Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1877 E. 2023/1926 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1877
KARAR NO: 2023/1926
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2022
NUMARASI: 2022/81 E. 2022/923 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 09/11/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 23/11/2022 tarih ve 2022/81 E – 2022/923 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı minibüsün davalı sigorta şirketinden kaskolu olduğunu, davacıya ait olan ancak dava dışı … ‘un kulladığı minibüsün seyir halinde iken çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası yaptığını, kaza günü yanlış anlaşılma olduğunu ve kaza yapan … yerine müvekkili hakkında işlem yapıldığını, sonrasında karakolda bu hatanın düzeltildiğini, buna rağmen müvekkilinin suç üstlenme suçundan dolayı ifadesinin alındığını, yürütülen soruşturma sonucunda Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/140 esas sayılı dosyası ile suç üstlenme suçundan dolayı dava açıldığını ve müvekkili hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, kararı istinaf ettiklerini, istinaf sonucunda müvekkilini beraatine karar verildiğini, akabinde müvekkili tarafından davalı sigorta şirketine meydana gelen hasar nedeniyle zararın ödenmesi için talepte bulunulduğunu ancak sigorta şirketinin “sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebiyle herhangi bir tazminat ödemesi yapılamayacağı” gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, olay anında şoför … ‘un olay yerinden ayrılmadığını, aksine kazada yaralananların ambulansa taşınmasına yardım ettiğini, sigorta şirketinin hasarın ödenmesi talebini reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararların sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğinden bahisle meydana gelen trafik kazasından dolayı müvekkilini aracında oluşan hasar miktarı ve davalı sigorta şirketinin müvekkilinin aracında oluşan hasarı yaptırmamasından dolayı aracın 4 ay 27 gün çalışmaması sebebiyle oluşan kazanç kaybı olmak üzere şimdilik 51.192,60-TL’nin 12/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin davaya bakmaya yetkili olduğunu, bu sebeple davanın yetkisizlikten reddinin gerektiğini, davacı tarafın hmk’nın 121. maddesine göre dava ile ilgili delillerini müvekkili şirkete tebliğ etmesi gerektiğini, dava konusu kaza sonrasında sürücünün olay yerinden firar ettiğini, kasko genel şartları uyarınca sürücünün olay yerinden firar etmesinin teminat harici olduğunu, bu nedenle davanın reddinini gerektiğini, kaza sonrası polise verilen ifadelerde çelişkiler olduğunu, kazayı yapanın … , üstlenenin ise davacı olduğunu, sürücünün kimliğinın dahi belirsiz olduğunu, dava konusu kazanın hayatın olağan akışına ve mantığa aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ederek kasko sigortası genel şartları uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacı tarafın talep ettiği kazanç kaybının teminat dışı olduğunu, öncelikle yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkisizlik ve görevsizlik nedeni ile reddini, kasko sigortası genel şartları gereğince davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “…Toplanan deliller, yapılan yargılama, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; dosya kapsamı ve ceza dava dosyasında görüleceği üzere dava dışı … ‘un hiçbir acil durum bulunmaksızın kaza yerini terk ettiği, kaza tutanağının düzenlendiği esnada kaza mahallinin uzağında kalarak kusurlu harekette bulunduğu, ayrıca ifadelerinde de çelişkili beyanlarda bulunduğu, araç sürücüsü … ‘ın olay yerini terk etmesinin kasko sigortası genel şartları uyarınca hiçbir haklı sebebi olmadığı görülmekle, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Açılan davanın reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, sürücü … , olayın hemen akabinde karakolda verdiği 13.02.2020 tarihli ifadesinde aracın sürücüsünün kendisi olduğunu, kazada yaralananların bizatihi ambulansla taşınmasına yardım ettiğini, kaza yerini asla terk etmediğini, kaza sonrasında, Kayseri Devlet Hastanesinin … tarih ve … numaralı raporuna göre sürücü … ‘un alkol muayenesi “0” olarak tespit edildiğini, salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığını, sürücünün alkollü olmadığı da hastane raporu ile kanıtlandığına göre, hasarın teminat kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04.12.2017 Tarih, 2016/20101 Esas ve 217/11272 Karar sayılı kararı ile olay yerini terk etmenin tek başına teminat dışı hal olarak kabul edilmeyeceği hüküm altına alındığını, yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22,01.2018 tarih, 2017/2411 E. ve 2018/74 K. Sayılı karar sayılı kararında olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikosunun dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığını, aracın sürücüsünün alkollü olduğu sabit olmadığı gibi kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğine dair bir bir delil bulunmadığından dolayı esasa girilmesi gerektiğini hüküm altına alındığını, (benzer şekilde YI7.HD. 23.05.2016, E. 2016/2999, K. B01616234; 07. OZ.2018, E. 2D17/4L9, K. 2018/718/ 20.09.B017, E. BO16/11643, K. 20177996 07.06.2017, E. 2016/10786, K. 2017/6498.).