Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/2015 E. 2023/1756 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/2015
KARAR NO: 2023/1756
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2023 ARA KARAR
NUMARASI: 2023/425 Esas
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 26/10/2023
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalılar … ve … A.Ş. vekili 06/07/2023 tarihli dilekçesinde özetle;davacının aynı davayı başka bir mahkemede açıp tedbiri elde edememesi üzerine ikinci defa açılarak adeta kanunun etrafını dolaşma niteliği taşıyan talepleri mahkemece gözetilmediğini, derdest dosya dahi incelenmeksizin tedbire hükmedildiğini, davanın esasına ilişkin yazılı kesin delil sundukları halde yaklaşık ispat şartını yerine getirmeyen davacı lehine tedbire hükmedilmesinin hukuksuz olduğunu, hak düşürücü süre geçtiği halde açılan davada, davacının bir an için bile haklı olduğunun kabul edilemeyecek iken tedbire hükmedilmesinin usul yasasına aykırı olduğunu, davacının yokluğunu ileri sürdüğü işlemden yüklü miktar para tahsil ettiğini, belgeleri ile ortaya konulan bir hukuksuzluğa rağmen davacının korunmaya değer bir menfaati olduğuna kanaat getirilmesinin hakkaniyetsiz olduğunu bildirerek 23/06/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından kararı ile; Somut olayda, her ne kadar davalı vekili tarafından, mahkememizce verilen genel kurul kararının yürütülmesinin (tedbiren) geri bırakılması kararına itiraz edilmiş ise de; mahkememizce verilen tedbir kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, sunulan deliller, şirketin ticaret sicili kayıtları, pay ve paydaş durumu dikkate alındığında, tedbir sebeplerinin bulunduğu; nihayetinde, dava konusu genel kurul kararlarının dürüstlük kurallarına aykırılık nedeniyle iptaline karar verilebilecek kararlardan olduğu değerlendirildiğinde; davacı vekilinin davaya konu genel kurul kararının yürütülmesinin durdurulmasına yönelik tedbir talebine ilişkin 23/06/2023 tarihli dilekçesinde belirtilen Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/5321 soruşturma dosyasında verilen takipsizlik kararı da incelendiğinde genel kurul hazirun cetvelindeki imzaların davacıya ait olmadığı tespit edildiğinden, bu haliyle yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu kanaatine varılarak davaya konu edilen davalı şirketin 23/10/2012, 05/11/2012,09/02/2015,13/12/2018 ve 20/12/2021 tarihli genel kurul kararlarının icrasının tedbiren durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik kararda isabetsiz olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar vermek gerekmiş “1-İhtiyati tedbire yönelik İTİRAZIN REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulmuştur.Davalılar … ve … A.Ş. vekili işbu ara kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … ve … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece, bir kimsenin salt “dava açmış” olması haklılığa karine imiş gibi görüldüğünü, davacının kişisel olarak bir hakkı tehlikede imiş gibi bu husus karara gerekçe gösterildiğini, oysaki davacının iddia ettiği sözde hak ile üzerine tedbir konulan unsurlar arasında bağlantı dahi mevcut olmadığını, verilen tedbir kararının dava konusu ile ilgili bulunmadığı ve yalnızca davacının kişisel hırsına hizmet edeceği açık olup, dairenizce yeniden gözden geçirilmesini talep ettiğini, yerel mahkemece verilen tedbir kararı, tedbirin amacını aşacak ölçüde ve yargısız infaz niteliğinde olduğunu, verilen tedbir kararı, davacıya yargılama süre zarfında istediği menfaati sağlayacak ve müvekkilin faaliyetlerini geri dönüşü olmayacak şekilde durduracağını, işbu tedbir kararı bir de 50.000,00 TL gibi komik bir rakam üzerinden verilmiş olup, müvekkil aleyhine silahların eşitliği ilkesi de zedelendiğini, söz konusu olan bir şirket iken 50.000,00 TL üzerinden belki yıllarca şirketin faaliyetinin durdurulmasının kabul edilemeyeceğini, teminat miktarına itiraz ettiğini, HMK madde 392’de “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.” denilerek