Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1501 E. 2023/1472 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1501
KARAR NO: 2023/1472
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2023
NUMARASI: 2022/456 E. 2023/358 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 28/09/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 27/04/2023 tarih ve 2022/456 E – 2023/358 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … ilinde faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, bugüne kadar 192 üyeye ve 196 arsa sahibine konut teslimi yapıldığını, davalının kooperatif üyesi olduğunu ve ferdileştirme ile taşınmaz temin ettiğini, davacı kooperatifin halen tasfiye aşamasında olmadığını, 10 yıldan fazla süredir kooperatife üye olan kişileri ve 15 yıl önce arsasını kat karşılığı devreden arsa sahiplerine konut teslimi yapamadığını, mağduriyetlerin büyüdüğünü, üyelerin ve arsa sahiplerinin haklarının temin edilmesi hususunda ümitlerini yitirdikleri bir aşamada kooperatif ve mağdur üyelerin bir araya gelerek taahhüt edilen konutların yapımı ve teslimi ve borçların ödenmesi için süratle çalıştığını, bu doğrultuda kooperatiften taşınmaz temin eden üyelerden kesin maliyet bedeli alınmadığı anlaşıldığı, üyelerden ödenmeyen maliyet bedelleri için davalar açıldığını, Kayseri ATM’de 160’dan fazla dava açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve istinaf mahkemesince onandığını, temyiz başvurusunda Yargıtay 6. H.D.’nin 2021/6290 E, 2022/521 K sayılı ilamında kooperatif inşaatlarının tamamı bitmeden kesin maliyet talep edilip edilemeyeceği gerekçesiyle erken dava sebebiyle yerel mahkeme kararının bozulduğunu, Yargıtay’ın söz konusu kararı sonrasında birçok yerel mahkemenin bu kararı emsal kabul ederek davaların reddi yönünde karar verdiğini, istinaf mahkemelerinin yerel mahkemenin kabul yönündeki kararlarının kaldırdığını, bu davalardaki üyelerin tamamının üye olmadıkları, kooperatifle ilişiklerinin kesildiğini ileri sürdüklerini, Yargıtay ilgili kararında bu konudaki uyuşmazlığa noktayı koyduğunu ve üye olduğunu kabul ettiğini, kooperatifçe inşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceğinin bahse konu Yargıtay kararında belirtildiğini, hal böyle olunca davalının istifa edip etmediğine bakılmaksızın aidat borcundan sorumlu olacağını, kooperatifçe alınan genel kurul kararları doğrultusunda davalının aidat borcu olduğunu, davalı borcuna ilişkin aidat çizelgesini dosyaya sunduklarını,, kooperatif aidat borçlarına zamanaşımı işlemesinin söz konusu olmayacağını belirterek şimdilik 9.000 TL aidat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin aidat borcu olmadığını, davalının dava dışı … adlı üyeden 12.04.2011 tarihinde devralarak 146.042,50 TL kesin maliyet bedeli, 2.500 TL şerefiye farkı, şubat ayı dahil ödenmeyen 59.290 TL (endekslenmiş miktarı 69.046,40 TL), aidat 10 TL; aidat 46,40 TL, gecikme zammı, emlak vergisi 130 TL olmak üzere kooperatife makbuz karşılığında 10.000 TL ödeyerek, kalan 68.900 TL parayı da kooperatifin iş bankası hesabına 06.05.2011 tarihinde yatırdığını, kooperatif üyeliğini devir yolu ile iktisap eden davalıya ilişik kesme belgesi verildiğini, tarafların karşılıklı ibralaştığını, kooperatif tarafından davalıdan aidat ve başkaca isim altında herhangi bir ödeme yapılmayacağına karar verildiğini, davalıya … Mah. … ada … parsel … blok … . kat … numaralı dairenin tapusunun 06.05.2011 tarihinde verildiğini, davalıya dairenin teslim ve tapu tarihleri itibariyle herhangi bir genel kurul çağrısı yapılamadığını, davalının genel kurul toplantılarına katılmadığını, kararlardan haberdar olmadığını, kendisine karar tebliğ edilmediğini, aidat ve genel gider borcunun zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında derdest davalar bulunduğunu, 6. H.D.’nin kararında kooperatife ait inşaatların sonlanması, üyelerin tamamına daire teslimlerinin yapılmasından sonra kesin maliyetlerin eşitlik ilkesi gereğince üyelerden tahsil edilmesine, kooperatif tarafından açılan davanın şartların oluşmadığı, erken açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, ayrıca 7410 sayılı Kanun gereğince davacının talepte bulunamayacağını, söz konusu kanunla kooperatifler kanununa eklenen geçici 11. maddenin a, b, c ve ç bentlerindeki şartları taşıyan, davacı kooperatife borcunu ödeyip daireyi teslim ve tapusunu alan, dairenin tapu devrinden sonra yönetim giderleri hariç olmak üzere başka bedel alınamayacağının kabul edildiğini, davalının edinmiş olduğu daireyi Ekim/2021 tarihinde üçüncü bir kişiye sattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkeme kararında; “…Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedelinin de içerisinde yer aldığı kooperatif aidat alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği aidat alacağının