Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1944 E. 2023/2006 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1944
KARAR NO: 2023/2006
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2023
NUMARASI: 2020/569 E. 2023/405 K.
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 16/11/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/05/2023 tarih ve 2020/569 E – 2023/405 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 29/004/2015 tarih, 2015/6 sayılı kararla …Yapı Kooperatifine üye olduğunu ve …nolu daireye ilişkin tüm borçlarını ödediğini, … yapı Kooperatifi’nin müteahhit firma olarak yer aldığı, … İlçesi …/… Mah. …Ada, … parsel de yer alan bağımsız bölümlerin hak sahiplerini belirlemek için kooperatif üyeleri arasında Kayseri … Noterliğinde kura çekilişi yapıldığını, kura sonucuna göre müvekkilinin No … de yer alan kat irtifakının kurulduğunu, mesken niteliğindeki bağımsız bölümün hak sahibi ve maliki olduğunu, müvekkilinin ödemelerini düzenli olarak yaptığını, dava konusu … ada, … parsel üzerinde yapılan … Kat … nolu daireye ilişkin tüm borçlarını ödediğini, dava konusu dairenin fiili kullanımının müvekkilinde olduğunu ve kiraya verdiğini, davalı kooperatifin … nolu bağımsız bölümünün tapusun müvekkili adına tescil etmediğini, davalı firmanın üzerindeki mallara haciz konulduğunu, müvekkilinin dairesine de haciz şerhi konulduğunu, müvekkilinin polis memuru olarak görev yaptığını ve gazi olduğunu, söz konusu taşınmazın tapusunun müvekkiline devredilmemesi sebebiyle mevcut tapunun iptal edilmesini istediğini, iptali sağlanan tapunun hacizlerden ve kısıtlayıcı şerhlerden arındırılmış şekilde müvekkili adına tescil edilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde tapu bedelinin güncel değerinin müvekkiline ödenmesini, söz konusu taşınmaza ihtiyati tedbir konulmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde davalıdır şerhi konulmasını talep etmekle, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; davacının iddia ve isnatlarının gerçeğe aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının dava açmadan önce arabuluculuğa başvurması gerektiğini, ancak başvurmadğını, davacının kura çekimine katılmış olmasının borcunun olmadığı anlamına gelmeyeceğini, taşınmazın ortağa tahsis edilmiş olmasının kendiliğinden mülkiyet hakkının davacıya geçmesi sonucunu da doğurmayacağını, davacının tescil talebinde bulunabilmesi için öncelikle kendisinin ödemesi gereken maliyet fark bedelini ödemek zorunda olduğunu, davacının kesin hesap maliyet farkı nedeniyle kooperatife 14/07/2020 tarihi itibariyle 130.000’TL’nin üzerinde bakiye borcununu bulunduğunu, davacı ticari dava ve ticari alacak talebine ilişkin olması nedeniyle dava şartı arabuluculuk sürecinin tüketilmediğinden öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı kooperatif ortağının tapu iptal tescil talebinde bulunabilmesi için öncelikle dava tarihi itibariyle kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş, yani kooperatife karşı herhangi bir borcunun bulunmaması gerektiği, davacının kooperatife tamamlamaması, kooperatif tahsis kararının kişiye ayni hak vermeyeceği, kura çekimine katılmış ve taşınmazın ortağa tahsis edilmiş olması mülkiyet hakkının geçmesi sonucunu doğurmayacağı gibi ortağın borcunun olmadığı anlamına da gelmeyeceğini, kooperatif faaliyetlerinin bahsedilmeyeceği, dolayısıyla kooperatiften tapu bedelinin güncel değerinin istenemeyecek olması nedeniyle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacının davalı kooperatif üyeliğinden kaynaklı davalı hakkında açmış olduğu tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat taleplerine ilişkin olarak deliller toplanmış, dava konusu taşınmazın değeri keşif yapılarak tespit edilmiş ve bilirkişi heyeti raporu alınmıştır. Alınan bilirkişi ek raporunda davacının Tapu devrinin