Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2163
KARAR NO: 2023/1959
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2023 ARA KARAR
ESAS NO: 2023/127
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 15/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 15/11/2023
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı kooperatifin …nolu üyesi olduğunu, Ancak bu üyelik normal aidatlı üyelik şeklinde olmayıp ekte sunmuş oldukları … tarihli daire satış sözleşmesinden de anlaşıldığı üzere sözleşmeyle daire satın almaya dayalı bir üyelik olduğunu, Davalı kooperatif ile müvekkili arasında yapılan sözleşme gereğince dava konusu olan … İli, … İlçesi, … Mah. … Ada, … Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki mesken vasfındaki … nolu daire müvekkiline 128.000 TL bedelle satıldığını . Tapu teslim tarihi olarak da Mayıs-2015 tarihi belirtildiğini, Müvekkilinin daire satış bedeli olan 128.000 TL’yi ekte sunduğumuz belgelerden de anlaşılacağı üzere fazlasıyla ödediğini, Ancak davalı kooperatif sözleşme gereğince vermesi gereken tapuyu müvekkiline vermediğini, Bu arada davalı kooperatif müvekkilinden tahsil ettiği daire satış bedellerini tahsil ederken makbuzlara aidat olarak yazdığını, ekte sundukları daire satış sözleşmesinden anlaşılacağı üzere müvekkilinin üyeliğinin satın almaya dayalı üyelik olduğunu, Aradan geçen süre içerisinde davalı kooperatif müvekkilini normal aidatlı üyelerle aynı muameleye tabi tutarak ve dairenin tapusunu vereceğini beyan ederek müvekkilinden sözleşmede yazılı miktarın da üzerinde para istediğini ve müvekkilinin de tapusunu alabilmek için kooperatifin istediği paraları ödemek zorunda kaldığını , Müvekkilinin davalı kooperatife 156.750 TL ödeme yaptığını, Ayrıca kooperatifin yükleniciye olan 13.000 TL’lik bir borcunu da kooperatifin müvekkiline ödettiğini, Müvekkilinin yükleniciye 13.000 TL’lik bir senet verdiğini senedi ödeyip geri aldığını, Dolayısıyla müvekkili davalı kooperatife toplam 169.750 TL ödeme yaptığını , davalı kooperatifin müvekkilin i oyalayarak dava konusu dairenin tapusunu bir türlü vermediğini, dava konusu dairenin tapusu 1/2’şer oranda davalı … ve … adına kayıtlı olduğunu, Dava konusu dairenin müvekkiline tahsis edilerek fiilen müvekkiline teslim edilmiş olmakla birlikte halen tapusunun verilmediğini . Müvekkilinin şu an dairenin zilyedi durumunda olup kendisinin oturduğunu Davalılardan … kooperatifin yaptığı inşaatın bulunduğu arsanın sahibi konumunda olduğunu, diğer davalı … ise kooperatifle hiçbir alakası olmadığı, arsa üzerinde de hiçbir hakkı olmadığı halde dava konusu dairenin 1/2’si bu davalı adına kayıtlı olduğunu, Kooperatif ile arsa sahibi arasındaki KKİS celbedildiğinde bu davalının sözleşme yapıldığı sırada arsa sahibi olmadığı görüleceğini bu davalının hangi hukuki sebeple dava konusu dairenin ve binadaki bir çok bağımsız bölümün 1/2’sinin kayıt maliki haline gelmesi oldukça manidar olduğunu, davalı arsa sahipleri ile kooperatif arasında yapılan KKİS gereğince davalı arsa sahibine verilmesi gereken bağımsız bölümler tamamen verildiğini , Dava konusu dairenin ise KKİS gereğince kooperatife devredilmesi gerekirken halen devredilmediğini (KKİS sözleşmesinin davalı kooperatiften veya … Belediyesinden celbini talep ettiklerini ) Müvekkilinin davalı kooperatife ödemesi gereken paraları tamamen ödediğini . Bu nedenle kooperatif tarafından müvekkilime ekte sunduğumuz … tarihli Tutanak başlıklı belge verildiğini . Bu belgede müvekkilimin davalı kooperatife toplam 156.750 TL ödeme yaptığı, kooperatife borcu kalmadığı, ilaveten başkaca bir ödeme talep edilmeyeceğinin açıkça belirtildiğini Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarih, 2017/ 1113 E. 2020 / 2011 K. Sayılı kararı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 18.06.2014 tarih, 2014/ 1429 E. 2014/4685 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2011/3401 E. 2012/923 K sayılı kararlarının emsal nitelikte kararlar olduğunu, *Mahkemeye açılan işbu dava taşınmazın aynına ilişkin olup ekte sundukları deliller