı üyenin ferdileştirme sonucu taşınmaz tapusunu almış olmakla kesin maliyet belirlenip belirlenmediği ve tapunun teslim tarihi itibariyle davalının toplu ödemesine ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda davacı ile davalı arasında ferdileştirme öncesi döneme ilişkin davalı üyenin borçlu olmadığına dair davacı kooperatif defter ve kayıtlarında kayıt bulunup bulunmadığı ve ibralaşma olup olmadığı hususlarında bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle ve eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçelerle davalı istinafı yerinde görülmekle, HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 27/09/2023 tarih ve 2022/488 E – 2023/805 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 14/12/2023