hacizler dolayısıyla mümkün olamayacağından tapu iptal tescil talebinde bulunamayacağı ancak tazminat bedeli olarak Yargıtay’ın kademeli formülü gereğince yapılan hesaplama ile 213.913,38TL alacağının olacağının belirtildiği görülmüştür. Söz konusu raporun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılarak rapora itibar edilmiş ve davacının davalı kooperatif üyeliğinden kaynaklı davalı kooperatiften tapu iptal ve tescil talebinde bulunamayacağı ancak davalı kooperatiften tazminat talebinin yerinde olduğu görülmüş ve böylece, davacının Tapu İptali Tescil Talebinin reddine, davacının terditli olarak açtığı Tazminat Davasının Kabulü ile; 213.913,38-TL alacağının 10.000,00-TL’sinin dava tarihi olan 28/08/2020 tarihinden, 203.913,38 TL’sinin tamamlama harcının yatırıldığı tarih olan 29/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacının Tapu İptali Tescil Talebinin reddine, Davacının terditli olarak açtığı tazminat davasının kabulü ile; 213.913,38-TL alacağının 10.000,00-TL’sinin dava tarihi olan 28/08/2020 tarihinden, 203.913,38 TL’sinin tamamlama harcının yatırıldığı tarih olan 29/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından sunulan başvuru dilekçesinde özetle; Kooperatif tarafından aldırılan kesin maliyet raporunun dava tarihinden sonra alındığını, ödemeleri karşılaştırılan üyelerin ödemelerinin de 2021 yılında yani dava tarihinden sonra olduğu açıkça ortada olduğundan ilk derece mahkemesi ilamının Kooperatifler Kanunu 23. Maddeye göre denetime elverişsiz ve eksik olduğunu, tazminat hesaplaması yönünden aynı bilirkişi heyeti tarafından dosyaya 3 adet hesaplama sunulduğunu, ilk hesaplamaya göre 04.10.2021 tarihli raporda 417.431,70 TL, 23.02.2022 tarihli raporda 210.093,50 TL , 19.04.2022 tarihli raporda 213.913,38 TL olacağı şeklinde birbiriyle çelişkili raporlar hazırlandığını, raporlarda çelişkinin gerekçesi belirtilmediğini, bu durumun bozma nedeni olduğunu, müvekkil … 29.05.2015 tarihinde …Yapı Kooperatifinin ortağı olduğunu, dava konusu taşınmaza ait tüm borçlarını ödediğini, müvekkil … ile … Kooperatifi arasında 29.04.2015 tarih ve 2015/6 sayılı kararla ortaklık senedi düzenlendiğini müvekkil bu tarihten itibaren kooperatife ortak olduğunu, müvekkil ilk günden itibaren ortaklık senedinde belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkil ortaklığı devam ederken 14.04.2017 tarihinde Mardin’de müdahale etttiği terör olayları neticesinde gazilik şerefine ulaştığını, müvekkil mesleki dayanışma umuduyla ortak olduğu kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, dava konusu taşınmazın kura çekilişi Kayseri …Noterinde …tarihinde yapıldığını, kura sonucunda … Kat … nolu dairede yer alan bağımsız bölümde müvekkil hak sahibi olduğunu, Kayseri … Noterliğinde … tarihinde onaylanan kooperatif yönetim kurulu kararında alınan kararda da müvekkilin borcunun kalmadığının tespit edildiğini, Kayseri …Noterliğinde yapılan işlemle içerisinde müvekkil …’inde yer aldığı 28 üyenin kooperatif ortaklıklarının sonlandırılmasına ve faturalarının düzenlenmesine ilişkin Seri:… Sıra No:… sayılı 160,608,18 TL lik fatura müvekkil adına düzenlenerek teslim edildiğini, tüm inşaat firmaları daireler teslim edildikten ve tüm borçlar ödendikten sonra fatura düzenlendiğini, müvekkil de dairenin tüm borçlarını ödedikten sonra faturası kesildiğini, müvekkil tüm borçlarını ödedikten sonra davalı … yapı kooperatifi tarafından dairesi teslim edildiğini, dairenin fiili kullanımı müvekkile geçtiğini, müvekkil daireyi kiraya verdiğini, müvekkil belirtilen bu yönetim kurulu kararından önce (müvekkilin ödeme makbuzlarından da görüleceği üzere 18.09.2017 tarihinde toplu olarak 30.000 TL, 27.09.2017 tarihinde de toplu olarak 53.300 TL) kooperatif borcundan bakiye kaldığı belirtilen toplu ödeme yaptığını, davalı kooperatif … numaralı dairenin tapusunu