Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/2081 E. 2023/2131 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2081
KARAR NO: 2023/2131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2023
ESAS NO: 2022/431
KARAR NO: 2023/677
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:29/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:29/11/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2023 tarih ve 2022/431 Esas 2023/677 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yasal şartları dahilinde bağımsız denetime elverişli bir şirket olduğunu, bağımsız denetçi bulundurma mecburiyetinin bulunduğunu, davalı şirketin üye sayısı ve aktif toplamı nezdinde bağımsız denetçi seçme mecburiyetinde olmakla birlikte dava konusu genel kurula ilişkin mali dönemde bağımsız resmi bir denetçisinin bulunmadığını, genel kurul toplantı tutanağının 8 no’lu kararında da “2021 yılı hesap ve işlemlerine yönelik özel amaçlı denetim raporuna ilişkin, denetçi … tarafından ortaklara bilgi verildi” denildiğini, kanunlarımız çerçevesinde bağımsız denetime geçen bir şirketin dört aylık süre içerisinde genel kurul toplantısı yaparak bir bağımsız denetçi seçmesinin gerektiğini, işbu toplantıda denetçi olarak bahsi geçen şahsın geçmişe dönük olarak herhangi bir seçim olmaksızın toplantıya dahil edildiğini ve sadece özel amaçlı bir rapor ile ortaklara bilgi verdiğini, mali genel kurulun ise resmi olarak yetkili olmayan bir kişinin denetimi baz alınarak yapılamayacağını ve aksi bir durumun ortakların bilgi alma ve denetleme hakkını kısıtlayacağının net olduğunu, bu kapsamda denetimi yapılmayan ilgili genel kurul kararlarının bağlayıcı olmayacağını, şirket ortakları tarafından ticaret sicil müdürlüğünden bu konuda talep edilen bilgilerin bulunduğunu, işbu genel kurula kadar davalı şirket bünyesinde herhangi bir bağımsız denetçinin görev almadığının ticaret sicil müdürlüğünün cevap yazısında belirtildiğini, genel kurulda dikkate alınan raporun, bağımsız denetim raporu olmayıp özel amaçlı denetim raporu olduğunu, özel amaçlı raporlar ile bağımsız denetim raporlarının aynı amaca hizmet etmediğini, zira özel amaçlı denetimlerin belirli konularda belirli karar birimine ayrıntılı bilgi sunmak, önerilerde bulunmak amacıyla kuruluş veya işletmenin hesaplarının, mali tablolarının ve bunların dayandığı belgelerin incelenmesi şeklinde gerçekleştirilen denetimler olduğunu, bağımsız denetimin ise bir işletmenin yıllık finansal tablo veya diğer finansal verilerinin, tablo ve bilgiler için belirlenmiş kriterlere uygunluğunu ve doğruluğunu sağlayabilecek yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacı ile yapıldığını, işbu genel kurulda kıstas alınan raporun kısıtlı bilgi içeren özel amaçlı bir denetim raporu olduğunu ve bu doğrultuda ortakların oylama esnasında yeterince aydınlatılmadığını göstermekle birlikte anonim şirket temel yapısını bozan bir nitelik olduğunu, denetçi raporu olmadan genel kurulun finansal tablolar ile yıllık raporları tasdik edemeyeceği ve bilanço karının kullanım şekli hakkında karar veremeyeceği, yönetimi ve denetimi ibra edemeyeceği sonucuna varıldığını, şirketin faaliyet raporunun öncesinde ortaklara tebliğ edilmeyip toplantı esnasında dağıtıldığını, denetimi elverişli olarak yapılmayan bu raporların ortaklar tarafından incelenmesine engel olunmasının dürüstlük kuralına da aykırılık taşıdığını, toplantıda ortakların erteleme taleplerinin oylama yapılmak suretiyle reddedildiğini, toplantıda kabul edilen iç yönergenin, mevzuata ve şirket ana sözleşmesine aykırılık barındırdığını, genel kurulda alınan kararlarda belirtilen oy sayılarının çelişkili ve hatalı olduğunu belirterek ilgili şirket bünyesinde 15/04/2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan mali genel kurulda alınan kararların butlanla sakat olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE:
