Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1654
KARAR NO: 2023/1823
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2023
ESAS NO: 2022/1426
KARAR NO: 2023/639
DAVANIN KONUSU: Manevi Tazminat (Haksız Hacizden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 02/11/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2023 tarih ve 2022/1426 Esas – 2023/639 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; davacı …’in, davacı …’nin yetkilisi olup şirketin amaç ve konusu unvanından da görüleceği üzere çelik kapı üretimi ve ticareti işini yaptığını, davalı şirket ise müvekkillerinin çelik kapı üretimi için malzeme tedarik ettiği şirketlerden biri olduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle alacaklar nedeniyle bazı zamanlarda kambiyo senetleri düzenlenerek davalıya verildiğini, taraflar arasında güven ilişkisi bulunduğundan ödenen senetlerin imha edilmesi davalı şirket yetkililerinden istendiğini, bu sebeple de senetlerin bazıları ödendiği halde davalı taraftan alınmadığını, müvekkilleri, davalı şirket yetkililerinin imha ettiklerini belirttikleri senetleri imha etmediğini ise ihtiyati haciz kararı ile müvekkili şirkete haciz yapmaya geldiklerinde öğrendiklerini, müvekkilleri hakkında Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.06.2022 tarih ve 2022/275 Esas Değişik İş, 2022/277 Karar Değişik İş sayılı kararı ile davalının talebi doğrultusunda ihtiyati hacze karar verildiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz kararına karşı itiraz yoluna başvurulduğunu ve haksız ihtiyati haciz kararının kaldırılması talep edildiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 18.07.2022 tarihli ek kararı ile itirazlarının kısmen kabulü ile ihtiyati haciz kararının 23.771,85 USD’lik kısmının kaldırılmasına, 10.728,15 USD’lik kısmı yönünden ise itirazımızın reddine karar verildiğini, ihtiyati haciz kararının hemen ardından davalı tarafından, 22.06.2022 tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ihtiyati haciz gerçekleştirerek müvekkillerine ait tüm makineler, araçlar, taşınmazlar ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, haczedilen malları ihtiyati hacze konu edilen tutarı karşılamaya fazlasıyla yeter miktar olduğunu, bununla birlikte dosya borcunu karşılayacak miktardan daha fazla bir mal varlığı muhafaza altına alındığından davalının borcunu tahsil edememe gibi bir ihtimali olmadığını, ancak davalı tarafından kötü niyetli davranılarak ihtiyati hacze itirazları üzerine verilen ek kararda davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti olan 1.405,00 TL için Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/346 D. İş – 2022/348 D. İş Karar sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, davalı, 1.405,00 TL’lik alacağa ilişkin ihtiyati haciz kararına istinaden Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibi başlattığını, aynı gün müvekkillerinin tüm mal varlıklarına haciz koydurduğunu, bununla yetinmeyen davalı, yine müvekkilinin aile konutunda fiili haciz yapmak suretiyle alacağını tahsil etmekten ziyade müvekkillerini taciz etme saikiyle kötü niyetli olarak hareket ettiklerini, davalının haksız icra takibi sebebiyle müvekkile şirketin tüzel kişiliğinin manevi değerlerine dahil bulunan ticari itibarı sarsıldığını, müvekkili şirket hakkında davalı şirket yetkililerinin yaymış oldukları olumsuz haberler ve üretimin durması sebebiyle müvekkili şirketin battığı söylentileri sebebiyle de müvekkili şirket yeni bir iş alamadığını, müvekkili şirketin ticari itibarını yeniden kazanabilmesi uzun süre mümkün görünmediğini, müvekkili Kasım ise derin bir elem, ızdırap hali yaşadığını, ticari ve sosyal itibarının zedelendiğini, bu nedenle müvekkillerinin kişilik haklarına haksız saldırı niteliğindeki haciz işlemi ile müvekkillerinin manevi zararı da oluştuğunu, açıklanan sebeplerle davanın kabulü ile davalının haksız icra takibi sebebiyle; müvekkili … için 100.000 TL manevi tazminat, müvekkili … şirketi için 100.