olduğu, kooperatif aidat alacağının en geç dava tarihinde (ıslah ile artırılan tutar yönünden ıslah tarihinde) muaccel olacağı gözönüne alındığında, davalının bu borcuna genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 9.000,00-TL’nin dava tarihinden, 78.010,00-TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davanın kabulü ile, 9.000-TL aidat alacağının dava tarihi olan 01/06/2022 tarihinden itibaren, 78.010,00-TL aidat alacağının ıslah tarihi olan 23/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 / aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin davanın kabulüne yönelik 27.04.2023 tarihli kararı davalı vekili olarak tarafımıza tebliği çıkartılmadan, davacı tarafından ilam Ankara İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icraya konulmuş, 09.06.2023 tarihli İcra emri tarafımıza 20.06.2023 günü tebliğ edilmesi üzerine mahkemenin kararı UYAP üzerinden alınarak karara karşı istinaf yoluna gidilmesi zarureti ortaya çıktığını, belirtilen nedenlerle mahkeme ilamı süresi içerisinde istinaf edilerek, tehiri icra kararı verilmesinin talep edildiğini, davaya karşı verilen 21.06.2022 tarihli cevap dilekçesinde ve bilirkişi raporuna karşı verilen 18.01.2023 tarihli itiraz dilekçelerini tekrarla açılan dava nın dosyaya sunulan emsal Yargıtay kararları ve özellikle davanın eveliyatı olan 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin mahkemenin 2019/665 E.,2021/236 K.sayılı dosyası için Yargıtay 6.HD..nin 23.03.2022 tarih ve 2021/5912 E. 2022/1599 K.sayılı kararına aykırı olduğunu, 2.Asliye Ticaret Mahkemesi kararın kaldırılması gerektiğini, müvekkil davacı kooperatif tarafından belirlenen 146.963.29 TL.yi ödeyerek dairesi 01.12.2007 tarihinde teslim alarak dairenin tapusunu da 06.05.2011 tarihinde aldığını, davalı kooperati müvekkilden başkaca aidat vs.alacak talebinde bulunmayacağını belirterek, bugüne kadar davalıya herhangi bir genel kurul çağrısı göndermediğini, davalı genel kurullara katılmadığını davalının, davacıya herhangi bir aidat borcu bulunmadığını, davalı anılan daireyi 21.10.2021 tarihinde … adlı şahsa … Y.nolu senetle sattığını, Tapu Müdürlüğünün 18.01.2023 tarihli yazıları dikkate alınmadan mahkeme ve bilirkişi tarafından bu husus araştırılmadan karar verilmiş olması yerinde olmadığını, Yargıtay 6.HD.nin dosyada bulunan 2019/5912 Esas, 2022/1599 Karar sayılı anılan kararında özetle; “.. geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62.maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bedeli davalıdan tahsil edildiğini, henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir kesin zaman kesin maliyet sonucunu vermeyeceğini, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğunun doğacağını, bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmenin mümkün olmadığını, ancak kooperatif inşaatlarının bitmesine müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölümü teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabileceğini, müvekkilin herhangi bir aidat borcu olmadığını, aidat talep etmesi yerinde olmadığı gibi dairesini satıp devir eden davalıdan da talepte bulunamayacağını, Yargıtay ilamında da açıkça belirtildiği üzere; davacı kooperatifin inşaatlar bitmeden, hesaplamış bulunduğu 87.010,00TL.nin aidat alacağı adı ile talep etmesi erken bir dava olduğu gibi ve fahiş oranda yıllık %18., aylık %1,5 oranında faiz talep edilmesinin, mahkemece karar verilmesi usul ve yasaya, belirtilen Yargıtay kararına aykırı olduğundan davanın reddi gerektiğini, diğer taraftan; davalı aleyhindeki ilam Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icra konulduğunu, icra emri 20.06.2023 günü tarafa tebliğ edildiğini, tehiri icra kararı alınacağından dolayı icraya yatırılan paranın yargılama sonuna kadar ödenmemesi için tehiri icra kararı verilmesini, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin anılan kararının kaldırılmasını, müvekkil aleyine yapılmak olan Ankara Batı İcra Dairesinin … sayılı dosyasına sunulmak üzere tehiri icra kararı verilmesini, takip dayanağı ilamın tarafça tehir-i icra talepli olarak istinaf edildiğine dair UYAP üzerinden Ankara Batı İcra Dairesi … esasına yazı yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekili, davalının kooperatifin üyesi olduğunu, Ocak 2003 ile Mayıs 2022 tarihleri arasında birikmiş aidat borcu bulunduğunu ileri sürerek, 9.000,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, talebini yargılama sırasında ıslah ederek 87.010 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını, borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, üyelik ilişkisi devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeyeceği gerekçesi ile ileri sürülen def’inin reddine, 87.010 TL’nin yıllık %18 aylık 1,5 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yolunu baş vurulmuştur.
