Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1459 E. 2023/1521 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1459
KARAR NO: 2023/1521
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2023 ek karar
ESAS NO: 2022/399
KARAR NO: 2022/832
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 21/06/2022
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 02/10/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2023 tarih ve 2022/399 Esas – 2022/832 sayılı ek kararı tasfiye memuru tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı ….’un 01/06/2023 havale tarihli dilekçesinden özetle; şirketin ihyasıyla ilgili olarak ek tasfiyeye karar verilmekle tasfiye memuru olarak atanmış bulunduğunu, bu atama işleminden hiçbir şekilde haberi olmadığı gibi, kendisinin rızasının ve görüşünün de alınmadığını, rızai bir işlem olarak yapılması gereken tasfiye memurluğunun, zorla yaptırılabilecek kabiliyette bir vazife olmadığını, bu nedenle tasfiye memurluğu görevini kabul etmediğimi, ayrıca tarafına ek tasfiyeden dolayı vekalet ücreti yüklendiğini, istifa ettiği için bu sıfatının da kalmaması nedeniyle tarafına yükletilebilecek herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti de olmadığını, bu nedenle istifa beyanı doğrultusunda işlem yapılarak, tasfiye memurluğu sıfatının ve vekalet ücretinin düşürülmesini ve yeni bir tasfiye memuru atanmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi tarafından “……mahkememize sunulan belgeler ve …’un 01/06/2023 tarihli talep ve beyan dilekçesi incelendiğinde, davalı …’un ihyası istenen şirketin son tasfiye memuru olduğu, birleşen davada davalı olarak yer aldığı ve birleşen dosya dava dilekçesi ile birleştirme kararının davalı/tasfiye memuru …’a 25/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla söz konusu davadan haberdar olduğu ve davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi vermediği, bunun üzerine mahkememizce …’ne tasfiye memuru olarak …’un atanmasına karar verildiği ve birleşen davada davalı olması nedeniyle davalı … aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmakla, vekalet ücreti yükletilmesine ilişkin kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı dikkate alınarak … aleyhine yükletilen vekalet ücretinin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine, ayrıca tasfiye memurluğundan istifasına ilişkin sayılan sebepler arasında hukuka uygun geçerli bir mazeret bildirilmediğinden tasfiye memurluğu görevinden istifasına yönelik talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle Tasfiye memuru …’un tasfiye memurluğundan istifasına yönelik talebin ve aleyhine yükletilen vekalet ücretinin kaldırılmasına yönelik talebin ayrı ayrı REDDİNE karar verilmiştir.
İşbu ek kararı tasfiye memuru süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin 2022/399 E – 2022/382 K numarası belirtilen dosyada tasfiye memuru olarak atandığını, 01.06.2023 tarihli ek karara konu olacak şekilde istifa beyanı sunma zaruriyetinin hasıl olduğunu, mahkemece istifa beyanım reddedildiğini, zorla tasfiye memuru olarak devam edilmesi gerektiğinin beyan edildiğini, öncelikle tasfiye memurluğu rızai bir görev olduğunu, kanunda zorunlu bir görev olarak yer almadığı gibi, bu görevi kimlerin yapabileceği de sınırlı olarak sayılmadığını, anayasal bir hak olarak seçme seçilme, askere gitme, dilekçe verip cevabını alma gibi bir takım haklar zorunlu olsada, kimsenin zorla tasfiye memuru olarak çalıştırılamayacağını, bu görevi layıkıyla yapabileceğine inanmadığını, kaldı ki mahkemenin kararının da hukuka aykırı olduğunu, geçerli bir istifa sebebi belirtilmediğinden bahisle istifa beyanının kabul edilmediğini, tasfiye memurunun hangi hallerde istifa edeceği veya istifa edebileceği zaten kanunda yer almamışken, istifa sebebinin mahkeme nasıl olur da geçerli bir sebep olarak değerlendirilemeyeceğini, anayasal hakkının çiğnendiğini, kimse zorla yapmak istemediği bir işte çalıştırılamayacağını, buna da zorlanamayacağını, hal böyleyken mahkemenin açıkça hukuka aykırı davrandığını, rızai bir işlem olarak yapılması gereken tasfiye memurluğu, zorla yaptırılabilecek kabiliyette bir vazife olmadığını, bu nedenle tasliye memurluğu görevini kabul etmediğini, ayrıca tarafa ek tasfiyeden dolayı vekalet ücreti yüklendiğini, istemediği bir görevden dolayı bir de üstüne maddi olarak borçlandırıldığını, istifa ettiği için bu sıfatının da kalmaması nedeniyle tarafa yükletilebilecek herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücretinin de olmadığını, bu nedenle istifa beyanı doğrultusunda yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını, bu doğrultuda işlem yapılarak, tasfiye memurluğu sıfatının ve vekalet ücretinin düşürülmesini ve yeni bir tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğinin 2022/399 Esas 2022/832 Karar sayılı dosyasından verilen 01.06.2023 tarihli ek kararda : ” davalı …’un ihyası istenen şirketin son tasfiye memuru olduğu, birleşen davada davalı olarak yer aldığı ve birleşen dosya dava dilekçesi ile birleştirme kararının davalı/tasfiye memuru …’a 25/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla söz konusu davadan haberdar olduğu ve davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi vermediği, bunun üzerine mahkememizce… ne tasfiye memuru olarak …’un atanmasına karar verildiği ve birleşen davada davalı olması nedeniyle davalı … aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmakla, vekalet ücreti yükletilmesine ilişkin kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı dikkate alınarak … aleyhine yükletilen vekalet ücretinin kaldırılmasına ilişkin talebin reddini, ayrıca tasfiye memurluğundan istifasına ilişkin sayılan sebepler arasında hukuka uygun geçerli bir mazeret bildirilmediğinden tasfiye memurluğu görevinden istifasına yönelik talebinin de reddine” karar verildiğini, mahkemenin ek kararı usule ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle tasfiye memuru … tarafından yapılan istinaf başvurusunun usul ve esastan reddine karar verilmesini arz ve izah edilen nedenler ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğinin 2022/399 Esas 2022/832 Karar sayılı dosyasından verilen 01.06.2023 tarihli ek karar usule ve yasaya uygun olmakla, ek karara karşı tasfiye memuru … tarafından yapılan istinaf başvurusunun usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı TTK 547- (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından açılan dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643.mad.sinin yollamasıyla 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Davacının açtığı alacak davasında yapılacak yargılama sonunda davanının kabulune karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.) Bu bağlamda verilen kararın sonucuna göre de yargılama giderinden şirketi temsilen tasfiye memuru sorumlu olacaktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1611 Esas 2017/2582 Karar) İlk derece mahkemesi tarafından bu aşamada davalı tasfiye memurunun istifasının geçerli bulunmaması noktasında da kararır usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2008/2780 Esas 2009/7020 Karar) Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne ilişkin kararda usul ve yasaya aykırılık olmadığı gibi kamu düzenine de aykırılık da tesbit edilemediğinden istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tasfiye memurunun söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 01/06/2023 tarih ve 2022/399 Esas – 2022/832 sayılı ek kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla tasfiye memuru istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden tasfiye memuru tarafından peşin yatırılmış 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden tasfiye memurundan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan tasfiye memuru tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 28/09/2023