Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1986
KARAR NO: 2023/2095
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2023
NUMARASI: 2021/917 E. 2023/237 K.
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 23/11/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/04/2023 tarih ve 2021/917 E – 2023/237 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin 28/11/2021 tarihinde yapılmış olan genel kurulda alınan kararlardan 3 numaralı karar ile yönetim kurulunun ibrasında müvekkillerinin bir kısmının olumsuz oy kullandığını ve şerh düşerek kabul etmediklerini belirttiklerini, yine genel kurulda alınan 11 numaralı kararda daha önce çekilmiş ve çekilecek olan kuraların iptali başlıklı maddeye de müvekkillerinin şerh düştüğünü, genel kurulun 12 numaralı kesin maliyet ile ilgili davalarda haricen anlaşılması halinde davadan feragat etmek yetkisi ve anaparadan vazgeçme hariç anlaşma yetkisinin yönetim kuruluna verilmesine ilişkin maddeye karşı olumsuz oy kullanıldığını, yine 14. madde ile de maliyet bedellerinin güncellenerek üyelere tebliğ edilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin maddeye bir kısım müvekkillerinin şerh düştüğünü, ayrıca 28/11/2021 tarihli genel kurulda üyelere konuşma hakkı verilmediğini, genel kurula katılan kişiler aleyhine olan maddelerde itiraz haklarını kullanmalarının engellendiğini, 28/11/2021 genel kurulda alınan 12. madde ile de daha önce noter huzurunda çekilmiş kuraların iptalinin de kazanılmış haklara aykırılık teşkil ettiğini, genel kurulun gerekçesiz olarak bu şekilde bir karar alarak kanunların üzerine çıkarak yetkisini aşıp kanun ve Yargıtay içtihatları ile yerleşmiş kazanılmış hak ilkesine aykırı olacak şekilde çekilen kuraları iptal etmesinin hukuka aykırı olduğunu, 2021/54 Esas sayılı dava dosyasında 2019 yılında alınan kesin maliyet kararını iptal etmeden 28/11/2021 tarihinde kesin maliyet bedellerinin güncellenmesine ilişkin 14. maddenin de yasaya aykırı olduğunu, zira kooperatif tarafından 2019 yılı genel kurulunda alınan kesin maliyete ilişkin karar iptal edilmeden yeniden kesin maliyet kararı alınamayacağını, her ne kadar davalı kooperatifçe kesin maliyetlerin güncellenerek üyelere tebliğ edilmesi şeklinde bir karar almışsa da bu kararın yeniden kesin maliyet çıkarılması olarak nitelendirilmemesi gerektiğini, zira 2019 yılında çıkarılan kesin maliyete ilişkin üye sayısı ile 2021 yılında çıkarılacak olan üye sayısı farklı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılacak kesin maliyetin eşitlik ilkesi kapsamında 453 kişiye paylaştırıtması gerektiğini, ayrıca davalı kooperatifin bir kısım üyelere çift üye numarası verdiğini, genel kurula davet edilen üye olarak kabul edilen …, …, …, …, …, …, …, ‘e davalı kooperatif tarafından çift üye numarası verildiğini, müvekkillerinin yerine davalı kooperatif tarafından usulsüz olarak üye kaydı yapıldığından müvekkillerine yeniden üye numarası verildiğini ve böylece iki üye numaraları olmadığını belirterek genel kurul kararlarının icrasının tedbiren durdurulmasına, davanın kabulü ile davalı kooperatifin 28/11/201 tarihli genel kurulunun 3, 11, 12 ve 14. maddelerinin iptaline, mümkün olmaması halinde yoklukla malül olduğunun tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mevcut kooperatif yönetim kurulunun 2018 tarihli genel kurulda oybirliği ile seçildiğini, bu zamana kadar kooperatifin kapısına yıllardır kilit vurulan iş yapamaz bir yer halinde olduğunu, bu süreçte kooperatifin durumunun kötüye gittiğini gören üyelerin büyük bir kısmı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, kooperatiften istifa eden üyelere yapılan ödemelerin mevcut üyeler tarafından sağlandığını, söz konusu istifaların çok fazla olduğunu, kooperatifin 2006 senesinde üye sayısı 1692 iken 2016 yılına gelindiğinde bu sayının 156’ya