Anonim şirketlerde azınlık pay sahiplerine, genel kurulda finansal tabloların ve bunlara bağlı konuların görüşülmesini sağlayan erteleme hakkının kanunca tanınmış bir hak olduğunu, böylece azınlık pay sahiplerine finansal tablo hakkında detaylı ve yeterli bilgi sahibi olmalarının amaçlandığını, TTK’nun 420/1. maddesi hükmüne göre azınlık genel kuruldan finansal tabloların ve buna bağlı konulara ilişkin müzakerelerin bir ay sonraya ertelenmesini talep edebildiğini, erteleme kararı alınabilmesi için toplantı başkanının kararı yeterli olup genel kurulun bu yönde ayrıca bir karar almasına gerek olmadığını, finansal tabloların müzakeresini erteleme hakkının, uygulamada en çok başvurulan azlık haklarından olduğunu, bu maddenin yorumlanmasında en çok dikkat çeken hususlardan birisinin, finansal tabloların ne olduğu ve finansal tablolara bağlı tabloların ne olduğu yönünde olduğunu, ertelenen toplantıda bilanço ve bilanço ile etkilenecek diğer konularında görüşüleceğini, buna göre bilanço ile bağlı olmayan ve önceki toplantıda görüşülen konuların ikinci kez görüşülemeyeceğini, … .’nin bu olağan genel kurulunun, yönetim kurulu seçimine yönelik bir genel kurul olmadığı için bu hususta herhangi tereddüt doğuracak bir durumun mevcut olmadığını, yönetim kurulu faaliyet raporunun da finansal tabloları içermesi nedeniyle finansal tabloların onaylanmasına bağlı olduğundan bu maddenin de erteleme kapsamına girdiğini, yapılan genel kurulda denetçi seçiminin varlığı halinde, bu seçimin finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesine bağlı olup olmadığı ile ilgili hususta, denetçi seçiminin genel kurulda finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesiyle bağlı konular arasında olmadığına dair net kanaatlerin mevcut olduğunu, TTK’nun 420/2. maddesi hükmü uyarınca; finansal tabloların müzakeresinin ertelenme kararından sonra yapılan toplantıda finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında ilgililer tarafından dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması halinde müzakerenin tekrar ertelenebildiğini, bu sefer finansal tabloların müzakeresinin ertelenebilmesi için azınlığın gerekçe göstermesinin şart olduğunu, erteleme talebinde bulunan pay sahiplerinin, genel kurula fiilen katılan pay sahiplerine göre sermayenin 1/10’una sahip olmadığını, davacıların bu yönde dava açabilmesi için muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmış olmasının gerektiğini, davacıların muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmadıkları için dava açma haklarının bulunmadığını, ertelenen toplantıda görüşülecek konunun finansal tablolarla ilgili olup, bu konu dışında kalan hususların daha önce görüşülmüş olmakla, ertelenen toplantıda tekrar görüşülmeyeceğini, müvekkili şirketin yeniden olağanüstü genel kurul kararı aldığını, genel kurul toplantısının 16 Temmuz Cumartesi günü saat 14.00’da yapılacağını, olağanüstü genel kurul tarih ve saati tüm şirket ortaklarına bildirildiğini, yapılacak bu toplantıda, TTK’nun 420. maddesi doğrultusunda işlem ifa edileceğini, bu itibarla da davacıların işbu davasının konusuz kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacılar vekili tarafından davalı şirketin 15/04/2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan mali genel kurulda alınan kararların butlanla sakat olduğunun tespiti talep edilmektedir. 15/04/2022 tarihinde davalı şirketin merkezinde Bakanlık temsilcilerinin gözetiminde 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısının başladığı, 349 asaleten, 261 vekaleten olmak üzere toplamda 610 payın toplantıda temsil edildiği, Kanun ve ana sözleşmede öngörülen toplantı nisabının sağlandığı görülmektedir. 15/04/2022 tarihinde davalı şirketin 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısı tutanağının incelenmesinde gündemin 1, 2, 3, ve 4 numaralı maddelerinde butlana tabi hukukî işlemin meydana gelmesi için gerekli olan içerik bulunmamaktadır. Gündemin 5. maddesinde şirketin gelir ve gider tablosu hesaplarının oylaması yapılmış, 95 redde karşı 515 kabul oyu ile kabul edilmiştir. Gündemin 6. maddesinde 2021 yılı kar dağıtımı müzakere edilmiş, kar dağıtımı konusunda 25.650,00-TL nominal bedelli ve her bir paya brüt 25.650,00-TL kar dağıtılması ve kar dağıtım işlemlerinin 18/04/2022 tarihinden itibaren başlayıp 31/12/2022 tarihine kadar dağıtım işlerinin bitirilmesi oylanmış ve 65 redde karşı 545 kabul oyu ile kabul edilmiştir. Gündemin 7. maddesinde 2021 yılı vazifelerinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin ibraları müzakere edilmiş, yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında paylarından doğan oy hakkını kullanmamışlar ve yapılan oylamada 95 redde karşı 515 kabul oyu verilmesi üzerine oy çokluğu ile ibra edilmişlerdir. Gündemin 8. maddesinde 2021 yılı hesap ve işlemlerine yönelik özel amaçlı denetim raporu , denetçi … tarafından okunarak ortaklara bilgi verilmiştir. Gündemin 9. maddesinde bağımsız denetçi seçimi müzakere edilmiş, … ‘nin 2021 ve 2022 yılları için bağımsız denetim firması olarak görevlendirilmesi ve bu hususun tescil ve ilanı oylanmış ve 95 redde karşı 515 kabul oyu ile kabul edilmiştir. 