Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1645 E. 2023/1676 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1645
KARAR NO: 2023/1676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2023
ESAS NO: 2022/1246
KARAR NO: 2023/519
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 17/10/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2023 tarih ve 2022/1246 Esas – 2023/519 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile 21/06/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını, süresi içerisinde bu takibe itiraz ettiklerini, akabinde kooperatif tarafından itirazın iptali davasının kabul edildiğini, itirazlarında her ne kadar haklı olsalar da Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/03/2021 tarih ve 2020/566 E. 2021/313 K. Sayıyı kararı ile itirazlarının iptali kararı verildiğini ve bu kararın istinaf incelemesi sonucunda kesinleştiğini, müvekkilin davalı kooperatif tarafından hesaplanıp bildirilen kesin hesap maliyeti sonucu çıkan meblağı ödeyebilmek için yine davalı yönlendirmesiyle bir bankadan kredi kullanarak borcunu kapattığını, davalı tarafça yapılan hesaplamaya güvenen müvekkilin daireyi satın aldığı kişiye ödediği bedel ve tarafına verilen maliyet hesabıyla total borcunu belirlemek suretiyle kredi kullanarak daireyi satın alan iyi niyetli kişi olduğunu, davalı kooperatifin ise ibralaştığı daire sahibine devam eden süreçte borç çıkartmak suretiyle mağdur etmekte bununla da kalmayıp kendi temerrüdünden kaynaklı alacak talebinden dolayı müvekkilini ana borç üzerinde bir faizle karşı karşıya bıraktığını, ayrıca durumdan bihaber müvekkil aleyhinde başlatılan takiple haksız bir bedel ve fahiş faiz talebine ek takip masraflarını yükleme çabasında olduğunu, tamamen borçsuz bir ev satın aldığını düşünen müvekkilinin iradesi göz önünde bulundurulduğunda gerek kooperatif üyesi önceki malike ödediği peşin bedel gereksi kooperatifin belirletiği tutar üzerinden ödediği bedel haricinde ileride talep edilebilecek bedelleri kabul etmesi olağan dışı olduğunu, taşınmazın satın alınmasından 4 yıl sonra evi satma isteği üzerine davalı kooperatifçe üyeliğinin devam ettiğini öğrendiğini, bunun üzerine Kayseri 2. Noterliğinin … tarih ve … numaralı ihtarname ile kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, bu kooperatifin inşaatlarının etaplar halinde yapıldığını, biten inşaatların üyelerine tesliminin yapıldığını, müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmadığını tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalı kooperatife borcu olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Arabuluculuk görüşmesi yapılmaksızın açılan bu davanın yasaya aykırı olduğunu, müvekkili kooperatifin toplu konut kooperatifi olduğunu, konutlarını etap etap yaptığını, dolayısıyla davacı tarafından her ne kadar 1103 sayılı Kooperatifler Kanunun Geçici 11. Maddesi gereğince dava açıldığı belirtilmiş ise de geçici 11.madde de sayılan şartları sağlamayan davacının açtığı davanın bu yönü ile reddi gerektiğini, kanun maddesin de sayılan şartların birlikte sağlanması halinde davanın açılabileceğini, bu kanun çerçevesinde Her ne kadar Kayseri ilinden bahsedilip genel bir düzenleme gibi bir görüntü verilmeye çalışılsa da kişi veya zümreye özgü kanun çıkarıldığını, zümre veya kişi için kanun çıkartılması Anayasada yer bulan Kanunlar önünde eşitlik ilkesini tam anlamı ile ihlal ettiğini, bu kanun maddesinin kooperatifler kanunu ve kooperatifler ana sözleşmesine aykırı şekilde düzenlendiğini, bu düzenlemenin kooperatif üyelerini eşit duruma getermeyeceğini, bu kanunun bölgesel kanun görünümünde olsada münhasıran kooperatif ve kooperatif üyelerini kapsayıcı mahiyette düzenlendiğini, kişiye özgü kanun mahiyetinde bir durum oluştuğunu, bu hususun anayasaya aykırı olduğunu, bu düzenlemenin uygulanması durumunda kooperatif üyeleri eşit duruma gelmeyecektir. Sadece Kayseri İlinde kooperatifler ile ilgili çıkartılan kanunun bölgesel kanun görümünde olsa da münhasıran kooperatif ve kooperatif üyelerini kapsayıcı mahiyette düzenlendiğinde esasen kişiye özgü kanun mahiyetinde bir durum oluşturmuştur. Bu husus açıkça anayasaya aykırı olduğunu, yine kanunlaştırılan geçici 11.maddede kooperatifçe tahakkuk ettirilen borcun ödenmesi ibaresi yer almış ise de gelişen ekonomik süreçler çerçevesinde kooperatifçe çıkartılan borçların piyasa gerçeklerinden uzaklaşması pratik olarak günümüzde yaşandığından bu düzenleme ile çıkartılan borcu ödeyen kooperatif üyelerinden kalan imalatı tamamlayacak oranda bir bedel tahsil edilmemesi durumunda kalan üyelerin bu parayı tamamlaması gibi bir sonuç