Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/149 E. 2023/206 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/149
KARAR NO: 2023/206
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/05/2022
ESAS NO: 2021/954
KARAR NO : 2022/360
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 02/02/2023
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili kooperatifin ortağı iken kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00 TL ödemesine karar verildiğini, davalının bu yükümlülüğü yerine getirmemesi üzerine aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, vaki takibe davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı bağlayıcı nitelikte olduğunu, kooperatifin henüz dairelerini almamış 150 kadar üyesinin bulunduğunu, her bir üyenin ödeyeceği miktara için teklifin oy birliği ile kabul edildiğini, alınan kararların davalı yönünden kesinleştiğini kaldı ki kararın oy birliği ile ile kabul edilmesinin iptal şartını tamamen ortadan kaldırdığını, davalı tarafından kesin hesap borcunun ödendiği iddia edilmiş ise de kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarihin açıkça yazılı olduğunu, belgenin kesin hesap tanımlamasını içeren başlık taşımakta ve kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde ana sözleşmenin 61. Maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığını, yapılan bu hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğunun açık olduğunu, davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemelerin yetersiz kaldığını, 2012 yılında geçici maliyet hesaplarını ödeyen üyelerin gerek aidat ödememesi gerekse yapılan tüm ödeme başvurularına karşı çıkması nedeniyle kooperatifte evini teslim almayan üyeler ile davalı gibi evini teslim alan üyelerin arasında çok fahiş eşitsizliklerin doğduğunu, bu durumun kooperatifte üyeler arası eşitlik ilkesini ihlal ettiğini, davalının icra takibine itirazının taraflarına tebliğ edilmediğini, davadan önce arabuluculuk başvurusunun da yapıldığını ancak anlaşılamadığını ileri sürerek; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, borcunu ödediğini, zaman aşımı itirazında bulunduğunu, genel kurul kararının usule aykırı olduğunu, müvekkilinin borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Somut olayda mahkememizin 2020/10 Esas sayılı dosyasında davaya dayanak genel kurul kararının iptal edildiği ancak iptalin kesinleşmediği görülmüştür. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/8106 E., 2014/2232 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere iptali gereken genel kurul kararları baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. İptal edilebilir bir karar, şekil veya özü bakımından sakat olsa bile, iptaline dair hüküm kesinleşinceye kadar geçerli bir karar olarak kabul edilir. Yine Kayseri Bam 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1793 Esas ve 2021/1949 Karar sayılı ilamında aynı alacak için verilen kabul kararının istinaf incelemesi sırasında davalı tarafça genel kurul kararının iptal edildiği itirazı sunulmuş ancak istinaf mahkemesinde itiraz dikkate alınmaksızın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Anılan gerekçeler uyarınca mahkememizin 2020/10 Esas sayılı dosyasında dayanak genel kararı iptal edildiği ancak kesinleşmediğinden ve davalı yönünden tedbir kararı da bulunmadığından iptaline dair hüküm kesinleşinceye kadar geçerli bir karar olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu nedenlerle davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 2.137,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.637,50 TL üzerinden devamına karar verilmiştir. Zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir. İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı). Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükmedilen asıl alacak kooperatif genel kurul kararları ile belli olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.-Davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının vaki itirazının iptali ile, takip tarihi itibariyle 9.500,00 TL asıl alacak, 2.137,50 TL işlemiş faiz olmak üzere 11.637,50 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağın tahsil edilene kadar yasal faiz uygulanmasına,-Haksız itiraz sebebiyle 11.637,50 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;İstinaf talepleri doğrultusunda yerel mahkemenin 2021/954 E ve 2022/360 K sayılı kararının ‘kaldırılması’ ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda ‘davanın reddine’ karar verilmesi gerektiğini, mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme yapıldığını, kararın kaldırılarak yapılacak yeniden yargılama neticesinde talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini Müvekkil aleyhine davacı Kooperatifin 21.06.2015 tarihli Genel Kurul kararı doğrultusunda müvekkilden alacağından bahisle Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosya ile yapılan icra takibi ve bu takibe karşı