15/04/2022 tarihinde davalı 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısı tutanağının incelenmesinde gündemin 9 numaralı maddesinin altında “Genel kurula verilen önerge ile genel kurul toplantısı gündeminin 5. maddesinde görüşülecek olan şirket bilanço ve gelir tablosu hesaplarının müzakeresinin 1 ay sonraya bırakılması önerildiği, divan başkanı genel kurula hitaben 5. maddenin daha önce görüşülüp oy çokluğu ile kabul olunduğunu, verilen bu önergenin geriye dönük olarak gündeme alınamayacağını belirtiği, bu esnada hükümet komiserlerinin TTK’nun 420. maddesine göre oylama yapılmaksızın 5. maddenin 1 ay ertelenmesi gerektiğini söylediği, toplantı başkanının bilanço görüşmelerinin ertelenmesinin talep şeklinde ortaya konulması gerektiğini, teklif olarak sunulması gerektiğini, ilgili yönetmeliğin 28/3 fıkrası gereği azlık pay sahiplerinin finansal tablolar hakkında ileri sürülecek tüm itirazlarının bu toplantıda yapılması ve bunların tutanağa yazılmasının zorunlu olduğunu, bu açıdan 5. maddenin 1 ay sonrasına bırakılmasının mümkün olmadığını belirttiği, bu arada ortakların oylama talebi üzerine 115 kabul oyuna karşı 495 red oyu ile reddedildiği” görülmüştür. Gündemin 10. maddesinde yönetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakları müzakere edilmiş, yönetim kurulu üyelerinin ücret ve huzur hakkı almamaları oylanmış ve 35 redde karşı 575 kabul oyu ile kabul edilmiştir. Gündemin 11. maddesinde yönetim kurulunca hazırlanmış olan iç yönerge müzakere edilmiş ve oylanmış, 95 redde karşı 515 kabul oyu ile kabul edilmiştir. Gündemin 12 ve 13 numaralı maddelerinde butlana tabi hukukî işlemin meydana gelmesi için gerekli olan içerik bulunmamaktadır. Dava dışı 20/07/2022 tarihli olağan üstü genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde gündemin 4. maddesinde 2021 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunup müzakereye açıldığı, … ‘in söz alarak TTK’nun 437. maddesine atıfta bulunarak yönetim kurulundan bilgi almak istediğini söylediği, Gündemin 5. maddesinde bağımsız denetim raporunun okunduğu, söz alanın olmadığı, Gündemin 6. maddesinde 2021 yılına ilişkin finansal tabloların okunduğu ve müzakere edildiği, yapılan oylamada 36 redde karşı 395 kabul oyu verilmesi üzerine oy çokluğu ile kabul edildiği, Gündemin 7. maddesinde 2021 yılına ilişkin vazifelerinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin ibraları müzakere edildiği, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında paylarından doğan oy hakkını kullanmadıkları ve yapılan oylamada 39 redde karşı 395 kabul oyu verilmesi üzerine oy çokluğu ile ibra edilmişlerdir. Burada öncelikle davacıların TTK’nun 420. maddesi ile ilgili iddiaları yönünden değerlendirme yapılması uygun bulunmuştur. TTK’nun 420. maddesine göre, “(1) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır. (2) Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır.” hükmü düzenlenmiştir. Öte yandan, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 25/3. maddesinde genel kurulda müzakere edilerek karara bağlanmış gündem maddesinin, hazır bulunanların oy birliği ile karar verilmedikçe yeniden görüşülüp karara bağlanamayacağı düzenlenmiştir. 15/04/2022 tarihinli 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısında gündemin 5. maddesinde şirketin gelir ve gider tablosu hesaplarının oylaması yapılmıştır. 