doğacağı için kanun ile anayasaya aykırı olarak tam bir eşitsizlik durumu yaratılmıştır. Kesinleşmiş mahkeme kararları ile alacak elde eden kooperatiflerin bu paraları iade edilmesi konusuna yol açacak şekilde yapılan düzenlemenin yine hukuk devletinde olması gereken hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu, açılan davada müvekkilin kusurunun olmayıp devletin kusuru ile iş bu dava ikame edildiğinden müvekkil kooperatifin talep edilen masraf ve vekalet ücreti taleplerinden kötü niyet tazminatından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, tüm bu nedenlerle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…..esas hakkında bir karar verilmeyen hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre bir karar verilmesi gerektiği fikri mahkememizce de benimsenmiş olup; Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce ve iptal edilen yasal düzenleme dayanak gösterilerek eldeki davanın açıldığı, davacının davasını dayandırdığı olguların mevcut olduğu, diğer bir deyimle iptal edilen 1163 sayılı Koop. Kanunu’nun Geçici 11. maddesindeki şartların gerçekleştiği, davacıya konutun tapuda devrinin yapılmasından sonraki dönemler için davalı yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere borçlandırmalar yapıldığı, ilamsız icra takibi ve ardından itirazın iptali davası açıldığı, davanın, davalı yapı kooperatifi lehine sonuçlandığı, takibin kesinleştiği ve ilamsız olarak başlatılan icra takibinin ilâmlı icra takibine dönüştüğü, Geçici 11. madde çerçevesinde hukuksal koruma talep eden davacının yasal süresi içerisinde bu davayı açtığı ve fakat dava devam ederken davaya dayanak teşkil eden yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, davanın bu suretle konusuz kaldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu, dolayısıyla iptal edilen yasal düzenleme gereğince hukuksal koruma talep eden ve iptal edilen yasada aranan şartların eksiksiz olarak gerçekleştiği somut olay bakımından, davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekâlet ücreti taktir olunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….” gerekçesiyle Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA karar verilmiştir.İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1246 Esas, 2023/519 Karar sayılı karar usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, vaki davanın Kooperatifler Kanuna eklenen Geçici 11. maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olduğunu, bu kanun maddesi Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, iptal kararı Resmi Gazetenin 09/03/2023 tarih ve 32127 sayılı sahifesinde yayınlandığını, mahkeme tarafından karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar tesis edilmiş ise de aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, müvekkil kooperatifin ne kanun koyucu ne de anayasa mahkemesi olduğunu, dolayısıyla haksız olarak çıkartılan ve haklı olarak iptal edilen bir kanun ile alakalı olarak hiçbir kusuru bulunmayan müvekkil kooperatifin aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yasaya aykırı olduğunu, davacının iş bu davayı açarken haklı veya haksız olduğu tespit edilmeksizin müvekkil kooperatifin külliyen haksız olduğu davacının ise davanın açılmasında haklı olduğunun kabulü ile müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti tahmili yasaya aykırı olduğunu, davada, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına değil davanın reddine karar verilmesi gerekip yargılama gideri ve vekalet ücretinin lehe hükmedilmesi gerektiğini, açılan davada davacının hukuki yararı bulunmadığını, müvekkil kooperatif tarafından davacı hakkında dava tarihi itibari ile hiçbir yasal işlem de yapılmadığını, her halukarda dava tarihi itibari ile muaccel hale gelmeyen aidatlar içinde (genel kurulda temmuz ayından başlamak üzere 12 taksitte alacağın tahsil edilmesi şeklinde karar alınmış olmakla) genel kurulda alınan tüm meblağ üzerinden menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, mahkemenin bu hususu dikkate alıp davanın reddine karar vermesi ve lehe masraf ve vekalet ücreti hükmetmesi gerekirken bu şekilde karar vermemesinin yasaya aykırı olduğunu,