müvekkilce yapılan itiraz üzerine Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/954E sayılı dosyası ile itirazın iptali talepli açılan davada yerel mahkemece 2022/360K sayılı kararı ile 11.637,50 TL asıl alacak ve işleyen faiz yönünden takibin devamına ve müvekkil aleyhine icra inkar tazminatına karar verdiğini, Kooperatif Genel Kurulunun 01.07.2012 tarihli kararında “hesap komisyonunca belirlenen daire başına düşen bakiye borcunu kapatan ve tapusunu alan üyelerin dairesini alarak üyelikten çıkabilmesine” karar verildiğini, müvekkili …’inde bu karara istinaden 26.11.2011 tarihli Konut Kesin Maliyet İbra Sözleşmesi ile belirlenen 34.240,00TL daire borcunu kapatıp … Ada … Parsel … Blok … Kat … nolu daire tapusunu almış ve … Haziran … tarihinde Kayseri 2. Noterliğinin … sayılı belgesi ile istifasını ilettiğini ve kooperatif ortaklığından ayrıldığını, yerel Mahkemeye Kesin Maliyet Hesabı ile belirlenen tutarın müvekkilce ödendiğine dair ibra sözleşmesi ve tahsis edilen tapunun adına tescil edilmiş olduğu ve Kooperatif üyeliğinden ayrıldıktan yaklaşık bir yıl sonra alınan Genel Kurul kararı ile usul ve yasaya aykırı borç çıkarıltıldığını , haksız olarak yapılan takip ve açılan davanın reddi talep edilmiş olmasına karşın yerel mahkemece açılan davanın kabulüne karar verildiğini , yargılama devam ederken 15 haziran 2022 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanın 7410 sayılı Çevre kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun çıkarıldığını, Bu kanunun 2. Maddesi ile 1136 sayılı Kooperatifler kanununa geçici 11. madde eklendiğini, geçici 11.madde ile … ilindeki kooperatiflerde, kooperatif devam ederken üyelerin bir kısmına kesin maliyet bedeli çıkarılıp tapuları devredilmişse, devir tarihinden itibaren yönetim gideri hariç her ne ad altında olursa olsun yapılan borçlandırmaların hükümsüz olduğu yasalaştığını Bu yasa metninde kooperatifin; a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, b) Terkin edilmemiş olması, c) Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması, ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması, şartlarının birlikte sağlanması gerektiğinin belirtildiğini, davacı Kooperatif tarafından müvekkil ve bir kısım üyelere dairelerin ferdileştirme borçları tahakkuk ettirilmesi, bu borçların üyelerce ödenmiş olması, kooperatifin tapuyu üyeye devretmesi ve kooperatifin hala aktif olması yasanın aradığı şartların sağlandığını gösterdiğini Yasa gereği konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemlerin hükümsüz olduğunun açık olduğunu ,yasanın devam eden davaları da kapsamakta olduğu dikkate alındığında yerel mahkemece alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, usul ve yasaya aykırı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile verilmiş olan kararın hakkaniyete ve hukuk ilkelerine aykırı olduğu gibi, adaleti sağlamaktan da uzak olduğu düşüncesi ile istinaf incelemesi neticesinde kaldırılacağı kanaatinde olduklarını, yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini ve istinaf taleplerinin kabulü ile resen nazara alınacak sair sebeplerle usul ve yasaya aykırı olarak Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.05.2022 tarih 2021/954 Esas ve 2022/360 Karar sayılı kararının İstinaf İncelemesi neticesinde KABUL kararının Kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda davanın REDDİNE karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemi ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi, davacı kooperatifin işbu yasa kapsamında tanımlanan vasıfta ve şartları taşıyan bir yapı kooperatifi niteliğinde olup olmadığının tespiti,bu bakımdan davacı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, ana sözleşme hükümleri ,varsa anasözleşme değişiklikleri, tüm genel kurul kararları, bugüne kadar yaptığı ve teslim ettiği tüm inşaatlar,inşaatların/dairelerin yapım ve üyelerine teslim usulü/şekli de gözetilerek netice itibariyle davacı kooperatifin anılan yasanın geçici 11. Maddesi kapsamında yani a) bendi uyarınca İnşaatlarının etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şeklinde olup olmadığının ve ayrıca b),c) ve ç) bentlerinde yazılı diğer şartlar da dahil olmak üzere işbu tüm koşulların/şartların birlikte sağlanıp sağlanmadığı,bu nitelikte bir yapı kooperatifi olup olmadığı ile somut olayın da işbu geçici 11. Madde de belirtilen tüm koşulları birlikte sağlayıp sağlamadığının tespiti/belirlenmesi bakımından değerlendirilme yapılabilmesi için bir inşaat mühendisi, bir kooperatif alanında uzman bilirkişi ve bir mali müşavirden oluşan heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte iken bu hususlar yeterince araştırılmadan karar tesisi yerinde görülmemiş, davalının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/05/2022 tarih ve 2021/954 E – 2022/360 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 198,74 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 02/02/2023