Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2041
KARAR NO: 2023/2134
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2022
ESAS NO: 2021/191
KARAR NO: 2022/215
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/11/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/03/2022 tarih ve 2021/191 E – 2022/215 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ve davacı şirket arasında 14/12/2006 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığını, 23/01/2007 de davalı şirketin acentelik faaliyetleri nedeni ile doğmuş ve doğacak tüm borçlarının temin edilmesi için 40.000 TL üzerinden 1. derecede yüzde altmış faizli süresiz olarak davalı …’in dava konusu taşınmazı üzerinde davacı lehine ipotek tesis edildiğini, diğer davalılar … ve …’in diğer davalı acente ile birlikte davalı acente aleyhine doğacak her türlü borç için müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmak için davacı ile sözleşme imzaladıklarını, davalı acentenin birikmiş borçlarının ödememesi nedeni ile Beyoğlu 47. noterliği aracılığı ile ihtarname gönderildiğini, bu şekilde borçluların temerrüde düşürüldüğünü, davalıların acentelik sözleşmesinden kaynaklı borcu ödememeleri nedeni ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile haklarında iki takip başlatıldığını, borçluların borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, ancak itirazlarında haksız olduklarını, davalıların akdi ilişkiyi kabul ettiklerini, alacağın likit olduğunu, davalıların ipoteğin zamanaşımına uğradığı itirazlarında da haksız olduklarını belirterek itirazların iptali ile icra inkar tazminatı talep ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili cevap; taraflar rasındaki kefalet sözleşmesinin 818 sayılı BK zamanında imzalandığını ve 6098 sayılı BK yürürlükte ikende devam ettiğini, 818 sayılı kanunun 484. maddesi gereği kefalet sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve kefilin mesul olacağı belirtilmesinin sözleşmenin geçerli olması için şekil şartı olduğunu, ancak gönderilen belgede davalının mesul olacağı miktarın sözleşme metninde açıkça yazılmadığını bu nedenle sözleşmenin göçerli olmadığını, sözleşmenin 6098 sayılı kanun gereğincede geçerli olmadığını, davalının evli olup sözleşmede eşinin rızası bulunmadığından sözleşmenin yine geçerli olmadığını, alacağın likit olmadığını ve faiz miktarı ve faiz oranınada itiraz ettiklerini belirterek davanın reddi ve kötüniyet tazminatı talep ettikleri görülmüştür.Davalılar … sigorta, … ve … vekili cevap; mükerrer olan ancak iki ayrı takibe konu edilen dava konusu olduğunu, iki dosyanın tarafları farklı olduğundan tek esasta görülmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle iki dosyanın ayrılması gerektiğini, 2016/11445 sayılı dosya hakkında, taraflar arasında takibe konu olabilecek doğrudan bir borç ilişkisi bulunmadığını, alacaklı şirketin asıl borçluya yapmış olduğu acentelik sözleşmesinde kefil sıfatı olduğunu, bu yüzden alacağın öncelikle asıl borçludan talep edilmesi gerektiğini, icra takibinde belirtilen faizlerin fahiş olduğunu, ve haksız kazanç sağlama amacına yönelik olduğunu, bu nedenle faize ve ferilerinede itiraz ettiklerini, alacağın likit olmadığını,hesap özetinin gönderilmediğini, eşin rızası olmayan kefalet sözleşmesinin geçerli olmayacağını, 2016/11444sayılı dosya hakkında ise, davalılar ile davacı arasında borç ilişkisi olmadığını, alacaklı şirketin asıl borçluya yapmış olduğu acentelik sözleşmesinde ipotek veren 3. kişi konumunda olduğunu,hatır ipoteği bulunduğunu, icra takibinde belirtilen faizlerin fahiş olduğunu, ve haksız kazanç sağlama amacına yönelik olduğunu, alacağın likit olmadığını, hesap özetinin gönderilmediğini, eşin rızasının bulunmadığını, davalılara mobbing uygulandığını belirterek davanın reddi ve kötü niyet tazminatı talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Mahkememizce yeniden yapılan yargılama sonucunda; Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/18 E, 2021/455 K sayılı kaldırma kararı gereğince acentelik sözleşmesinin 29. Maddesi dikkate alınarak davacı şirket kayıtlarına itibar edileceğine ilişkin düzenleme gereğince yeniden inceleme yapılarak bilirkişi heyetinden 01/11/2021 tarihli rapor ile mali müşavir bilirkişiden 14/01/2022 tarihli ek rapor alınmış olup, raporların denetime elverişli ve istinaf kararına uygun olarak düzenlediği görülmekle hükme esas alınmış ve yukarda açıklandığı üzere davalılar vekilinin Kayseri 7. Aile Mahkemesi’nin 2022/95 E sayılı dosyasında karar sonucunun beklenmesine gerek görülmemiş ve böylece 1-A-Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilgili olarak davanın kabulü ile, söz konusu dosyaya