müvekkil adına tescil etmediğini, yargılama sırasında dosya bilirkişiye gönderildiğini ancak bilirkişi eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, Kayseri … Noterliğinde onaylanan ilgili yönetim kurulu kararında ortaklığın sonlandırılması kararı alındığı ve müvekkilin borcunun olmadığı noter onaylı yönetim kurulu kararından görünmesine rağmen bilirkişi raporu itirazların hem bilirkişilerce hem de mahkeme tarafından yeterince incelenmeden eksik araştırma ve yanlış değerlendirme ile karar verildiğini, Kooperatifler Kanunu 23.maddesi eşitlik ilkesine göre kooperatif ortaklara her açıdan hak ve sorumluluklarda eşit davranmak zorunda olduğunu, bilirkişi raporuna karşı itirazların dikkate alınmadan ve diğer üyelerin ödeme tarihleri, ödeme miktarları ve tapu devir tarihleri araştırılmadan hüküm kurulduğunu, müvekkile noter kurası ile dairenin isabet ettiği ve müvekkille kura çekilişine katılıp aynı ödemeleri yapan üyelere tapuların devredildiği hususu hiç dikkate alınmadığını, kura kayıtları dosyaya girmeden karar verildiğini, müvekkille aynı şartlarda kooperatif üyeliği olan, kura çekilişine katılan ve aynı ödemeleri yapan üyeler tapularını devraldığını, bu hususta kura kayıtlarının dosyaya celbi sağlanarak bilirkişi raporlarında değerlendirilmesi gerektiği hem beyan olarak hem de bilirkişi raporıu itiraz dilekçelerinde tarafça defaaten talep edildiğini, müvekkilin diğer kooperatif üyeleri ile birlikte geçici maliyet bedeli ve tapu masraflarını da aynı tarihlerde ödediği dikkate alınarak haciz ve şerhlerden ari olarak tapu iptal ve tescil kararı verilmesi gerektiğini, terditli olarak açılan davada Yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda ilk talebi olan tapu iptali ve hacizlerden ari olarak tescile karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi ek raporunda tapu devrinin hacizler dolayısıyla mümkün olamayacağı için müvekkilin tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı ancak tazminat bedeli olarak Yargıtayın kademeli formülüne göre yapılan hesaplama gereğince 213.913,38 TL alacağının olduğu belirtildiğini, terditli olarak açılan davada 23.02.2022 tarihli bilirkişi raporu ile 04.10.2021 tarihli raporu, 19.04.2022 tarihli bilirkişi raporu açıkça çelişmesine rağmen bu çelişkilerin 30.06.2022 tarihli raporda da giderilmemesi hukuka aykırı olduğunu, 19.04.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin 280.000 TL olduğu gözetilerek rapor hazırlandığını, hazırlanan raporda müvekkil …’in 213.913,38 TL davalı kooperatiften alacağı olduğu belirtildiğini, İlk derece mahkemesi de bu rapordaki hesaplamaya göre karar verildiğini, bilirkişi raporları arasında ciddi manada çelişki olmakla birlikte iki rapor arasındaki çelişkinin nedeni gerekçelendirilmeden ve denetime elverişsiz rapor ile karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin özetle hem tapu iptali ve tescil hem de tazminat yönünden hukuka aykırı karar verdiğini, ilk derece yargılamasında dosyaya 1 kök 2 adet de ek bilirkişi raporu hazırlandığını, bilirkişi raporları arasında hem tazminat miktarları açısından hem de müvekkil ve kooperatif yönünden eksik ve hatalı şekilde yapılmış tespitler bulunduğunu, bilirkişi raporunda dosyaya giren noter kura çekiliş evrakları hiç dikkate alınmadığını, müvekkilin daireyi hak kazandığı tarih ve bu hak kazanmaya ilişkin işlemler yeterince belirlenmeden dosya karara bağlanmış olup dosyanın eksik inceleme ve yanlış değerlendirme neticesinde bozulması gerektiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2020/569 Esas, 2023/405 Karar sayılı ilamının özellikle Kooperatifler Kanunu 23. Maddesi yönünden eksik inceleme yapılması ve yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasını, davanın kabulünü, dairenin esastan karar verilmesi hususunda aksi kanaatte ise ilk derece mahkemesi kararının