15/04/2022 tarihinde davalı 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısı tutanağının incelenmesinde gündemin 9 numaralı maddesinin altında “Genel kurula verilen önerge ile genel kurul toplantısı gündeminin 5. maddesinde görüşülecek olan şirket bilanço ve gelir tablosu hesaplarının müzakeresinin 1 ay sonraya bırakılması önerildiği, divan başkanı genel kurula hitaben 5. maddenin daha önce görüşülüp oy çokluğu ile kabul olunduğunu, verilen bu önergenin geriye dönük olarak gündeme alınamayacağını belirtiği, bu esnada hükümet komiserlerinin TTK’nun 420. maddesine göre oylama yapılmaksızın 5. maddenin 1 ay ertelenmesi gerektiğini söylediği, toplantı başkanının bilanço görüşmelerinin ertelenmesinin talep şeklinde ortaya konulması gerektiğini, teklif olarak sunulması gerektiğini, ilgili yönetmeliğin 28/3 fıkrası gereği azlık pay sahiplerinin finansal tablolar hakkında ileri sürülecek tüm itirazlarının bu toplantıda yapılması ve bunların tutanağa yazılmasının zorunlu olduğunu, bu açıdan 5. maddenin 1 ay sonrasına bırakılmasının mümkün olmadığını belirttiği, bu arada ortakların oylama talebi üzerine 115 kabul oyuna karşı 495 red oyu ile reddedildiği” görülmüştür. Buna göre gündeminin 5. maddesinin genel kurulda görüşülüp oylanmasından sonra genel kurula verilen önerge ile genel kurul toplantısı gündeminin 5. maddesinde görüşülecek olan şirket bilanço ve gelir tablosu hesaplarının müzakeresinin 1 ay sonraya bırakılması önerildiği anlaşılmaktadır. Erteleme talep eden 68 hisse 1008 pay olup nisap tutmadığı gibi ayrıca yukarıda anılan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 25/3. maddesinde genel kurulda müzakere edilerek karara bağlanmış gündem maddesinin, hazır bulunanların oy birliği ile karar verilmedikçe yeniden görüşülüp karara bağlanamayacağından ve böyle bir oy birliği de bulunmadığından davacıların bu konudaki iddiaları haklı değildir. 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte anonim şirketlerde denetim organı kaldırılmış olup, anonim şirketlerin kural olarak bağımsız denetime tabi olmaları esası kabul edilmiştir. Hangi anonim şirketlerin 397/4. madde yollamasıyla 398. maddeye göre bağımsız denetime tabi olacaklarının ise Cumhurbaşkanı’nca belirleneceği bu belirlemenin dışında kalan şirketlerin de 397/5. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak Yönetmelik hükümlerine göre denetleneceği düzenlenmiş ise de şimdiye kadar yönetmelik çıkartılmamıştır. Hangi büyüklükteki şirketlerin bağımsız denetime tabi olacakları ilk defa Bakanlar Kurulu’nun 19/12/2012 tarihli kararıyla belirlenmiş olup, bu karar son olarak 19/02/2019 tarihli yeni bir kararla güncellenmiştir (R.G. 30688 sayılı, 16/02/2019 tarihli). TTK’nun 397. maddenin 2. fıkrasına göre; denetime tabi olan şirketler, hazırlanmış finansal tablolarının denetimden geçip geçmediğini ve denetimden geçmiş ise denetçi görüşünü ilgili finansal tablonun başlığında açıkça belirtmek zorundadır. Denetime tabi olduğu halde denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmündedir. Bu madde yıllık ve altı aylık finansal tabloları kapsamakta olup, açılış bilançoları, ara dönem bilançoları, tasfiye bilançoları ve diğer bilançoları kapsam dışıdır (Selimoğlu ve Göktepe, 2007: 29). Somut olayda, dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı şirketin TTK’nun 397. maddesi uyarınca bağımsız denetime tabi olduğu tarafların kabulündedir. Nitekim 15/04/2022 tarihinli 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısında gündemin 9. maddesinde bağımsız denetçi seçimi müzakere edilmiş ve oylanmıştır. Genel kurulun gündemin 5, 6, ve 7 maddeleri bağımsız denetim yapılmadan görüşülmüş olup TTK’nun 397. maddesi hükmüne aykırıdır. TTK’nun 447. maddesinde; “(1) Genel kurulun, özellikle;a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” hükmü yer almaktadır. Buna göre genel kurulun gündemin 5, 6, ve 7. maddeleri butlan yaptırımına tabidir. Davacılar bu konuda dava açmakta haklıdırlar. Yine 15/04/2022 tarihli genel kurulun gündemin 7. maddesindeki konu, bağımsız denetçi seçildikten ve bağımsız denetim raporu alındıktan sonra yapılan 20/07/2022 tarihli olağan üstü genel kurul toplantında yine gündemin 7. maddesi olarak görüşülüp oylanmıştır. Dolayısı ile bu madde yönünden açılan dava konusuz kalmıştır. Davacılar bu gündem maddesi yönünden davanın açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğundan HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca bu gündem maddesi yönünden yapılan yargılama giderinden davalı sorumludur. Dava konusu 15/04/2022 tarihli genel kurulun gündemin 5 ve 6. maddesinde alınan kararların benzeri sonra yapılan 20/07/2022 tarihli olağan üstü genel kurul toplantında da alınmışsa da her iki genel kurulun benzer maddeleri arasında tam bir benzerlik olmadığı, bir kısım farklılıkları da içerdikleri, ayrıca sonradan yapılan genel kurulda 15/04/2022 tarihli genel kurulun gündemin 5 ve 6. maddesinde alınan kararların kaldırılması veya iptali gibi bir karar da alınmamış olmadığından bu maddeler yönünden konusuz kalma durumunun gerçekleşmediği değerlendirilmiştir. 