davalılarca yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 40.000 TL asıl alacak ile 6.443,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.443,84 TL üzerinden devamına, Alacağın Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline, 1-B-Kabul edilen alacak bedeli olan 46.443,84 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-A-Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalı … Ltd Şti ile ilgili olarak, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, söz konusu dosyada davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 89.355,39 TL asıl alacak ve 2.467,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 91.823,07 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacağın Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline, 2-B-Kabul edilen alacak bedeli olan 91.823,07 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-A-Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalı … ile ilgili olarak, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, söz konusu dosyada davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 250 TL asıl alacak ve 7,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 257,19 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacağın Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline, 3-B-Kabul edilen alacak bedeli olan 257,19 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-A-Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalı … ile ilgili olarak, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, söz konusu dosyada davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 250 TL asıl alacak ve 6,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 256,97 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacağın Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline, 4-B-Kabul edilen alacak bedeli olan 256,97 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, A-Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilgili olarak DAVANIN KABULÜ İLE, söz konusu dosyaya davalılarca yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 40.000 TL asıl alacak ile 6.443,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.443,84 TL üzerinden devamına, Alacağın Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline, B-Kabul edilen alacak bedeli olan 46.443,84 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, A-Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalı … LTD ŞTİ ile ilgili olarak, DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, söz konusu dosyada davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 89.355,39 TL asıl alacak ve 2.467,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 91.823,07 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacağın Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline, B-Kabul edilen alacak bedeli olan 91.823,07 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, A-Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalı … ile ilgili olarak, DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, söz konusu dosyada davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 250 TL asıl alacak ve 7,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 257,19 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacağın Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline, B-Kabul edilen alacak bedeli olan 257,19 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, A-Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalı … ile ilgili olarak, DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, söz konusu dosyada davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 250 TL asıl alacak ve 6,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 256,97 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacağın Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline, B-Kabul edilen alacak bedeli olan 256,97 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı ve davalılar vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin vermiş olduğu hüküm sebebiyle istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, istinaf sebepleri de hukuki dayanakları ile izah edildiğini, acentelik sözleşme bedelinin 250 YTL olarak 2006 yılında imzalanması söz konusu olduğunu, bilirkişiler de rapor ve ek raporlarında bu bedel üzerinden hesaplama yaparak asıl alacaka ve faiz oranını belirlediğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, itiraz ettiklerini, kaldırılması gerektiğini, şöyle ki söz konusu bedel üzerinden yapılan hesaplama şu an tedavülde olmayan bir para birimi üzerinden eksik ve hatalı şekilde hesaplandığını, bilirkişiler görev alanına girmeyen hukuki konularda niyet okuması yaparak yerel mahkemeyi yanlış yönlendirerek hukuka aykırı karar vermesine neden olduğunu, yerel mahkeme söz konusu bilirkişi raporlarını adeta kanun hükmünde uygulamış ve hükme esas aldığını, bu durum davacı müvekkil şirket … A.