Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/207 E. 2023/266 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/207
KARAR NO: 2023/266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2022
NUMARASI: 2021/590 E. 2022/561 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/02/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/06/2022 tarih ve 2021/590 E – 2022/561 K kararına karşı süresi içinde davalı … Limited Şirketi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; … adlı çalışanın alt işverenlikler olan davalılarda çalıştığını, iş akdinin feshi sonucu kıdem tazminatının ve ihbar tazminatının davacı kurumca ödendiğini, davalıların ödenen tazminattan sorumlu olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı olarak ödenen 26.077,41.-TL’nin 07.05.2019 tarihinden itibaren, kıdem tazıminatı farkı olarak ödenen 7.051,23.-TL’nin 27.08.2019 tarihinden itibaren ve ihbar tazminatı olarak ödenen 6.647,60-TL’nin 15.05.2019 tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde yetkili yerin belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesinin Ankara olarak belirlendiğini, yetkisiz yerde açılan davanın reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirketin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacı, ihaleye çıktığı işçi sayısını zaman içerisinde düşürdüğünü, şirket ihale ile iş aldığını ve ihale şartnamesinde yazmayan hiç bir kalemi işçilere ödemesinin mümkün olmadığını, bu nedenle söz konusu alacağın ihale makamı olan davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, aksi durum ihale şartnamesinde de aykırılık oluşturduğunu, kamu sektöründe iş alan alt işverenlerin ihale konusu işin maliyetini hesaplanırken kıdem tazminatını bu hesaplamaya dahil edemediği, sözleşme gideri veya genel giderler için ayrılan tutarın ise ihlae bedelinin yüzde üçü ile sınırlandığı, dolayısıyla kıdem tazminatını ödemek isteyen alt işverenlerin dahi bu ödemeyi yapamadığını, davacının kusurundan kaynaklanan davalarda müvekkiline rücu imkanı bulunmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, rücu imkanının bulunmadığını, bu nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …, Ticaret Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tamamen mesnetsiz ve hukuka aykırı iddialara dayanmakta olduğunu, mahkememiz dava dosyası üzerinden müvekkili şirkete yapılan her türlü tebligatın usulsüz olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının mevcut olduğunu, davacının faiz başlangıç tarihi olarak dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihinin dikkate alınması yönündeki talebinin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı…, davacı nezdinde çalıştığını, Emir ve Talimatlarını davacıdan almış olduğunu, dava dışı işçinin alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olmaması sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, dava dışı… tüm çalışmalarını davacıya ait iş yerinde gerçekleştirdiğini, dolayısıyla…’ın müvekkili şirketin ihaleyi kazanmasının ardından davacının iş yerinde ifa edilecek güvenlik hizmetlerine ilişkin olarak görevlendirilmediğini, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşme ve eki şartnamelerde işçilik alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönünde bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle davanın mesnetsiz olduğu da açıktır, davanın kabul anlamına gelmemekle, müvekkili şirketin davacının yapmış olduğu ödemeden sorumlu olduğu kanaatine varılmış olsa bile müvekkil şirketin ödemeden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddine, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesini, toplu iş sözleşmesi kıdem tazminatı fark ödemesinden müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığından kıdem tazminatı fark ödemesi talebinin reddine, dava dışı işçinin iş akdi davacının emir ve talimatları sonucu feshedildiğinden kıdem tazminatı ödemesinden müvekkili şirketin bir sorumluluğunun olmadığının kabulü ile kıdem tazminatı ödemesi talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Somut Olayda; davacı vekili 10/09/2021 tarihli dava dilekçesinde… adlı çalışanın alt işverenlikler olan davalılarında çalıştığı, iş akdinin feshi sonucu kıdem tazminatının ve ihbar tazminatının davacı kurumca ödendiği, davalıların ödenen tazminattan sorumlu olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı olarak ödenen 26.077,41-TL’nin 07/05/2019 tarihinden itibaren, kıdem tazminatı farkı olarak ödenen 7.051,23-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren ve ihbar tazminatı olarak ödenen 6.647,60-TL’nin 15/05/2019 tarihinden itibaren faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiş ve alınan bilirkişi raporu dosyaya celp edilen bilgi ve belgeler incelendiğinde, hizmet cetvelinden ve tazminat hesap tablosundan…’ın 01/01/2012-20/04/2019 tarihleri arasında davacı işverenliğe bağlı altı iş verenliklerde çalıştığı, SGK hizmet dökümü ve ekindeki işveren listesinden işçi…’ın sigorta bildirimlerinin ihale alan şirketlerin adlarının tam olarak