düştüğünü, burada istifa eden üyelerin çok büyük bir kısmının kooperatife bir kısım ödeme yapmış olup yaptıkları bu ödemeleri de istifayla birlikte geri talep ettiklerini, yine ikiz kuleler diye bilinen site inşaatının 14 yıldır atıl durumdayken Melikgazi Belediyesi’nin söz konusu binanın yıkımı için karar aldığını ve yıkım çalışmalarına başladığını belirterek davacı tarafın kararların icrasının durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine, şayet mahkeme aksi kanaatteyse müvekkilinin uğrayacağı zarara karşılık gelen 5.000.000,00-TL’dan az olmamak üzere teminatın dosyaya yatırılmasına, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi hükmü uyarınca miktarı ve mahiyeti mahkemece belirlenmek üzere davacı tarafça teminat yatırılmasına, öncelikle davanın usulden reddine, şayet mahkeme aksi kanaatteyse, iptali istenen her genel kurul karar maddesinin ayrı ayrı tefrikine, tefrik edilen maddelere şerh koyan davacılar nezdinde davanın devamına diğer davacılar nezdinde davanın reddine, kooperatife üye olmayan davacılar nezdinde davanın reddine, netice itibariyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkeme kararında; “…Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede dosya kapsamına göre; 28/11/2021 tarihli olan olağan genel kurulu toplantısı için 453 ortağa çağrı yapıldığı, 453 ortaktan 217 ortağın asaleten ve 124 ortağın vekaleten olmak üzere toplantıya toplam 341 ortağın katıldığı görülmektedir. Genel kurul toplantı yeter sayısının ortakların 1/4 oranında toplantıya katılmasıyla ve karar yeter sayısının ise toplantıya katılan ortakların yarısından bir fazlasının oyu ile sağlanabilir olduğu dikkate alındığında, buna göre dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı kooperatifin 453 ortağı olduğu tespit edildiğinden toplantı yeter sayısının 114 olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 341 ortağın katıldığı, dava konusu edilen gündem maddelerinin 80 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildiği görülmüştür. Bilirkişi kurulu tarafından dava konusu genel kurul toplantısı öncesinde üyeliğe kabul edilen 176 kişinin bir kısmının üyelik numarasının çift olduğu ve üyelik numaralarının sonunda “YK” ekinin bulunduğu, diğer üyelerde ise böyle bir durumun olmadığı, bu kişilerin üyelik için yaptığı ileri sürülen ödemelerle ilgili belge olmadığı, mevcut duruma göre bu kişilerin genel kurul toplantısı nedeniyle kooperatife ortak olarak kayıtlarının yapıldığı tespit edilmiştir. Buna göre toplam 176 kişinin 28/11/2021 tarihli genel kurulda oy kullanmaları amacıyla ortak yapıldığından bu kişilerin oylarının geçersiz sayılması gerekmektedir. Dava konusu genel kurulda alınan kararların 80 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edilmiş olmasına göre; 341 ortağın katıldığı genel kurulda geçersiz sayılan 176 kişinin oyu ile 80 ret oyu çıkarıldığında geriye dava konusu gündem maddelerine olumlu oy kullananların sayısının 85 olduğu, buna göre de dava konusu genel kurulda alınan kararların en fazla 5 oy farkla alınmış olması nedeniyle bu durumda kullanılan oyların sakatlandığından, davanın kabulü ile 28/11/2021 tarihli genel kurulda alınan gündemin 3, 11,12 ve 14. maddelerinde alınan kararların yoklukla malul olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 02/07/2020 tarihli, 2020/448 Esas ve 2020/519 Karar sayılı emsal karar ilamı ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 21/03/2022 tarihli, 2021/2252 Esas ve 2022/1509 Karar sayılı emsal ilamı). Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Bu nedenle davalının husumet yokluğu itirazına itibar edilmemiştir. Davacıların terditli talebi olan dava konusu gündem maddelerinin yoklukla malul olduğunun tespiti hakkında kabul kararı verilmiş olmakla, terditli iptal talebi hakkında karar verilmesine gerek görülmemiştir.
