Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1816 E. 2023/1693 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1816
KARAR NO: 2023/1693
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2023
ESAS NO: 2022/1217
KARAR NO: 2023/195
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:17/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:23/10/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2023 tarih ve 2022/1217 Esas 2023/195 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı kooperatif tarafından çıkarılmış olan kesin maliyetinin ödendiğini ve 19.03.2012 tarihinde kendisine isabet eden … ili, … ilçesi, … ada … parsel … Kat … numaralı bağımsız bölümün tapusunu aldığını, davalı kooperatif tarafından müvekkiline 15/03/2012 tarihli ibra sözleşmesi de verildiğini, davalı kooperatif ile dava dışı yüklenici …İnşaat arasında düzenlenen mutabakat gereği iyelerin bir kısmının yükleniciye ödeme yapmasının kararlaştırıldığını ve müvekkili dava dışı yüklenici firma ile 13/03/2012 tarihli mutabakat sözleşme başlıklı belgeyi imzaladığını, bu sözleşme kapsamında da ödemeleri gerçekleştirdiğini, buna rağmen müvekkiline haksız ve hukuka aykırı olarak 15/05/2022 tarihli genel kurul 9.maddesi kapsamında aylık 2500 TL olacak şekilde yeniden borç çıkarıldığını, davalı kooperatifin etaplar halinde konutları yapıp kesin maliyet bedeli çıkarıp üyelerine tebliğ ettiğini ve kesin maliyet bedeline ödeyen üyelere ise tapu devrinin yapıldığını, bu sebeple 1163 sayılı kanun geçici 11. Madde kapsamında kesin maliyet ve aidat sebebiyle müvekkilinin davalı kooperatife üyelikten kaynaklanan sebeple hiçbir borcunun bulunmadığının açık olduğunu, izah edilen nedenlerle menfi tespit taleplerinin kabulü ile müvekkilinin davalı kooperatife 1163 sayılı yasa geçici 11. Madde kapsamında kesin maliyet ve aidat alacağından kaynaklı borcunun bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kooperatife yükletilmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacının açmış olduğu iş bu davada hukuki yararı bulunmadığını, davacının davasını kooperatifler kanuna eklenen geçici 11. madde düzenlmesine dayandırdığını, dava konusu genel kurul kararının 15.05.2022 de alınmış olmakla davaya dayanak yapılan yasa değişikliğinin ise 15.06.2022 tarihinde yürürlüğe girdiğini, her ne kadar müvekkili kooperatif tarafından 15.05.2022 tarihli genel kurulda üyelerden ödeme alınmasına karar verilmiş ise de bugüne değin ne davacıya ne de diğer kooperatif üyelerine genel kurul kararı gereğince ödeme yapılması için herhangi bir dava veya icra takibi yapılmadığını, kooperatifler kanunun geçici 11.maddesi ile madde de sayılan şartların gerçekleşmesi durumunda kooperatifçe yapılan borçlandırmaların hükümsüz olduğu emredici bir şekilde düzenlendiğini, müvekkili kooperatifin toplu konut kooperatifi olup konut imalatlarını etap etap yaptığını, kooperatife kayıtlı üyelerden bir bütün halinde aidat alacakları tahsil edilerek toplanan aidatların, kooperatif uhdesinde yapılmakta olan inşaatlara , herhangi bir bölge ada/parsel veya üyelik ayrımı yapılmaksızın kullanıldığını, müvekkili kooperatifte kayıtlı olan üyelerin de yine inşaat ayrımı veya imalat ayrımı yapılmaksızın toplu bir şekilde kayıtlı bulunduğunu, müvekkili kooperatifte ferdileşme işlemlerine esas kura çekim işlemleri de herhangi bir bölge, numaralandırma, isimlendirme veya inşaat ayrımı yapılmaksızın gerçekleştirildiğini, kur çekimine kooperatife kayıtlı olan üyelerin herhangi bir ayrım yapılmaksızın icabet edebildiklerini, müvekkili kooperatifin ana sözleşmesinde konutların etaplar halinde yapılarak ortaklara dağıltılması yönünde herhangi bir ana sözleşme değişikliğinin söz konusu olmadığını, diğer taraftan kooperatif genel kurul kararı ile müvekkili kooperatif uhdesinde bulunan inşaatların etaplar halinde yapılıp teslim edileceğine dair alınmış bir genel kurul kararınin da bulunmadığını, bu kanun maddesinin kooperatifler kanunu ve kooperatifler ana sözleşmesine aykırı şekilde düzenlendiğini, bu düzenlemenin uygulanması durumunda kooperatif üyeleri eşit duruma gelmeyeceğini, sadece Kayseri İlinde kooperatifler ile ilgili çıkartılan kanunun bölgesel kanun görümünde olsa da münhasıran kooperatif ve kooperatif üyelerini kapsayıcı mahiyette düzenlendiğinde esasen kişiye özgü kanun mahiyetinde bir durum oluşturulduğunu, bu hususun açıkça anayasaya aykırı olduğunu, kesinleşmiş mahkeme kararları ile alacak elde eden kooperatiflerin bu paraları iade edilmesi konusuna yol açacak şekilde yapılan düzenlemenin