Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2085
KARAR NO: 2023/2137
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2023
ESAS NO: 2022/1294
KARAR NO: 2023/490
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/11/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/06/2023 tarih ve 2022/1294 E – 2023/490 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …. tarihinde davalı kooperatife ….’nın kooperatif hissesini noter yoluyla devralarak ortak olduğunu, davalı kooperatif tarafından dava konusu dairenin bedelinin 136.650,00 TL olarak müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin borçlarını zamanında ödeyerek … İli, …. İlçesi, …. ada, …. parsel …. blok … Kat …. numaralı meskenin tapusuna malik olduğunu, Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Madde gereğince müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi için işbu davayı açma zaruriyeti hasıl olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin davalı yana borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen yasal 2 haftalık kesin süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı) Yukarıda belirtildiği gibi derdest davaların konusuz kalması değişik şekillerde vuku bulabilir. Bu durum taraflardan birinin işlem ve eylemi nedeniyle gerçekleşmişse dava tarihindeki haklılık durumunu belirlemek nispeten kolaydır. Ancak somut dosyada görüldüğü üzere kanun koyucunun bir tasarrufunun (kanun) anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından kanunun iptal edilmesi nedeniyle gerçekleşmişse her iki tarafa da kusur izafe edecek bir durum söz konusu olamayacağından Anayasa’nın 138. maddesinde belirtilen ana ilke ve TMK’nın 4 maddesinde yer alan “ Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir” hükmü gereğince hakimin her bir tarafın yaptığı yargılama giderini kendi üzerinde bırakması keza tarafların leh ve aleyhine vekalet ücretine hükmetmesi hakkaniyete daha uygun düşecektir. Öte yandan dava tarihindeki haklılık durumunun araştırılması bazen işin esasına yeniden girmeyi gerekli kıldığından, yargılamayı tekrar başa saracağı ve uzun süre derdest tutmak gibi arzu edilmeyen sonuçlar doğurur ki, bu durum HMK’nın 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür”. şeklinde tarif edilen usul ekonomisi ilkesine de uygun düşmeyecektir. Yasama organının çıkardığı Kanun’un Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan davada yargılama giderlerinden sorumluluk ideal(tabi) hukuk açısından devlete ait ise de mer’i hukuk sistememizde bu yönde düzenleme bulunmamaktadır. Tüm dosya kapsamına göre; 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2023/892 E., 2023/943 K. Sayılı aynı yönde ilamı bulunmaktadır.) Davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı ve davalı vekilince (Katılma yoluyla) yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; (HGK-K.2021/866) yüksek mahkeme kararlarında gerçekte var olmayan hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalan bir kimseye menfi tespit davası hakkının tanındığını, müvekkil davalıya karşı borçlarının tamamını ödediğini, bu sebeple de tapu kayıtlarında malik sıfatını taşıdığını, buna karşılık davalı şirket müvekkilimize Kayseri Genel İcra Dairesi …. E. ve Kayseri Genel İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyalarında haksız icra takibi başlattığını, dosya kapsamında sunulan deliller, banka kayıtları, tapu kayıtları incelendiğinde müvekkilimizin davalıya borçlu olmadığını, belirtilen nedenlerle haksız icra takibine maruz kalan müvekkilimizin borçsuzluğunun tespiti gerektiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1294 E – 2023/490 K sayılı kararının kaldırılarak davamızın kabulüne karar verilmesi yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin imzasını taşıyan 08/06/2023 tarihli ön inceleme tutanağında; davacı yanın temel iddiası olarak “kooperatifler kanunu geçici 11. Madde uyarınca borçlu olmadığının tespiti” ifadeleri yer almış; yine aynı tutanağın uyuşmazlık noktalarında “davacının kooperatifler kanunu geçici 11. Madde uyarınca borçlu olup olmadığı” tespiti yapıldığını, davacı vekilinin imzasını taşıyan ön inceleme tutanağında uyuşmazlık noktalarında “davacının kooperatifler kanunu geçici 11. Madde uyarınca borçlu olup olmadığı” tespiti yapıldığına ve HMK m. 140/3 hükmünde yer alan “Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür” ifadeleri