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 200.000 TL manevi tazminatın işleyecek faizi ile davalıdan tahsiliyle müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla müvekkili firma arasında çelik kapı üretimine yönelik malzeme tedarik edilmesi amacıyla ve başkaca ticari ilişkilerin mevcut olduğunu, işbu ticari ilişkiler nedeniyle davacı tarafça müvekkili firmaya bonolar verildiğini, ilgili bonoların davacı tarafından ödenmemesi neticesinde taraflarınca davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği Kayseri Genel İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası müvekkilinin ticari ilişkilerden kaynaklı alacağı için başlatılan icra takibi olmayıp ihtiyati haciz vekalet ücretinin tahsili maksadıyla başlatılan icra takibi olduğunu, bu icra takibinden dolayı davacıya fiili haciz işlemi uygulanmayarak muhafaza işlemi yapılmadığını, vekalet ücretinin tahsili talebiyle başlatılan icra takibinin davacı tarafa nasıl bir maddi ya da manevi zarar verdiği hususuna ise taraflarına hiçbir şekilde anlam verilemediğini, davacı tarafın 22.06.2022 tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile ihtiyati haciz gerçekleştirdikleri ve haczedilen malların borcu karşılamaya yeter olduğunu belirttiğini, işbu hususun taraflarınca kabulünün kesinlikle mümkün olmadığını, söz konusu hacizlerin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ilamına dayandığını, ihtiyati haczin kaynağının mahkemece verilen ilam olduğunu, bu ilamın bir kısmı açısından kaldırılmış olması müvekkilinin haksızlığının bir göstergesi olamayacağını, kısmi red edilmiş olmasına karşın müvekkilinin 10.728,15 USD alacağı olduğu kısmi kaldırılan karara karşın ortada olduğu, davacı tarafın, ihtiyati hacze itirazdan kaynaklı lehlerine hükmedilen 1.405,00 TL vekalet ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinde davacıyı taciz etme saikiyle ve kötüniyetli hareket ettiklerini belirttiğini, davacının 1.405,00 TL’lik alacağa ilişkin yaklaşık 4.000.000,00 TL değerindeki malvarlığı değerinin haczedildiğini bildirse de bu mallar üzerinde birçok haciz bulunduğunu, müvekkilinin davacıdan tek alacağının 1.405,00 TL olmadığını, bu vekalet ücretine dayanak teşkil eden icra dosyası bulunduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği üzere 10.728,15 USD yönünden davacının itirazının reddine karar verilmiş olup icra takibinin halen derdest olduğunu, ayrıca davacının taşkın haciz iddialarının mahkeme tarafından kesin olarak reddedildiğini, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğu başkaca icra dosyalarının da bulunduğunu, arz edilen nedenlerle davanın reddine vekalet ücreti ile her türlü yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…… davacılara ait taşınır ve taşınmaz mallara, 12/08/2022 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu ve ihtiyati haczin 28/10/2022 tarihinde kaldırıldığı, davacıların manevi tazminat taleplerini haksız ihtiyati haciz nedeniyle kişilik haklarının zarar görmesine dayandırdıkları, davalının hakkın kötüye kullanılması (TMK m.2/2) niteliğinde olmak üzere ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen ek kararda hükmedilen vekâlet ücretini yeni bir icra takibine konu ederek ihtiyati haciz kararını uygulattığı, haczedilen mal ve haklar (ve özellikle bankalar nezdindeki mevduat ve alacaklar) nedeniyle davacıların ticari itibarlarının zedelendiği, gerek tüzel kişi tacirlerin gerek gerçek kişilerin ticari hayatta oluşturdukları güven esasına dayalı ticari itibarlarının kişiliğin ayrılmaz bir parçasını oluşturduğu, oluşan zarar ile ihtiyati haciz konulması arasında illiyet bağının mevcut olduğu, bu nedenle davacıların manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, davacıların manevi tazminat taleplerinin ise kusura dayalı olduğu, haksız ve objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmayan sırf hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olan davranışların hukuk düzenince koruma görmeyeceği gibi bu tür davranışların davalının kusuru ile gerçekleştiği, bu nedenle davacıların manevi tazminat taleplerinin şartları oluştuğu anlaşıldığından, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, davalının zararın meydana gelmesindeki kusur durumu, manevi tazminatın amacı gözetilerek davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen yerinde olduğu kabul edilerek, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile kısmen reddine….” 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı … için 50.000,00 TL, davacı … … Limited Şirket için 50.000,00 TL manevi tazminatın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya istemin REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.831,00-TL karar ve ilam harcından, 80,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.750,30-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, dair karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme davacının davasının kısmen kabulü ile davacı … için 50.000,00 TL davacı … … Ltd. Şti. İçin 50.000,00 TL manevi tazminatın müvekkilinden alınmasına karar verildiğini, yerel mahkemenin kararının eksik ve hatalı hukuki değerlendirmeye dayandığını, yerel mahkemenin 22.06.2023 tarihli gerekçeli kararı incelendiğinde müvekkilinin ihtiyati hacze