Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1875 E. 2023/1921 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1875
KARAR NO: 2023/1921
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2023
NUMARASI: 2021/894 E. 2023/490 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 09/11/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/07/2023 tarih ve 2021/894 E – 2023/490 K sayılı kararına ve 04/07/2023 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketçe davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının yasal itiraz süresini kaçırdığını, bu nedenle haksız olan icra takibinde engel olamadığını, davacının kaçak elektriğin kullanıldığı iddia edilen taşınmazı 10/09/2018 tarihinden bu yana kiracı olarak kullandığını, kira sözleşmesinde belirtilen bedelin bir kısmını banka yoluyla, kalan kısmını da elden ödediğini, kira sözleşmesine konu taşınmazda iki farklı elektrik sayacı bulunduğunu, sayaçlardan her ikisi içinde kurumca kaçak tespitinde bulunulduğunu, davacının bu sayaçlardan birini kullandığını ancak sayaç için kurumca kesilen ceza ile ödemesi gereken diğer her türlü miktarı ödediğini, davacının kullanmadığı ve kaçak olduğundan dahi haberinin olmadığı diğer sayaç için yapılan kaçak tespiti sonucunda çıkan bedelden sorumlu olmasının mümkün olmadığını, sayıl ile ilgili davalı kurumca yapılan tespitte 2005 senesinden beridir okumasının yapılmadığı ve kaçak olduğunun anlaşıldığını, davalı tarafça icra takibi ile bahsi geçen sayaç yıllara okunmadığı halde 2005 yılından itibaren kullanılan tüm elektrik masraflarının davacıdan talep edildiğini, davacının taşınmaza 10/09/2018 tarihinden itibaren kullandığını, taşınmazda kaçak elektriğin tespiti sırasında davacının henüz 2-3 aydır kullandığını, önceki kiracıların kusuru ile yaklaşık 15 yıllık haksız fiilden davacının sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, 53.980,78-TL tutarında elektrik tüketilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu gibi fiziki şartlara da uygun olmadığını, bu nedenlerle davalı tarafından başlatılan icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespitini, %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, kiraya veren … ile diğer kiracılar … ve … ‘e dava icra takiplerinin tespitini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; İş bu davayı bakmakla görevli olmadığını, davacının aboneliğinin ticarethane aboneliği kapsamında olduğunu ve Kayseri Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının temsilcisi tarafından kaçak elektrik kullandığını kabul ederek tutanakları imzaladığını, davacının adi kira sözleşmesini akdetmeden önce de dava konusu yerde kaçak elektrik kullandığını, davacının aktif ticari faaliyet sürdürdüğünü, Somut olayda … seri numaralı sayaç için hiçbir zaman elektrik aboneliği yapılmadığını, bu sayaç müvekkil şirketin bilgisi dahilinde olmayıp periyodik muayenesi yapılması da söz konusu olmadığından bahisle öncelikle görev ve zamanaşımı yönünden davanın usulden reddine, aksi halde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “…Toplanan deliller, keşif icrası, alınan bilirkişi kök ve ek raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davalı elektrik idaresinin yerinde yapmış olduğu tespitler ve düzenlenen tutanak doğrultusunda abonesiz diğer bir deyişle usulsüz ve kaçak elektrik kullanımı tespit edildiği, bu durumda kaçak elektrik tüketiminin hesaplanması ve faturalandırılmasına ilişkin elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliği ( … sayı … tarih) hükümleri çerçevesinde yapılan hesaplama doğrultusunda iş yerini fiilen kullanan davacıya bu faturanın yansıtılması gerektiği, ancak davalının davacı hakkında başlatmış olduğu icra takibinin kısmen yerinde olmadığı, bilim ve fenne uygun bilirkişi raporu çerçevesinde kaçak elektrik kullanım bedelinin vergiler dahil 48.509,21-TL olduğu ve fakat davalının davacı hakkında vergiler dahil 61.284,74-TL üzerinden icra takibi başlattığı