Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1897 E. 2023/1628 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1897
KARAR NO: 2023/1628
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/08/2023 ARA KARAR
NUMARASI: 2023/636 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 11/10/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2023/636 Esas 14/08/2023 tarihli ara kararına karşı , davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 03/07/2023 tarihli dilekçesinde özetle; Davalının müvekkil şirkete vade farkına ilişkin düzenlenen fatura alacağından kaynaklanan ödemesini gerçekleştirmemesi üzerine 30.05.2023 tarihinde kapalı tebligat ile gönderilmek üzere davalıya yönelik ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Mezkur tebligat 04.06.2023 tarihinde tebellüğ edilmiş olup davalı tarafından işbu takibe itiraz edilmiş ve takip durdurulmuştur. Ancak önemle belirtmek gerekir ki karşı tarafın takibe itirazı haksız ve mesnetsizdir. Zira müvekkil şirketin fatura alacağı kaynaklı olarak davalıdan alacağı bulunmaktadır. Davalıya yönelik başlatmış olduğumuz icra takibi itiraz yoluyla durdurulduğundan Sayın Mahkemeniz huzurundaki işbu itirazın iptali davasını ikame etme zarureti hasıl olduğunu, Bu kapsamda, fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiğini, işbu davaya konu takip yukarıda izah edilen şekilde, ticari satımdan kaynaklanan fatura alacaklarının ödenmemesi üzerine oluşan cari hesap kaynaklı vade farkı faturalarının tazmini hakkında başlatılmış olup davalı borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edilmiş ve takip durdurulduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan ve Kayseri İcra Müdürlüğü … E. sayılı takibine konu …, …, … ve … faturalarının ödenmemesi üzerine, döviz kurunda yaşanan değişiklikler sebebiyle vade farkı oluştuğunu, işbu cari hesap kaynaklı oluşan vade farkı kaynaklı borca ilişkin … numaralı ve … numaralı faturalar tanzim edildiğini, mezkur faturalar davalı borçlu tarafından kabul edilmişse de oluşan vade farkına dair davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını ve Kayseri İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ikame edildiğini , ancak davalı tarafından işbu dosyaya mesnetsiz olarak itiraz edilmiş olup huzurdaki dava ile işbu dosyaya yapılan itirazın iptali talep edildiğini, davalı borçlu tarafından faturalar kabul edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını ve dayanaksız olarak borca itiraz edildiğini, davalı borçlunun borca itirazında haksız olduğunu, dolayısıyla davalı borçlunun icra takibine yönelik itirazının iptal edilmesine ve TTK’nın 1530. maddesi uyarınca tedarik ilişkisine uygulanan faiz oranının takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, özetle, müvekkil şirket ile davalı borçlu arasındaki cari hesap ilişkisine istinaden oluşan vade farkı faturaları davalıya teslim edilmişse de davalı borçlu tarafından faturaların bedeli yukarıda belirtilen faturalar kapsamında müvekkil şirkete ödenmemiş olup müvekkil şirketin davalıdan belirtilen faturalardan kaynaklanan 37.678,22-TL alacağı bulunduğunu, bu sebeple mahkemece yapılacak inceleme neticesinde, söz konusu 37.678,22-TL alacağın faizi ile beraber davalıdan tahsili için, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiğini, Müvekkil şirket tarafından davalı borçluya yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptaline, müvekkil şirket ile davalı borçlu arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağına ilişkin başlatılan icra takibinin devamına, haksız ve kötü niyetli takibe itiraz nedeniyle davalı borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karşı tarafın malları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalı tarafça ödenmeyen fatura bedellerinin tazmini amacıyla başlatılan ve işbu davaya konu vade farkı faturalarının kaynağı takip olan Kayseri İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına yapılan mesnetsiz itirazın iptali amacıyla dava ikame edilecek, işbu dava dosyasının ikame edilmesi ve esas numarası alması sonrasında mahkemenize bildirilecek olup, bildirim akabinde işbu davaların birleştirilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından kararı ile; Somut uyuşmazlık, yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacı tarafından sunulan kayıt ve belgelerin yaklaşık ispata yeterli olmadığı ve davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, mevcut dosya kapsamı itibarı ile İİK’nun 257. maddesinde sayılan yasal koşulların bulunduğu ispat etmeye elverişli, mahkemeye yaklaşık ölçüde kanaat getirici delil bulunmadığından dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiş “1-İhtiyati haciz talebinin REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulmuştur.Davacı vekili işbu ara kararını yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; yerel mahkeme dosyasına sunulan faturalar ile birlikte, davalı yanın cevap dilekçesinde borcun doğmadığına ilişkin herhangi bir delil sunamaması birlikte değerlendirildiğinde açıkça görüldüğünü, davalının borçlu olduğuna dair yeterli kanaati oluşturacak hususların varlığının açık olduğunu, davalı taraf cevap dilekçesinde müvekkil şirketin davaya konu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkil şirket tarafından teslim edilen lenslerin değişiminin yapılmadığını, davalı şirkete fatura edilebileceğini, kullanılamaz lensleri değiştirmediğini, rutin olarak kullandıkları numara aralığında olmadığını, bu sebeple davalı şirketin bu ürünleri kullanamadığını iddia ettiğini, müvekkil şirketin sözleşmeye aykırı davrandığı iddia ediliyorsa, bu hususta hukuki yollara başvuru yapması bekleneceğini, ancak davalı tarafından hiçbir hukuki yola başvurulmadığını, iddia edilen hususlara dair ihtarname dahi keşide edilmediğini, davalı şirket yalnızca huzurdaki davada mesnetsiz ve dayanaktan yoksun iddialar ile süreci uzatma ve müvekkil şirketin alacağını tazmin edememesini amaçladığını, bugüne kadar müvekkil şirkete karşı hiçbir hukuki yola başvurulmamasıyla birlikte; davalı tarafından, iddia edilen hususlara dair hiçbir delil sunulamadığını, işbu sebeple huzurdaki davada haklılığın davalının cevap dilekçesi sunması aşamasında dahi sübut bulduğunu , ancak işbu davada haklılığın sübut bulmasına rağmen yerel mahkeme tarafından hukuki dayanaktan yoksun şekilde ihtiyati haciz talebin reddine karar verildiğini, işbu kanun maddesi görülebileceği üzere kanun tarafından yalnızca “mahkemeye kanaat getirecek deliller gösterilmesi” hükmünü ihtiva ettiğini, dolayısıyla yerel mahkemenin “resmi belgelerin dikkate alınması”na ilişkin gerekçeleri kanuni dayanaktan yoksun olduğunu, işbu sebeple ihtiyati haciz talebin kabulüne, yerel mahkeme kararının ise bozulmasına karar verilmesi gerektiğini, yerleşik yargıtay kararları uyarınca da yaklaşık ispatın yeterli olduğu görüşü hakim olup, yerel mahkeme tarafından yaklaşık ispatın oluşmadığına karar verilerek ihtiyati haciz talebin reddine karar verilmesi emsal kararlar ve İİK. doğrultusunda hatalı olup hakkında bozma kararı verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından ihtiyati haciz talebimizin reddine ilişkin ara kararda “davacı tarafından sunulan kayıt ve belgelerin yaklaşık ispata yeterli olmadığı ve davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, mevcut dosya kapsamı itibarı ile İİK’nun 257. maddesinde sayılan yasal koşulların bulunduğu ispat etmeye elverişli, mahkemeye yaklaşık ölçüde kanaat getirici delil bulunmadığından dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir…” yönünde karar düzenlendiğini, görüldüğü üzere mahkemenin yargılamanın sonlanmasını beklememesi gerektiğini, zira iddia ve taleplerin alacağın doğduğu konusunda kanaat verilmesine elverişli olduğu açık olduğunu, dilekçe ekinde sunulan satışa ilişkin faturalar ve ürünlerin teslimini göstermekte olan e-irsaliyelerden de ürünlerin teslim edildiği açıkça anlaşıldığını, bununla birlikte davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde de ürünlerin teslim edildiği ikrar edildiğini, dolayısıyla davalı tarafa satış sözleşmesinden kaynaklanan ürünlerin teslim edildiği konusunda bir tartışma bulunmadığını, sunulan tüm itiraz ve beyanlar ile başkanlığınızca re’sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle kararın bozulmasına, kararın kaldırılarak