Ş. Aleyhine sonuç doğurduğunu, hukukun genel ilkelerinden olan silahların eşitliği ilkesi ve adil yargılanma ilkesi çerçevesinde davacı müvekkilin hak kayıplarının doğmasının engellenmesi gerektiğini, dosyanın şu anki durumu, hukuki olarak söz konusu ilamsız takip dosyalarınca davalıların müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olduğu yönünde olduğunu, bu hususta mahkemeye katıldığını, fakat Kayseri BAM ilgili hukuk dairesinden dava konusu yönelik alacakların ve buna bağlı olarak hesaplanacak olan icra inkar tazminatların doğru hesaplanması ve hukuka uygun karar verilmesi gerektiğini, karar verilirken dosya kapsamında yer alan 10/01/2019 tarihli bilirkişi raporunun ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, istinaf talebinin kabulüne, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/191 E – 2022/215 K Sayılı usul ve yasaya aykırı kararının istinaf incelemesi neticesinde hükmün kaldırılmasına ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurulmasına ve dava dilekçe doğrultusunda davanın tam kabulüne karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dosyanın daha önce de kaldırılarak yerel mahkemeye gönderildiği hususu da göz önüne alınarak hem usul ekonomisi hem de adil yargılanma ilkesi ışığında talep etmiş olduğumuz hususlar hakkında yerel mahkeme tarafından gerekli ve yeterli inceleme yapılarak davanın tam kabulü yönünde karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, davalının istinaf taleplerinin reddine talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar yerel mahkemece dosya kapsamında verilen ilk karar istinaf merci tarafından ortadan kaldırıldığını ve yerel mahkemenin de bu doğrultuda bir karar vermişse de bu durumun kabul edilemez nitelikte olduğunu, istinaf mercinin hatalı kararı sonucu yerel mahkemece itibar edilen ve taraflar arasındaki alacaklılık ve borçluluk münasebetlerinin tayininde davacının kayıtlarından başka delil kullanılamayacağını öngören delil sözleşmesinin müvekkil şirketin ispat hakkını tamamen ortadan kaldırdığını, HMK’nın m.193/2.hükmü gereğince bir delil sözleşmesinin geçerliliğinden bahsedebilmek için bunun taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız hale getirmemesi ve fevkalede güçleştirmemesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacı ile müvekkil şirket arasındaki delil sözleşmesinin geçerli olduğu varsayımında da yerel mahkeme kararının kabulünün mümkün olmayacağını, nitekim, gerekçeli kararda ifade edilenin aksine, hükme esas alınan raporların denetime elverişli ve maddi gerçeğe uygun olmadığını, söz konusu raporlar incelendiğinde raporlarda davacının defterleri incelendiği tek rapor olan 11/01/2019 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler esas alındığını, 11/01/2019 tarihli bilirkişi raporu son derece denetime elverişsiz ve hatalı olup buna karşı yaptıkları itirazların dosya kapsamında giderilmediğini, geçersiz bir delil sözleşmesine itibar edilerek karar verilemeyeceğini, davacının alacağını somut ve kesin delillerle ispatlaması gerektiğini, ancak ispatlayamadığını, davanın bu sebeple külliyen reddinin gerektiğini, yani dosya kapsamında verilen ilk kararın doğru olduğunu, aksi düşünüldüğünde davacıya ait defter ve kayıtların yeterince incelenmediği, davacının defterlerinin incelendiği tek rapor olan 11/01/2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazların giderilemediği ve söz konusu raporun dolaylı bir biçimde hükme esas teşkil ettiğini, yerel mahkeme kararının bu sebeplerle ortadan kaldırılması gerektiğini, bir önceki paragraftaki izahatlar çerçevesinde davacının Müvekkil Şirket uhdesindeki alacağını ispatlayamadığını, dolayısıyla Müvekkil …’den de herhangi bir talepte bulunamayacağını, bunun yanı sıra, gerekçeli karardaki ifadelerin aksine Müvekkil …’in tesis etmiş olduğu ipotek geçersiz olup bu hususta Müvekkil …’in eşi dava dışı … tarafından ikame edilen Kayseri 7. Aile Mahkemesi 2022/95 Esas sayılı dosyasının beklenmemesi büyük bir hata olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için ipoteğin geçerli olduğu varsayımında ise yerel mahkemece verilen kararın kabulü yine mümkün olmayacağını, keza, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu sabit olup bu husus hükme esas alınan raporda da ifade edildiğini, davacının Müvekkil …’e yönelttiği talebinin dayanağı olan ipoteğin geçersiz olduğu, bu hususun Kayseri 7. Aile Mahkemesi 2022/95 