anlaşılmakla davacının 12.775,53-TL tutarında davalıya borçlu olmadığı ve bu tutar üzerinden açmış olduğu menfi tespit davasının yerinde olduğuna kanaat getirilerek davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.Davalı takip alacaklısının, başlatmış olduğu icra takibinde kötü niyetli olduğu geçerli ve somut delil ve belgelerle kanıtlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulü ile; kaçak elektrik kullanımından kaynaklı ve davalının davacı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında, davacının davalıya (61.284,74 – 48.509,21) 12.775,53‬-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı tarafça yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.Mahkeme davalının istinafının miktara göre kesin olduğu gerekçesiyle HMK 346. Md. Gereğince reddine dair 04/07/2023 tarihli ek karar vermiştir.Bu Ek karar davalı vekiline tebliğ edilmiş,davalı vekili işbu ek kararı da ayrıca sunduğu istinaf dilekçesiyle süresinde istinaf etmiştir.Bu nedenlerle öncelikle davalı vekilinin ek kararla ilgili istinaf sebepleri yönünden inceleme yapılmıştır.Nihai kararı davacı vekili de süresinde istinaf etmiş ancak yatırması gereken istinaf harç ve giderlerini yatırmadığından mahkemece kendisine bu konuda muhtıra gönderilmiş,usulüne uygun olarak tebliğine ve verilen kesin süreye rağmen davacı taraf istinaf harç ve giderlerini yatırmamıştır.Mahkeme 12/09/2023 tarihli ek kararıyla davacının istinafının bu sebeple yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu ek karar davacı vekiline usulünce tebliğ edilmiş ancak davacı taraf işbu ek kararı istinaf etmemiştir.Bu nedenlerle davacı tarafın asıl istinaf başvurusu/dilekçesi yönünden herhangi bir inceleme yapılmamıştır,
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/894E. 2023/490 K. Sayılı 04.07.2023 Tarihli Ek Kararında ”davalı vekilince 03.07.2023 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; davanın kabul edilen kısmının 12.775,53-TL olup, HMK’ nın 341/2. Maddesi gereğince karar tarihi olan 01.06.2023 tarihi itibariyle 17.830,00-TL olan kesinli sınırının altında kaldığından davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunmamaktadır.” gerekçesi ile istinaf başvurularının reddine hüküm kurulduğunu, kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, kararda her ne kadar başvurunun istinaf sınırının altında kaldığından bahsetmiş olsa da yerel mahkeme kararının kesin karar olarak değil istinaf yolu açık olarak verdiğini, ayrıca kesinlik miktarının davanın açıldığı 2021 yılına bakıldığında 5.880,00-TL olduğunu, karar tarihine değil dava tarihine bakılarak istinaf başvurularının kabulü gerektiğini, davacı tarafından iki farklı sayaçtan abonesiz şekilde kaçak elektrik enerjisi kullanıldığını, müvekkili şirketin kaçak ekipleri tarafından bu kaçak kullanımları tespit edilerek, kaçak elektrik kullanım tespit tutanakları oluşturulduğunu, davacının temsilcisi tarafından da kaçak elektrik kullanıldığı kabul edilerek tutanakların bizzat imzalandığını, davacının her ne kadar davaya konu yerde kiracı olduğunu ve kaçak elektrik borcunun olmadığını iddia ederek iş bu davayı açmış ise de davacının burada kaçak elektrik kullanımının sabit olduğunu, kaçak elektrik kullanma eylemini gerçekleştirmek için elektrik abonesi olma zorunluluğunun olmadığını, davacının eyleminin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlandığını, bu durumda, davacının eyleminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve anılan yönetmelik hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesaplaması yapılması gerektiğinin kuşkusuz olduğunu, davacıya, müvekkili şirket tarafından abonelik sözleşmesi akdetmeden elektrik enerjisi kullandığı için kaçak elektrik kullanımının tahakkuk ettirildiğini, dava konusu yerde herhangi bir abonelik olmadığı için müvekkili şirketin kaçak ekipleri tarafından tespit yapıldığı anda davacının taşınmazda kaçak elektrik enerjisi kullandığının görüldüğünü, müvekkili