Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1896
KARAR NO: 2023/1697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2023
ESAS NO: 2022/1154
KARAR NO: 2023/482
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:17/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:18/10/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2023 tarih ve 2022/1154 Esas 2023/482 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kayseri ilinde faaliyet gösteren davalı kooperatife üye olup bütün sorumluluklarını yerine getirerek tapusunu aldığını, kesin maliyet hesaplamalarındaki bedelin %10’luk risk payını da ödediğini, istifa dilekçesi vererek davalı kooperatifle karşılıklı ibralaştığını ve ilişiğinin kesildiğini, müvekkili tapusunu aldığı halde davalının ek maliyet maliyetin revizyonu maliyetin güncellenmesi adı altında senelerce taciz edildiğini, müvekkili hakkında ilamsız icra takipleri yapıldığını, itirazın iptali davaları açıldığını, 15/06/2022 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 7410 sayılı Kanunun 2. Maddesi ile Kooperatifler Kanun’a eklenen geçici 11. Madde ile tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yönetim gideri hariç ne adda olursa olsun borçlandırmalar veya bu kapsamda 3. Şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devri sözleşmelerinin hükümsüz olduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ile, müvekkilinin davalı kooperatife herhangi bir borcu olmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Yalnızca Kayseri iline özgü düzenlenmiş kanun hükmünün hukuka aykırı olduğunu, mahkemece somut norm denetimi itiraz yolunun uygulanması gerektiğini, işbu kanunun Anayasa’nın 10. Maddesi’nde belirtilen yasa önünde eşitlik ilkesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müflis kooperatifin etaplar halinde yapılmadığını, müflis kooperatifte ilk kez çıkarılan kesin hesap maliyetinin tüm üyelere ayrım yapılmaksızın özel bir gruba özgülenmeksizin çıkarıldığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: “….7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2023/892 E., 2023/943 K. Sayılı aynı yönde ilamı bulunmaktadır.) 1-Davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 128,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 51,79 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,…”şeklinde hüküm kurulmuştur.İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili’nin istinaf başvuru dilekçesinden özetle; İlgili kanun maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmişse de; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre davacının dava açmakta hukuki yararın bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini,geçici 11. maddedeki yasal düzenleme iptal edilmemiş olsaydı dahi, bu davayı açmakta korunmaya değer güncel bir hukuki menfaati bulunmadığından davacının davasını dayandırdığı yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin sonuca bir etkisi bulunmamakla, davanın usulden reddine dair karar verilmesi gerektiğini, ilgili kanun maddesi kapsamında davacı tarafın bu yasal düzenleme kapsamında menfi tespit davası açabilmesi için, hakkında başlatılmış olan icra takibinin durması üzerine davalı kooperatifin itirazın iptali davası açmış olması, bu davayı kazanmış olması, hükmün kesinleşmiş olması, yahut hüküm kesinleşmemiş olsa dahi verilen mahkeme hükmü ile birlikte icra takibinin kesinleşmesi halinde borçlu olmadığının tespitine ilişkin yasanın yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılacak bir dava olması gerektiğini, davanın usulden reddine ilişkin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Esas No : 2023/872 Karar No: 2023/1017 Sayılı dosyanın kesinleştiğini, davaya konu Kooperatif Kanunu Geçici 11.madde hükmü anayasaya aykırılık gerekçesi ile iptal edildiğini, lehe vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hakkaniyete aykırı olarak vekalet ücreti verilmesine yer olmadığı kararının verildiğini, davaya dayanak olan kanun hükmü, davadaki hukuki sebebi oluşturduğunu, davada dayanılan hukuki sebebin ortadan kalkması veya artık o hukuki sebebe dayanılamaması halinde, davanın konusu mevcudiyetini korumakta, hatta dava konusu hakkında karar verilmesinde tarafların menfaati devam ettiğini, davanın dayanağı olan kanun hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi halinde, dava en başından itibaren dava sebebine (olaylara, vakıalara) uygulanacak olan hukuki sebep olan kanun hükmü temelsiz hale geldiğini, işbu davada olduğu gibi artık kanuni bir dayanağı bulunmayan davanın esastan reddedilmesi gerektiğini, kanun hükmünün iptali davayı konusuz değil temelsiz bıraktığını, geçici 11. maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi halinde davanın konusu varlığını koruduğunu, Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilen kanun hükmü sonucunda işbu davanın esastan reddinin gerektiğini, HMK m. 326/1’e göre kanunda özel olarak düzenlenen haller dışında, yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen taraf sorumlu tutulması gerektiğini, davaya dayanak olan kanun hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle davanın kaybedilmesi hali, maddede belirtilen ayrık hallerden biri olmadığını, bu nedenle mevcut kanun hükümleri uygulanarak; dayanak olan kanun hükmünün iptal edilmesi halinde açılan davanın esastan reddedilmesi ve yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması gerektiğini, müflis kooperatif, etaplar halinde yapılmadığını, ilgili kanun maddesi … Kooperatifi hakkında uygulanamayacağını, müflis Kooperatifin yapılaşması etap olarak değil, ana sözleşme ve kanuna uygun olarak yapıldığını, etap uygulaması yapılması, ana sözleşmede açıkça değişiklik yapılarak düzenlenmesi ve bu düzenlemenin ilgili Bakanlık onayı alması ile yapılabilecek bir uygulama olduğunu, müflis kooperatifin ana sözleşmesinde böyle bir hüküm bulunmadığı gibi etap uygulamasına ilişkin herhangi bir değişiklik de yapılmadığını, her ne kadar Kayseri iline özel çıkarılan geçici kanunun mağduriyetlerin giderilmesi adına çıkarıldığı belirtilse de asıl mağdur kooperatif üyeleri halen taşınmaz tapularını alamamış olan ortaklardan olduğunu, müflis kooperatifte maddi imkanların kısıtlığı sebebiyle yaklaşık 40 üye parasını ödediği halde tapusunu alamadığını, 30 kadar üyenin de taşınmazı inşa edilemeden iflas söz konusu olduğunu, müflis kooperatif etaplar halinde yapılmadığından ilgili kanun maddesi uygulama alanı bulunamayacağını, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilecekse de HMK 331 maddesi gereğince haklılık durumu göz edilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilerek lehe vekalet ücreti verilmesine karar verilmesini, arz ve izah edilen sebepler ile re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını, yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden yargılama yapılarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilerek lehe vekalet ücreti verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili’nin istinafa cevap dilekçesinden özetle; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1154 E. 2023/482 K. sayılı kararına karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, işbu dilekçe ile cevapları sunduklarını, yerel mahkeme tarafından davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğini, yerel mahkemece gerekli incelemeler yapılarak işbu karar verildiğini, Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih 2022/126 E. 2023/29 K. Sayılı kararı ile söz konusu kanun maddesi iptal edildiğini, ancak davanın açıldığı tarihte müvekkil ve müvekkilin durumundaki diğer üyeler bu kanun maddesinin yürürlüğe girmesi nedeniyle işbu davayı açmak zorunda kaldığını, dolayısıyla davanın açıldığı tarihte müvekkilin haklı olduğunu, davalı vekilince davalı lehine yargılama gideri ile vekalet ücretinin hükmedilmesi talepleri bu nedenle usul ve yasaya aykırı olduğunu, şayet yargılama giderleri ile vekalet ücreti bir taraf lehine hükmedilecekse bu taraf müvekkil olması gerektiğini, zira davanın açıldığı tarihte haklı olan müvekkil olduğunu, davalının istinaf gerekçeleri yersiz olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle davalı tarafın istinaf başvuruları haksız ve yersiz olduğunu, istinaf başvurularının reddi gerektiğini, arz ve izah edilen nedenlerle Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1154 E. 2023/482 K. sayılı kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, 15/06/2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit talebine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dava, Kayseri Genel İcra dairesi’nni … Esas sayılı dosyalarında başlatılan ilamsız icra takipleri sonrası borçlu olunmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Toplam takip ve dava değeri=7.501,57 TL olup yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.
Mahkemece 08/06/2023 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 17.830 TL’dir.
Davalı tarafından kendisi yönünden istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin dava değeri toplam 7.501,57 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik miktarı 17.830,00 Türk Lirası olduğundan ve bu miktarı geçmeyen kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davalı tarafın istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinafa konu ettiği dava değerinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin/başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2-4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı tarafça yatırılmış olan 269,80TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.17/10/2023