15/04/2022 tarihli genel kurulun yukarıda sözü edilen maddelerinin dışındaki diğer gündem maddelerinin butlana tabi olmaması nedeniyle davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmış ve bu hususlara ilişkin olarak hüküm tesis edilmiştir. DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 1-Davalı şirketin 15/04/2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısında gündemin 5 ve 6. maddelerinde alınan kararların BUTLAN İLE BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE, 2-Davalı şirketin 15/04/2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısında gündemin 7. maddesinde alınan karar ile ilgili olarak daha sonra yapılan 20/07/2022 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında gündemin 7. maddesinde görüşülüp onaylanmasıyla KONUSUZ KALDIĞINDAN BU MADDE İLE İLGİLİ ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,3-Davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı şirketin bağımsız denetime tabi olduğunu, genel kurulda dikkate alınan raporun bağımsız denetim raporu olmadığını, özel amaçlı denetim raporu olduğunu, özel amaçlı raporlar ile bağımsız denetim raporlarının aynı amaca hizmet etmediğini, kıstas alınan raporun kısıtlı bilgi içeren özel amaçlı bir denetim raporu olması ve bu doğrultuda ortakların oylama esnasında yeterince aydınlatılmadığını göstermekle birlikte anonim şirket temel yapısını bozar nitelik barındırdığını, mahkeme tarafından sadece 5 ve 6. Maddeler yönünden davalarının haklılığı kabul edilmişse de sair maddeler yönünden butlanla sakatlık kararı verilmemiş olup kararın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, ek olarak yerel mahkeme tarafından belirtilmiş olan 20/07/2023 tarihli olağanüstü genel kurulda oylama sırasında ortaklar arasında tartışma çıktığını, toplantının gereği gibi yapılmadığını, buna ilişkin savcılık dosyası olduğunu, dosyada olağanüstü genel kurul toplantısına ilişkin görüntüler olduğunu, 13/03/2023 tarihli duruşmada belirttiklerini, fakat yerel mahkeme tarafından bu dosyanın incelenmediğini, her ne kadar mahkeme nezdinde tek vekalet ücretine hükmedilmiş olsa da taraflarınca sadece davacı … adına vekalet sunulduğunu, bu yönü ile vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasını, ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davalarının kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davacının haksız ve yersiz istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, davalının genel kurulunda 15.04.2022 tarihinde alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Keza, davacı … vekilinin davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedildiğine yönelik istinaf itirazlarına gelince;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 madde hükmünde; ” Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Emsal nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/3-12 Esas 2013/1012 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2016/4057Esas -2016/6400 Karar sayılı ilamında belirtilen gerekçelerle, aynı hukuki sebebe dayanarak açılan işbu davada davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması, davacıların aynı dava için diğer davacı vekiline de vekaletname vermesi, davacı vekillerinin her davacı yönünden ayrı ayrı mesai harcanmaması ve aynı/tek hukuki sebeple davacıların davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olması nazara alındığında davacılar lehine yani davalı aleyhine tek vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, davacı vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının tümünün HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … vekili ile davacı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacılardan alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile,HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/11/2023