Bilindiği üzere Kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurullarda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alındığı gibi daha önceden alınan kararlarda değiştirilebilir. Eşitlik ilkesi gereğince hak ve görevlerde ortakların eşit olması kuralı gözetilerek önceki genel kurul kararının değişen şartlar ve kooperatifin diğer ortaklarının durumları da nazara alınarak şartlarda eşitleme yapılmak üzere değiştirilmesine karar verilmesinde ilke olarak müktesep hak ihlali ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. (Yargıtay 23 H.D 2011/933 Esas 2011/936 Karar)
Kooperatifler aidat toplayarak inşaatlarını yapar ve amaçlarını gerçekleştirir. Ayrıca kooperatiflerde eşitlik ilkesi geçerlidir. Kooperatiften bağımsız bölüm alınması aidat ödenmesine engel değildir.
Davalı kooperatif inşaatlarının devam ediyor olması nazara alındığında kooperatifin aidat toplaması olağandır. Daha önceki genel kurulda alınan kesin maliyet ile ilgili kararın iptal edilmiş olması da aidat toplamaya engel teşkil etmez.( Yargıtay 23 HD 2016/7545 Esas 2019/5329 Karar)
Somut olayda davalının sabit ücretli üye olduğuna yada istifa ettiği ve bu istifanın kabul edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı gibi davalının kooperatifçe kendisine teslim edilen taşınmazı kullandığı kooperatife iade etmediği, genel kurul kararlarının iptal edilmediği anlaşılmaktadır.
Kooperatif üyeleri ile kooperatif arasındaki üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı veya üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Davacı kooperatif üyesi olduğunu beyan etmiş davalı tarafça aksi iddia edilmemiştir. Davacının kooperatif üyesi olduğunu kabulü halinde dava konusu taleple ilgili üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeyecektir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/871 Esas 2021/1256 Karar)Davalı alacağın zaman aşımına uğradığını iddia etmiş olup bilindiği üzere Kooperatif üyesinin bağımsız bölüm talep hakkı zamanaşımına uğramayacağı gibi kooperatif tarafından bunun karşılığında talep edilecek olan inşaat gideri olarak talep edilen aidata da zamanaşımı işlemesi mümkün değildir.(23. Hukuk Dairesi 2017/391 Esas 2020/1615 Karar)
Davacı inşaatların devamı amacıyla aidat talep etmiş olup yukarıda değinilen Yargıtay kararları doğrultusunda talep edilen alacak için üyelik devam ettiği müddetçe zaman aşımı işlemeyecektir.
6098 sayılı TBK ‘nun 100. Maddesinde: Borçlunun, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olduğu 101. Maddesinde: Birden çok borcu bulunan borçlunun, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebileceği, Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödemenin, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılacağı 102. Maddesinde: Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılacağı, Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edileceği, Takip yapılmamış ise ödemenin, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olacağı, Birden çok borcun vadesinin aynı zamanda gelmesi halinde , mahsupun orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılacağı 104. Maddesinde: dönemsel edimlerden biri için, alacaklı tarafından çekince belirtilmeksizin makbuz verilmesi halinde, önceki dönemlere ait edimlerin de ifa edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Davacı dava dilekçesinde Ocak 2003 ile Mayıs 2022 tarihleri arasında birikmiş aidat borcu bulunduğunu iddia etmiş olup dosyada bulunan bilirkişi raporu incelendiğinde: davalı kooperatifçe çıkarılan 28.02.2011 tarihli maliyet raporunda üyenin 28.02.2011 tarihine kadar 59.300 TL Ödeme yaptığı toplam borcunun 69.559,16 TL olduğunun belirtildiği davalı tarafça kooperatife toplam 128.990 TL ödendiğinin tespit edildiğinin belirtildiği görülmüştür.
Davacı kooperatif 28.02.2011 Tarihi itibariyle alacak borç durumunu hesaplayıp davalıya bildirdiği davalınında davacı kooperatife bu doğrultuda ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının ödeme tarihi, ödemeye ilişkin makbuz ve belgelerdeki açıklamalar, 28.02.2011 tarihli maliyet raporunda istenen alacaklar ve 6098 sayılı TBK 100-104 maddesindeki düzenlemeler dikkate alınarak davacının davalıdan alacak talep edebileceği dönemin 28.02.2011 -31.05.2022 tarihleri arasındaki dönem olabileceği anlaşılmaktadır.
Mahkemece aldırılan raporda bu husus irdelenmeden hazırlanmış olup raporun bu haliyle eksik olup hükme esas alınması mümkün değildir.
O halde mahkemece dosyanın tekrar aynı bilirkişiye tevdi ile 28.02.2011 – 31.05.2022 tarihleri arasında davalının ödemesi gereken aidat miktarı bulunarak davalının bu tarihler arası yaptığı ödemelerin ödeme tarihi, ödemeye ilişkin makbuz ve belgelerdeki açıklamalar, 6098 sayılı TBK 100-104 maddesindeki düzenlemeler birlikte dikkate alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklamalar ışığında davalının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 27/04/2023 tarih ve 2022/456 E – 2023/358 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 27/09/2023