konu vekalet ücretine ilişkin yeni bir icra takibi başlattığını, bu takip üzerinden ihtiyati haciz kararı uygulattığını, haczedilen mal ve haklar nedeniyle de davacıların ticari itibarlarının zedelendiğini ve oluşan zarar ile ihtiyati haciz konulması arasında illiyet bağı olduğundan bahisle davacılar lehine 50.000,00’er TL manevi tazminata hükmedildiğini, mahkemenin kararı eksik ve yanlış hukuki değerlendirmeye dayalı olup bozulması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan icra dosyası olan Kayseri Genel İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası müvekkilin ticari ilişkilerden kaynaklı alacağı için başlatılan icra takibi olmayıp ihtiyati haciz vekalet ücretinin tahsili maksadıyla başlatılan icra takibi olduğunu, bu icra takibinden dolayı davacıya fiili haciz işlemi uygulanmadığını, muhafaza işlemi yapılmadığını, vekalet ücretinin tahsili talebiyle başlatılan icra takibinin davacı tarafa manevi zarar verdiği hususu asılsız nitelikte olduğunu, bahse konu icra takibi yerel mahkeme kararında da belirtildiği üzere Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesinin kararıyla iptal edildiğini, ayrıca mahkeme tarafından verilmiş olan vekalet ücretinin ayrı bir icra takibi ile talep edilmesine engel herhangi bir kanun hükmü de bulunmadığını, dolayısı ile iptal edilen bir icra takibinden dolayı davacıların manevi zarara uğradığının kabulü hukuk ilkelerine aykırı olduğunu, müvekkili manevi tazminat ödemeye mahkum bırakmak da hakkaniyet ile bağdaşmayacak nitelikte olduğunu, davacıların maddi ya da manevi zararları bulunmadığını, mahkeme tarafından iptal edilen bir icra takibi söz konusu iken yerel mahkemenin müvekkilin eyleminin kusurlu olarak yorumlaması da kabul edilebilir bir yorum olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıların ticari itibarını zedelediği iddia edilen hacizler davacının da ifade ettiği üzere Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ilamına dayandığını, ihtiyati haczin dayanağı mahkemece verilen ilam olduğunu, davacı taraf haczedilen malların ihtiyati hacze konu edilen tutarı karşılamaya fazlasıyla yeter olduğunu ancak yapılan hacizde tarafımızca bu durumun dikkate alınmadığını ve kötüniyetli olarak kendilerine karşı haciz işlemi yapıldığını yani taşkın haciz uygulamasının söz konusu olduğunu belirttiğini, Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi 2022/380 E. 2022/373 K. Sayılı ilamında davacı taraf taşkın haciz iddiasında bulunduğunu, mahkeme kesin olarak davanın (Taşkın Haciz Şikayetinin) reddine karar verdiğini, kesin hüküm ile de sabit olduğu üzere davacıya karşı gerçekleştirilen haciz eyleminde herhangi bir taşkın haciz söz konusu olmadığını, davacı haksız kazanç elde etme gayesi ile hareket ettiğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında davacıların manevi tazminat taleplerinin kusura dayalı olduğu hususu açık biçimde ifade edildiğini, alacaklı müvekkil, kanuni hakkını kullanarak ihtiyati haciz talep ettiğini, esas-karar numarası ile belirtilen mahkeme ilamına dayanarak da ihtiyati haciz hukuka ve usule uygun şekilde gerçekleştirildiğini, borçlunun uğraması muhtemel zararlarına karşılık olarak kanunda öngörülen oran ve miktarda teminat müvekkil tarafça yatırıldığını, izah edilen bu nedenlerle, alacaklı müvekkil tarafından gerçekleştirilen ihtiyati hacizde ya da icra takibinde herhangi bir hukuka, hakkaniyete veya usule aykırı bir husus bulunmadığını, yerel mahkemenin kararında davacıların ticari itibarının zedelendiği belirtilse de bu husus hiçbir şekilde gerekçelendirilmediğini, somutlaştırılmadığını, davacıların hesaplarında haciz işlemi uygulanması alacaklı müvekkilin sahip olduğu hak niteliğinde olduğunu, davacıların hesaplarında bulunan tek haciz şerhi de müvekkilin alacağına ilişkin olmayıp müvekkilden başkaca hacizler de bulunduğunu, salt davacıların ticari itibarlarının zedelendiği gerekçesiyle hüküm kurmak hakkaniyetten uzak bir yaklaşım olduğunu, manevi tazminata hükmedilirken mahkemece bir kimsenin kişilik hakkına yönelmiş hukuka aykırı bir saldırı bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkilin davacılardan alacaklı olduğu hususu kesinleşmiş icra takipleri ile sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle öncelikle tehiri icra talebinin kabulü ile; istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkemece verilen hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiğini, öncelikle tehiri icra talebinin kabülünü, devamla Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1426 E. ve 2023/639 K. sayılı hukuka ve hakkaniyete aykırı ilamının ortadan kaldırılmasını, esastan