İşbu dilekçenin 1 nolu bendinde de izalı edildiği üzere, sürücü … , olay yerini terk etmemiş, kazada yaralananların ambulansa taşınmasına yardımcı olduğunu, nitekim olayın hemen akabinde de Karakola giderek kazanın nasıl meydana geldiğini anlattığını, kaza yapan araç sürücüsünün kendisini olduğu söylendiğini, kazanın meydana geliş şeklinin, müvekkil kolluk ifadesi ve kaza tespit tutanağı ile örtüştüğünü, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 21.02.2019 tarih, 2016/5264 Esas ve 2019/1876 Karar sayılı kararında, davacı…sigortalının olay yerini terk etmesi nedeniyle, sigortalının yükümlülüğünü ihleal ettiğini ileri sürmüş ise de, dosya içeriğine göre davalının olay sonrasında kolluk güçlerine ifade verdiğini, kaza tutanağına uyan beyanı ile de kusurun tamamının kendisinde olduğunu belirttiği gerekçesi ile meydana gelen hasarın teminat kapsamı içinde olduğunu hüküm altına alındığını, bu sebeplerle hasarın teminat kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, sürücünün olay yerini terk etmediği halde, yanılgılı değerlendirme ile terk ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi, hukuka ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, olayın bu aşamaya gelmesinin sebebi basit bir yanlış anlaşılma olduğunu, nitekim, kaza günü, bir yanlış anlaşılma neticesinde, olay yerinde bulunan … değil, müvekkil davacı … sürücü olarak söylendiğini, karakola gidildiğinde, yanlış anlaşılma düzeltilerek, sürücü olarak … hakkında işlem yapıldığını, olayların, müvekkil davacının anlatımı doğrultusunda gerçekleştiği anlaşıldığından, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi, 18.05.2021 tarih, 2021/628 Esas ve 2021/659 Karar sayılı kararı ile müvekkil … ‘nın suç üsttenme suçundan dolayı beraatine karar verildiğini, müvekkilin, sürücü benim demesinin faydası olmadığını, müvekkilin, sürücü benim demesinin, kendisine pratik bir fayda sağlaması gerektiğini, davalı sigorta şirketi tarafından görevlendirilen Eksper tarafından düzenlenen 04.03.2020 tarihli Eksper Raporunda (dava dilekçesi deliller bölümü EK:9) da sürücünün … olduğu belirtildiğini, dosya kapsamında dinlenen tanıklar … ve … , sürücünün olay yerini terk etmediğini, karşı araçtaki yaralıların. ambulansa taşınmasına yardım ettiğini beyan ettiğini, mahkemenin davayı reddetmesi hukuka aykırı olduğunu, izah edildiği üzere … ‘ın olay yerin terk etmemiş olması; kabul etmemekle birtikte bir an için terk ettiğinin kabul edilmesi halinde bile Yüksek Yargıtay’nın yerleşmiş içtihatlarına göre salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesini, rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığından davanın reddine karar verilmesi hukuka ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, bu sebeplerle kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, arz ve izah edilen nedenlerle, davanın reddine ilişkin Kayseri Asliye Ticaret 1. Mahkemesinin 23.11.2022 Tarih, 2022/81 Esas ve 2022/923 Karar sayılı kararının usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olması sebebiyle istinafen incelenerek kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, sigortalının sigortacısına karşı açtığı alacak talebine ilişkindir.Somut olayda davalı ile davacı arasında … Plakalı aracın kasko poliçesi ile sigortalandığı aracın 12.02.2020 tarihinde kaza yaptığı uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık davacının olay günü aracı kullanıp kullanmadığı kaza sonrası olay yerini terk edip etmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Davalı davacının araç sürücüsü olduğunu, kaza sonrası olay yerini terk ettiğini bu durumun poliçe genel şartları uyarınca teminat dışı olduğunu ileri sürmüştür. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesinde “ Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir. Görülmektedir ki, ceza mahkemesinin “Delil yetersizliğine dayanan beraat kararının” hukuk hakimini bağlamayacağı ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa, diğer anlatımla beraat kararı suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hakimini de bağlayacağı, ceza davasında hükme dayanak yapılan maddi olgularla ve özellikle eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen, mahkumiyet kararının bu yönlerinin hukuk hakimini bağlayacağı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hakimini bağlamayacağı hususları doktrinde ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında kabul edilmektedir.Davaya konu … plakalı aracı dava dışı … ‘un kullandığı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi’nin 2021/628 esas 2021/659 karar sayılı ilamıyla kesinleşen Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020740 sayılı ilamıyla sabittir.Olay sonrası … ‘un alkolsüz olduğu yine geçerli ehliyetinin bulunduğu dosya kapsamında yer alan belgelerden anlaşılmaktadır.Bu durumda meydana gelen hasar poliçe kapsamında olup mahkemece dosyanın makine mühendisi ve sigorta hukukçusu bilirkişiye tevdi edilerek; davacının sunduğu belgeler ve ekspertiz raporundaki tespitler doğrultusunda kaza sonrası meydana gelen hasar miktarının somut şekilde ne olduğu, davacı tarafça sunulan faturalarda belirtilen parçaların kaza nedeniyle değişmesi gereken parçalara ilişkin olup olmadıkları, faturalardaki meblağın tamir tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun olup olmadıkları, poliçede aracın çalışamadığı günler için (yoksun kalınan kazanç) klozu olup olmadığı var ise bu kolaz doğrultusunda yoksun kalınan kazancın miktarının ne olacağı hususlarında rapor aldırılarak oluşacak sonuca göre kara verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklamalar ışığında davacının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 23/11/2022 tarih ve 2022/81 E – 2022/923 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve isitnaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 09/11/2023