Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1635 E. 2023/1784 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1635
KARAR NO: 2023/1784
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2023
ESAS NO: 2021/162
KARAR NO: 2023/443
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 27/10/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Davalının davacı bankanın …/Kayseri şubesinin kredi borçlusu olduğunu, davalı borçlunun davacı banka ile imzaladığı Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinden dolayı takip tarihi itibari ile 12.525,39 TL borçlu olduğunu, davalının hesabı kat edilerek Kayseri 11. Noterliği’nin …tarihli ve …yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek davalıya bildirim yapıldığını, davalın ihtara rağmen borcu ödememesi nedeni ile hakkında takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatının talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davalının davacı bankaya iddia edilen borcu bulunmadığını, davalı hakkında haksız ve hukuka aykırı takip yapıldığı için davalının takibe itiraz ettiğini, imzalanan sözleşmenin tek taraflı olarak düzenlendiğini, davalı ile müzakere edilmediğini, genel işlem şartı ile sözleşmenin oluşturulduğunu, sözleşmede davalı aleyhine hükümler olduğunu, bu hükümlerin kabulünün mümkün olmadığnı, davacının talep ettiği faizin de hukuka aykırı olduğunu, sözleşmede eş rızasının bulunmadığını, bu nedenle şekil şartı sağlanmayan sözleşmenin geçersiz olduğunu, sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olmadığını bu nedenle davalının sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddi ile tazminat talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Kayseri 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/78 E, 2021/309 K sayılı kararı ile Mahkememizin kararının kaldırılması sonucu yeniden yapılan yargılama sonucunda, istinaf kararı gereğince Adli Tıp Kurumundan 24/01/2023 tarihli rapor alınmış ve raporda imza itirazında bulunulan sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olduğunun tespit edilmesi üzerine davalının takip konusu sözleşmeden kaynaklı borçtan sorumlu olduğu anlaşılmış ve davalının kredi sözleşmelerinin asıl borçlusu olması nedeni ile eş rızasının gerekmediği görülmüş olup, davalının borçlu olup olmadığının tespiti yönünden ise davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerden ve bilirkişiden alınan 24/12/2019 tarihli rapordan anlaşıldığı üzere, davalının davacıdan almış olan kredi nedeni ile olan borçların ödemediği ve bu şekilde davalının ticari kredili mevduat borcu için asıl alacak 1.985,71 TL, işlemiş faiz 29,79 TL ve BSMV 1,49 TL ile ticari kredi kartı borcu için asıl alacak 10.267,17 TL, işlemiş faiz 154,01 TL, BSMV 7,70 TL olmak üzere toplam 12.445,87 TL davacıya borçlu olduğunun tespit edilmesi karşısında dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddi ile, Kayseri 7. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin ticari kredili mevduat borcu için asıl alacak 1.985,71 TL, işlemiş faiz 29,79 TL ve BSMV 1,49 TL ile ticari kredi kartı borcu için asıl alacak 10.267,17 TL, işlemiş faiz 154,01 TL, BSMV 7,70 TL olmak üzere toplam: 12.445,87 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, temerrüt faizinin %33,00 olarak uygulanmasına İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 12.445,87 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçludan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine, davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiş, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, Kayseri 7. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin ticari kredili mevduat borcu için asıl alacak 1.985,71 TL, işlemiş faiz 29,79 TL ve BSMV 1,49 TL ile ticari kredi kartı borcu için asıl alacak 10.267,17 TL, işlemiş faiz 154,01 TL, BSMV 7,70 TL olmak üzere toplam 12.445,87 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, temerrüt faizinin %33,00 olarak uygulanmasına, İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 12.445,87 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçludan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine, davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında tesis edilen adli tıp kurumu raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporunda yeterli ve açıklayıcı ve tatmin edici gerekçe oluşturulmadığını, raporda karşılaştırılan imzanın hangi nedenle müvekkilin el ürünü olduğunun fotoğraf veya diğer uygun görüntü teknikleriyle desteklenmediğini, yeterli açıklayıcı ve tatmin edici gerekçe oluşturulmamış, imzanın hangi nedenle müvekkilin el ürünü olduğu fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle desteklenmemiş rapor ile yerel mahkeme tarafından hüküm kurulmasının yüksek mahkeme içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini, raporda söz konusu imzaların müvekkilin eli ürünü olduğu hususlarını bildirir kanaat raporu olduğunu belirttiğini, kesin bir kanaatte bulunmadığını, Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile kurulmasının usul, yasa ve yüksek yargı içtihatlarına aykırı olduğunu, itirazların ve yüksek mahkeme içtihatlarının dikkate alınmadan tesis edilen yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, itirazın iptali davasının davalı borçlu aleyhine sonuçlanması gerektiğini, bazı hallerde borçlunun davayı kaybetmesine rağmen, borçlu ödeme emrine itiraz etmekte haklı görülebildiğini, somut olayda ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını, alacağının varlığının yargılamayı gerektirdiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf her ne kadar tek taraflı genel işlem şartlarından bahsetmiş olsa da; ticari nitelikteki kredilerin ehemmiyeti ve tacir sorumluluğu yönünden söz konusu savunmaların tarafımızca kabulü olanaksız olduğunu, takibin dayanağı kredi borcu …’un Müvekkil Bankadan kullanmış olduğu kredilerden kaynaklandığını, ödenmeyen kredilerin tasfiyesi için asıl borçlu ve kefiller hakkında icra takibi yapma hakkımıza istinaden davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalıların itiraz dilekçesinde borca ve borcun tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, borçlunun itirazlarının hukuki ve kanuni hiçbir dayanağı bulunmadığını, borçlular aleyhine ilamsız olarak başlatmış olduğumuz takipte herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, takip tarihi itibariyle davalıdan olan nakdi alacağımız 12.525,39TL olduğunu, davalı imza itirazında bulunmuş ise de, Adli Tıp Kurumu raporunda davalı tarafın imza incelemesinin içeriğine ve usulüne yönelik itirazların kabulünün mümkün olmadığını, işbu anlamda davalı tarafın savunmalarının hukuki dayanağı bulunmadığını, dolayısıyla davalının haksız ve yersiz istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı bankanın bankacılık sözleşmesine dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın İİK’nun 67. Maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.12.525,39 TL alacak miktarı üzerinden icra takibi başlatıldığı ve takibe itiraz edildiği, bu miktar üzerinden itirazın iptali davası açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, TOPLAM 12.445,87 TL alacak üzerinden takibin devamına,fazlaya ilişkin talebin reddine kararı verildiği görülmüştür. Davalı işbu kararı istinaf etttiğinden istinaf edilen karar miktarının/dava değerinin 12.445,87 TL olduğu anlaşılmıştır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.”Mahkemece 24/05/2023 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 17.830,00 TL’dir.Davalı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin dava değerinin ise 12.445,87 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 (onyedibinsekizyüzotuz) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükme ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davalının istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir.
Açıklanan nedenlerle davalının istinaf ettiği karara ilişkin dava değerinin/miktarının kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/2 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinafa konu dava değerinin karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalının peşin yatırdığı istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4.maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.26/10/2023