bozularak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan istinaf cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/569 Esas 2023/405 Karar sayılı ilamına karşı davacı …’in istinaf dilekçesinde belirttiği tüm hususları reddediklerini, kabul etmediklerini, Davacı, … İli … İlçesi … Mh. … Ada … Parsel de bulunan …nolu bağımsız bölüm tapusunun iptali ile … adına tesciline mümkün olmaması halinde ise tapu bedelinin güncel değerinin ödenmesini dava ve talep ettiğini, mahkemece davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, terditli tazminat talebinin kabulü ile 213.913,38 TL’nin müvekkil kooperatiften alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğini, davacı, tapu iptal ve tescil mümkün olmaması halinde tapu bedelinin güncel değerinin (alacak) ödenmesini talep ve dava ettiğini, buna rağmen dava dilekçesinde talep edilmeyen tazminata yönelik karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, davacı talepleri arasında alacak olduğundan talep ve talep niteliğine göre davanın ticari dava ve ticari alacak talebine ilişkin olması nedeniyle öncelikle arabuluculuk dava şartı yerine getirilmesi gerektiğini, mahkemenin tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar vermiş olması yerinde olduğunu, davacının tapu iptal ve tescil talebinde bulunabilmesinin mümkün olmadığını, Kooperatif yönetim kurulunca çıkarılan maliyet hesaplarında … ili … ilçesi … Mh. … Ada … Parsel üzerinde bulunan …nolu bağımsız bölümün maliyet bedeli 288.526,00 TL olarak tespit edildiğini, davacının dava tarihine kadar kooperatife 159.500TL ödeme yaptığı bilirkişi rapor ile de tespit edildiğini, davacının ödeme yaptığı bedel ile teknik heyet raporuna göre maliyet arasındaki farkın kooperatife ödenmesi gerektiğini, davacı edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini, bakiye bedeli ödemediğini, bu hususun bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiğini, davacının kooperatife karşı ortaklığından kaynaklanan yükümlülükleri devam ettiğini, davacı …; 28.04.2015 tarihinden itibaren kooperatifin 26 numaralı ortağı olduğunu, davacının ortaklıktan çıkma, çıkarılma veya ihraç gibi ortaklığını sona erdiren herhangi bir durum bulunmadığını, bu hususun bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, bu nedenle de davacının kooperatif ana sözleşmesi 20/II-21 gereğince kooperatife karşı ortaklığından kaynaklanan yükümlülükleri devam ettiğini, ortaklıktan çıkarılmaya ancak kooperatif genel kurul tarafından karar verilebileceğini, kooperatif genel kurul tutanakları incelendiğinde davacının üyelikten çıktığına veya çıkarıldığına veya üyeliğinin sonlandığına ilişkin herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığını, bu itibarla davacının halen kooperatifin ortağı olduğunu, dolayısıyla parasal yükümlülüklerinin devam ettiğinin anlaşıldığını, davacının tapu bedelinin güncel değerini talep hakkının bulunmadığını, davacının daire bedelini talep edebilmesi için kooperatifte adına tahsis edilebilecek dairenin kalmamış olmasının sabit olması gerektiğinden davacının bedel talebi yerinde olmadığını, mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiş olması yerinde olduğunu ancak aşamada edim imkansızlığından söz etmek mümkün olmadığından davacının lehine tazminata hükmedilmesi hatalı olduğunu, Kooperatifin yükümlülüğü “ilgili daire” değil, ana sözleşmeye uygun oturmaya ve kullanılmaya elverişli konut tahsis ettiğini, bu nedenle hali hazırda kooperatifin davacıya ileride konut tahsis edemeyeceğini söylemek mümkün olmadığını, kaldı ki tapu iptal ve tescili istenen taşınmaz halen kooperatif adına kayıtlı ise de fiilen davacı tarafından kullanıldığını, 02.11.