incelendiğinde dava konusu dairenin müvekkilime tahsis edildiği, müvekkilimin kooperatife borcunun kalmadığı, fakat buna rağmen tapusunun verilmemiş olduğunu Dolayısıyla da müvekkili lehine yaklaşık ispat/görünürde ispat şartının gerçekleşmiş olduğu da açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin davalı kooperatifin, yüklenicisi Faraşoğlu İnşaat İle Birlikte işbirliği içerisinde hareket ettiği, bu kapsamda kooperatifin , bu firmaya hariicen bilgi ve talimat vererek kooperatifin üyelerine karşı tasarrufun iptali davası açtırdığını, Bunun en açık ispatı ise davalı kooperatif ile yüklenicisi arasında görülen alacak davasında mahkemece kooperatif aleyhine karar verilmesine rağmen kooperatif kararı istinaf dahi etmemiş olması ve yüklenici firma bu şekilde şeklen alacaklı konumuna getirildikten sonra kooperatifin yükleniciye verdiği talimat üzerine yüklenici tarafından kötüniyetli olarak açılan tasarrufun iptali davaları ile üyelerin dairelerinin satışa çıkarılmasının hedeflendiğini, İşbu nedenlerle dava konusu dairenin davalı şahıslar tarafından 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesinin yanında ayrıca dava konusu dairenin bu muvazaalı ve kötüniyetli işlemler sonucunda cebri icrada satılmasının önlenmesi yönünden de ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etiklerini Aksi takdirde mevcut deliller ışığında kooperatife tüm ödemelerini yapmış olan müvekkilinin dairesi kötüniyetli ve muvazaalı işlemler sonucunda elinden gideceğini arz ve izah edilen ve mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle; Öncelikle dava konusu …İli … İlçesi …Mah. … Ada, …Parsel , … Kat, v nolu bağımsız bölüm numaralı dairenin tapu kaydına, 3.kişilere devrini ve cebri icradaki satışını önleyecek nitelikte İhtiyati tedbir şerhi konulmasına, Davalarının kabulü ile … İli, …İlçesi, … Mah. … Ada, … Parsel, … Kat, … bağımsız bölüm numaralı dairenin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilimin adına tapuya tesciline, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin müşterek ve müteselsilen davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir,
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Mahkememiz tarafından 20/02/2023 tarihli ara karar ile Davacı tarafa 30.000,00 TL bedelli teminat yatırılması halinde … İli, … İlçesi, …Mah. …Ada … Parsel ….Kat ve… nolu taşınmazın davalılar …, … ve … adına kayıtlı olması halinde devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla tapu kaydına ihtiyati haciz koyulmasına karar verilmiş, Davacı 27/02/2023 tarihinde 30.000,00 TL teminat yatırmış ve aynı tarihte tapu müdürlüğüne müzekkere yazılarak, ilgili taşınmaza ihtiyati tedbir koyulmuştur. Davalılardan … tedbir kararına itiraz ettiği görülmüştür. Dava kooperatif üyeliğinden kaynaklı olarak tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. Mahkememizin 2022/368 E. 2022/940 K. Sayılı ilamı ile davalı kooperatifin iflasın 28/11/2022 günü saat 11:12 itibari ile karar verildiği görülmüştür. İş bu dava ise 18/01/2023 tarihinde açıldığı görülmüştür. Öte yandan İİK’nun 198. maddesi, “Mevzuu para olmıyan alacak ona muadil bir kıymette para alacağına çevrilir. Şu kadar ki iflas idaresi taahhüdün aynen ifasına deruhte edebilir. Bu takdirde alacaklı talep ederse iflas idaresi teminat gösterir…Borçlar Kanunu’nun 290 ncı maddesi hükümleri mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm uyarınca tedbirin davalı … yönünden kaldırılmıştır. Davalı …’ın tedbire yapmış olduğu itirazının kabulü ile, İİK 198/1 uyarınca ilgili yönünden mahkememizce konulan tedbirin kaldırılmasına,-Bu hususta ilgili tapu müdürlüğüne tedbirin kaldırılması için müzekkere yazılmasına, *** …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu ara karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince dava konusu taşınmaz üzerine konulan tedbirin itirazen kaldırılmasına dair usul ve hukuka aykırı olarak verilen 26.09.2023 tarihli ara kararın kaldırılarak neticede tedbirin devamına karar verilmesi gerektiğini …İli, … İlçesi, … Mah. … Ada, …Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki mesken vasfındaki ….kat, …nolu daire üzerine konulmuş bulunan tedbirin kaldırılmasına dair verilen 26/09/2023 ara karar açıkça usul ve hukuka aykırı olduğunu , davalılar aleyhine açmış oldukları dava tapu iptali ve tescil davası olup davanın bizzat konusunu teşkil ettiğini, İlk derece mahkemesince uyuşmazlık konusu olan taşınmaz üzerine konulan tedbirin kaldırılması halinde, dava konusu taşınmazın elden hileli ve muvaazalı yollarla çıkarılma ihtimali oldukça yükselteceğini, bu durumda dava sonunda verilecek ilamın fiilen ve hukuken imkansızlığı ile karşı karşıya kalma ihtimalimi doğacağını Bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından verilen ara karar usul ve hukuka açıkça aykırı olduğunu , tedbir konulan taşınmazın 1/2’si davalı … adına, diğer 1/2’si de davalı … Adına tapuda kayıtlı olduğunu, , Tedbir kararı tüm davalılara tebliğ edilmiş olup sadece davalı … yönünden bu tedbire itiraz edildiğini, itirazın konusu sadece davalı … adına kayıtlı olan 1/2 hisseye ait olduğunu, İlk derece mahkemesince ara kararda taşınmazın tamamı yönünden tedbirin kaldırılmasına karar verdiğini, Bu karar sonucunda tedbire itiraz etmeyen diğer davalı … yönünden de tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş olduğunu Her ne kadar ara kararın gerekçe kısmında tedbirin davalı … yönünden kaldırılmasına karar verildiği belirtilmiş ise de hüküm kısmında böyle bir ibare yer almadığını, bununda da usul ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz kooperatif adına kayıtlı olmadığını, , kooperatif dışındaki diğer davalı şahıslar adına kayıtlı olduğunu, Buna rağmen ilk derece mahkemesi tedbirin kaldırılmasına dair vermiş olduğu ara kararın gerekçesini kooperatif hakkında iflas kararı verilmiş olmasına dayandırdığını, Dava konusu taşınmaz, hakkında iflas kararı verilen davalı kooperatif adına kayıtlı olmadığı halde sanki bu taşınmaz iflas eden kooperatif adına kayıtlıymış gibi düşünülerek, taşınmaz üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş olması da usul ve hukuka aykırı olduğunu, Tedbirin kaldırılması halinde dosya içerisindeki belgelerden de anlaşıldığı üzere müvekkilinin davalı kooperatife bedelini tamamen ödemiş olduğu dairesinin davalılar tarafından muvazaalı yollarla elden çıkarılması ihtimalinin çok yüksek olduğunu, Bu durumda müvekkilinin telafisi imkansız bir şekilde mağdur olacağının şüphesiz olduğunu, Zira dava dilekçelerinde de belirttikleri üzere davalılar kendi aralarında ve yüklenici … firması ile danışıklı hareket halinde olduklarını arz ve izah edilen ve mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle, İlk derece mahkemesi tarafından dava konusu taşınmaz üzerine konulan tedbirin itirazen kaldırılmasına dair usul ve hukuka aykırı olarak verilen 26/09/2023 tarihli ara kararın kaldırılarak neticede tedbirin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Derdest dava “…Müvekkilinin davalı kooperatifin … nolu üyesi olduğunu, Ancak bu üyelik normal aidatlı üyelik şeklinde olmayıp ekte sunmuş oldukları … tarihli daire satış sözleşmesinden de anlaşıldığı üzere sözleşmeyle daire satın almaya dayalı bir üyelik olduğunu, Davalı kooperatif ile müvekkili arasında yapılan sözleşme gereğince dava konusu olan … İli, … İlçesi, … Mah. …Ada, … Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki mesken vasfındaki … nolu daire müvekkiline 128.000 TL bedelle satıldığını . Tapu teslim tarihi olarak da Mayıs-2015 tarihi belirtildiğini, Müvekkilinin daire satış bedeli olan 128.000 TL’yi ekte sunduğumuz belgelerden de anlaşılacağı üzere fazlasıyla ödediğini, Ancak davalı kooperatif sözleşme gereğince vermesi gereken tapuyu müvekkiline vermediğini, Bu arada davalı kooperatif müvekkilinden tahsil ettiği daire satış bedellerini tahsil ederken makbuzlara aidat olarak yazdığını, ekte sundukları daire satış sözleşmesinden anlaşılacağı üzere müvekkilinin üyeliğinin satın almaya dayalı üyelik olduğunu, Aradan geçen süre içerisinde davalı kooperatif müvekkilini normal aidatlı üyelerle aynı muameleye tabi