Esas sayılı dosyasında verilen kararla da teyit edilmiş olduğu, bu sebeple davanın Müvekkil … yönünden reddi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğu; bir an için aksi düşünüldüğünde ise 40.000 TL’nin ipoteğin üst sınırını teşkil ettiği ve müvekkilden bu tutardan fazlasının istenemeyeceği, buna rağmen verilen kararın hatalı olduğu her türlü izahtan vareste olup yerel mahkeme kararının bu sebeplerle de ortadan kaldırılması gerektiğini, yerel mahkeme, müvekkil kefil bakımından vermiş olduğu karara istinaden ortaya bir gerekçe koymadığını ve hükme esas aldığı rapor atıf yapmakla yetindiğini, ne var ki, müvekkil kefil bakımından verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, kefalet sözleşmesinde kefil olunan miktarın belirtilmediğini, bu durumun kefalet sözleşmesini geçersiz kıldığını, hükme esas alınan raporda zorlama ve kabul edilemez bir yorumla sözleşme üzerinde yazan 250 TL kefalet limiti olarak belirlenmiş olup buna karşın itirazların görmezden gelindiğini, bu sebeple kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, yerel mahkemenin kararının yargılama giderleri ve vekalet ücretlerine ilişkin olan hüküm kısmı bakımından açık hatalı durumda olduğunu, davacının mesnetsiz istinaf başvurusunun reddine, istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkemece esas incelemesi yapılarak eldeki kötü niyetli ve mesnetsiz davanın külliyen reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, Kayseri 4. icra müdürlüğü’nün … nolu ilamsız takibi ile …nolu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu takipleri nedeni ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususlarına ilişkindir.Davalı …’ın istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
139.549,62 TL alacak miktarı üzerinden icra takibi başlatıldığı ve takibe itiraz edildiği, bu miktar üzerinden itirazın iptali davası açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucu davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine kararı verildiği, toplam 257,19 TL üzerinden takibin bu davalı bakımından devamına kararı verdiği görülmüştür. Davalı … işbu kararı istinaf etttiğinden istinaf edilen karar miktarının/kabul edilen dava değerinin 257,19 TL olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.”Mahkemece 16/03/2022 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 8.800,00 TL’dir.Davalı … tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin dava değerinin ise 257,19 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 8.800,00 (sekizbinsekizyüz) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükme ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle adı geçen davalının istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının ve diğer davalılar …Ltd. Şti. Ve …’in istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacı bakımından davacı tarafından ispat edilen alacak üzerinden davaya konu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte hükmedilen tutarın ilamsız icra takibine konu takip miktarından mahsup edilmek suretiyle davanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yönünden kabulüne, ilamsız icra takibine yönelik borca itiraz yönünden ise kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının ve davalılar … Ltd. Şti. ve …’in istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının ve davalılar … Ltd. Şti. ve …’in istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)Davalı …’ın istinafı yönünden;
1-Davalı …vekilinin istinafa konu dava değerinin/aleyhine verilen kabul karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalının peşin yatırdığı 269,85 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan bu davalı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
B)Davacının ve diğer davalılar … Ltd. Şti. Ve …’in istinafı yönünden;
1-KAYSERİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/03/2022 tarih ve 2021/191 E – 2022/215 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının ve diğer davalılar … Ltd. Şti. Ve …’in vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının istinafı yönünden;Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı … Ltd. Şti. Ve …’in istinafı yönünden; Alınması gerekli olan 9.476,06 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalılar … Ltd. Şti. Ve … tarafından yatırılan toplam 2.363,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.383,06 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına (davalı …’in 2.378,57 TLlik kısmından sınırlı sorumlu olmak üzere),
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve diğer davalılar … Ltd. Şti. Ve … yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 29/11/2023