Yukarıda arz ve izah edilen gerek açıklanan gerek mahkemece dikkate alınacak nedenlerle, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1246 Esas, 2023/519 Karar sayılı dosyasından verilen kararın kaldırılmasını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf cevap dilekçesinde özetle;Davalı yanca ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğunu, işbu başvurunun haksız ve yersiz olduğunu, işbu davanın 7410 Sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemi davası olduğunu, davaya konu Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile 21.06.2020 tarihinde müvekkil aleyhinde icra takibi başlatıldığını, süresi içerisinde itiraz edildiğini, akabinde kooperatif tarafından açılan itirazın iptali davası kabul edilerek itirazın iptali kararı verildiğini, 15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete ile ilan edilerek yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. Maddesinde 24.04.1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa geçici madde eklendiğini, işbu hükme göre tarafça dava açıldığını, müvekkile başlatılan takibin haksızlığı noktasında dava dilekçesi içeriğinde detaylıca açıklamaya yer verildiğini, işbu davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığı iddiası yerinde olmadığını, keza ortada başlatılmış bir takip bulunmakla birlikte istisnai olarak kanuna eklenen hüküm ile de dava açma hak ve yetkisine sahip olunan yine bu hususa dair hukuki yararın bulunduğu da izahtan vareste olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddedeki yasal düzenleme, yargılama devam ederken Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih, 2022/126 Esas, 2023/29 Karar sayılı iptal kararı ile iptal edildiğini, iptal kararı 09/03/2023 gün ve 32127 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, yargılama sırasında davanın dayanağını teşkil eden yasa hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, bu durumda davanın reddi değil davanın konusuz kaldığı yönünde karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 11. HD’nin 04.11.2019 tarih, 2018/5846 Esas, 2019/6803 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11. HD’nin 27/11/2019 tarih, 2019/414 Esas, 2019/7584 Karar sayılı, Yargıtay 11. HD’nin 27/11/2019 tarih, 2019/414 Esas, 2019/7584 Karar sayılı kararı kararının örnek gösterildiğini, tarafça dava; yasa hükmüne dayanılarak açılmış olup işbu yasa hükmünde aranılan tüm koşullarda dava yönünden mevcut olduğunu, bu durumda dava açıldığı anda tarafın haklı olduğunu, yasa hükmüne dayanılarak haklı bir biçimde açılan davada tarafça aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi asla kabul edilemeyeceğini, davalı yan istemleri yerinde olmadığını, arz ve izah edilen ve re’sen gözönünde bulundurulacak nedenlerle, davalı yan istinaf başvurusu haksız ve yersiz olduğundan esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, kooperatif üyesinin açtığı menfi tespit talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının menfi tespit davasının dayanağı olan 15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dolayısıyla dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesince 09.03.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 16/02/2023 tarih 2022/126 Esas 2023/29 Sayılı kararı ile iptali nedeni ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen davalının sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak, işbu davanın, Anayasa mahkemesince davadan sonra iptaline karar verilen 1163 sayılı yasanın geçici 11. Maddesine dayanılarak açılmış olması ve yargılama sırasında sözkonusu yasal düzenlemenin iptal edilmiş olması sebebiyle dayanak yasanın ortadan kalkması nedeniyle dava konusuz kaldığından dolayı esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olduğundan, gelinen aşama itibariyle işbu davada tarafların haklılık durumu belirlenemediğinden HMK 331/1 maddesi de nazara alınarak davacı ve davalı taraf lehine/aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçeyle davalı istinafı yerinde görülmekle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince araştırılması gerekli başka husus bulunmadığından bu yönden düzeltilerek yeniden hüküm kurularak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
HMK’nın 353/1-b,2. maddesi gereğince düzelterek yeniden karar verilmek üzere KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/06/2023 tarih ve 2022/1246 E – 2023/519 sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden bir karar verilmesine, buna göre;
“1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava başında peşin olarak yatırılan 455,63 -TL harçtan mahsubu ile artan 185,78-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı ve davalı tarafça yargılama boyunca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4- Taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,”
2-Davalı tarafın istinaf aşamasında yatırmış olduğu 456,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafın istinaf aşamasında yapmış olduğu posta gideri 155,00 TL’nin ve 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 17/10/2023