yer almadığı, … iş ortaklığı, … İş Ortaklığı, … İş Ortaklığı, … İş Ortaklığı …’lik adi ortaklığı gibi iş yerlerinde çalışmanın gösterildiği anlaşılmıştır. Dosyada mevcut ortaklık sözleşmelerinin incelenerek… adlı çalışanın sözleşme tarafı şirketlerde çalıştığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle incelemelerden anlaşılacağı üzere davacının davasında haklı olduğu davasının kabulü yönünde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Mahkememizin iş bu hüküm kısmının 4 numaralı ara kararında 27/08/2019 tarihindeki ödemenin sehven 1.952,73-TL yazıldığı, bilirkişi raporuna ve dava dilekçesine bakıldığında da anlaşılacağı üzere 27/08/2019 tarihli ödemeden davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları miktarın 3.480,14-TL olduğu gözetilerek 28/06/2022 tarihli duruşmanın hüküm özetinin 4 numaralı bendinde maddi hata yapıldığı anlaşıldığından kararın icrası aşamasında tereddüte yer vermemek adına gerekçeli kararın hüküm kısmında bu hata düzeltilerek hesaplamalar bu miktar üzerinde yapılmıştır. Açılan davanın kabulü ile;…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı … Limited Şirketi vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığından davanın reddi gerektiğini, davacının faiz başlangıç tarihi olarak dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihinin dikkate alınması yönündeki talebinin hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde talep olunan tüm alacak kalemleri bakımından; dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiğini, ancak söz konusu talebin kabulü mümkün olmadığını, mahkemenin bilgisi dahilinde olduğu üzere davacının faiz talebinde bulunulabilmesi için öncelikle müvekkili şirketin temerrüde düşürülmesinin gerekmekte olup, temerrüde düşürüldüğü tarihin dava ikame tarihi olduğu izahtan vareste olduğunu, bu kapsamda hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi ve faizin bu tarih itibariyle dikkate alınması gerektiğini, dava dışı…’ın davacı nezdinde çalıştığını, emir ve talimatlarını davacıdan almış olup, dava dışı işçinin alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olmaması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin ve eki şartnamelerde, işçilik alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönünde bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle; huzurdaki davanın haksız ve dayanaksız olduğunun açık olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden de açıkça görüleceği üzere dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı ve tis ücret farkından kaynaklı kıdem tazminatı farkından müvekkili şirkete herhangi bir sorumluluk atfedilemeyeceğini, bu sebeple yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, dava dışı işçinin iş akdi davacının talimatı uyarınca feshedilmiş olup bu sebeple talep edilen kıdem tazminatı ve tis kıdem farkının davacı tarafından ödenen kısmından müvekkili şirket sorumlu olmadığını, müvekkili şirket tarafından imzalanmış herhangi bir toplu iş sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenle dava dışı işçiye ödenen toplu iş sözleşmesi ödemelerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, hiçbir şekilde davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla; müvekkili şirketin, davacının yapmış olduğu ödemeden sorumlu olduğu kanaatine varılacak olsa dahi davacı ile müvekkili şirketin ödemeden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;Mahkeme tarafından davanın abulüne karar verilmiş olup, yerinde ve doğru bir karar olduğunu, davalı şirketin söz konusu hükmedilen tutarın tamamından sorumlu olduğunu, nitekim; Teknik şartnamelerdeki bazılarında 15/5., bazılarında 14/5.maddelerindeki “ İş, sosyal güvenlik ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yüklenici istihdam edilen özel güvenlik görevlisinin işvereni olarak kabul edilecek ve mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülükler ile istihdam edilen tüm özel güvenlik görevlisinin özlük, yıllık ücretli izine ilişkin hakları ile ilgili kanun ve bunlara ilişkin tüzük, yönetmenlik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülükler yüklenici tarafından yerine getirilecektir.” hükmünde kanunların işverene yüklediği tüm yükümlülüklerden taşeron firmaların sorumlu olacağını düzenlediğini, bu hükme göre davalı şirketler kıdem tazminatından da sorumlu bulunduğunu, ayrıca; sözleşme ve eki teknik şartnameler ile Kamu İhale Kurumu Genel Tebliği hükümlerine göre ve ayrıca İş Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatından asıl işveren olan davalı şirketlerin sorumlu olduğunu, beyan ederek … Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının tahsili amacıyla eldeki davayı açtığı görülmüştür.Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır.(23. HD 2019/2339 Esas 2021/225 karar,: 2019/2341 Esas 2021/197 Karar)Öte yandan davalı iş verenin dava açılmadan önce temerrüde düşmediği, açılan rücuen tazminat davasıyla temerrüde düştüğü göz önünde bulundurulmalıdır. (23. Hukuk Dairesi 2017/2165 Esas 2020/3172 Karar, 6. Hukuk Dairesi 2021/748 Esas 2021/1046 Karar)Davalı yüklenici tacir olup, 6102 sayılı TTK’nın 19/2. maddesi gereğince taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm yoksa diğer taraf için de ticari iş sayılmaktadır. Ticari işlerde 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesine göre avans oranında faiz istenebilecektir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2067 Esas, 2022/2176 Karar ; 2021/2179 Esas, 2022/2226 Karar)
