Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1989
KARAR NO: 2023/1736
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/08/2023 ARA KARAR
NUMARASI: 2023/665 Esas
DAVANIN KONUSU: men i müdahale,taşınmazın teslimi,ecrimisil bedelinin ve güncel kira bedelinin cezai şartının tahsili
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2023/665 Esas sayılı 14/08/2023 tarihli ara kararına karşı , davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 17/07/2023 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın Kayseri Ticari Şubesi müşterisi olan … Grubu firmalarının (… A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., İm(aş … A.Ş. … A.Ş., …A.Ş., …, …, …) müvekkil Bankadan kullanmış oldukları krediler nedeni ile borçlandığını, … risk grubu içinde yer alan firma ve gerçek kişilerin müvekkil bankaya olan borçlarının tahsil ve tasfiyesini teminen taraflar arasında 12.03.2018 taribli Vefa (İştira Hakkı Protokolü imzalanarak başkaca taşınmazların yanı sıra; -…İH, … İlçesi, … Mahallesi, … ada,… parsel sayılı 5 katlı betonarme iş yeri ve arsası, vasıflı taşınmaz (… AVM) davahya vefa hakkı verilmek suretiyle müvekkil bankaya devredilerek banka adına tapuya tescil edildiğini, söz konusu protokol kapsamında vefa hakkı verilmek suretiyle Bankaya devrolunan taşınmaza ilişkin vefa hakkı, ilgili Protokoldeki sair koşulların yerine getirilmemesi nedeniyle vefa protokolü geçersiz kalnış ve bu hususta davalı firmaya Kayseri 4.Noterliğinin … Tarih ve … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, davalı firmanın da dahil olduğu … Grubu firmaları ile müvekkil Bankanın kredi ilişkilerinin devam etmesi ve kredilerin geri ödeme kabiliyetinin artırılması maksadı ile,mülkiyeti müvekkil Bankaya ait olan … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı … AVM) olarak bilinen taşınmaz 01.02.2020 tarihli sözleşme ile “… AVM” ismi ile işletilmek üzere … A.Ş.’ne 01.01.2020 tarihinden başlamak üzere | yıl süre ile kiraya verildiğini, kira sözleşmesinin sona ermesi akabinde firma talepleri müvekkil banka yetkili organları tarafından yeniden değerlendirilerek davalı firmaya en geç 31.12.2022 tarihine kadar kullanılmak üzere vefa hakkı tanındığını ve firma ve kefiller ile akdedilen 25.01.2021 tarihli Vefa (İştira) Hakkı Protokolü imzalandığını, protokol ile … AVM ismi ile anılan taşınmazın işletmesi de vefa hakkı süresi boyunca davalı firmaya bırakıldığını, ilgili gayrimenkule ait vefa hakkı süresi 31.12.2022 tarihinde sona ermiş olup, firmanın 28.12.2022 tarihli dilekçesi ile vefa hakkı protokolünün süresinin uzatılması talebi müvekkil banka tarafından yapılan değerlendirme sonucunda talebin uygun bulunmadığı ve söz konusu gayrimenkulün işletmesinin müvekkil bankaya teslim edilmesi için ayrıca bildirim yapılacağı 04.01.2023 tarihli yazı ile davalı firmaya bildirildiğini, dava konusu gayrimenkulün işletmesinin müvekkil Bankaya devri için davalı firmadan 07.02.2023 tarihli müvekkil Banka yazısı ile davalı firmadan bilgi ve belge talebinde bulunulması üzerine davalı firma tarafından birtakım bilgiler paylaşılmış olsa da gayrimenkulün devri için önem arz eden bilgilerin paylaşılmasının şirket yönetim kurulunca uygun bulunmadığı belirtildiğini, Ankara 12. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … İli, … İlçesi, … Caddesi, No:… adresinde konumlu, tapunun … ada, …parselinde kayıtlı, ”… AVM” olarak adlandırılan, “Beş Katlı Betonarme İşyeri ve Arsası” niteliğinde bulunan gayrimenkule ilişkin Vefa Protokolü kapsamında tanımlanan sürenin 31.12.2022 tarihinde sonlandığı ve ilgili gayrimenkulün 28.02.2023 tarihine kadar işletmesinin müvekkil Bankaya devir edilmesi, gayrimenkulün işletmesinin devir edilmemesi halinde gerekli tüm yasal işlemlerin yapılacağını ve her türlü yargılama gideri ve masrafların kendilerine ait olacağı davalı firmaya ihtaren bildirdiğini, ihtarnamenin davalı firmaya 24,02.2023 tarihinde tebliğ edilmesine karşın gayrimenkulün işletmesinin devri yapılmadığını, Protokolün Vefa Hakkının Kullanım Şartları başlığının 3. maddesine göre de Borçlu, iş bu sözleşmede yazılı hallerin gerçekleşmemesi veya işbu vefa/iştira hakkının herhangi bir sebeple sona ermesi veya sözleşmenin hükümsüz kalması halinde sözleşmenin sona erdiği veya hükümsüz kaldığı tarihte ” Banka” ya teslim edileceğini, vefa hakkı sahibi vefa hakkını kullanmadığı sözkonusu taşınmazları rızaen tahliye ve teslim etmediği takdirde tahliye kadar geçecek her ay için güncel kira bedelinin 2 katı tutarında cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, vefa hakkının sona erdiği 31.12.2022 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş ve taşınmazın teslim tarihine kadar hesaplanacak ecrimisil bedeli ve fiilen ödeme tarihine kadar işleyecek avans faizi ve 6S BSMV’si ile birlikte ve güncel kira bedelinin her ay için 2 katı tutarında cezai şartın ve 31.12.2022 tarihinden itibaren işleyen TCMB avans faizi ile birlikte bankaya ödenmesini ve haksız işgale son verilerek taşınmazların boş ve hasarsız olarak bankaya teslimini talep ettiğini, karşı tarafla uzlaşma ihtimaline karşın, 04/05/2023 tarihinde 2023/51301 başvuru numarasıyla Kayseri Arabuluculuk Bürosu’na arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olup, ayrı ayrı günlerde 1 oturum halinde yapılan arabuluculuk toplantısı neticesinde tarafların anlaşmayacakları kanaatine varıldığını, davalının haksız olarak işgal ettiği müvekkil Bankaya ait, … İli …İlçesi…Caddesi No:… adresinde konumlu , tapuda …ada, … parsel sayılı 5 katlı betonarme iş yeri ve arsasında olarak kayıtlı taşınmaza müdahalelerinin meni ile tahliyesini, taşınmazın işletmesinin müvekkil davacı bankaya teslimini, fazlaya ve taşınmazların teslim tarihine kadar işleyecek ecrimisil, fiilem ödeme tarihine kadar işleyecek faiz, BSMV, cezai şart, faiz ve ferilerini talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 200.000,00 TL olmak üzere 31.12.2022 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş ve taşınmazın teslim tarihine kadar hesaplanacak ecrimisil bedelinin fiilen ödeme tarihine kadar işleyecek avans faizi ve VaS BSMV’si ile birlikte ve ayrıca güncel kira bedelinin her ay için 2 katı tutarında cezai şartın 31.12.2022 tarihinden itibaren işleyen TCMB avans faizi ile birlikte birlikte davalıdan tahsili ile müvekkil davacı bankaya ödenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından kararı ile;Dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, uyuşmazlık konusu olmayan mal ve haklar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı dikkate alınarak kira bedelinin kendisine ödenmesi uyuşmazlık konusu olmadığından davacının tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş”1-Yerinde görülmeyen delil tespiti isteminin ve ihtiyati tedbir talebinin ayrı ayrı REDDİNE, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili işbu ara kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Dava konusu taşınmazın tahliyesi neticesinde müvekkil banka, taşınmazı kullanabilir hale geleceğini, davalı taraf mevcut durumda anılan taşınmazda işgalci durumunda olduğunu, davalı tarafın bu tutumu müvekkilin Anayasa ile korunan mülkiyet hakkını engeller nitelikte olduğunu, müvekkil banka, usulüne uygun şekilde devraldığı taşınmazı davalının hukuka aykırı fiilleri nedeniyle satamadığını, kiralayamadığını, taşınmaz üzerinde tasarruf edemediğini, bu durumun hukuk düzenince korunabilir bir durum olmadığının açık olduğunu, müdahalenin men’i istenen taşınmazda davacının haksız