Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/179 E. 2023/147 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/179
KARAR NO: 2023/147
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2022 (ARA KARAR)
ESAS NO: 2022/1101
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 27/01/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 01/12/2022 tarih ve 2022/1101 E sayılı ARA kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin ibraz ettiği dava dilekçesinden özetle:Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan ticari şirket (yöneticilerin azline ilişkin) ilişkin dava dosyasının incelenmesinde, davacılar vekili dava dilekçesi ve 01/12/2022 tarihli dilekçesi ile; … Limited Şirketi’nin müdürü olan davalının görevden el çektirilmesi ve şirkete yönetim kayyımı atanmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dosya incelendiğinde dava dilekçesi ekinde vekaletname örneği dışında sunulmuş herhangi bir delil ve belge olmadığı görülmüştür. Buna göre, davacının iddia ettiği konularda ihtiyati tedbir isteminin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmamakta olup bu husus yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenlerle ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı dikkate alındığında davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur. Açıklanan nedenlerle; Davacıların ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu ara karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müdürün kendisine verilen talimatlara uymamasının, ortaklara kasıtlı şekilde yanlış bilgi vermesinin, ortaklıkla rekabet oluşturan faaliyetlerde bulunmasının, rüşvet almasının, yetkilerini kötüye kullanmasının vb. doktrinde haklı sebebe verilen örneklemeler içerisinde olduğunu, haklı sebebin varlığı için müdürün kusurlu olmasının ya da şirketin ve/veya ortaklık haklarının zarara uğramış olmasının da şart olmadığını, Türk Ticaret Kanunu Madde 614 gereğince müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilecek ve belirli konularda inceleme yapma hakkına sahip olacağını, ancak müvekkilice defaten şirketin mali durumunun, detaylı gelir giderler tablosunun, duran varlıklarını, şirketin hali hazırdaki değer analizini, şirket hesaplarının düzenli biçimde tutulup tutulmadığını, birimlerdeki nakit akışı işlem listesine ilişkin detaylı ve ilgilileri tarafından imzalanmış resmi biçimde bilgi ve ayrıntı istenmiş ise de müvekkiline hiç bir zaman detaylı, imzalı ve resmi bir biçimde raporlar sunulamamış olduğunu, mali durum hakkında bilgi edinmesinin, şirket hesapları ile gelir gider tablosunu denetlenmesinin haksız ve hukuksuz biçimde engellenmiş olduğunu, bilgi edinmenin haksız ve usulsüz bir biçimde engellenmesinin Müdürün görevini hiç ve gereği gibi yapmadığı sonucunu doğuracak azil için bir gerekçe yaratacağını, müvekkilin istek ve serzenişleri sonrası gayri resmi olarak bilgilendirme amaçlı yapıldığı iddia edilen 14.10.2022 tarih ve 09:30 da şirket merkezinde yapılan toplantıda denetime elverişsiz, hiç bir resmi geçerliliği olmayan, en küçük işletmelerde dahi tutulamayacak kadar az bilgi ve düzen ihtiva eden, işletmenin birimlerinin alacak-borç hesaplarını dahi içermeyen, şirketin mali durumu hakkında bilgi vermekten çok uzak excell dosyaları içerir 20 sayfalık bir kıta bilgi notu dağıtılmış olduğunu, iş bu toplantı esnasında ilgili evrakların şirket müdürü tarafından yahut ilgilisi tarafından imza ve kaşelenmesi istenmiş ise de bu husustan ısrarla imtina edilmiş olduğunu, bu sözde hesapların ne kadar özensiz, basiretsiz biçimde tutulduğunu ve gelir giderin ne kadar şeffaflık ve denetimden uzak olduğunun görüleceğini, salt bu hususun bile görevden azil sonucunu doğurabilecek haklı bir neden olduğunu, iş bu toplantı sonrasında müvekkili adına Noter Kanalı ile bilgi edinme ve hesap sorma mahiyetinde gönderilen Kayseri 7. Noterliğinin İhtarnamesine müvekkilinin tek başına göndermiş olduğu ihtarnameye diğer hak aramak isteyen müvekkili Kayseri 13. Noterliğinin … Yevmiye ve … tarihli ihtarnamesi ile şirketin mali verilerinin şirket ortağı vasfı ile sunulmasını talep etmiş fakat müvekkile olumsuz cevap verilmiş olduğunu, cevap içerikli ihtarname de müvekkili adına bilgi ve belgelerin verilememesine tek bir gerekçe ile dahi sunulamamış, adı geçenlerle fikir ve eylem birliği içinde olacağı niyet okuyuculuğu üzerine ve 3. Kişi olan müvekkiller … ve … ‘ nın babası ile şirket müdürünün arasında geçen ve şirket dışı önceki ticari ilişkilerinden doğan alacak verecek ilişkisinin bahane gösterilmiş olduğunu, iş bu red gerekçesinden de anlaşılacağı üzere şirket müdürünün