şirket tarafından davacı adına yapılan kaçak tahakkuku faturalandırıldığını ve bu faturaların tebliğ edildiğini, ancak bu kaçak faturalarına davacı tarafından yasal süresi içerisinde herhangi bir itiraz yapılmadığını, davacı tarafından, faturaya itiraz edilmediği gibi dava dilekçelerinde de ikrar ettikleri üzere müvekkiline kısmi ödeme yaptıklarını, kaçak elektrik kullandıkları bir adet sayaca ait kaçak elektrik borcunu ödediklerini, davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan kısmi ödeme de kaçak tahakkukunu ve borçlarını kabul ettiklerinin en açık delili olduğunu, buna rağmen yerel mahkemece verilen kısmı kabul kararının yerinde olmadığını, yerel mahkeme kararına dayanak olan 20.12.2022 tarihli raporda özetle; Kira döneminin sonbahar dönemine geldiği, havaların soğuk olup olmadığı, ısıtıcı vs. kullanılıp kullanılmadığı, hangi alet veya cihazların kullanıldığı belirlenemediği için bu miktarın elektriğin yaklaşık 3 aylık sürede kullanılıp kullanılamayacağı hakkında bir kanaat oluşturmanın mümkün olmadığı, 15.09.2018 – 14.12.2018 tarihleri arası sayaca göre kullanılan kaçak elektrik bedelinin vergiler dahil 48.509,21-TL olduğunun tespit edildiğinin bildirildiğini ve bu yönde hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalarda, raporda kullanım bedeli olarak adlandırılan perakende enerji bedeli, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 46. maddesi kapsamında 1,5 katı alınmak sureti ile hesaplandığını, bu hususun yerinde bir tespit olup herhangi bir hata içermediğini, ancak, dağıtım bedelinin 1,5 katının alınmadığını, bu nedenle de bilirkişi raporunda hesaplanan miktarın müvekkili şirketin yapmış olduğu tahakkuktan düşük kalmış olup hatalı olduğunu ileri sürerek yerel mahkemenin 2021/894 Esas 2023/490 Karar sayılı kararı ile 04.07.2023 tarihli ek kararının istinaf incelemesi neticesinde öncelikle kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyaları ile başlatılan takipten dolayı borçlu olunmadığına dair açılan menfi tespit davasıdır.Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, davalının davacı hakkında … referans nolu elektrik borcu için toplam 61.284,74TL üzerinden takip başlattığı görülmüştür. açtığı davada dava değerini 61.284,74 TL gösterdiği görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucu 01.06.2023 tarihinde davanın kısmen kabulüne,davacının davalıya 12.775,53TL üzerinden borçlu olmadığının tespitine,fazlaya ilişkin kısımla ilgili menfi tespit talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.Karara karşı davalı tarafından istinaf yasa yoluna baş vurulduğu görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.”Mahkemece 01.06.2023 tarihli karar verilmiş olup, kararın verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 17.830 TL’dir.Davalı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen ve aleyhine kabul edilen menfi tespit miktarının/dava değerinin 12.775,53 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar ve asıl karara ilişkin ek kararlar da kesin olduğundan, mahkemece 04.07.2023 tarihli ek karar ile davalının istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Açıklamalar ışığında davalının ek kararla ilgili istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Bu nedenlerle de davalının asıl istinaf dilekçesi kapsamında ileri sürdüğü istinaf sebepleri yönünden bir istinaf incelemesi yapılmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinafa konu dava değerinin/aleyhine kabul edilen karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346 vd. maddeleri uyarınca reddine ilişkin mahkemece verilen 04/07/2023 tarihli EK KARAR’a karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı tarafça yatırılması gereken 269,85TL maktu istinaf karar harcından davalının peşin yatırdığı 179,90TL harcın mahsubuyla eksik kalan 89,95TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4.maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 09/11/2023