işgali sona erdiğinde, müvekkil taşınmaz üzerinde tasarruf edebilir hale geleceğinden, kira bedellerini de tahsil edebilir durumda olacağını, mevcut durum itibariyle davalı taraf, müvekkilin taşınmazını fiilen kullanmasına engel olarak kira bedellerini tahsil edebilmesini de engellemiş olmadığını, kiracılar ise, sözde kiralayan pozisyonunda bulunan davalıya kira bedellerini ödemek yoluyla sorumluluktan kurtulduğunu, ancak müvekkil, davalının haksız işgali nedeniyle kira alacağını tahsil edebilmek imkanından yoksun kaldığını, bu nedenle kira bedellerinin müvekkile ödenmesi veya mahkemece belirlenecek bir hesaba yatırılması talebi, “taşınmazın işletmesinin devri” talebinin doğal bir neticesi olup dava konusu olmadığı yönündeki yerel mahkeme belirlemesinin hatalı olduğunu, izah edilen nedenlerle yerel mahkemenin 14/08/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına, 26/07/2023 tarihli dilekçesi doğrultusunda taşınmazda kiracı sıfatıyla bulunan gerçek/tüzel kişiler ve bu kişilere ait işletmelerin keşif suretiyle tespitine, tespit edilecek kiracılara müzekkere yazılarak kira bedellerinin mahkemece açılacak/açtırılacak bir banka hesabına depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle ; Davacı tarafça ilk derece mahkemesinin delil tespitine yönelik talebinin reddinin isabetsiz olduğu belirtildiğini, davacı tarafça delil tespiti harcı yatırıldığı, bu sebeple tespitin yapılması gerektiği, taleplerinin kiracıların kim oldukları hususunun mahkeme eliyle belirlenmesi olduğu belirtildiğini, davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere delil tespiti, görülmekte olan bir davada henüz incelenme sırası gelmemiş yahut ileride açılacak olan bir davada ileri sürülecek bir vakıanın tespiti amacıyla, vaktinden önce delillerin toplanarak güvence altına alınmasını sağlayan geçici hukuki koruma talebi olduğunu , ön inceleme duruşması yapılmayan dosyada, delillerin taraflarca getirilmesi ilkesi gereğince davacı dosyanın esasına ilişkin iddia ettiği delilleri kendisi ikame edebilecek durumda olduğunu , dosya kapsamında ilk derece mahkemesinin kararında da isabetle belirttiği üzere tespit edilmemesi durumunda ileride yok olacak yahut gösterilmesi güç olacak delillerden söz edilemeyeceğini, incelenme sırası gelmiş bir delil hakkında delil tespiti istenemeyeceği gibi, talepte bulunanın hukuki yararı yoksa delil tespitine karar verilemeyeceğinden ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olduğunu, davacı tarafça davanın konusunun taşınmazın devrine yönelik olduğu dolayısıyla kira gelirlerinin de dava konusu olduğu belirtilmiş ise de davanın Yargıtay içtihatları gereğince el atmanın önlenmesi davası olması nedeniyle kira bedellerinin ödetilmesi hususunda tedbir kararı verilemeyeceği kararı isabetli olduğunu, kaldı ki ilgili taşınmazın vefa sözleşmesi kapsamında tekrar tarafımıza devri için halihazırda açılmış bir tapu iptal, tescil davası mevcut olduğunu, davanın esasına etki eder şekilde ilk derece mahkemesince karar kurulmamış olması, tedbir talebinin reddi yerinde olduğunu , tüm bu izahat sebebiyle davacı tarafın sunduğu ara karara karşı istinaf dilekçesine cevapları sunma zarureti hasıl olduğunu, izah edilen ve mahkemenizce re’sen nazara alınacak hususlar muvacehesinde; davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Derdest dava, meni müdahale ve haksız kullanım nedeniyle ecrimisil tazminatı , ferileri ve cezai şart taleplerine ilişkindir.Davacı vekilince yargılama sırasında mahkemeye UYAP tan 27/07/2023 tarihinde sunulan 26/07/2023 tarihli dilekçesiyle ; “…Müvekkil davacı banka tarafından davalı şirket aleyhinde sayın mahkemenizin yukarıda esas numarası verilen dosyasından açılan mülkiyeti davacı bankaya ait … İli, … İlçesi, … Caddesi, No:… adresinde konumlu, tapunun … ada, … parselinde kayıtlı, “… AVM” olarak adlandırılan, taşınmaz için men’i müdahale ve ecri misil talepli davada dava konusu taşınmazın ve işletmesinin devri talep edilmiştir. Ancak sözkonusu taşınmazda davalı dışında üçüncü şahıslar bulunması sebebi ile de iş bu talepte bulunma zorunluluğu doğmuştur. Şöyle ki;Davaya konu taşınmaz içerisinde muhtelif dükkan ve işletmelerin bulunduğu komplike bir yapı bir AVM dir. Taşınmazda bulunan dükkanlarda restoran, araç yıkama , giyim mağazası , spor salonu faaliyeti gösteren işletmeler bulunmakta olup bu işletmeler kiracı sıfatındadır. Sayın mahkemenize dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğumuz belgelerden de anlaşılacağı üzere ilgili gayrimenkule ait vefa hakkı süresi 31.12.2022 tarihinde sona ermiş olup, firmanın 28.12.2022 tarihli dilekçesi ile vefa hakkı protokolünün süresinin uzatılması talebi müvekkil Banka tarafından yapılan değerlendirme sonucunda talebin uygun bulunmadığı ve söz konusu gayrimenkulün işletmesinin müvekkil Bankaya teslim edilmesi için ayrıca bildirim yapılacağı 04.01.2023 tarihli yazı ile davalı firmaya bildirilmiştir. Dava konusu gayrimenkulün işletmesinin müvekkil Bankaya devri için davalı firmadan 07.02.2023 tarihli müvekkil Banka yazısı ile davalı firmadan bilgi ve belge talebinde bulunulması üzerine davalı firma tarafından birtakım bilgiler paylaşılmış olsa da gayrimenkulün devri için önem arz eden bilgilerin paylaşılmasının şirket yönetim kurulunca uygun bulunmadığı belirtilmiştir. Ankara 12. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … İli, … İlçesi, … Caddesi, No:… adresinde konumlu, tapunun …ada, … parselinde kayıtlı, “…AVM” olarak adlandırılan, “Beş Katlı Betonarme İşyeri ve Arsası” niteliğinde bulunan gayrimenkule ilişkin Vefa Protokolü kapsamında tanımlanan sürenin 31.12.2022 tarihinde sonlandığı ve ilgili gayrimenkulün 28.02.2023 tarihine kadar işletmesinin müvekkil Bankaya devir edilmesi istenmiş ancak devir davalı tarafından gerçekleştirilmemiştir. Dava konusu taşınmazın mülkiyeti davacı bankaya ait olup kira sözleşmesi ve vefa hakkı sona ermekle de bankaya ait mülkteki kira gelirleri de gene taşınmaz maliki davacı bankaya geçmiş bulunmaktadır. Ancak …AVM içerisinde yer alan işletmelerin kimler olduğu , kira sözleşmelerinin süreleri , ne kadar kira ödediklerine ilişkin bilgiler ve belgeler davalı firma tarafından davacı bankaya bildirilmemiş ve belgeler teslim edilmemiştir. Taraflar arasında sayın mahkemenize konu edilen ihtilaf nedeni ile de davacı banka tarafından tespit edilmesi mümkün olmamaktadır. Halihazırda iş bu derdest dava nedeni ile de mahkemelerden ayrı bir tespit yapılmasının talep edilmesi de mümkün değildir.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ;
Dava konusu … İli, … İlçesi, … Caddesi, No:… adresinde konumlu, tapunun … ada, … parselinde kayıtlı, “…AVM” olarak adlandırılan, “Beş Katlı Betonarme İşyeri ve Arsası” niteliğinde bulunan gayrimenkule yer alan işletmelerin ve kiracıların keşif sureti ile tespiti,Sözkonusu işletmelere sayın mahkemenizce müzekkere yazılarak kira bedellerinin tarafımıza ödenmesi hususunda ara karar kurulması veya sayın mahkemenizce açılacak bir hesaba depo edilmesi yönünde karar verilmesini…” talep etmiştir.Mahkemece 14/08/2023 tarihli gerekçeli ara kararı ile, HMK 400 v.d maddeleri gereğince,keşif yapılması suretiyle delil tespiti ve ihtiyati tedbir mahiyetindeki taleplerinin kabulüne ilişkin aranan gerekli yasal koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir.Keşif yapılması suretiyle Delil Tespiti ve ihtiyati tedbir mahiyetinde karar verilmesini isteyen banka vekili 28/08/2023 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.