yine hukuk devletinde olması gereken hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesine, 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11.maddesinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle iş bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…esas hakkında bir karar verilmeyen hallerde, tarafların, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre bir karar verilmesi gerektiği fikri mahkememizce de benimsenmiş olup; Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce ve iptal edilen yasal düzenleme dayanak gösterilerek eldeki davanın açıldığı ve fakat anılan yasal düzenleme dikkate alındığında, davacı tarafın, Geçici 11. maddenin 2. fıkrası kapsamında menfi tespit davası açabilmesi için, hakkında başlatılmış olan icra takibinin durması üzerine davalı kooperatifin itirazın iptali davası açmış olması, bu davayı kazanmış olması, hükmün kesinleşmiş olması, yahut hüküm kesinleşmemiş olsa dahi verilen mahkeme hükmü ile birlikte icra takibinin kesinleşmesi halinde, borçlu olmadığının tespitine ilişkin, yasanın yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık süre içerisinde açılacak bir dava olması gerektiği, oysa ki davacının davasının anılan yasal düzenlemede belirtilen şeklî koşulları taşımadığı anlaşılmaktadır. Esasen anılan yasal düzenlemenin şeklî koşulları sağlayan kooperatif üyesi davacılara davada haklılık sağlayacağı kuşkusuzdur. Zira, yasal düzenlemede bizatihi kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için menfi tespit davası açma hakkı tanınmaktadır. Oysa ki davacı, iptal edilen 1163 sayılı Koop. Kanunu’nun Geçici 11. maddesindeki bir kısım hukukî işlemlerin hükümsüz olduğunu öngören 1. fıkradaki emredici hükme dayalı olarak hükümsüzlüğün (ve bu kapsamda borçsuzluğunun) tespiti için bu davayı açmış bulunmaktadır. Dava açmakta korunmaya değer güncel bir hukukî menfaati bulunan davacın, yasal düzenlemede aranan dava açmaya ilişkin şekli şartları taşımadığından davanın esası yönünden haklı olmadığından bahsedilemez. Kanun koyucu 2. fıkradaki düzenlemede ile kesinleşen ilâmlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için bir formül geliştirerek, bu durumda olan Kayseri ilindeki yapı kooperatifi üyelerine menfi tespit davası açarak ve davayı açtığına dair belgeyi icra dairesine sunarak icra takiplerini durdurma imkânı getirmektedir. Bununla beraber Kayseri ilindeki bir yapı kooperatifi, yönetim giderleri dışında her ne ad altında olursa olsun üyelerini borçlandırıcı bir işlem yaptıklarında (yetkili organlarında bu konuda karar aldıklarında), henüz icra takibi başlatmamış dahi olsalar, üyelerin hukukî durumunu değiştirecek bu işlemlere karşı üyenin, mevcut hukukî durumunun korunması maksadıyla mahkemeye başvuruda bulunmasını haklı saymak gerekir. Aksi taktirde Geçici 11. maddedeki düzenlemenin yalnız kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için ihdas edildiği gibi dar bir anlam ortaya çıkacak, hükümsüzlüğe ilişkin ilk fıkra hükmü, ikinci fıkra hükmüne bağlı olmak kaydıyla bir anlam taşıyacaktır. Oysa ki yasanın lafzından yahut maddenin gerekçesinden böylesine dar bir anlam çıkarılamaz. Sonuç olarak; davacıya konutun tapuda devrinin yapılmasından sonraki dönemler için davalı … kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere borçlandırmalar yapıldığı, her ne kadar davacı hakkında ilamsız icra takibi başlatılmamış, dava açılmamış, dava, davalı … kooperatifi lehine sonuçlanmamış olsa dahi; Geçici 11. madde çerçevesinde hukuksal korunma talep eden davacının, yasal süresi içerisinde bu davayı maddenin birinci fıkrasında ifade edilen emredici hükme dayalı olarak hükümsüzlüğün ve borçsuzluğun tespiti (menfi tespit) için açtığı ve fakat dava devam ederken davaya dayanak teşkil eden yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, davanın bu suretle konusuz kaldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu, dolayısıyla iptal edilen yasal düzenleme gereğince hukuksal koruma talep eden davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiş, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekâlet ücreti taktir olunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından, davacının dava başında peşin olarak yatırdığı 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,..” dair hüküm kurulmuştur.İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili’nin istinaf başvuru dilekçesinden özetle; Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1217 Esas, 2023/195 Karar sayılı karar usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, vaki davanın Kooperatifler Kanuna eklenen Geçici 11. maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olduğunu, bu kanun maddesi Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, iptal kararı Resmi Gazetenin 09/03/2023 tarih ve 32127 sayılı sahifesinde yayınlandığını, mahkeme tarafından karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar tesis edilmiş ise de aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, müvekkil kooperatifin ne kanun koyucu ne de anayasa mahkemesi olduğunu, dolayısıyla haksız olarak çıkartılan ve haklı olarak iptal edilen bir kanun ile alakalı olarak hiçbir kusuru bulunmayan müvekkil kooperatifin aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yasaya aykırı olduğunu, davacının iş bu davayı açarken haklı veya haksız olduğu tespit edilmeksizin müvekkil kooperatifin külliyen haksız olduğu davacının ise davanın açılmasında haklı olduğunun kabulü ile müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti tahmili yasaya aykırı olduğunu, davada, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına değil davanın reddine karar verilmesi gerekip yargılama gideri ve vekalet ücretinin lehe hükmedilmesi gerektiğini, açılan davada davacının hukuki yararı bulunmadığını, müvekkil kooperatif tarafından davacı hakkında dava tarihi itibari ile hiçbir yasal işlem de yapılmadığını, her halukarda dava tarihi itibari ile muaccel hale gelmeyen aidatlar içinde (genel kurulda temmuz ayından başlamak üzere 12 taksitte alacağın tahsil edilmesi şeklinde karar alınmış olmakla) genel kurulda alınan tüm meblağ üzerinden menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, mahkemenin bu hususu dikkate alıp davanın reddine karar vermesi ve lehe masraf ve vekalet ücreti hükmetmesi gerekirken bu şekilde karar vermemesinin yasaya aykırı olduğunu, Yukarıda arz ve izah edilen gerek açıklanan gerek mahkemece dikkate alınacak nedenlerle, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1217 Esas, 2023/195 Karar sayılı dosyasından verilen kararın kaldırılmasını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;İstinaf incelemesine konu kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda aşağıda yazılan nedenler dışında usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının aşağıdaki paragrafın dışında kalan istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Ancak somut uyuşmazlıkta;Mahkemece her dava dava açıldığı tarihteki şartlar itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden eldeki dava yönünden, davacı vekilinin dava dilekçesinde açıkça Anayasa Mahkemesinin 16.02.2023 tarih ve 2022/126 Esas, 2023/29 Karar sayılı kararı ile iptal edilen 7410 sayılı Kanun’un 2 maddesi ile 1163 sayılı Kanun’a eklenen geçici 11 inci maddesi kapsamında dava açması hali nazara alındığında işbu davanın, Anayasa mahkemesince davadan sonra iptaline karar verilen 1163 sayılı yasanın geçici 11. Maddesine dayanılarak açılmış olması ve yargılama sırasında sözkonusu yasal düzenlemenin iptal edilmiş olması sebebiyle dayanak yasanın ortadan kalkması nedeniyle dava konusuz kaldığından dolayı esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olduğundan ,gelinen aşama itibariyle işbu davada tarafların haklılık durumu belirlenemediğinden HMK 331/1 maddesi de nazara alınarak davacı ve davalı lehine/aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçeyle davalı istinafı yerinde görülmekle, yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu itibarla; davalı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmekle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince araştırılması gerekli başka husus bulunmadığından kararın gerekçe yönünden yukarıdaki gibi düzeltilerek yeniden aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
HMK 353/1-b.2 md. gereğince, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 16/03/2023 tarih ve 2022/1217 E – 2023/195K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
“1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcından , davacı tarafından dava başında peşin olarak yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 99,07-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafça yargılama boyunca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4- Taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,”
3-Davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden yaptığı 738,00 TL istinaf yoluna başvurma harcı’nın ve 155,00 TL istinaf posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.17/10/2023