iş bu şirket ve hastaneyi sadece kendisine ait olan, kendisinden başka hissedarı olmayan bir mal varlığı olarak görmekte olduğunu, hastanenin tüm yönetiminin de davalı … ve onun çıkarları ve istekleri temeli üzerine gerçekleşmekte olduğunu, açıkça limited şirketlerde hissedarların bilgi edinme hakkını gasp eden şirket yetkilisinin, bilgi vermeme gerekçesi olarak ise şirketten tamamen bağımsız ve alakasız bir gerekçe ile aslında şirketin verilerinde usul ve yasalara aykırı işlemler olduğu korkusunu taşıması hasebiyle şirketin kurulumundan bu yana bilgi paylaşmamasının sebebini gözler önüne serdiğini, müvekkiller ile bilgi paylaşımını açık ve şeffaf surette asla yapmayan şirket müdürünün, hakkında dava ikame edildikten sonra da şirket verileri ile ilgili kendi lehine bir işlem tesis etme şüphesinin çok yüksek olduğunun yaşanan vakıalarla sabit olduğunu, bu sebeple davalı hakkında bir dava ihtiyati tedbir kararı verilmesinin bu yönden şart olduğunu, hastanede elden nakit olarak yapılan özellikle SGK ödemesi kapsamında yer almayan, lazer, estetik, saç ekimi, kapsam dışı olan dermatoloji, göz ve diş tedavisi işlemlerinde hastalardan nakit olarak tahsil edilen paraların resmileştirilerek kayıt altına alınmadığını, faturalandırılmayıp vergilendirilmediği gibi şirket aktifinde de yer almadığını, hastalar tarafından yapılan kayıt işlemlerinde elden nakit olarak ödenen paraların …’ ye ait hesaplara yatırıldığı, sonra da kendisi tarafından şirket hesaplarına borç açıklamasıyla gönderilerek şirket pasifi arttırılması yoluyla şirketin zarara uğratıldığını, izah olunan tüm iddiaların ilk derece mahkemesi dosyasını ikame ederken dava dilekçesi eki olarak delillerinin sunulduğunu, anılan tüm vakıaların ayrı ayrı şirket yetkilisinin azili için yeterli sebepler olacağı açıkken, tüm bu hususların şirket yetkilisinde bulunmasına ve iddialarıı somut belgeler ile de ispat olunmuşken talep etmiş oldukları ihtiyati tedbir kararının reddinin isabetsiz bir karar olacağını, anılan olayların şirket bünyesinde vucüt bulmasına sebebiyet veren yetkilinin görevinin başında kaldığı her sürede hem şirketin hem şirket ortağı olan müvekkillerinin zarara uğrayacağını davanın seyri için gerekli olan iş ve işlemlerin yapılmasının şirket yetkilisince engellenme tehlikesi varlığının açık olduğunu, açıklanan sebepler ve mahkemece nazara alınacak başkaca sebepler ışığında, yerel mahkemece verilmiş olan ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair kararın kaldırılmasını ve mahkemece talep etmiş olunan doğrultuda ihtiyati tedbir talebine dair hüküm kurulmasını talep etmiştir. karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, davalı şirket müdürü diğer davalı …’nin şirket müdürlüğünden azline karar verilmesi, bu durumun şirket siciline tescil edilmesi, şirkette başka bir müdür olmaması hasebiyle şirketin organsız kalmasından cihetle TMK’nın 427/f.1.b.4 maddesi uyarınca şirkete yönetici kayyum atanması taleplerine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesi ile, Hastane ve sağlık hizmetleri alanında uzman bir yönetim kayyum atanarak davalının görevden el çektirilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkeme, 01/12/2022 tarihli gerekçeli ara kararı ile, yaklaşık ispata dair yeterli koşulları bulunmadığı gerekçesiyle, davacının söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili iş bu ara kararını süresinde istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş gerekçeli ara kararda yazılı ayrıntılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde;
Derdest işbu dava yönünden ileri sürülen iddialar ve dava sonunda ulaşılmak istenen netice ve taleple ilgili olmak üzere istenen söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için gerek HMK’nın 389 vd. Maddeleri, gerekse T.T.K’nın ilgili hükümlerine binaen aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre bulunmadığından söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş gerekçeli ara kararda yazılı ayrıntılı açıklamalar, yasal sebep ve gerekçeler de birlikte gözetildiğinde, istinaf edilen ara kararda, usul, yasa ve mevcut derdest dava dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı, ara kararının hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 01/12/2022 tarih ve 2022/1101 E sayılı ARA KARARININ hukuka uygun olduğu anlaşılmakla istinaf eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafça peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye eksik kalan 99,20 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle HMK’nın 362/1-f ile 391/3 maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/01/2023