HMK’nun “istinaf yoluna Başvurulabilen kararları” başlıklı 341. maddesine göre,”- (1) (Değişik:22/7/2020-7251/34 md.) İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:
a) Nihai kararlar.
b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.
(2) (İptal birinci cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 24/2/2022 tarihli ve E.:2021/34,
K.:2022/21 sayılı Kararı ile)
(2) (…) (Ek cümle: 24/11/2016-6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir. (1)
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. (1)
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. (1)
(5) İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.” şeklinde hüküm altına alınmış olup, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar yasa koyucu tarafından somut olarak tek tek sayılmıştır. İstinaf edilen ara karar ve dosya kapsamı ile talepler bu yönden incelendiğinde, taleplerin ve bu yönden verilen ve istinaf edilen ara kararın HMK 400 vd. Maddeleri uyarınca istenmiş olan bir “keşif yapılması suretiyle delil tespiti” talebi ve HMK 389 vd maddeleri uyarınca istenmiş olan “ihtiyati tedbir mahiyetinde ara kararı” talebi ve bu yönden verilmiş bir ara karar olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan inceleme sonunda işbu derdest davada davacı tarafça istenen keşif yapılması suretiyle delil tespiti ve ihtiyati tedbir mahiyetindeki taleplerinin mahkemesince verilen 14/08/2023 tarihli gerekçeli ara kararla reddedildiği,davacı vekilinin işbu ara kararını süresinde istinaf ettiği,keşif yapılması suretiyle delil tespiti talebinin reddine ilişkin ara karar kısmının niteliğine göre, HMK 341. maddesinde sınırlı olarak sayılan ve istinaf yoluna başvurulabilen vasıftaki kararlardan/ara kararlardan olmadığı anlaşıldığından, söz konusu ara karar kısmıyla ilgili istinaf başvurusunun/talebinin HMK 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davacı vekilinin, ihtiyati tedbir mahiyetindeki talebinin reddine ilişkin ara karar kısmına yönelik istinafının ise istinaf edilebilen ara kararlardan olması nedeniyle yapılan ön incelemesinde ön inceleme yönünden bir eksikliğin bulunmadığı anlaşılmış bu sebeplerle de sözkonusu ara karar kısmına yönelik istinaf başvuru sebepleri esastan incelenmiştir.Bu yönden olmak üzere, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri,mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş olan gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar ve bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde;Davacı vekilinin sözkonusu ihtiyati tedbir mahiyetindeki talebinin kabulü için HMK 389 vd maddeleri gereğince aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre, bulunmadığından reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ve mahkemesince de ,verilen ve istinaf edilen gerekçeli ara kararıyla sözkonusu ihtiyati tedbir mahiyetindeki talebin reddine dair karar verilmiş olduğundan,bu yönden,istinaf edilen ara kararda mahkemesince yazılı açıklamalar,yasal sebep ve gerekçeler ile mevcut dosya kapsamı birlikte gözetildiğinde, istinaf edilen işbu ara karar kısmında usul,yasa ve mevcut dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı,ara kararının hukuka uygun olduğu,bu sebeplerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından,istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 uyarınca reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
a) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2023/665 Esas sayılı 14/08/2023 tarihli ara kararına karşı , davacı banka vekilince yapılan istinaf başvurusunun/dilekçesinin, istinaf edilen ara kararının keşif yapılması suretiyle delil tespiti talebinin reddine ilişkin ara karar kısmının, HMK 341. Maddesi gereğince istinaf edilebilen ara kararlardan olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE
b) İhtiyati tedbir mahiyetindeki talebinin reddine ilişkin ara karar kısmına yönelik istinaf başvurusunun ise, HMK 353/1-b-1 Maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu istinaf karar harcı istinaf eden davacı taraftan peşin olarak alındığından harçla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
5-HMK 302/5 maddesi gereğince işbu ilamın kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin , harç tahsil işlemlerinin, HMK 359/4 Maddesi gereğince bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-f ile 391/3 bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 25/10/2023