Açıklamalar ve istinafa başvuranın yalnızca davalı olması ışığında mahkemece davalının işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere 2.275,34 TL ve 6.647,60 TL tazminata hükm edilmesi usul ve yasaya uygundur. Ne var ki davalı iş verenin dava açılmadan önce temerrüde düşmediği, açılan rücuen tazminat davasıyla temerrüde düştüğü göz önüne alındığında hükmedilen tazminata dava tarihinden (10/09/2021) itibaren avans faiz hükm edilmesi gerekirken ödeme tarihlerinden itibaren faize hükm edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklamalar ışığında davalı … Limited Şirketinin istinaf talebinin kabulü ile; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/590 Esas 2021/561 Karar sayılı ilamının kaldırılarak belirtilen yönden düzeltilerek yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/06/2022 tarih ve 2021/590 E – 2022/561 K sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-2.275,34-TL ve 6.647,60-TL’nin 10/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine,
2-741,95-TL’nin 07/05/2019 tarihinden, 200,62-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine,
3-7.224,74-TL’nin 07/05/2019 tarihinden 1.952,73-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren
işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-12.870,52-TL’nin 07/05/2019 tarihinden 3.480,14-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-2.967,83-TL’nin 07/05/2019 tarihinden 802,49-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Alınması gereken 2.675,29 TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacılar tarafından yatırılan 679,28-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1196,01-TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına, (Bu harcın 272,48-TL’lik kısmından davalı …. Ltd. Şti.’nin tek başına, 28,78-TL’lik kısmından davalı … Ltd. Şti.’nin tek başına, 280,26 -TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen, 499,32-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen, 115,18-TL’lik kısmından ise davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
7-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ile 679,28-TL peşin harç toplamı olan 738,58’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (Bu harcın168,25-TL’lik kısmından davalı …. Ltd. Şti.’nin tek başına, 17,80-TL’lik kısmından davalı … Ltd. Şti.’nin tek başına, 173,05-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen, 308,36-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen,71,1-TL’lik kısmından ise davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
8-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 234,50-TL tebligat gideri, 159,80-TL müzekkere ve posta gideri ile 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.094,30-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (Bu yargılama giderinin 249,28 TL’lik kısmından davalı …. Ltd. Şti.’nin tek başına, 26,37 TL’lik kısmından davalı … Ltd. Şti.’nin tek başına,
256,40-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen,456,87-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen, 105,38 TL’lik kısmından ise davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
9-Davalılar tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 9.200,00 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (Bu vekalet ücretinin 2.095,76-TL’lik kısmından davalı …. Ltd. Şti.’nin tek başına, 221,72-TL’lik kısmından davalı … Ltd. Şti.’nin tek başına, 2.155,56-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen, 3.841,00-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen, 885,96-TL’lik kısmından ise davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul/red orana göre hesap edilen miktara göre hesap edilen 1.338,92 TL’lik kısmının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına, (Bu arabuluculuk ücretinin 305.01 TL’lik kısmından davalı …. Ltd. Şti.’nin tek başına, 32,27 -TL’lik kısmından davalı … Ltd. Şti.’nin tek başına, 313,71-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen, 558,99-TL’lik kısmından davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen, 128,94 -TL’lik kısmından ise davalılar … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre 21,08 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,”
13-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran tarafa iadesine, ”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı… Limited Şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan bu davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı… Limited Şirketi tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/02/2023