Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1886 E. 2023/1994 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1886
KARAR NO: 2023/1994
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2023
ESAS NO: 2022/1023
KARAR NO: 2023/294
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:15/11/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2023 tarih ve 2022/1023 Esas 2023/294 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında sürekliliği olan bir ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin davalıya servis araçlarının sağlanması konusunda yardımcı olduğunu, müvekkilinin 30/10/2018 düzenleme tarihli … ve … sıra nolu faturalarla davalı şirkete … , … ve … plakalı araçları kiraladığını ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirileceğini, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini, aracı teslim ettiğini ve anlaşılan süre boyunca araçların davalı tarafça kullanıldığını ancak borcun ödenmediğinden bahisle davanın kabulü ile 118.000,00-TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Müvekkil şirketin çalışanlarının ve öğrencilerinin iş yerine gidiş-gelişleri için davacıdan servis aracı kiraladığını, bu kiralamalara ilişkin ödemelerin düzenli olarak davacıya yapıldığını, taraflar arasındaki bu ilişki neticesinde davacı tarafın davaya konu … ve … sıra numaralı faturaları kestiğini, söz konusu faturaların karşılıklarının davacının bizzat kendisine ödendiğini, tahsilat fişleri ve şirket ticari defterleri incelendiğinde müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığının ortaya çıkacağını, dava konusu faturalardan … numaralı ve … tarihli fatura şirket kayıtları incelendiğinde 31/10/2018 tarihli … numaralı 59.000,00-TL’lik nakit ödeme işlemi ile davacı … ’a ödendiğini ve söz konusu işlemin yapıldığına dair bizzat kendisince tahsilat makbuzu imzalandığını, ayrıca söz konusu ödemenin ticari defterlerde kaydının mevcut olduğunu, dava konusu … numaralı ve 31/07/2018 tarihli fatura bedelinin ise müvekkili şirketin … Şubesindeki hesabından 27/08/2018 tarihinde davacı … un … Şubesindeki … ıban numaralı hesabına 59.000,00-TL’lik ödeme havale/eft yolu ile yapıldığını, ödemelerin bankalardan sorularak bu durumun ortaya çıkacağını, davacı tarafın ödemeleri almasına rağmen servis kiralama hizmetinden kaçındığını ve müvekkilinin ödemelerin karşılığını hizmet olarak alamadığını, davacının iddia ettiğinin aksine müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, bu nedenlerle açılan bu haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, dava miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında servis araçlarının kiralanması şeklinde ticari ilişki olduğu, hizmetin şoförlü araç kiralama hizmeti olduğu, davacının araçları ile davalının çalışanlarının ve öğrencilerinin işyerine-rehabilitasyon merkezine geliş-gidişlerinin sağlandığı, davacı tarafından davalıya kesilen … tarihli … numaralı 59.000,00-TL bedelli ve … tarihli … numaralı 59.000,00-TL bedelli faturalara istinaden eldeki davanın açıldığı, ihtilafın bu faturalara konu olan 118.000,00-TL’nin davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, davalı tarafından davacının … Bankasındaki hesabına … tarihinde 59.000,00-TL ödemenin yapıldığı, havale niteliğindeki ödemenin borcu sona erdirmek niyetiyle yapılacağı, ödendiği tarih itibariyle 020598 tarihli faturanın muaccel olduğu bu sebeple bu ödemenin tarih itibariyle 31.07.2018 tarihli … tarihli faturaya istinaden yapıldığının kabulü gerektiği, ödendiği noktasında itiraza uğramayan 31.10.2018 tarihli nakit ödeme belgesine göre ise davaya konu edilen … numaralı 59.000,00-TL bedelli 30.10.2018 tarihli faturanın ödendiği, her ne kadar bu fatura yönüyle duruşmada alınan beyanlarda ödemenin hangi fatura için alındığının belli olmadığı, taraflar arasında uzun süren bir ticari ilişkinin olduğu, ödemenin neye ilişkin yapıldığının anlaşılamadığı iddia edilmiş ise de; nakit ödeme belgesinde fatura numarasının yazılı olduğu, ödemenin … numaralı ve tarih itibariyle muaccel olduğu görülen faturaya istinaden ödendiği görülmekle bu yöndeki itirazların dinlenemeyeceği sonucuna varıldığından mahkememizde hasıl olan vicdani kanaate göre ispatlanamayan davanın reddine…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Taraflar arasında yıllardır süre gelen ticari ilişki bulunduğunu, aralarındaki açık hesap ilişkisinin 2015 yılından 2021 yılına kadar devam ettiğini, bu nedenle taraflar arasındaki bütün alacak borç ilişkisinin geniş olarak incelenmesi gerektiğini, açık hesaba ilişkin gerekli evrakların dava dosyasına sunulduğunu ancak dosya mündericatı incelenirken bu delillerinin göz önüne alınmadığını, evrakın incelendiğinde davalı şirketin müvekkiline borçlu olduğunun apaçık ortaya çıkacağını, davalı tarafından yapılan ödemelerde açıkça belirtilmesine rağmen mahkemece ödemelerin muaccel faturalara ilişkin sayıldığını, bu görüşle taraflar arasında var olan açık hesap ilişkisinin göz ardı edildiğini, taraflar arasındaki cari hesap sözleşmesi incelendiğinde davalı şirketin müvekkiline karşı ödememiş pek çok borcu olduğunun görüldüğünü, hiç bir açıklama dahi ihtiva etmeyen cari hesaba ilişkin yapılan ödemelerin dava konusu faturaya ilişkin kabulünün davalı yararına son derece aşkın bir yorum olduğunu, karara dayanak yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece açılan ihtiva etmeyen ödemelerin hangi borç için yapıldığı hususunun araştırılmadan Vergi Usul Kanunu 459 numaralı tebliğe aykırı yapılan ödemelerin tacir olan davalı lehine yorumlanmasının hakkaniyetsiz olduğunu, her iki tarafında tacir olduğunu, bu davada tarafların evrak ile teşvik edilmediğini, hiç bir menfaatten faydalanmalarına muvafakat edilmesinin mümkün olmadığını, tüm bu nedenle netice itibariyle taraflar arasında yıllardır süregelen ticari ilişkiyle birlikte aralarında açık hesap ilişkisi bulunduğunu, davalı tarafın yaptığı ödemeler Vergi Usul Kanunu 459 numaralı tebliğe aykırı olduğunu, ödeme defi yasal delillerle kanıtlanamadığını, salt tarih itibariyle muaccel olduğu gerekçesiyle yapılan ödemelerin faturaya istinaden yapıldığının kabulü ve tacir olan davalı lehine yorumlanmasının hukuka aykırı olduğunu, açık hesaba ilişkin evraklar incelendiğinde davalı şirketin müvekkile borçlu olduğunun apaçık ortaya çıktığını, dolayısıyla eksik inceleme ve delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu verilen kararın davanın kabulü yolunda kaldırılması gerektiğini, resen gözetilecek nedenlerle yerel mahkeme kararının davanın kabulü yolunda kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, faturalara dayanan alacak istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, taraflar arasında düzenlenen 01.06.2024 tarihli hizmet alım sözleşmesi hükümlerine, Dairemizce verilen kaldırma kararı öncesinde mahkemece alınan 14.02.2022 tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere, davaya konu alacak talebinin münhasıran iki adet faturaya dayalı olması ile ilk derece mahkemesinin olay nitelendirmesi ve gerekçesine göre istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2023 tarih ve 2022/1023 Esas 2023/294 Karar sayılı ilamına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 15/11/2023