nazara alındığında davacı tarafından istinaf dilekçesinde bu husus hiçe sayarak icra dosyalarına işaret edilmesi kabul edilemeyeceğini, açıklanan nedenler ile davacının talebi ve yapılan tespit doğrultusunda istinaf incelemesinin geçici 11. Maddeye yönelik yapılması gerektiğini, HMK m. 114/1-h dava ikamesinde hukuki yararın varlığını aradığını, müvekkil kooperatif 09/07/2021 tarihli 2020 bilanço yılına ait olağan genel kurul toplantısının 8. Maddesinde kesin hesap maliyeti çıkarılmasına ilişkin karar aldığını, ancak yüksek mahkemece 2022 yılı başında verilen kararlarda inşaat maliyeti devam eden kooperatiflerin kesin hesap maliyeti çıkaramayacağı ve kesin hesap maliyetinin ne şekilde çıkarılacağını açıklayan ana sözleşme 61 ve 62. Maddelerinde yapılan değişikliğin yok hükmünde olduğuna karar vermesi nedeni ile müvekkil kooperatifçe alınan …. tarih ve…. sayılı YK kararı doğrultusunda maliyet hesaplarına ilişkin hukuki işlemlerden rücu edilmesine ve inşaatların tamamlanmasından sonra maliyet hesabı çıkartılmasına karar verdiğini, alınan bu karardan sonra müvekkil kooperatif aidat borcu bulunmayan hiçbir kooperatif üyesine borçlandırıcı bir işlem yapmadığını, hal böyle iken davacının kendisine yönelik borçlandırıcı bir işlem tesis edilmeden açmış olduğu menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, kesinleşmiş bir ilama dayanmayan takiplerde Geçici 11. Maddenin birinci fıkrası uygulanacak, alacak iddia eden kooperatif bunu ispat etmesi gerekecek ve kanunun iptal olmaması halinde ise yargılama bu kanuna göre son bulacağını, davacının durumu buna uymamakta olup kanun iptal edilmesi idi dahi davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceğini, huzurdaki yargılamada uygulama yeri bulmayan birinci fıkrada bir takım şartlar aradığını, müvekkil kooperatif bu şartlardan ikisine uymadığını, bunlardan birincisi etap halinde inşaat yapılmamış olup tüm inşaatlar tek etaptan ibaret olduğunu ve kooperatifçe halen inşaatların yapımı devam etmekte olup tüm üyelere daireler teslim edilmediğini, ikinci husus ise yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması şartının yerine getirilmemiş olduğunu, müvekkil kooperatifçe …. tarihli 2020 bilanço yılına ait olağan genel kurul toplantısının 8. Maddesinde kesin hesap maliyeti çıkarılmasına ilişkin karar aldığını, ancak yüksek mahkemece 2022 yılı başında verilen kararlarda inşaat maliyeti devam eden kooperatiflerin kesin hesap maliyeti çıkaramayacağı ve kesin hesap maliyetinin ne şekilde çıkarılacağını açıklayan ana sözleşme 61 ve 62. Maddelerinde yapılan değişikliğin yok hükmünde olduğuna karar vermesi nedeni ile müvekkil kooperatifçe alınan YK kararı doğrultusunda maliyet hesaplarına ilişkin hukuki işlemlerden rücu edilmesine ve genel kurulca kararlaştırılan aidatların üyelerden tahsiline yönelik işlem yapılmasına karar verdiğini, davacının istinaf dilekçesinde bahsetmiş olduğu dava tarihinden sonra olan Kayseri Genel İcra Dairesinin …. sayılı takip dosyası da müvekkil kooperatifin YK unca alınan iş bu karardan sonra başlatıldığını, açıklanan nedenler ile davacı yanın istinaf başvurusunun reddi ile katılma yolu ile istinaf başvurusunun kabulüne ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının istinaf başvurusunun reddine, katılma yolu ile istinaf başvurumuzun kabulü ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1294 E. 2023/490 K. Sayılı kararının kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, davacı kooperatif üyesinin davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine ilişkindir
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davanın dayanağı olan 7410 sayılı Cevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2.maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 E – 2023/29 K sayılı ilamı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının ve davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının ve davalının (katılma yoluyla) istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/06/2023 tarih ve 2022/1294 E – 2023/490 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı ve davalı (katılma yoluyla) vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının istinafı yönünden; Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davalının istinafı yönünden; Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 29/11/2023