yapılacak inceleme neticesinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etme gereği doğduğunu, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ve yapılacak olan inceleme neticesinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle ; Davacı firma tarafından müvekkil firmaya tedarik edilen lenslerden birçoğunun bu şekilde UTS kaydı bulunmamakta olup, müvekkil firma söz konusu lenslerin fatura edilememesinden ciddi kayıplar yaşadığını, söz konusu ürünlerin davacı firma tarafından garanti kapsamında değiştirileceği ve doğru ürünlerin müvekkil firmaya tedarik edileceği belirtilmişse de davacı firma müvekkili aylarca oyalamış ve söz konusu ürünlerdeki gizli ayıbı gideremediğini , müvekkil davacı firma tarafından bilgisi ve talebi dışında müvekkil firmaya fatura edilen lensleri iade etmek istemesine rağmen davacı firma aylarca müvekkil firmayı oyaladığını ve ürünleri iade almaktan imtina ettiğini , davacı taraf, hukuka aykırı olarak lens tedariki yaptığını, müvekkil firmanın ticari güvenini sekteye uğrattığını, davacı tarafça her ne kadar müvekkilden alacaklı olduğu iddiasıyla müvekkil firma aleyhinde icra takibi başlatılmışsa da müvekkil firmanın yazılı bir talebinin bulunmamasına rağmen talep dışı ürün tedariki yapan ve sonrası dönemde taraflar arasında uygulanan kurallar gereği uyması gereken yükümlülüklere uymayan davacı firma, müvekkil firmayı açıkça zarara uğrattığını ve kötü niyetli olarak müvekkil aleyhinde icra takibi başlattığını, yerel mahkemece davacı tarafın ihtiyati haciz kararının reddine karar verilmesi hukuka uygun olup, davacı tarafın haksız istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, izah edilen nedenler ile dairenizce resen tespit edilecek sair nedenler doğrultusunda; davacının haksız ve yersiz istinaf itirazlarının reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Derdest dava , davacının fatura alacağından kaynaklı bir miktar para alacağının davalıdan tahsili için hakkında başlattığı ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Davacı ,dava dilekçesi ile dava konusu ilamsız icra takibine ilişkin para alacağı yönünden davalının malları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.Mahkeme , 14/08/2023 tarihli gerekçeli ara kararı ile davacı tarafça sunulan kayıt ve belgelerin yaklaşık ispata yeterli olmadığı , mevcut dosya kapsamı itibariyle İİK 257 . Maddesinde sayılan yasal koşulların bulunduğunu ispat etmeye elverişli olmadığı, mahkemeye yaklaşık ölçüde kanaat getirici delil bulunmadığı gerekçesiyle söz konusu ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.
İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş olan gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; Derdest işbu bir kısım faturalara dayalı bir miktar para alacağının davalıdan tahsili için başlatılmış ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin davada istenen sözkonusu ihtiyati haciz talebinin kabulü için İİK 257 vd md uyarınca alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olmak üzere aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların , bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre bulunmadığı, dayanak faturaların niteliği gereği her zaman davacı tarafça tek taraflı olarak düzenlenebilecek belgelerden olduğu, dolayısıyla fatura konusu para alacağı yönünden tek başına yaklaşık ispata yeterli olmadıklarından söz konusu ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle istinaf edilen ara kararda usul , yasa ve mevcut derdest dava dosyası kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı , ara kararının hukuka uygun olduğu , bu sebeplerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/636 Esas sayılı 14/08/2023 tarihli ara kararının hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı taraftan peşin olarak alındığından harçla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
HMK 302/5 maddesi gereğince işbu ilamın kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin , harç tahsil işlemlerinin, HMK 359/4 Maddesi gereğince bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile İİK 258/son bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023