bu şart bir zorunluluk olarak öngörülmüş bulunduğunu, bu nedenle davacının teminat göstermesi, hem de müvekkilin maddi-manevi zararına karşılık gelecek oranda bir teminat göstermesi elzem olduğunu, müvekkilin tedbir nedeniyle uğrayacağı kesin nitelikteki zarar adeta telafisiz bırakılarak tedbire hükmedilmesi hukuka aykırı olduğunu, tedbire konu olan yer iş yeri olmakla tedbir kararı sebebi ile müvekkil ciddi zarara uğradığını , mağdur olduğunu, tarafları ve konusu aynı olan ikinci bir dava açılmak suretiyle kanunun etrafının dolaşılarak tedbir kararı elde edilmesi hukuksuz olduğunu, işbu davada derdestlik itirazın söz konusu olup, davacının aynı davayı başka bir mahkemede açıp tedbiri elde edememesi üzerine ikinci defa açılarak adeta kanunun etrafını dolaşma niteliği taşıyan talepleri mahkemece gözetilmediğini; derdest dosya dahi incelenmeksizin tedbire hükmedildiğini, verilen karar son derece hatalı olup, aynı konuda müvekkile karşı açılmış bir diğer dosyada hak mücadele sürerken aynı davanın ikinci kez ikame edilmek ve bu ikinci davada tedbir kararı verilmek üzere müvekkilin mağdur edilmesi asla kabul edilemeyeceğini, davacının sözde hak arayışı baştan sona usul hukuku katliamı olup, davanın usulden reddi gerekmekte iken yerel mahkemece bir de tedbir kararı verilmesi hukuka aykırı olduğunu, davanın esasına ilişkin yazılı-kesin delil sunulduğu halde yaklaşık ispat şartını yerine getirmeyen davacı lehine tedbire hükmedilmesi hukuksuz olduğunu, açılan bu davanın haksızlığına ilişkin olarak yazılı delile dayandığını ve davanın mesnetsizliğini somut olarak mahkemeye sunduğunu, Kayseri CBS dosyasında mevcut ödeme belgelerinin incelenmesi neticesinde, davacının devir işleminde iradesi bulunmadığı iddiasına karşılık, devir sebebine dayalı ödemeyi alırken herhangi bir itirazda, ihtirazi kayıtta bulunmadığının görüldüğünü , taraf sıfatı gözetilmeksizin açılan bir davada bu sıfatı haiz olmayan bir kimsenin mal varlığına tedbir konulması kabul edilemeyeceğini, müvekkil şirket ve yetkilisi … ile işlem gerçekleştirmediği halde davacının ısrarla müvekkilleri davaya taraf göstermesi akıl alır nitelikte olmadığını, davacının iddiaları incelenir ise hissesini devrettiği şahıs müvekkil … olmadığını, müvekkil ile hisse devri işlemi gerçekleştirmediği hususu davacının da kabulünde olduğunu, o halde hangi mantıkla müvekkilin mal varlığı üzerinde tedbire hükmedildiğini, harç dahi tamamlanmaksızın açılan bir davada esasa etki edecek bir tedbir kararı verilmesi kamu düzenine aykırı olduğunu, hak düşürücü süre geçtiği halde açılan davada davacının bir an için bile haklı olduğu kabul edilemeyecek iken tedbire hükmedilmesi usul yasasına aykırı olduğunu, davacının hisse devir tarihinin üstünden hayli zaman geçtikten sonra alınan genel kurul kararlarının icrasına tedbir koymanın hangi akıl ve mantığın ürünü olduğunu anlayamadığını, hak düşürücü süre gözetilerek davalı müvekkilin mağdur edilmemesini talep ettiğini, davacı, yokluğunu ileri sürdüğü işlemden yüklü miktar para tahsil etmiş olup belgeleri ile ortaya konulan bir hukuksuzluğa rağmen davacının korunmaya değer bir menfaati olduğuna kanaat getirilmesinin hakkaniyetsiz olduğunu, davacı ve ailesinin, cumhuriyet başsavcılığı dosyalarında, işbu davada dile getirdiklerinin tam aksi yönde ikrarları mevcut iken davacının korunmaya değer bir hakkı bulunduğu kabul edilemeyeceğini, ortada yazılı sözleşmeler ve banka kayıtları mevcut iken davacının kendisi ile çelişen iddialarına en ufak bir haklılık payı verilmesi usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkemenin 19.09.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Derdest dava, “…ihtiyati tedbirlere karar verilmesine ve ilgili yerlere bildirilmesine; …’ın hisselerinin iadesi ve bununla ilgili pay defterinin düzeltilmesini sağlayacak davası devam etmekle, … ’ın devralıp bilahare …’a devrettiği iddia olunan hisse senetlerinin devirlerinin geçersizliği anlaşılacağından bu devirlerin geçersizliği saptanarak şirket pay sahipleri defterindeki kayıtların buna göre düzeltilmesine; Davalı şirketin 23.10.2012, 05.11.2012, 09.02.2015, 13.12.2018,20.12.2021 tarihli genel kurullarının nama yazılı hisse sahibi müvekkilimiz …’ın esas sözleşme ve Kanuna uygun şekilde bu toplantılara hiç davet edilmemiş olması sebepleriyle yoklukla malul olduğunun tespitine;
Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesi…” taleplerine ilişkindir.Davacının dava dilekçesi ile istediği ihtiyati tedbir yönünden mahkemece 23/06/2023 tarihli gerekçeli ara kararı ile 50.000,TL teminat karşılığında , dava konusu genel kurul kararlarının icrasının tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.İşbu ihtiyati tedbir kararına karşı davalılar … ve … A.Ş. vekilince sunulan 06/07/2023 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz edilmiştir. Mahkeme tedbire itirazı duruşmalı incelemiş ve 19/09/2023 tarihli duruşmaya taraf vekilleri katılmış, mahkemece dinlenmişler ve aynı celsedeki kısa ara karar ile davalılar vekilinin , ihtiyati tedbir kabul ara kararına karşı yaptığı itirazlarının reddine karar verilmiştir. Bu kısa ara karar yönünden mahkemece gerekçeli olarak 19/09/2023 tarihli ara karar tesis edilmiş ,adı geçen itiraz eden davalılar vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece teminat karşılığında verilmiş ihtiyati tedbir kabul kararının içeriği , Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/5321 soruşturma sayılı dosyasında alınan imza incelemesine ilişkin kriminal bilirkişi raporu , ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz sebepleri , itirazın duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonucunda verilen ve istinaf edilen gerekçeli ara kararda yazılı ayrıntılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde ; derdest işbu genel kurul kararlarının iptali talebine ilişkin davada, davacı tarafça istenen ,dava konusu genel kurul kararlarının icrasının ihtiyati tedbiren durdurulmasına yönelik tedbir talebinin kabulü için gerek HMK 389 vd maddeleri gerekse TTK 449 vd maddeleri gereğince aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bulunduğu, zira burada yasaca arananın kesin bir ispat olmayıp , yaklaşık ispatın yeterli olduğu, mahkemece işbu yasa maddelerine, HMK 392 İle 87.maddesine göre uygun şekilde tayin ve takdir ettiği teminat türü ve miktarı karşılığında söz konusu ihtiyati tedbir kararının verildiği anlaşıldığından , ihtiyati tedbir kabul kararında usul, yasa ve mevcut derdest dava dosyası kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı , bu nedenlerle itiraz eden davalılar vekilinin söz konusu ihtiyati tedbir kararına karşı ileri sürdüğü itiraz sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de duruşmalı olarak yaptığı itiraz incelemesi sonucunda , itiraz eden davalılar vekilinin tedbire itirazlarının reddine dair gerekçeli olarak karar verilmiş olduğundan, istinaf edilen ara kararda yazılı, ayrıntılı açıklamalar , yasal sebep ve gerekçeler ile mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte gözetildiğinde , istinaf edilen ara kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı , ara kararının hukuka uygun olduğu,bu sebeplerle istinaf eden davalılar vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2023/425 Esas sayılı 19/09/2023 tarihli ara kararının hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davalı … ve … A.Ş’ vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 269,85TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 179,90TL ‘nin mahsubu ile eksik kalan 89,95TL’nin davalılar … Ve … A.Ş’den alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı … ve … A.Ş tarafından yapılan istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
5-HMK 302/5 maddesi gereğince işbu ilamın kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin , harç tahsil işlemlerinin, HMK 359/4 Maddesi gereğince bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-f ile 394/5 bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 26/10/2023