Eldeki davada davacılar talebinin aynı yani ortak ve tek hukuki sebeple kabul edildiği ve A.A.Ü.T’nin 3/2. maddesi gözetilerek, kendisini vekil ile temsil eden davacı yararına ortak/ tek sebeple kabul edilen dava yönünden tek vekalet ücreti verilmesi mahkememiz tarafından usul ve yasaya uygun bulunmuştur (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2022 tarihli, 2022/2763 Esas ve 2022/2763 Karar sayılı emsal karar ilamı).
Yukarıda açıklanan nedenler karşında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir. Davacıların davasının kabulü ile 28/11/2021 tarihli genel kurulda alınan gündemin 3, 11, 12 ve 14. maddelerinde alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin sonradan üye olan 176 ortağın genel kurulda oy kullanmak için üye yapıldığı şeklinde kanaatini doğuran iki emare olduğunu, bunlardan birisi, üye numaralarının çift olması ve üye numarasının sonunda YK ibaresi olması; diğer emare ise bu üyelerin ödeme yapmadığını, yerel mahkeme kararının sebebi ve dayanağı kooperatife 2019-2021 yılları arasında dahil edilen 176 ortağın genel kurulda oy kullanmak üzere üye kaydedildiğini, söz konusu hüküm usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf etme zorunluluğu hasıl olduğunu, mevcut kooperatif yönetim kurulu, 2018 tarihli genel kurulda oybirliği ile seçildiğini, istifa eden üyelerin çok büyük bir kısmı, kooperatife bir kısım ödeme yapıldığını, yaptıkları bu ödemeleri de istifayla birlikte geri talep ettiğini, ikiz kuleler diye bilinen site inşaatı, 14 yıldır atıl durumdayken Melikgazi Belediyesi, söz konusu binanın yıkımı için karar verildiğini, yıkım çalışmalarına başladığını, müvekkil kooperatife 2013-2016 yılları arasında atanan denetmen kayyım raporunda, tapusunu almış üyelerden kesin maliyet bedelinin alınmadığı, kira bedeli alınmadığı bu alacakların talep edilmesi gerektiğine ilişkin rapor tanzim ettiğini, bu doğrultuda mevcut yönetim, müvekkil kooperatiften taşınmaz temin eden üyelere kesin maliyet hesabı çıkartmış ve bu doğrultuda Kayseri Asliye Ticaret Mahkemelerinde 190’a yakın dava açıldığını, davacıların tamamı bu davalarda davalı konumunda olduğunu, aleyhlerine alacağa hükmedildiğini, kooperatif ana sözleşmesinin 12. maddesinde ortak sayısının genel kurul ile belirleneceği bildirildiğini, müvekkil kooperatifin 2005 tarihli genel kurulda kooperatife en fazla alınacak üye sayısı 3000 olarak belirlendiğini, 2021 yılı itibariyle 453 üyenin mevcut olduğu düşünülürse bir usulsüzlük olmadığında görüleceğini, 2021 yılı içerisinde kaydolan üyelerin, kooperatiften istifa eden üyelerin yerine geçtiği kabul edilebilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararında söz konusu 176 üyenin genel kurulda oy kullanması için üye kaydedildiğine dair hükmün sebep ve dayanağı bu üyelerin çift numaralı üye numaraları olması ikincisi ise bu üyelerden ödeme alınmaması gerektiğini, üye numaralarının hiçbir bağlayıcılığının olmadığını, üye sayısının hatalı yazıldığını, güncel hususların değerlendirilmediğini, yerel mahkeme tarafından yazılan gerekçeli kararda 176 üyenin sonradan üye yapıldığından bahsedilse bu sayının 173 olduğunu, kabul yönünde kullanılan oy sayısı çoğunlukta olduğunu, yerel mahkeme, 176 üyenin çıkartılması neticesinde 5 oy farkla genel kurulda alınan kabul oyunun fazla olduğunu, bu hususun da genel kurulu sakatladığını hükme bağlandığını, arz ve izah edilen nedenlerle ve resen gözetilecek hususlar neticesinde; İstinaf başvurusunun kabulüyle, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddi yönünde karar verilmesini, yerel mahkeme kararının bozularak gönderilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Uyuşmazlık, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu 28.11.2021 tarihli genel kurulda alına kararların yoklukla malul olduğuna karar verildiği görülmüştür.