inceleme yapılarak müvekkil aleyhine açılan işbu dayanaktan yoksun davanın reddini, her türlü yargılama gideri ile birlikte vekalet ücretinin davacı taraflar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf cevap dilekçesinden özetle; Davalı tarafça istinaf dilekçesinde belirtilen hususlar hukuki gerçeklikle bağdaşmayan, dava konusunu saptırmaya yönelik beyanlar içerdiğinden istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, tarafça dava konusu yapılan husus, davalının müvekkillere yönelik yapmış olduğu haksız icra takibi sebebiyle manevi tazminat olduğunu, yerel mahkemece yapılan inceleme neticesinde verilen karar yerinde olduğunu, davalının yapmış olduğu icra takibinin ilamda geçtiği şekliyle “iyi niyet kuralı ile bağdaşmadığı” ve haksız olduğu Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/454 E. – 2022/553 K. Sayılı ilamı ile sabit olduğunu, mezkur ilam kesinleşmiş bir mahkeme kararı olduğunu, davalının müvekkillerin adreslerinde haciz yapılmadığı yönündeki beyanı da açıkça maddi gerçeğe aykırı olduğunu, iptaline karar verilen Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyası içerisinde haciz zabıtları mevcut olduğunu, davalı, öncelikle müvekkillerin yüzbinlerce liralık gayrimenkulleri ve milyonlarca liralık araçları üzerine, posta çeki hesabına, tüm banka hesaplarına haciz koyduğunu, bununla yetinmeyen davalı taraf anlamsız bir öfkeyle müvekkil Kasım’ın ev adresinde fiili hacze gittiğini, 1.405,00 TL’lik bir ilam vekalet ücreti alacağına ilişkin yapılan bu hacizler ve takınılan tavır gerçekten müvekkillerde ciddi manevi tahribat oluşturduğunu, yerel mahkemece incelenen icra dosyası ve takibin iptaline ilişkin icra mahkemesi kararı neticesinde müvekkiller lehine manevi tazminata hükmedildiğini, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmişse de davalı tarafın açık kötü niyeti karşısında aleyhine hükmedilen manevi tazminatın hukuk sisteminin kötü niyeti korumadığını göstergesi olduğunu, davalının taraflar arasında devam eden diğer dosyalara ilişkin beyanları ve işbu dosyayı diğer dosyalarla karıştırmaya çalışması kötü niyetini gizlemeye yönelik bir çaba olduğunu, işbu dava dosyasının esasına etki edecek herhangi bir durum olmadığını, müvekkil şirketin ve müvekkil Kasım’ın banka hesapları, gayrimenkulleri ve araçları üzerinde davalının yapmış olduğu ihtiyati haciz tarihinde yalnızca davalı tarafça konulan tek bir haciz bulunduğunu, davalının resmi kayıtlarla sabit olan durumlara yönelik gerçek dışı beyanda bulunması açıkça kötü niyetini ortaya koyduğunu, arz ve izah edilen hususlar ve dosyanın re’sen incelenmesi sonucunda ortaya çıkacak nedenlerle hukuka ve hakkaniyete uygun yerel mahkeme kararına yönelik davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava; haksız icra takibi ve haciz nedeniyle oluşan manevi zararın tazmini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesi tarafından manevi tazminatın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı tarafından istinaf incelemesine konu edilmiştir.Davalı yanın alacağını tahsil etmek amacıyla icra takibi başlatması, itirazın iptali davası açması, ihtiyati haciz talebinde bulunması alacaklıya kanunen alacağına kavuşması için tanınan hukuki yollar olup bunun yanında borçlu olarak davacının da tüketebileceği hukuki yollar bulunmakta olup (ihtiyati hacze itiraz, taşkın hacze karşı şikayet, verilen tedbire karşı itiraz yolu, menfi tespit vb gibi) bu yollara başvurulmuş olması karşı taraf yönünden başlı başına bir tazminatı gerektirmez.Haczin, takibin haksızlığı menfi tespit davasında esastan bir inceleme neticesinde verilecek kararın kesinleşmesiyle sabit olsa idi davacı fiili hacize maruz kalmış dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulmuş kabul edilebilirdi. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Fakat takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz.Somut davada davalının icra takibi başlattığı, haciz işleminde bulunduğu görülmüş ve fakat davalının başlatmış olduğu icra takibi ve yaptığı haczin haksızlığı henüz sabit olmayıp, davalının ağır kusur ve kötü niyetli kabul edilmesi mümkün olup olmadığı, manevi tazminatın şartlarının oluşup oluşmadığınını belirlenebilmesi için Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2022/701 esas sayılı menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesi tarafından yeterli araştırma yapılmadan, menfi tespit davasının sonucu beklenmeden davanın kısmen kabulü yönünde verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/06/2023 tarih ve 2022/1426 Esas – 2023/639 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 01/11/2023