tutarak ve dairenin tapusunu vereceğini beyan ederek müvekkilinden sözleşmede yazılı miktarın da üzerinde para istediğini ve müvekkilinin de tapusunu alabilmek için kooperatifin istediği paraları ödemek zorunda kaldığını , Müvekkilinin davalı kooperatife 156.750 TL ödeme yaptığını, Ayrıca kooperatifin yükleniciye olan 13.000 TL’lik bir borcunu da kooperatifin müvekkiline ödettiğini, Müvekkilinin yükleniciye 13.000 TL’lik bir senet verdiğini senedi ödeyip geri aldığını, Dolayısıyla müvekkili davalı kooperatife toplam 169.750 TL ödeme yaptığını , davalı kooperatifin müvekkilin i oyalayarak dava konusu dairenin tapusunu bir türlü vermediğini, dava konusu dairenin tapusu 1/2’şer oranda davalı … ve … adına kayıtlı olduğunu, Dava konusu dairenin müvekkiline tahsis edilerek fiilen müvekkiline teslim edilmiş olmakla birlikte halen tapusunun verilmediğini . Müvekkilinin şu an dairenin zilyedi durumunda olup kendisinin oturduğunu Davalılardan … kooperatifin yaptığı inşaatın bulunduğu arsanın sahibi konumunda olduğunu, diğer davalı … ise kooperatifle hiçbir alakası olmadığı, arsa üzerinde de hiçbir hakkı olmadığı halde dava konusu dairenin 1/2’si bu davalı adına kayıtlı olduğunu, Kooperatif ile arsa sahibi arasındaki KKİS celbedildiğinde bu davalının sözleşme yapıldığı sırada arsa sahibi olmadığı görüleceğini bu davalının hangi hukuki sebeple dava konusu dairenin ve binadaki bir çok bağımsız bölümün 1/2’sinin kayıt maliki haline gelmesi oldukça manidar olduğunu, davalı arsa sahipleri ile kooperatif arasında yapılan KKİS gereğince davalı arsa sahibine verilmesi gereken bağımsız bölümler tamamen verildiğini , Dava konusu dairenin ise KKİS gereğince kooperatife devredilmesi gerekirken halen devredilmediğini (KKİS sözleşmesinin davalı kooperatiften veya … Belediyesinden celbini talep ettiklerini ) Müvekkilinin davalı kooperatife ödemesi gereken paraları tamamen ödediğini . Bu nedenle kooperatif tarafından müvekkilime ekte sunduğumuz … tarihli Tutanak başlıklı belge verildiğini . Bu belgede müvekkilimin davalı kooperatife toplam 156.750 TL ödeme yaptığı, kooperatife borcu kalmadığı, ilaveten başkaca bir ödeme talep edilmeyeceğinin açıkça belirtildiğini Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarih, 2017/ 1113 E. 2020 / 2011 K. Sayılı kararı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 18.06.2014 tarih, 2014/ 1429 E. 2014/4685 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2011/3401 E. 2012/923 K sayılı kararlarının emsal nitelikte kararlar olduğunu, *Mahkemeye açılan işbu dava taşınmazın aynına ilişkin olup ekte sundukları deliller incelendiğinde dava konusu dairenin müvekkilime tahsis edildiği, müvekkilimin kooperatife borcunun kalmadığı, fakat buna rağmen tapusunun verilmemiş olduğunu Dolayısıyla da müvekkili lehine yaklaşık ispat/görünürde ispat şartının gerçekleşmiş olduğu da açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin davalı kooperatifin, yüklenicisi … İle Birlikte işbirliği içerisinde hareket ettiği, bu kapsamda kooperatifin , bu firmaya hariicen bilgi ve talimat vererek kooperatifin üyelerine karşı tasarrufun iptali davası açtırdığını, Bunun en açık ispatı ise davalı kooperatif ile yüklenicisi arasında görülen alacak davasında mahkemece kooperatif aleyhine karar verilmesine rağmen kooperatif kararı istinaf dahi etmemiş olması ve yüklenici firma bu şekilde şeklen alacaklı konumuna getirildikten sonra kooperatifin yükleniciye verdiği talimat üzerine yüklenici tarafından kötüniyetli olarak açılan tasarrufun iptali davaları ile üyelerin dairelerinin satışa çıkarılmasının hedeflendiğini, İşbu nedenlerle dava konusu dairenin davalı şahıslar tarafından 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesinin yanında ayrıca dava konusu dairenin bu muvazaalı ve kötüniyetli işlemler sonucunda cebri icrada satılmasının önlenmesi yönünden de ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etiklerini Aksi takdirde mevcut deliller ışığında kooperatife tüm ödemelerini yapmış olan müvekkilinin dairesi kötüniyetli ve muvazaalı işlemler sonucunda