Kararı davalı taraf istinaf etmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki “Genel Kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağırılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir.” kooperatif ana sözleşmesinin 33 ncü maddesinin “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuların görüşülebilmesi için kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir.” hükmü ile aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükümleri emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırı olarak yapılan toplantı ve alınan kararlar yok hükmündedir.
B)Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, genel kurul kararlarını sakatlayan hukuka aykırılıklar bakımından Yargıtay 6 ve 23. Hukuk Dairelerinin yerleşmiş içtihatları gereğince kararlar yoklukla malul, mutlak butlanla malul ve iptal edilebilir kararlar olarak üçe ayrılmaktadır. Emredici kurallara aykırı kararlar bakımından kararın şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici kurallara aykırılık halinde (örneğin, toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmaması) yokluk yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı, maddi-öze ilişkin kanunun emredici kurallarına aykırılık halinde ise (örneğin, kararın ahlaka ve adaba aykırı olması, konusunun imkansız olması, kesin hükme ve kanunun emredici madde hukuk kurallarına aykırı olması) alınan kararların mutlak butlanla malul olacağı, kişisel hakları ilgilendiren ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı kararların ise iptal edilebilir kararlar olduğu kabul edilmektedir.
Bu kapsamda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak karar yeter sayısı oluşmadan alınan kararların yok hükmünde olduğu, bu kararlar bakımından taraflarca açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi kararların yok hükmünde olduğunun hakim tarafından re’sen nazara alınacağı bu kararlar bakımından dava açan üyenin genel kurula katılmış olması, karşı oy kullanması, muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılması ve hak düşürücü süre içinde açılmış olması koşulları aranmayacağı gibi yok hükmünde olan kararların baştan itibaren hukuk aleminde varlık kazanmayacağı kabul edilmektedir. (Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarih 2016/6131 E., 2018/5820 K., 03.10.2017 tarihli 2015/7915 E., 2015/2501 K. sayılı ilâmı) Yargıtay 6. H.D 2022/2507 Esas 2023/3001 Karar)
Somut olayda, iptali istenilen 28.11.2021 tarihli genel kurul toplantısına hazirun listesine göre 341 ortak katıldığı toplantıya katılan 176 kişiden bir kısmının çift üye numarasına sahip olduğu üyelik için yapıldığı belirtilen ödemelere ilişkin belgeye rastlanılmadığı buradan hareketle genel kurulda oy kullanmaları amacıyla üye olarak kayıt edildikleri anlaşılmaktadır. Bu 176 kişinin üye olmadıkları ve oy kullanma hakkına sahip olmadıkları kabul edildiğinde kooperatifin üye sayısının 277 kişi olacağı bu durumda toplantı yeter sayısının 70 olacağı toplantının 176 üye ile yapıldığı kararlara karşı 80 red oyu 85 kabul oyu verildiği anlaşılmaktadır. Genel Kurulda şeklen toplantı ve karar nisabı sağlanmış gözükmesine rağmen kooperatife üye almadıkları halde genel kurulda oy kullanmaları amacıyla 176 kişinin üye yapılmış gösterilerek toplantı yapılmasının şekli bakımdan ve kurucu unsur bakımından emredici kurallara aykırı olduğundan alınan kararlar yok hükmünde olup hukuk aleminde hiçbir şekilde varlık kazanamayacağı, baştan itibaren geçersiz olduğu ortadadır.
Bu durumda mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/04/2023 tarih ve 2021/917 E – 2023/237 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davalı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça fazlaca yatırılan istinaf harçlarının davalı tarafa iadesine,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/11/2023