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde defaatle dile getirilen üzere davacıya tahsis edilebilecek daire mevcut olduğunu, davacının tazminat talep edebilmesi de mümkün olmadığını, bu nedenle davacının tazminat talep edebileceğinden bahisle tazminat hesabı yapılması ve 213.913,38 TL’nin müvekkil kooperatiften alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle davacının istinaf taleplerinin reddiyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, arz edilen ve mahkemenizin re’sen dikkate alacağı diğer nedenlerle; istinaf talebinin kabulüyle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/569 Esas, 2023/405 sayılı kararının kaldırılarak, davanın reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen kur’a ile müvekkiline isabet eden … ilçesi … mahallesi … ada … numaralı parselde yer alan bağımsız bölümlerden … kat … numaralı bağımsız bölümün kendi adına tescil edilmediği ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu iptaline şerhlerden arındırılmış şekilde kendisi adına tesciline olmadığı takdirde güncel tapu bedelini talep etmiştir.Mahkemece, davacının tapu iptal ve tescil davasının reddi ile davacının 213.913,38 TL tazminat isteme hakkı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.Kararı,davacı vekili istinaf etmiştir.Dava, konut tahsis edilemeyen kooperatif ortağının tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece aldırılan 14.11.2021 tarihli 30.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacının 288.526 TL kesin maliyet borcu bulunduğu davacının 01.04.2018 tarihi itibariyle 159.500 TL ödeme yaptığının belirtildiği, Kooperatif adına 2 daire bulunduğu bu dairelerden bir tanesinin davacı tarafından fiilen devredilen ve davacının kiraya verdiği daire olduğunun belirtildiği görülmüştür.Bilindiği üzere kooperatifçe bir dairenin tahsisi ortağa şahsi hak kazandırmakta olup, kooperatifin tapuda kendisi adına kayıtlı olan dairenin tapu devrini ortağı üzerine yapmaması kendi adına olan tescilin yolsuz olduğu anlamına gelmez. TMK’nın 705.maddesinde tescilden önce mülkiyetin kazanılabileceği haller “miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer haller” olarak belirtilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda, kooperatif üyelerine mülkiyetin, kura çekimi ile geçeceğine ilişkin bir düzenleme olmadığı gibi TMK’nın 705.maddesinde öngörülen diğer istisnai haller de bulunmaması halinde, konut yapı kooperatiflerinde kura çekimi ile mülkiyetin kooperatif üyesine tescilsiz geçeceğinin kabulü de mümkün değildir. Taşınmazın davacı ortağa tahsisi mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeder ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı verir. Taşınmaz tapusunun ortak üzerine geçirilmesine kadar da taşınmaz kooperatif mülkiyetinde olacağından ve bu tescil yolsuz tescil olmadığından kooperatifin gerçek alacaklılarının haciz tarihinde borçlu kooperatif adına kayıtlı taşınmaz üzerinde haciz uygulattırmaları ve borcun ödenmemesi üzerine satış istemeleri yasal bir işlemdir.Bununla birlikte kooperatife borcu olan ortak, mülkiyetin tespitini isteyemez ise de, konutun kendisine tahsis edildiğinin tespiti isteyebilir. (Yargıtay 23. H.D 2014/10748 Esas 2015/6820 Karar- 2014/1167 Esas 2014/6445 Karar – 2016/5420 Esas, 2017/828 Karar )Davacı taşınmazın tapu kayıtlarını hacizlerinden ari olarak tescilini talep etmiş olup haciz lehtarlarının davada davalı olarak yer almadıkları görülmektedir. Davada yer almayan haciz lehdarları aleyhine karar verilmeyeceği usul ve yasa hükmü gereğidir.Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve davacı tarafın davalı kooperatife borcunun bulunduğunun belirtilmesine, edimini yerine getirmeyen davacının tescil talebinde bulunamasına, haciz lehdarlarının davada taraf olarak yer almamalarına karara karşı yalnızca davacı tarafça istinaf yasa yoluna baş vurulmuş olunmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/05/2023 tarih ve 2020/569 E – 2023/405 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/11/2023