elinden gideceğini arz ve izah edilen ve mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle; Öncelikle dava konusu … İli … İlçesi …Mah. …Ada, …Parsel , …. Kat, … nolu bağımsız bölüm numaralı dairenin tapu kaydına, 3.kişilere devrini ve cebri icradaki satışını önleyecek nitelikte İhtiyati tedbir şerhi konulmasına, Davalarının kabulü ile … İli, … İlçesi, … Mah. … Ada, … Parsel, …. Kat, … bağımsız bölüm numaralı dairenin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilimin adına tapuya tesciline, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin müşterek ve müteselsilen davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi..,.” talebine ilişkindir
Davacı, dava dilekçesi ile dava konusu tapu iptali ve tescili istenen …,…,… mah. …ada,…. Parseldeki …. kat … nolu bağımsız bölüm nolu dairenin tapu kaydına 3. Kişilere devir ve temilikinin önlenmesi ve cebri icradaki satışını önleyecek nitelikte ihtiyati tedbir şerhi konulmasını talep etmiştir.
Davacı vekili tedbir harcını yatırarak 03/02/2023 tarihli dilekçesi ile yeniden ihtiyati tedbir istemiştir. Mahkeme, 20/02/2023 tarihli gerekçeli ara kararı ile, HMK 389. Maddesi gereğince yaklaşık ispata yeterli koşulların bulunduğu gerekçesiyle 30.000 TL teminat karşılığında dava konusu dairenin tapu kaydına, devir ve tahkiminin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına karar vermiştir.
Davalılardan … vekili 28/02/2023 tarihli dilekçesi ile iş bu ihtiyati tedbir ara kararına itiraz etmiştir. Mahkeme itirazı duruşmalı incelemiş, 26/09/2023 tarihli ön inceleme duruşmasında hazır olan taraf vekillerini dinlemiş ve işbu celsedeki (9) nolu kısa ara kararı ile davalı … ‘ ın ihyati tedbirine karşı yaptığı itirazının kabulü ile, ilgili itiraz eden davalı yönünden ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar vermiş; bu yönden ayrıca gerekçeli olarak 26/09/2023 tarihli ara karar yazmıştır. Tapu sicil müdürlüğünce verilen cevapta ihtiyati tedbirin sadece işbu ara karardaki gibi davalı …’ın hissesi yönünden kaldırıldığı bildirilmiş ve anlaşılmıştır.İş bu ara kararını davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İstinaf dilekçcesinde eleri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece uygun görülen ve takdir edilen teminat türü ve miktarı karşılığında verilen ihtiyati tedbir kararı , bu karara davalılardan … vekilince yapılan itiraz sebepleri, itirazın duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonunda verilen ve istinaf edilen gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar, ihtiyati tedbirin terkinine (sadece itiraz eden davalı … ‘ ın 1/2 hissesi yönünden ihtiyati tedbirin terkin edildiğine ilişkin … Tapu Sicil Müdürlüğünün yazı cevabı) ilişkin yazı cevabı ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde ; Derdest iş bu davada davacı tarafça istenen ihtiyati tedbir talebi yönünden mahkemece verilen kabul ara kararına karşı davalılardan … vekilince yapılan itirazın duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonunda, sadece itiraz eden davalı …’ın hissesi yönünden yapılan tedbire itirazın kabulüne ve davalı … yönünden ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin verilen ve istinaf edilen 26/09/2023 tarihli gerekçeli ara kararda mahkemece yazılı ayrıntılı açıklamalar, yasal sebep ve gerekçeler ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte gözetildiğinde ,istinaf edilen ara kararda usul, yasa ve mevcut derdest dava dosyası kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı, ihtiyati tedbirin kabulü için HMK 389v.d. Maddelerinde yazılı yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre bulunmadığı, bu nedenlerle istinaf edilen ve davalı … yönünden sözkonusu ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair verilen işbu ara kararının hukuka uygun olduğu, bu ara karara karşı davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/09/2023 tarih ve 2023/127 E – sayılı ara kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-f ve 394/5 maddeleri uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 15/11/2023